17 Mayıs 2009 Pazar

EUROVİSİON FİNALİNİN SONUCUNU BEKLERKEN NEFES NEFESE… NEFES ALMAKTA GÜÇLÜK ÇEKEN EMEKÇİLERE ÖZÜR YAZIMDIR…

Bugün karşımdaki 10 kişiden 8’i işsizdi. Ve işsizim derken sanki topluma ve karşısındaki herkese karşı bir suç işlermişçesine utana sıkıla bu çaresizliklerini dillendirmekteydiler. Bu kişilerden iki tanesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ kurtarın” talimatına istinaden kredilendirilen işletmelerinden birinden aylardır maaş alamayanlardandı. Şirketi kurtarmak için bir yerlerden hatırı sayılır miktarlarda paralar aktarılmıştı. Ama aktarılan paralarla ne işçilerin aylardır ödenmeyen maaşları ödenmişti ne de şirketin tekrar işler hale getirilmesi sağlanmıştı. Gözlerindeki yaşları zor zapt eden, omuzlarındaki acımasız yük yüzünden çareyi antidepresanlarda bulmuş emekçinin sessiz çığlıklarını birilerine duyurmak istercesine; “çocuklarınızın karşısında onların ihtiyaçlarını karşılayamayan, onu kazandığı üniversiteye gönderemeyen bir baba olmak nedir bilir misiniz, anlayabilir misiniz?” deyişinde çığlık çığlığa bağıran onca ses vardı ki! İşletmeye sunulan bu imtiyaz karşısında patronlar aylardır maaşlarını ödemedikleri işçilere “helalleşelim ve yolumuza devam edelim” demişlerdi. Ama helalleşip de yola devam etmek o kadar kolay mıydı? Helalleşmeleri gereken o işçilerin eşleri, çocukları aylardır çektikleri sıkıntıların, çaresizliklerin hesabını kime soracaklardı peki? Yarattıkları tahribatların zerrece farkında olmayan ve kapitalist sistemin uşaklığında kusur etmeyen hükümet politikalarının ya helalleşelim ya da hesabımı öbür tarafta veririm gibi laflar etmesi bilindik argümanlardan değil mi artık? Peki bugün kazandığı üniversiteye babasının işsizliği yada emeğini ortaya koyup da karşılığını alamadığı için gidemeyen gençler hesaplarını kime soracak ya da kimle helalleşecek bir bileniniz var mı?

Onlar utana sıkıla işsizliklerini söylerken ben de karşılarında bir işi olan ancak onları zerrece kucaklayamayan, yaralarına merhem olamayan insan olarak onlar kadar mahcuptum aslında… Birisi yüreğinden akan yaşları gözlerine biriktirerek kan ağlıyordu sorduğum sorulara cevap vermeye çalışırken… Bir diğeri umudunu bir yerlerde bırakmış ve artık geleceğe dair beklentilerde bulunmaz olmuştu. Onlara sorduğum soruların hançerle ve binlerce öfkeyle kuşatılmış şeklini sormam gerekenler başkalarıydı aslında! Ve ben soruları soramadığım yerlere inat her sorduğum soruda acımasız hançerlerce hançerlendim verilen cevapları duydukça… Yüreğim kanadı, bildiğim ve bilmediğim her şey yağmalandı…

Ben bugün karşımdaki çaresizlere çare olamamanın çaresizliğinde derbeder olurken, televizyonda birden karşıma çıkan Eurovision Şarkı Yarışmasının yarı final elemelerine takıldı gözüm… Zerrece bir heyecan duymazken ülkelerin ya komşularına ya da çıkarlarına oy verdikleri Eurovision Şarkı Yarışmasına, ki bu durumda her ne kadar İngilizce olsa da sözleri güzel şarkısıyla bizi temsil eden Hadise vardı karşımızda...Ama buna rağmen içinde bulunduğumuz hadiselerin vahametinin çırpınışlarındaydı yüreğim…

Sonuçta Hadise finale kaldı ve Türkiye’nin şanına yakışır bir başarıydı!!! Peki Hadise finale kaldı eyvallah da, “işsizlikleri yüzünden” yürekleri ile birlikte gözleri de kan ağlayan bunca işsiz ve onların eşleri ile çocukları hangi final arası elendiler bu ülkenin yüreğinden?

10 yorum:

  1. son bir haftadır bahsettiğiniz görevleri aynı şekilde yapmaktan bende üzüntü duydum.ama yapmak zorundaydım.duygu yoğunlumuz tıpa tıp...ama kaç kişinin umurunda?

    YanıtlaSil
  2. sıkıntılı bir iç çekişten başka bir şey gelmedi dilime... onu da dökmek zor olacak haliyle... susmak ve görünmez olmak istiyorum ya da en azından görmez olmak istiyorum bazen...

    YanıtlaSil
  3. keşke dedim bu gece parti olsaydı da raglalasaydık...

    YanıtlaSil
  4. Yazıyla ilgili fikrimi daha önce söylemiştim ama bir kez daha vurgulamalıyım ki, gündemin unutturduklarını göze ve yüreklere sokan;bir de,''hayatın'' gündelik ve ''sıradan'' bir işleyişi olduğunu hatırlatan ,enfes bir yazıydı...Buradan, bana ''usta'' diyerek olmadık payeler yükleyen Annapurna'ya da bir selam çakıp, gerçek ustanın yanıbaşında olduğunu hatırlatmak isterim.:))

    YanıtlaSil
  5. Evren'e:Yani oğluşumla spontane bir masalın içine sokuşturduğum kahramanlar yüzünden dalaşarak, küserek, geyikler yaparak sarmaş dolaş bir uykuya yol alırken, valla aklıma ne parti gelir ne başka bir şey :))Onun olmadığı bir akşam eyvallah:))

    YanıtlaSil
  6. bak kıskandım şimdi, sen oğluşunla, efsa bezelye ile... aaaaa yazıktır yapmayın böyle, iki kişilik özrl partileriniz çok olsun, kahkahaları ve sıcaklığı buradan duyulsun :)

    YanıtlaSil
  7. "bana da" cümlenin aaaa kısmında sonra gelecekti ama ısrarla yanımda kalmak istemiş cümleye girmemiş haber verip şikayet edeyim dedim :)))

    YanıtlaSil
  8. ah bilmez mi o USTA'nın yanı başında olduğunu!!! ve daha nelerin nelerin ustası olduğunu,o kelimelerin tanımlayamayacağı değeriyle içimde baş köşede hep,ve o usta “yanımda”olmasaydı şuan hangi rüzgarla savulur olurdum bilemiyorum, bilmekte istemiyorum...Tutunacak tek dalım!(Aretliğim) yazın karşında yapabileceğim tek şeyi yaptım, lanet ettim kendime ve adı batasıca işime üzgünüm (çelişki biliyorum ama nedenini sen biliyorsun!)...sevgili “USTA”, ısrarla “USTA”! selamını aldım ve selam yolladım Trakya ellerinden em size em erkeslere, te be te be hemen kaptım şiveyi, “h” harfi pek yok ta buralarda.Aman beya kızman işte Trakya şivesi sözlüğü:)
    Aretlik= ahiretlik yani can dostu
    Em:hem
    Te be te be: töbe töbe
    Erkesler:herkesler :)))

    YanıtlaSil
  9. ben şaşkını sabah bile uyanamamışım da fark edememişim laparagas köşe yazarları sayısını artırmış, yeni bir transferle sayfa daha bir güzel olmuş. Hoşgeldin ophelia :)

    buraneros'a : zaten partiyi ancak pirelerin yaparmış :)))

    YanıtlaSil
  10. içimden geldiği gibi'ye: umurunda olan insanları görmek bile umut verici...

    Evren'e:Susmayın, görünmez olmayın lütfen...Güzel sesinizle ve iç çekişlerinizle görmezden de gelmeyin...Sizin gibi gören, bilen ve anlayan sesler umudunu perçinliyor insanın çünkü... Ve hoşbulduk! Böylesine sıcacık bir hoşgeldin için de teşekkür ederim...

    Buraneros ve Aretliğime: Sizin gibi kocaman ve inanılmaz güzellikteki yüreklere sahip USTA'lara can-ı gönülden selamlar ve sevgiler gönderiyorum...

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP