Fatemeh Hemmati etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fatemeh Hemmati etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Eylül 2024 Pazar

Zeki Çevik Aynı Zamanda Ahlâklı

Acar muhabirimiz Buraneros oturduğu yerden bildiriyor...



31.Ağustos.2024-Samsun/Paris


Güne dünyadan habersiz uyanıyorum. Enn Sevdiğim Kadın bir nikâh töreni için arkadaşları ile birlikte Ankara'da.

Benim görevlerim var. Öğleni geçtim ve son kontroller; anahtar cüzdanımda ve trendeyim.

Saat dörtte Benny, yani Benedik için eve gidilecek, yemeğine takviye yapılacak, içme suları tazelenecek...

O ara da kendisi ile iki lafın belini kırıp kadınlar hakkında, erkek erkeğe konuşacağız. Fakat bir sorun var ki kendisi çok zeki ve canı istemezse sadece izler, ve şu hissi verir insana: Sen bu saatte nerden çıktın şimdi? Bunun manası ben evde kafama göre takılıyordum, senle laf kalabalığına gelemem.

An itibariyle yemek masasının sandalyesinin altında. Tüm iyi niyetli çabalarıma cevapsız. Sadece bakışıyoruz. Oysa dün ben koltuğa geçmiş, o da yemek masasının altından çıkıp, kanapenin arkasından geçerek sofrasına ulaşmıştı ve yemeğini gayet güzel yemişti.

Bugün nedense havalı. Oysa bu akşam onunla kalacaktım. Gerçi benim taş kafa durumu anlamadı ve jeton bende geç düştü! Muhtemelen Benny kız arkadaşını davet etmişti, yüksek tabureye çıkıp sık sık dışarı bakıyordu. Bir ara perdenin arkasında pencerenin önünde görünce ve kendisi azıcık araladığım pencereden dışarıya uzaktan gelecek birini bekler gözlerle bakarken; hiç düşünememiştim, kız arkadaşını eve "atacağını".

Sonra pencereyi kapatıp kendi haline bıraktım onu, bir süre köşe kapmaca oynamanın ardından vedalaştım ve çıktım evden.


Bizim istasyonda indim ve o ara aniden fikrim seslendi: "Hadi, uzun zamandır gitmedik, Hasan Abi'ye mantı yemeye gidelim." Üzerine atladım desem yeridir. Sanki canıma can eklendi. Ufak adımlarla yürüdüm, kapıdan süzüldüm ve bulvara bakan masalardan birine oturdum ve masama yaklaşan tatlı kıza bir mantı lütfen dedim. Yoğurda sarımsak ister misiniz, diye sordu kibarca. Elbette dedim, sarımsaksız mantı bizden değildir diye ekledim ve gelen soslu ve yakılmış yağ gezdirilmiş mantımın üzerini nane ve pul biber ile süsledim.


Eve vardığımda günün ruhları dürtükleyen saatleri başlamıştı. Kolamı açıp bardağıma doldurdum ve televizyonun kumandasına bastım. Futbol maçlarını izliyordum. Sonra fikrimi ele geçirdi bünye ve komuta bir anda ona geçti. Hiç aklımda olmadığı gibi bilgim de yoktu. Ve kendimi Paris'te Dünya Paralimpik Oyunları'nda buldum. Kadınlar Okçuluk Müsabakaları başlamıştı ve ülkemiz adına yarışan genç kadın Öznur Cüre Girdi idi. Özgüveni yüksek, olağanüstü güleryüzlü ve sempatik bir genç kadın.

Ve muhteşem bir genç adam, şahane bir coach!

İkili arasındaki iletişim muhteşem. Yarı final atışları, rakip İngiliz Jodie Grinham. Muhteşem bir kadın, hamile ve yarışma sırasında doğarsa bebek şaşırmam, o derece yani.

O sırada öyle bir an var ki anlatılabilir gibi değil ve ben kafamı hâlâ taşlara vuruyorum, böyle bir an olacağını hesap edip de o anın fotoğrafını çekemediğim için. Keşke biraz profesyonel bakabilseydim ve o anın gerçekleşebileceğini hesap etseydim diye akşamdan beri kendimi yiyorum. Finale gidecek olanı belirleyecek oklar atılıyor, çekişmeli ve Bizim Kız ülkemizin ilk madalyasından 16 yıl sonra, kendisinin ilk dünya şampiyonasında finalde. Jodie, çok tatlı kadın, olgun ve bebeği karnında bir yarışmacı. Tebrik için Öznur'a yanaşıyor. Öznur'un başı onun karnıyla hiza durumda. Kafasını uzatıyor, muhteşem bir an, dudakları karındaki bebeyi öpüyor. Sonra Jodie ile sarmaş dolaş. İranlı Fatemeh Hemmati finalde Öznur'a çekişmeli bir süreç sonunda üç puanla kaybederken, Öznur aynı zamanda hem dünya hem paralimpik rekorunu yeniliyor. Oysa üçünün fotoğrafına baktığımda kaybeden yok, gördüklerim Kadın!

Ve İstiklal Marşımız, tiribünlerde bayrakları ile yurttaşlarımız, Paris'de enfes bir zaman, uzakta Eyfel Kulesi. İnsanın içine huzur akıtan, yüzünde sevinçli gülüşlerle gözlerinde nem oluşturan, tümüyle insan ve sıcacık bir akşam.

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP