31 Temmuz 2023 Pazartesi

Hayat Artık Kendi Senaryosunu Dayatan Bir Film

Tren istasyonda ve görüş alanımda lâkin karşıya geçemiyorum; bana kırmızı yanıyor. Oysa geçebilirim çünkü kavşağın öte yanındaki ışıklar da araçlara kırmızı. İnsanlar geçiyorlar ama bazı insanlar da küçüklere kötü örnek olmamak için bekliyorlar. Bazılarının sabır taşını çatlatan trafik ışığı yeşile dönüyor. Şimdi geçebilirim ancak tren kaçtı. Bunun az önce ışıkta kurala uygunca bekleyen kişiye bir maliyeti var. Hayal ettiklerinde büyük bir ihtimalle revizyon yapacak.

Biraz önce ışıklardan karşıya geçtiği noktanın birkaç metre ötesinde, ışıklarda yeşili beklerken yukarıdan gelerek sola kıvrılan ve önünden geçen gri, steyşın vagon BMW rengiyle dikkatini çekmişti. İstasyonda beklerken fark ediyor ki iki motosikletli polis tarafından durdurulmuş. Önce arabayı kendisi gibi ilginç bulduklarını ya da bir tanışıklıkları olduğunu düşünüyor. Zaman aktıkça polislerin ciddi bir arama içinde olduklarını fark ediyor: İki genç polis arabanın akla gelebilecek her yerinde bir şey arıyorlar. İzleyici coğrafyadan ve sahildeki mekânlardan kaynaklı olarak bunun uyuşturucu olduğunu düşünüyor. Polisler aradıkları her noktayı tekrar tekrar arıyorlar. İzleyici artık bir ihbar olduğu konusunda ısrarcı ve bu üç harflileri çok iyi tanıdığı için eğer varsa -malın- nereye saklanmış olabileceğini tahmin ediyor; ve ısrarla aracın bagajı ve içini ve aynı yerleri tekrar tekrar, taban paspaslarının altları dahil ve didik didik arayan polislerin çabasının nafile olduğunu anlıyor ve rapor verdiklerinde ustalarının da onlara "Tecrübe işte," diyerek caka satacaklarını da öngörüyor.

Şimdi trende ve maskesi kolunda; tren kalabalık ama oturacak bir boş yer var. Oturunca maskeye gerek görmüyor. Aslında oyalanmalarından kaynaklı olarak tam turnikeye yaklaşmışken bazı film öncesi ritüellerini gerçekleştiremeyeceğini düşünerek sinemadan vazgeçmişti; çünkü markete uğrayıp su bile alamamıştı. O tereddütlerle turnikeye yanaştı, samkartı okuttu, geçti, ama o an dahi pişmanlığı geçmedi; geri dönmeyi bile düşündü lâkin paraya da yazık, dedi. İzlemekte olduğu polisiye durumdaki aksiyon bir kaç saniye içinde onu da revize edip sinema candır noktasına getirdi.

An itibariyle eksik olan sadece su.

Yolculuk keyifli, yaz kıvamında, günün ruhları dürtükleyen saatleri; pişmanlıklar istasyonda kaldı ama saat de geleneksel sinema alışverişinin olamayacağını söylüyor. Fakat tren sürücüsü genç hanım, hakkını teslim etmek gerekir ki, hızlı.

AVM'ye girdiğimde hesabıma göre 23 dakikam var. Klasik alışveriş için Migros'a bakıyorum. Durum elverişli değil ve geçen haftaki -sayıca az olsa da- bilet kuyruğundan kaynaklı olarak endişeliyim. Yürüyen merdivenleri de adımlayarak hızla sinema katına ulaşmaya çalışıyorum ve sürpriz. Gişe önünde Allah'ın kulu yok.

Gişedeki genç adam sıkıntıdan patlıyor.

Oysa saat henüz 19'a varmadı.

Biletimi alıyorum, üst kata çıkıp bir tur atıyorum, bazı salonlarda film oynuyor, yani bugün bomboş değil ama toplasam 100 kişiyi bulamam yine de...

Bu arada 19:05'de sandığım filmin 19:15'de olduğunu fark ediyorum ve hızla Migros'a, yani en alt kata dönmeye karar veriyorum. Hızlıyım lâkin Migros yine kalabalık, kuyruklar bana filme yetişemeyeceğimi söylüyorlar.

Ve bir suyum bile yok.

O arada ilk kez merak ediyorum ve sinemanın büfesindeki fiyat listesine bakıyorum. Usturuplu bir oha çıkıyor içimden:

Kola 60 TL!

Maden suyu ondan aşağı kalır mı, o da 40 TL.

Canım Migros'um!

Bu akşam süreden kaynaklı olarak gerçekleşmese de film öncesi alışveriş; güncel kola fiyatları ile Migros, yine de insanın kendini zengin hissetmesini sağlıyor.

Salonda üç kişiyiz. Türkiyeli biri hariç diğer iki kişi işçi, gurbetçi ve "zengin"; paraları pul değil. Öyle olmadıklarını da antrakta gösteriyorlar; dışarı çıkan bir tanesi iki kola, bir kaç gofret türü şey ve iki kova mısırla dönünce...

Basit bir hesapla sadece kolalara toplamda 4 euro verdi abi, mısırlara da diyelim ki o kadar, hadi diyelim bir o kadar da ıvır zıvıra...

Sakin olalım dostlar, bizim de hiç değilse marketlerimiz var! Hem kola ve diğer türevleri sağlığa zararlı!

Çok şükür ki finansal yöntemlerle bizi engelleyip dolayısı ile sağlığımızı kollayan, üstelik kişiye özel yazlık kışlık saraylar yaptırıp, uçaklar alan bir devletimiz var.

Acırım ABD başkanına, hani onlar nispeten daha zengin diye... Garibim Avrupalılardan söz etmeye bile gerek yok, tarifeli uçakla seyahat nelerine yetmiyor. Üstelik rastgeldiklerinde bizim bakanlarımız kıyak atıp kendi uçaklarına alıyor, önce onları gidecekleri ülkeye bırakıyor, sonra da kendi işlerinin olduğu yere uçabiliyorlar.

Varsın onların paraları pulları değerli olsun, biz Lozan'daki gizli maddeden bir kurtulalım, gösteririz günlerini... Diye düşünürken bir aydınlanma yaşıyorum. Evet ya bir bakanımız ve diğerleri önce duymazdan gelmiş, hiç ses etmemiş, Lozan'lı cümleye ihtiyaç bitince de yok öyle bir şey demişlerdi.

Şimdi ben buralara nereden geldim diye düşünebilirsiniz! Hiç mevzum değildi ama o gözü kör olasıca PTT, az önce pasaportumu teslim etti. Yatırdığım harcı ve cüzdan parasını hatırladım! Eskiden o paraya neler neler alırdım diye düşünemedim bile...


Film ilginç, yurt Kolombiya. Çocuklar ve ormanlar içinde bir merkez. Suça bulaşmış çocuklar başrolde. Sonuçta el mahkum; burası Kolombiya! Balta girmemiş ormanlar. İlk kez bir filmini izlediğim yönetmen Andrés Ramírez Pulido'nun tarzına bayılıyorum.

Oyuncu yönetimi ve aksiyon sahneleri muhteşem.

Elbette filmin müzikleri; ahh Latinler, dedirtiyor bir kez daha...

Kapanış jeneriği akarken kendimden geçmişim, müzik olağanüstü keyif veriyor, temizlik için abla salona girmiş, üst sıraları halletmiş ve yerde kova içinde "sopa" ile benim dünyaya dönüp salonu terk etmemi bekliyormuş ki müzik bitip son isim geçip de kalkınca fark ediyorum ve duruma gülüp kendisinden özür diliyorum.

Filmde ve başrollerden birinde kendince bir yöntemle grup terapisi yapan, ilginç tezleri olan bir abi var; o da güvenlik görevlisi. Film 2022 Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftası’nın en önemli iki ödülü olan En İyi Film ve En İyi Senaryo ödülünü kazanmış. Güçlü bir sinemasever filmi lâkin filmseverler ne düşünür emin değilim. O nedenle tavsiyeci de değilim?! Her ne kadar şahsım çok keyif almış, alamadığı kolayı ve havuçlu kekleri bile unutmuş, son jenerik esnasında müziği ile beni koltuğuma çakmış olsa da Sürü!

Keyifle iniyorum yürüyen merdivenleri. Saat 21'i geçmiş. Migros'da yemek yemeyi düşünüyorum lâkin restoranın ışıkları sönük, yemekler bitmiş. Greyfurtlu ve gazlı bir içecek ve havuçlu keklerimi alıyorum. Tren istasyona girmemle görünüyor. Eve yürürken sahili tercih ediyorum.

Alabildiğine kalabalık.

Enfes bir yaz gecesi, insanlar zorlu bir ülkede, akşamın geç bir vaktinde, evden getirdikleri yiyecekleri, sandalyeleri ve masalarıyla bu zor günlerde keyiflerine elden geldiğince keyif katıyorlar.

Midye dolmalarının tanesi, boyutlarına göre 4 lira ile 6 lira arasında değişiyor. Bense torpilliyim, kendisi bir kaç metre ilerimde ve günde en az iki kere selamlaşıyoruz!

Bir top dondurma -ama enfes- belediyenin kafelerinde dahi 10 TL, tek top alırsanız ise 12 TL!

Topunun 25 kuruş olduğu, dondurmaya hiçbir çocuğun uzaktan bakmadığı o güzel yılları, sevgiyle anıyorum.


24 yorum:

  1. Türkiye'ye her gelişimde fiyatları anlamam ve alışmam ciddi zaman alıyor, euroya çeviriyorum ve artık Türkiye'nin maalesef Almanya'dan çok daha pahalı olduğunu fark ediyorum :(
    Kırmızı ışıkta yol bomboş dahi olsa geçmemek bir duruştur sevgili Buraneros :) O çocukların "ama amca geçtiiiiii" sorusuna anne/babaları maruz bırakmadığınız için size anne/babalar adına teşekkür ederim. Zira o soruya özellikle yüksek sesle "o amca hayatına hiç önem vermiyor evladım, mutsuz biri ki hızla ölmek istiyor sanırım"dan başka bir cevap da bulamadım henüz.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla orada kal ve buralara sadece gezmeye gel. Bizim halimiz harap, ufukta da kısa vadede güzel şeyler gözükmüyor çünkü fiyatlar artıyor bir yandan, gramajlar düşüyor öte yandan.:) Lokantalar porsiyon azaltarak ancak fiyat ayarlaması yapabiliyorlar. Ekmek bile 5 TL'den 7,5 TL'ye çıktı ve sözde gramajı arttı, bir zaman sonra gramaj düşer, fiyat aynı kalır, sonra tekrar zam ve gramaj artışı. Bir kısır döngü yani ki hepimizin başı dönmekte:) Ben de sana teşekkür ederim, bu küçük detaya bu kadar duyarlı kalıp altını bir kez daha çizdiğin için:)

      Sil
  2. Kolayı, kasayla mı veriyorlar ki 60 lira...Keza maden suyuna ne demeli...Yok artık, daha neler...:((
    O dediğiniz kola da 33 cc.lik sanırım. Gerçi eve hiç almadığımdan markette ne kadar, bilmiyorum.
    E tabii, zenginin parası pul değil, hiç düşünmeden alır onlar. Ve diğer sözlerinize de sonuna kadar katılıyorum.
    Bu yaşıma kadar hangi Kolombiya filmini izlemişsem, hepsini beğenmişimdir. Bu filmi de izlemeyi çok isterim. Ve müzik...Solistin gırtlağı müthiş. Her şarkı söyleyen o gırtlaktan gelen sesi çıkaramaz diye duymuştum. Çok özel bir sesi var.
    Topunun 25 kuruş olduğu dönemlerde, dondurmacı seyyar arabasıyla mahalleye kadar gelirdi. Sokağın başında durur, geldiğini belli etmek için bağırırdı. Çoluk-çocuk, genci-yaşlısı kuyruk olur, alırdık 4-5 top külahta.
    Hımm, şimdi düşünüyorum da, hasta olmazdık. Hani sokak satıcısı ya, sağlıklı olmaz diyorlar şimdi.
    Ben de o güzel yılları sevgiyle anıyorum.
    Ve bu harika paylaşım için teşekkür ediyorum size.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kola dönemin başrolü, ve müthiş bir komedi malzemesi... Çünkü sinemanın 10 metre karşısındaki ve aynı AVM'deki dükkanda 30 TL. En alt kata inip Migros'a girince fiyat bir kez daha düşüyor ve orada 17 TL, miktarına dikkat etmedim ama genelde gördüğüm kutular artık 250 ml'lik:) Bahsettiğiniz günler çok keyifli günlerdi, o dondurmacılar baş tacıydı, sezerlerdi dondurmaya parası olmayan çocukları, bekletirlerdi, diğerleri parasıyla alıp çekilince de o çocuklara dondurma verirlerdi. Biz böyle şahane bir millettik. Yok olmadık ama başımızdakiler öyle bir ekonomi depremi yarattılar ki neredeyse çok ayrıcalıklı bir kesim hariç herkes kendi derdine düştü... Umarım tez zamanda bir şeyler değişir ve biz de hızla o paylaşımcı güzel ülkemize yeniden kavuşuruz:)

      Ben de çok size teşekkür ederim:)

      Sil
  3. İsim bana yabancı gelmiyor derken hatırladım, afiş farklı olunca uzun sürdü. Bu yılın başında Başka Sinema Online da izlemiştim. Evet haklısınız, herkese tavsiye edilebilecek bir film değil ama ilginçti konusu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı düşünceleri taşıdığım için ben de yazıda sinemasever vurgusunu yaptım, beklentiyi yükseltip de hayal kırıklığı yaşansın istemedim:)

      Sil
  4. Lozan'ın gizli maddeleri çıkacak diye heyecanla bekliyoruz kaç zamandır. jelibon rezervlerine erişim hakkıdır belki o gizli madde, ne dersin buraneroscuğum? :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirdeyim sevgili Şule, gerçi tez işlevini yerine getirdi ve sonuçta bir miktar vatandaşı etkiledi ve oy devşirdi. Ama öyle bir hale geldi ki ülke sanırım artık bu tür şeyler de yetmeyecek seçim kazanmalara.... En azından kişisel tarihimden bakınca, bu ülke böylesini hiç yaşamadı diyebilirim:)

      Sil
  5. Geçen gittiğimde kolaya 56 tl istemişlerdi. Vazgeçip marketten gizli gizli alıp sokmuştum. Sinemalar bitik vaziyette. Film öncesi reklamlar ve büfe gelirlerinden başka neredeyse gelirleri yok. Bir salonun tek bir izleyiciye açılması salon için zarar demek. Onlar içinde zor bir dönem... Bilemedim bu işi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paribu Cineverse bizim sinema, baktığım gün 60.TL'ydi seninki de aynı sinemaysa 60 TL olmuştur:) Gizliliğe hiç gerek yok, ben başından beri marketten alıyorum; sinema yiyecek ve içeceklerimi. Sağolsun mısırlarımı da sinema veriyor, bu film için de anket yollamışlar, yanıtladım ve promosyon kodum geldi... Yeni film için de baldan tatlı mısır hakkım cepte yani:)

      Sil
  6. Ah ah. Ne denir, bilmiyorum. Görmek yetiyor. Çok kırıcı, çok üzücü ve ah zamanlar. Kızgınlık bile bir yere kadar seninle.
    Filme de yönetmene de bakacağım, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, fragmanına bir göz at, sana bir şeyler söylüyorsa filmi seversin, sevmezsen de bir yönetmenin tarzını görmüş olursun. Malesef öyle zamanlar, en çok sen gibi gençler için üzülüyorum; böyle zamanlardan geçmek zorunda kaldığınız için...

      Sil
    2. Gerçekten üzücü. Dram filmi...

      Sil
  7. sürü'yü izlememişim, netten bulup izlerim, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  8. Dışarıda yemek olayı artık hayal olmaya başladı. Bizim kasaba da kızımın doğumgünü yemeği için pizza yiyelim dedik lokantada 245 tl olmuş. en son pizza aldığımda 30 tl idi :) yaa iyice çağ dışı kalmaya başladım . bunca artışta gidip azıcık yemeğe para vermeye gönlüm razı değil. bir soğuk kahve içtim çok da lezzetli değildi, bir daha içmem dedirtti. çünkü dondurmalı falan bin kat güzelini yapıyorum. insan bu kadar fahiş fiyatlarda bir şey ödediğinde farklı ve daha lezizini yemek istiyor. yok ben bulamıyorum artık benim yaptıklarımdan güzelini. yurt dışından gelenlere cennet artık buralar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimiz aynı dertten muzdaripiz, sıkma canını:) Bu boyutta bir krizi ilk kez yaşıyoruz, eskiden de olurdu ama böylesi olmadığı gibi bir süre sonra normale dönerdi, bu kez aksine arttıkça artıyor, ve altta kalanın canı iyice çıkıyor. Belediye seçimlerinden sonra halimiz hep duman, şimdi en azından oy nedeniyle kısmen de olsa baskılıyorlar:)

      Sil
  9. Ahan da! Yeni pasaport alınmış. Hayırlı uğurlu bol gezmeli ömrü olsun Sevgili Okul Arkadaşım. :)

    YanıtlaSil
  10. Çok teşekkür ederim Sevgili Okul Arkadaşım:)

    YanıtlaSil
  11. Fiyatlara artık diyebilecek hiçbir şey yok, gün geçtikçe kötüleşiyor:(
    Bir şeyleri bahane edip abarttılar her şeyin fiyatını.
    Ben de bu hafta sinemaya gitmeyi düşünüyorum, plan yapmadan gideceğim bu sefer, plan yapınca kalıyorum:)
    Bu filmi bilmiyordum, bir ara bakayım:) Akşam saatlerinde sinemada film izlemenin keyfi başka oluyor:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmin fragmanına bir göz at, benim sevmelerim biraz riskli çünkü, o nedenle bazı filmlere gönül rahatlığı ile izleyin dersem de bazı filmlerde o vurguyu yapmıyorum. Çünkü ben sinemayı seviyorum çok kere tekrar ettiğim üzere; o nedenle özenle seçtiğim filmlere bir opsiyonum var her daim... Ama başka zevkler açısından bakınca şiddetle öneririm diyemiyorum, bu da o filmlerden biri:)

      Sil
  12. Kendi pasaportumu zamdan önce yenilemiştim. Kocamınkini de bir kaç aya yenileriz derken zam geldi. Elim asla gitmiyor parayı yatırmaya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin komik tarafı 3 yıllıktan 10 yıllığa kadar olan kategorideki fiyat aynı, doğal olarak 10 yıllık aldım:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP