2 Şubat 2024 Cuma

Bence De Oscar'da Yarışması Gereken Bir Film

Yatağımda uzanmışım, dizimde laptop, piyasaları takip ediyorum. Ne hikmet yağdıysa borsamız üç gündür uçuyor. Elbette profesyoneller farkında ama gaza gelenlerin bilmem kaçıncı kere bağırış çağırışları da yakında, diye düşünüyorum.

Bir film var kafamda; bir yanım "Hadi gidelim," diyor, bir yanımsa üşengeç. Yazı turayı, gidelim diyen yanım kazanıyor ki ben de ondan yanayım.

Kazanamamış olsak muhtemelen hile yapacaktık ama bunu sezen Rabbim'in melekleri günah defterim daha da kabarmasın diye, gerekeni yapıyorlar sanırım.

Mesafe ile uygun saatte hazırlanıp çıkıyorum evden, yeni açılan ve fotoğraf çekmeyi ve hakkında yazmayı düşündüğüm mekânda porsiyonu 35 TL. olan su böreği uygun geliyor ve onu sipariş ediyorum, çay hâlâ bedava!

Keyifle istasyona yürüyorum. İlk trene yol veriyorum.

Aslında üstteki hava atma cümlesi; çünkü benim ışıklarımın yeşili tam sönmüşken o kalkıyor ve ben yetişememiş oluyorum.

Peşindeki pek gecikmiyor ve bir koltuğa kuruluyorum.

AVM'deyim, önce biletim diyorum ve iki açık gişedeki sırayı görünce şaşırıyor, bileti internetten alma fikrimi "Boş ver ya," diyerek vazgeçiren öteki bene ayarı veriyorum. O ara üçüncü gişe de açılıyor. Yine çocukların seveceği bir film oynuyor ve benim filmin seansı onlarla çakışmış durumda. Velhasıl sabırsızlık etse de, kuyruktan çıkmayı düşünse de benlerden biri, sabredip bileti alıyorum.

Başka Sinema candan ötedir.

85 Türk Lirası, şu anki yüksekliğiyle bundan kısa süre önce bir film, özellikle de biletleri indirimli olan Başka Sinema filmi için hayal edilebilecek bir fiyat değilken, her şeyde olduğu gibi ona da alıştık diyorum.

Her zamanki koltuğumdayım, ona yaklaşırken sarmaş dolaş bir çifti rahatsız etmek zorunda kalıyorum ki hemen benim komşum koltukları almışlar. Özür dilemeyi düşünmüyor değilim; fırsat ânlarını bozduğum için.

Ve salon beni bugünkü -kısmen kalabalığı- ile şaşırtıyor.


Bir iki fragmanın, bolca reklâmın ardından film başlıyor.

Ohh ne güzel, Afrika coğrafyası, yoksulluk diz boyu ama neşe tavan.

İki genç var, hayalleri büyük.

Ve filmin müzikleri muhteşem.

Diyorum ne keyifli film. Lakin bir süre sonra, "Yaa çocuklar otursaydınız ya oturduğunuz yerde, Avrupa ne iş, ne güzel çalıp, söyleyip eğleniyorduk ve hatta komik sahnelerde ne güzel gülüyorduk. İyi de para biriktirmiştiniz," diye aklımdan geçiriyorum.

Ama gençlik işte, kan kaynıyor. Düşüyoruz mecburen onlarla birlikte yola. Ülkeler geçeceğiz, çöl sıcakları ile boğuşacağız falan ama henüz bunlardan haberimiz yok.

Sanırım kapılıp gidince yazıya, birazcık spoiler vermişim, özür dilerim. Ve yanılmıyorsam film Oscar'da da yarışacak.

Valla Sevgili Okurlarım bu filmle ilgili yazacaklarım bu kadar. Farkındaysanız yönetmen ismi, müzikleri yapanların kim olduğunu falan da yazmadım. Ama hassas izleyiciler için şunun altını çizeyim: Can yakan sahneleri falan da var filmin. Bu filmde bunlar gerekli miydi? Bence daha kısa tutulabilirdi. Peki o zaman film vermek istediği mesaj anlamında gereğini yapmış olur muydu?

Hımmmmmmmm?!

Hımmmmmm?!

"Yanıt veriyorum: Hayır."

Peki bir sinemasever ve dünya meseleleri ilgili biri olarak son tahlilde bu film için ne dersiniz, memnun kaldınız mı?

Muhteşem bir sinema günüydü ve muhteşem, meseleleri derinliğine anlatan ve sonuçta acıyla sevincin ve dostluğun, kısmen abartıların iç içe geçtiği bir film izledim ben.

Memnunum yani!

26 yorum:

  1. Selamlar, Io Capitano Oscar ön listesinde vardı ve son listeye de kaldı. Hatta İlker Çatak'ın Öğretmenler Odası'da son 5 arasında bulunuyor. Kendimi Oscar konusunda gecikmiş olarak bugün güncelledim :)) Filmin başları çok tatlıydı gerçekten. Fakat insanların yaşadıkları dramı hiç bir şekilde fark edemeyenler için paragöz fırsatçıların yaptıkları da gösterilmeliydi. Kaptan Benim filmi için sevdim diyorum ama bir yanım da soru işaretleriyle dolu. Yarım kalmışlık hissi mi kaldı üzerimde yoksa başka bir şey mi çözemedim hala.
    Borsa mı? Yeni öğreniyorum. İçinde hayal kırıklığı olan bir öğrenme süreci diyeyim :))

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Benim zihnimde bir mekanizma var, bu tür filmlerde emeği öne alıyor ve soru işaretleri olan kısımları sonradan ayıklıyor. Aslında fırsatçıların yaptıklarını gösterdi film, kara mizah üzerine inşa edildiği için korku ve masalsı o sahneler biraz garip kaldı belki. Üzerine de kurtuluş macerası gelince, onun heyecanıyla unutuldular bile... O nedenle filme, evet bu kara mizah da içeren bir film diye bakılırsa o yarım kalmışlık hissi de tamamlanabilir, o sahneler de finalin coşkusuna eklenip film bütüncül olarak anlamlandırılabilir sanki:)

    Bizim borsa dalgalı deniz gibidir, fazla hayale kapılmamamak gerek:)

    YanıtlaSil
  3. Bu filmi görmeyi istiyordum, bir yandan da üzücü tarafları olacağını düşünüp çekiniyordum. Siz görmüşsünüz ve seyir zevki sayesinde memnun kalmışsınız, iyi yapmışsınız Sevgili Okul Arkadaşım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Sevgili Okul Arkadaşım. Bir sinemasever olarak sizin de izlemenizi öneririm. Sinemada olmaya gerek yok, yeni ve büyük ekranlı televizyonunuzda da sinema keyfini yaşatacak bir film olduğunu söyleyebilirim:)

      Sil
  4. Ben de izledim, ruhum daraldı ama sevdim, hele o iki şirin oğlanı, ne çektiler yazık. Tipik bir mülteci öyküsü ve insanoğlunun acımasızlığına yürek dayanmıyor. Oscar'a yabancı dilde aday bu film

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aday olmasa şaşardım çünkü derdini anlatmanın yanında güçlü de bir film. Dediğiniz gibi yürek dayanmıyor bir bölümüne ancak bu izlemek için bir engel olmamalı ki sanırım o dünyada -kısmen-bir gerçeklik durumu da bu. Bence filmin o bölümü dikkat çekmesi için biraz daha sertleştirilmiş.

      Sil
  5. Filmi merak ettiğimi söyleyemesem de yazınızı keyifle okudum. Bir süredir film yorumu yazılarınızdan okumamıştım, özlemişim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, keyif verdiysek yazıma ve bana ne mutlu:)

      Sil
  6. Filmi beğenmiş olmanız güzel. Konusu ilgi çekici görünüyor. Yorumunuzla daha merak ettim ama sinemaya gideceğimi sanmıyorum. İleride izleyebilirim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu ilgi çekici, Afrika'dan Avrupa'ya iş amacıyla kaçanlar üzerine... Bir tür insan kaçakçılığı. Film muhtemelen yakın zamanda internete düşer, belki de düşmüştür bile:)

      Sil
  7. Bazı filmlerin güzel oluşuna karar verirken bende filmin müziğine çok dikkat ediyorum. Asıl ruhu temsil eden o derinden gelen müzik sanki:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu filmin müziğine bayılacağın kesin, ötesi için pek bir şey söylemeyeciğim o halde:)

      Sil
  8. Ne zamandır sinemaya gitmek istiyorum ama heğer angi film vizyonda hangisi seyredilmeye değer diye araştırmaya üşendiğim için gidememiştim. Çok teşekküzrler. Beni heveslendirdiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun zamandır sinemaya gidilmiyorsa bu filmle iyi bir başlangıç yapılabilir mi, işte bundan çok emin değilim. Eğer niyetlenirseniz, film üzerine olan yazıları iyice bir okuyun, tamamdır derseniz ne âlâ:)

      Sil
  9. Film hakkındaki yorumunuz oldukça ilgi çekici. Filmi de izlenecekler listeme ekledim.)

    YanıtlaSil
  10. en kısa zamanda seyredeceğim, çok merak ettim. can yakıcı olaylarla kaplı hayatımız bu ülkede zaten, bir de film yaksın, sanat adına der, alır, başımızın üstüne koyarız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli bir mevzuya enteresan bir dokunuş diyeyim o halde, sanat adına der alır başımızın üstüne koyarız, şahane bir yaklaşım. Film de bu yaklaşımın hakkını verecektir sanırım:)

      Sil
  11. Filmin konusu ilgi çekici. Gayet güzel anlatmışsınız, keyifle okudum, bilgilendim. Borsa işleri hele hele ülkemizde olanın bilimsel bir yanı yok. Reisin ne zaman hapşıracağı ne zaman gaz çıkaracağı belli olmaz ki bu durumlar doğrudan borsanın gidişatını etkileyecektir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana keyifle okuduğunuz için, teşekkür ederim. Borsa konusunda çok haklısınız, reisi artık iyi tanıyan profesyoneller ve kurumsal yapılar var ki istedikleri manipülasyonu yapabiliyorlar, küçük yatırımcı da biraz biraz akıllanıp yatırımını bu ülkenin büyük ve güçlü şirketlerine yaparsa en azından kefen parası garanti:)

      Sil
  12. Afrika coğrafyası bile başlı başına filmi izlemeye değer sanırım. Can yakan sahneler olmayaydı, iyi olurdu. Gülü seven dikenine katlanır diyerekten filmi izlemeyi isterim.
    Yetişemediğiniz ilk trene yol veriyorum deyip ardından gelen itirafınız, çok iyiydi. :)
    Teşekkür ediyorum, bu güzel anlatım ve paylaşım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Can yakan sahnelerin yanı sıra güldüren sahneleri de var, tam da sizin altını çizdiğiniz gibi bu film gülü sevenin dikenine katlanacağı cinsten. Trenleri seviyorum, ilişkimiz gayet iyidir, her durumda anlarız birbirimizi... Ben de size teşekkür ediyorum, yazanı mutlu eden yorumunuz için:)

      Sil
  13. İyi ki izlemeye gitmişsiniz öyleyse. :)
    Burada sinema fiyatları uçmuş vaziyette. En son baktığımda tam fiyat 200 olmuştu.

    YanıtlaSil
  14. Bizde de 165 lira, Başka Sinema'nın getirdiği filmlerde ucuz fiyatlar ki ekonomi böyle savrulmadan önce daha ucuzdu:)

    YanıtlaSil
  15. Sinemaya gitmeyeli iki sene olmuştur sanırım. Mubi'de 3 ay 20 TL kampanyasından yararlandım geçen gün; sinema tadı veren nefis yapıtlar var, belki ilgilenirsiniz diye not düşeyim dedim. Bu arada sizin bu kendinizle baş başa kalış hallerinizi okumak; sanırım bende bağımlılık yarattı; sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu konuda arazlıyım, televizyon çok az izliyorum ki onlar da futbol maçları ve sadece Fenerbahçe. Sinema elimizden alınmış bir çocukluk aşkı, salonda olmayı seviyorum. Sigara içmediğim için de paket başı hesap yaptığımda filmler bana bedavaya geliyor:) Kendimle başbaşa kalma konusunda da yetenekliyim sanırım, ama o kendimle kalışlarda bile aklımda ve kalbimde sevdiğim insanlarım var. Sürekli memleketin halleri ve dertleri ile başbaşa kalsak halimiz nice olur. Elimizden geldiğince günleri bayrama çevirmek gerek sanki. Sevgiler:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP