8 Ekim 2008 Çarşamba

Savaş Tanrısı



Yönetmen Andrew Niccol filme öyle bir sahneyle başlıyor ki; insanlık tarihinin en çirkin yanının ortaya konması anlamında, bir merminin izinden o mermiyle birlikte bütün bir kirlenme sürecinin nasıl işlediği konusunda aydınlanmanızı sağlayan bir yolculuğa çıkıyorsunuz .

Politik sinema tarihinin çok başarılı bir örneği olan film; sorunun en çıplak, en gerçekçi halini olayın bütün cephelerinden anlatıyor. Güç, iktidar, para, çıkar, emperyalizmin iki yüzlülüğü, aile, ötekiler durumlarının tümünü, çarkın içinde yer alış biçimlerinden göz önüne seriyor. İktidar alanlarında gücü ellerinde tutan karakterlerin iç dünyalarındaki çelişkilerini, iktidarsızlıklarını da sizi hiç yormadan, yalın bir anlatımla ortaya koymayı başarıyor.

Üstelik bütün eleştirilerini çok objektif kriterlerle yaparken; bir çok politik filmden, okuduğunuz kitaptan bildiğiniz, birikiminizde var olan konuları hoş bir mizahla, çok kaliteli bir kamera kullanımı ve buna bağlı olarak çok vurucu sahnelerle size özetliyor.

Tüm bunları, size birşeyler dikte eden soğuk bir öğretmen gibi değilde, her şeyi ortaya koyup anlamınızı isteyen, kendi kararlarınızı kendiniz verme noktasında özgür bırakan bir edayla yapıyor.

Her seferinde büyük bir zevkle izlediğim; konusu ve gercek olaylara dayandırılan göndermeleri ile sağlam bir kurguya sahip olan film; iki saati aşan süresine rağmen seyircinin ilgisini sonuna kadar çekmeyi başarıyor.

Zamanımızı ve ülke olarak içinde bulunduğumuz terör belasının arkasını, durumun zorluklarını fark etmek, anlamak,özellikle silah satış düzeninin ana amaçlarının ne olduğunu, kullandığı yöntemleri, arkasındaki koca devletlerin çirkinliklerini, savaşın kirli yüzünü görmek noktasında çok yararlanacağınızı ve filmi seveceğinizi vaad edebilirim...

Bu filmin yapım aşamasında ve Amerika Birleşik Devletleri'nde gösterimi konusunda sorunlar yaşadığını, yapımcı bulamadığını, engellendiğini, finansal anlamda Uluslararası Af Örgütünden destek gördüğünü, dolayısıyla da bağımsız bir film olduğunu bir dip not olarak belirtmek isterim.

4 yorum:

  1. çok uzun zaman önce arşivime dahil etmiştim bu filmin dvdsini, ama bir türlü izlemek kısmet olmadı. okuyunca aklıma geldi yine, baktım kimseye vermemişim, duruyor filmlerin arasında:) ilk müsait zamanımda izlemeliyim sanırım :)

    YanıtlaSil
  2. tekrar tekrar izlenebilecek filmlerden. Nicolas Cage'in şu anki haline acımam sağlıyor ayrıca.

    YanıtlaSil
  3. sln hatta o zamanı yaratmalısın:))

    sera seninle aynı fikirdeyim.Bu filmdeki hem karakter hemde oyunculuk tüm filmlerinden daha fazla değer katacak bir roldür kariyerine...

    YanıtlaSil
  4. bu filmdeki kadın karakterin tek bir sözü, hayattan beklentilerim ve durduğum ve durmak istediğim yerle ilgili öyle keskin bir hat çiziyordu ki, sonrasında hiç beklenmekdik bir zamanda ağzımdan çıktı benzer kelimeler... Çok etkinlemiştim ana konudan ama alt metindeki bir kaç cümle hayat felsefesi yapıalcak kadar değerlidir benim için...

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP