25 Mart 2010 Perşembe

Nefes...Gecikmiş Bir Yazı

Nefes, vizyona girdiği ilk günden itibaren hep uzak durduğum bir filmdi. Milliyetçi bakışlar atan, tribüne oynayıp hassasiyetlerden nemalanmak isteyen, ticari öncelikleri ağır basan ve taraf bir film olduğu düşünceleriyle sıcak bakmamış ve bu yargılarım nedeniyle de gitmemiştim filme...

Bir iki ay önce, merakımı yenemeyerek, izledim filmi. Açılış sahnesine koyulan emek, ışık, kamera ve anlatım dilindeki lezzet bir anda, tüm algımı alaşağı edip kelimenin tam anlamıyla koltuğuma çaktı beni. O andan itibaren soğuğu hisseden, mermilerden sakınan, her bir acıyı teninde yaşayan, aynı kaygıları duyan ve ne olacağını merak eden bir karakter halini aldım. Sürekli olarak türün sevdiğim örnekleriyle kıyaslıyordum. Üzerine bir yazı yazsam neleri öne çıkarırdımın cümleleri bir bir aklımdan geçiyordu. O kadar çok noktadan, o kadar farklı düşünce yazmak istedim ki film üzerine... Tüm bunları derleyip toparlayabilmek için de hep öteledim yazacağım yazıyı...

Bugün sinema bloglarında dolaşırken, en iyi film ödülü aldığını görünce, ertelediğim düşüncelerin kısa bir özetini yapmak istedim. Düşüncelerimin en iyi film seçilmiş olmasıyla bir ilgisi olmadığının altını çizmek isterim. Bu konudaki kişisel düşüncem, ödüllere bakış açım, genel kabul gören nitelemelerden oldukça farklıdır. Bir filmin ödül almış olması, onun değerini farklı kılmaz benim gözümde.

Nefes; bir ana olay üzerinden genel bir durumun hallerini ortaya koyarken, aslında, kocaman bir sorunun farklı boyutlarını ve farklı algılamalarını da oldukça dinamik bir anlatımla sergiliyor. Bu satırbaşları nedeniyle insanlar çok da doğal olarak, kendi ideolojik yaklaşımları, sahip oldukları değerleri, özellikle de görmek istedikleri yerden ve sorunun savundukları tarafından okuyorlar filmi. Aslında bu durum; filmin ortaya koyduğu eleştirinin çeşitliliğini, saplantısızlığını, bakış açısındaki çok yönlülüğünü kanıtlayan bir veri olarak algılanıp, önemli bir artısı olarak hanesine yazılabilir. Yazılmalıdır da...

Nefes, askerler ekseninden gelişen bir öykü ortaya koysa da, benim gözümde asla militarist bir film değildir. Ülkemizin en temel gerçekliğinin ve sorununun niyelerini düşündürten, sahada uzun yıllar görev yapmış bir askerin kitabından uyarlanmış sağlam senaryosuyla bir durumu farkettiren, doğruya yol almak konusunda yeni düşünceler oluşmasına neden olabilecek, en azından bu anlamda ufuklar açıp katkı sunabilecek güzel bir film.

Uzun yıllardır uğraşmak zorunda kaldığımız, derin acılar yaşatmış bir sorunun tüm taraflarda nelere yol açtığının, her bir tarafa yaşattığı acıların, yanılgıların, önyargıların, kayıp zamanların ortaya koyulduğu türden de bir film, Nefes.

Gerçeğin tam ortasından sahneleri, simgesel anlatımları, aksiyonu ve görselliği ile dünyadaki benzerlerinden hiç de geri kalmayan, nitelikli bir sinema diline sahip, en azından bu özellikleri anlamında izlenmesinde yarar olan, başarılı bir yapım. Sadece final bölümündeki sahneler için bile izlenmeye değer...

7 yorum:

  1. filmi, ilk paragrafta sözünü ettiğin önyargılarla izlememiştim... hep diyorum ya sen anlatınca farklılaşıyor ya da sen çok başka bir gözle okuyorsun filmleri...
    teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Bu tarz filmleri değerlendirmek biraz da insanın dünyaya bakışı ile ilgili sanırım.Vizyona ilk girdiği günlerde,film hakkında okuduklarım genelde milliyetçi bir yaklaşımı sergiliyordu.Bende epey geç izledim filmi ve neye uğradığımı şaşırdım.Bana "İnce Kırmızı Hat" filminin tadını veren,benim bakış açımla savaş aleyhtarı ve sinema olarak gerçekten çok güzel bir filmdi.Hayret ettim,bu filmi izleyenler hala nasıl savaş çığlıkları atabilir diye...

    YanıtlaSil
  3. Ben de izledim filmi ve bitiminde bir süre oturduğum koltuktan kalkamadım...

    Filmle ilgili düşüncelerimi blogumda yazmıştım.

    Çok yönlü bakmak, bakabilmek pek çok sorunun çözümüne yardımcı olacak, ama her yandan nemalananlar, bırakmaz ki, bırakamaz ki...

    YanıtlaSil
  4. 1 mayıs ve hıdırellezin sana bana yasak edilmeye çalışılması gibi, filmi de çığırtkanların sahiplenmesi yüzünden gitmedim. sonra evde izledim. lojmanda eşine haber vermek için geldikleri sahnede hissettiklerim tek başına savaşa karşı çığlık gibi geldi bana, ben mi yanıldım?

    YanıtlaSil
  5. Uzun yıllar sonra anne ve babamı sinemaya götürdüğümüz tek filmdi. Bittiğinde ikiside ağlıyorlardı. Babam askerlik anılarında kaybolmuştu, annem ise lojman. özel bir yeri olacak bizim için.

    YanıtlaSil
  6. yazıya çok önemli katkılar yapan yorumlara teşekkür edip, ek olarak, öne çıkan lojman sahnesinin bana da başlı başına bir filmmiş duygusu yaşattığının altını çizeyim. Çok etkili bir anlatım dı.

    YanıtlaSil
  7. bu film ben askerdeyken çıkmıştı uzun olmadı geleli 1 sene bu tür filmler yapılsa keşke hep komutanın söyledikleri ne yazıkki günümüzde yaşanmakta lakin herkes sessiz kalıyor :(

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP