16+
Rahatsızlık Verebilecek İfadeler İçerir!
Rahatsızlık Verebilecek İfadeler İçerir!
Kim bilir belki bir gün Şafak Sayarken'lerden birinin içinde, mesela telsizin antenini açıp onu kişiye yönelterek ve telsizin ayarıyla oynayarak ona bir dedektör işlevi yüklediğimizi,
hışırdattığımızı,
ve o sesin bir adlandırma için sonuç ürettiğini...
Ve -bazı- herkese, biz dahil komik geldiğini,
ama hayat olgunlaştırınca da bunun aslında hiç komik olmadığını;
olgun yaşımın etiği ile ve tüm çıplaklığı ile yazarım, demiştim;
bir kaç gün önceki film yazımda...
Evet o gün ve hâlâ insanlara karşı ön yargısız,
cinsiyet ayrımcılığı yapmayan,
siyasal düşünceleri ve etnik kimlikleri nedeniyle insanları ayrıştıramayan,
cinsel tercihleri ile hiç ilgilenmeyen karakterlerimize rağmen, bugünden baktığımızda yine de yaptığımız şakanın eşşek şakası olduğunu, farkında olmadığımız birilerini incittiğini ve gülüp eğlendiğimiz olayın yanlış olduğunu kabul ediyorum;
sonrasında hiç kimseye aynı yanlışı yapmamış olduğumuzun, fazlasıyla üzüldüğümüzün, ve benzer şakayı sözlü olarak yapanlara da hadlerini bildirdiğimizin altını çizerek...
Sanılmasın ki filmde* yaşananlar sadece o ülkede. Aksine dünyanın tüm ordularında var olan bir gerçeklik!
*
Yıl 1981
Aksiyonlu ve eğlenceli günün mesai bitiminde araçlarımızı park ediyor, geceye akmak için uygun saati bekliyor ve akıyoruz. Dönüşte de aynı koğuşta kaldığımız ama orduevinin askerleri olan alt tertiplerle sohbet ediyoruz, üst tertibimiz bir grup da hiç hoşlanmadığım bir tabirle karı-kız muhabettinde...
Dersiniz alemi silip süpürmüşler.
Biz yatma hazırlığındayız. Apo duramadı, Cemal kulakları dikmiş vaziyette daha alt tertip askerlere, hatta acemilere ve tugayda neşeli bir akşamüstünde biraz da gülelim mahiyetinde -geçmişte yaptığımız- bir uygulamayı bu kez kakara kikiricilere karşı orduevinde hayata geçirecek. Tertipcilik yapan ama bize de onların alt tertibi olmamıza rağmen güçleri yetmeyen, gücü yeteceğini sanan rütbedekileri de binbir ihbarla üzerimize salacak potansiyelde olan homofobik gruba da ders verme fırsatı aynı zamanda bu.
Şımarıklık had safhada, çünkü kendilerini ne kadar saklamaya çalışsalar da artık farkındayız ki asker ocağında da gay arkadaşlar var ve söz konusu grup arasında onlarla ilgili bir geyik çevriliyor.
Bizim ekip yatmaktan vazgeçti, tabancaları zaten bellerinde lakin otomatik tüfeklerini de aldılar ve olay mahallindeler,
geyiğin geyiğini yapacağız.
Cemal telsizini ayarlıyor.
Ve diyor ki "Arkadaşlar şu an bir emir aldım ve kontrol yapacağım."
Telsiz belirli insanlarda var. Bir numaranın aracında mesela... Cemal de 1 numaranın şoförü, bende var, Apo bir numaranın koruması ve Cemal ile aynı telsizi kullanıyorlar. Şu an yapılacak eyleminse bir amacı var, daha önce özellikle taze askerlere gay'misin kontrolünü şaka mahiyetinde de olsa yapmamalıydık ama yaptık, gülüp eğlendik de...
Ama sonrasında da durup bir düşündük!
Bu kez amaç konu üzerinde kimsenin bundan öte spekülasyon yapma cesareti gösterememesini sağlamanın yanı sıra tertipcilik dayanışmasını orduevinde sonlandırmak ve cinsiyetçi yaklaşımları utanç ve korku baskısının ardına süpürmek.
Bu konuda bir demirperde örme fikrindeyiz.
Kakara kikiricilerin önündeyiz,
Cemal telsizin antenini uzattı,
frekans düzenleme düğmesi iki parmağının arasında, "Sıraya geçin İbne kontrolü yapacağım," derken, ibne vurgusunu argodaki aşağılama/küfür yerine özellikle kullanıyor,
kişilere antenin ucunu değdiriyor ve o sırada düğmeyle hafifçe oynuyor ve bir hışırtı çıkıyor telsizden, cihaz tespit etti, kişi ibne.
Masumiyet grubundan biri olduğunda telsiz ayarı kıvamında çevrildiği için hışırtı yok, kişi rahatladı,
çünkü ibne değil.
Bu test o akşam çok kişi üzerinde tekrarlanıyor ve genellikle baskı yaratan grubun ibne oldukları açığa çıkarken, diğer çocukların (gay olanlar dahil) tamamının ibne olmadığı, aksine insan oldukları anlaşılıyor.
O biraz önce kakara kikiri yapan suratları görmek gerek... Telsizlerin elbette o tespiti yapamayacağını bilen usta askerler var içlerinde,
ama bu dünyadaki en berbat durum nedir diye düşünürsek de şüyuu vukuundan beter bir noktada olmaktır!
Bizden sonra bu korumacılığın, yetiştirip görev teslimi yaptığımız yeni askerler tarafından da uzun bir süre sürdürüldüğünü biliyorum. Cezalandırmalar söz konusu olduğunda da artık cinsel tercihlerin konu edilmediğini de... Sonrasında askerliğini bitirenlerden çok miktarda teşekkür mektubu da aldık ki özellikle aynı karavanayı yiyip aynı nöbetleri tutan, belki de aynı savaşta, aynı vatan için ölecek bazılarının ötekileştirme çabaları ve tavırları ve aşşağılamaları; asıl acı veren tarafıydı olayın.
40 yıl önceki dedektör görevini üstlenen telsizlerimizin bir fotoğraflarını aradım nette, bulamadım, tarih olmuşlar. Sonra askerlik fotoğraflarımızın içinde telsizler ve silahlarımızla bir fotoğrafımızı buldum, kesip biçmeye üşendim.
O hışırtıyı ise amacından ve sonucundan kaynaklı olarak bugün bile kimselerin duymak istemeyeceğinden adım gibi eminim. Bulaşıcı olabilir!
Yazının özüne gelirsek, benzer durumlar yokmuş gibi görülse de inkâr edilemez biçimde var, biliniyor ve aynı filmdeki örnekler gibi, olaylar -sayıca çok olmasalar da- ne yazık ki homofobik erler tarafından diğerlerine yaşatılıyor!
Bu yazıyı tetikleyen söz konusu filmse Teftiş
Fotoğrafo görmek isterdim, selamlar :)
YanıtlaSilSelamlar.) Fotoğraflar belki bir başka gün, o günlerden bir başka günü yazarken o yazıda olurlar:)
YanıtlaSilAskerliğini Güneydoğu'da, ateş altında yapmış oğula sahip bir anne yüreğiyle okudum yazıyı. Yanlış anlamayın lütfen, lafım size değil, o anları yaşatan gençleredir. Siz zaten çok pişman olmuşsunuz. Gençlerin bir çoğu, sonucunda ne olacağını tahmin etmeden, düşüncesizce hareket edebiliyor. Fakat bu davranış hiç kabul edilebilir değil. Hem kızdım hem de çok üzüldüm. Şaka olmaktan çıkmış, onur kırıcı olmuş. Ve yazınızın son paragrafı kanımı dondurdu. Tanrım, sen bizim askerlerimizi koru demekten başka bir şey diyemiyorum.
YanıtlaSilÜzgünüm, yüreğimden geçeni yazmak istedim.
Son paragrafı dikkate almayın çünkü şimdiki askerlik o anlamda askerlik olmaktan çıktı. Bedelliler zaten askerlik yaptı sayılmaz, geçmişe bakınca... Diğerleri de toplamda 6 ay. Yazıda bahsedilen dönem 20 ay askerlik. 20 ayın en zor 4 ayı temel eğitimlerin alındı acemi birliği zaten ve sonrasında 16 ay daha... Şimdi bu şakaların ve sataşmaların bahsettiğim dönem gibi olması zor, hiyerarşi çok farklı ama yine de hiç olmadığını söylemek de zor ve asıl sorunu normal hayatta, askerlikte ve bahsettiğim filmde de olduğu gibi geyler yaşıyor. Yazının temel amacı da filmin tetiklemesiyle birlikte onlar açısından sorunun altını kalınca çizmekti. Biz pişmanlık duyduğumuz şakaları geylere yapmamıştık, şaka yaptıklarımızda bizim birlikteki taze erlerdi. Sonra da pişman olduk, şaka da olsa zan altında bıraktığımız için.
YanıtlaSil