20 Ağustos 2023 Pazar

Macar Yazarlar Candan Öte

Macar yazarları severim, baş tacım elbette Magda Szabo, çünkü onun Kapı adlı romanıyla başladı Macar Edebiyatı tutkum. Sonra kime rastladıysam kaptım kitabını ya da kitaplarını ki en ilginç yazar, 1888'de doğup 1919'da ölen, romanlık hayat öyküsüyle baş döndüren Géza Csath oldu: Ülkemizde çıkan tek öykü kitabı Afyon sayesinde tanışmış oldum onunla ve yaşam öyküsüne bakılırsa başkaca da bir kitabı olmamıştır diye düşünüyorum.


Elbette Tarlakuşu da kaçmazdı. Kitap 2019'da basılmış ve ben de havadayken kapmıştım. Bir süre kendisi kitaplığın okunmayanlar bölümünde istirahatte kalmış bu da pandemi sürecine denk geldiği için onun adına şanssızlık olmuştu. Çünkü tüm ülkece okuma heveslerimizin ve hızımızın kesildiği nadir bir süreçti pandemi.

Can derdine düşmüş, bilinmez bir düşmanla savaşa girmiş, uzunca bir süre hayattan da el ayağı çekmiştik.

Yasaklar kalktıkça ve hayat normale dönüp de o günleri unuttukça, yeni normalimizde kendimizi ufak ufak eskiye döndürmeye başlamıştık ama yine de yavaştık. Henüz, Hayat Bayram Olsa'nın nakaratlarındaydık ki şahsım sinemaya adımlar atmaya başlamıştı.

Lakin kitaplara konsantre olmakta hâlâ zorlanıyordu.

Önceki gün onu bulunduğu yerden aldım ve bu kadar bekletmiş olmama şaşmadım çünkü süreçte zaman kavramım da göçük altında kalmıştı.

Dezső Kosztolányi de tanımadığım bir Macar'dı. Kitabın sayfasına attığım 31.10.2019 tarihine göre el sıkışmamızın üzerinden dört yıl geçmişti.

Önce gönlünü aldım ki tavrı anlayışlıydı, "Zor günler geçirdiniz ülkece, farkındayım," dedi. Bir kahve yaptım. İlk sayfadan bismillah dedim lakin ben yok oldum. Kendimi ararken kitabın içinde kahramanlardan biri olarak buldum. Tüm satırlar görsele dönmüş, kelimeler yok olmuş, ben kendimi Macaristan'da bulmuş ve bir anda herkesle kanka olmuştum.

O konser senin, bu opera benim dolaşırken; Barros Kahvehanesi'nde en yeni şarkıları dinlemiş, Magyar Kiraly'da lezzetli yemeklerin tadına bakmış, şehir kulübünde kafa çekmiş, tiyatroda üç perdelik müzikli oyun Geyşalar ya da Bir japon Çay Evinin Hikâyesi'ni izlemiş, önce ailesi sonra da bizzat Tarlakuşu ile tanışmıştım.

Süreç aslında biraz dokunaklı lakin artık kanka olduğumuz Dezső'nün dili muhteşem: Üç kez distile edilmiş, yeterince damıtılmış enfes bir mizah ve hüzün.

Farkındaysanız yazı dili demedim, çünkü ben de öykünün kahramanıydım, her ânı o coğrafyada birebir yaşıyordum.

Anne babası ile aynı fikirde olmasam da sanırım Tarlakuşu'na daha yakındım, sevdim. Enfes bir tren yolculuğu yaptım onunla, o esnada gittikçe yakınlaştım, anladım ve onun güzel yüreğini gördüm; tanıştığımıza çok sevindim.

Veda vaktine yaklaştıkça şehirden ve zamandan ayrılacağım için üzülmeye başladım. Arka kapağı kapattığımda ve ayaklarım yere bastığında yüzümdeki tebessüm bana teşekkür ediyordu.

Ve dedi ki:

"İyi ki bu yolculukta seninleydim."

189 sayfada bu ne zenginlik diye sormayın lütfen bana.

Verecek bir yanıtım olmaz;

bir kitapsa söz konusu olan!..

Çünkü:

Dedim ya,

ben okumadım,

yaşadım!

24 yorum:


  1. "Macar yazarları severim, baş tacım elbette Magda Szabo..." cümlenize canı gönülden katılıyorum Sevgili Okul Arkadaşım.
    Bir ek yapmak istiyorum, Macar sinemacıları da severim özellikle István Szabó'nun filmlerini.
    Düşünüyorum da melali anlamayan nesle aşina değiliz derler ya, her şeyin en başında acaba çocukken Ferenc Molnár'ın Pal Sokağı'nın Çocuklarını okumuş ve çok sevmiş olmaklığımız mı bulunmakta? :)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette sinemacıları da baş tacımız Sevgili Okul Arkadaşım:) Kesinlikle haklısınız Pal Sokağı'nın Çocukları'nı okumamış olsak bir eksik kalırdık sanki. Macar edebiyatına yaşken eğilmemiş olurduk muhtemelen ve düşününce söz ettiğimiz yazarları okumamak ne büyük bir kayıp olurdu bizim için:)

      Sil
  2. Birbiriyle asla alakası olmayan üç -hatta belki dört- ülke var yüreğimde. Ölmeden gezmek görmek istediğim. Şöyle bir havasını solumak, tarihi yerleri fotoğraflamak falan. Macaristan da benim için bu ülkelerden birisi. Bu Macaristan hevesim nasıl nereden ortaya çıkmıştı anımsamıyorum ama bayadır var. Belki de çocukluğumdan aklıma kazınmış hoş hatıram etkilidir bunda bilmiyorum. Biraz büyüyünce de o minik kıvılcım büyümüş ve ''bu ülkeyi görmek istiyorum'' şeklinde yer etmiştir. Nedeni Pal Sokağı Çocukları olabilir diyorum, çünkü küçükken benim de Budapeşte sokaklarında koşturmak istediğimi hatırlıyorum. Velhasılkelam, Macar Edebiyatı'ndan okuma yapmak da ilginç olabilir. Daha evvel hiç -bahsettiğim çocuk kitabı dışında- okumamış olmam da bu hikayemde ilginç zaten. Kitap ilgimi çekti. Bahsettiğiniz diğer yazar ve kitap isimleri de öyle. Birazdan nedir ne değildir diye bakacağım. Teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizdeki Macaristan aşkını tetikleyen söz konusu kitap muhtemelen, aslında biz de mahallemizde benzer hayatı yaşıyorduk, mahalle savaşlarımız vardı ve bilyelerle oynuyorduk, hakeza cam tamirine gelen camcılardan macun almaya da o kitap sayesinde başladık sanırım:) Bu gerçekliklerle birlikte okuduğumuz kitapta bizim için ulaşılmaz bir ülkedeki çocuklarla karşılaşmak sanırım büyük bir motivasyon ve aynı oranda da ortaklaşma yarattı ruhumuz da... Ve bu nedenle de onların ülkesini de yurdumuz kadar sevdik. Nemeçek kankamızdı:) Macar yazarlara bulaşacaksan Magda ile başla derim ben:)

      Sil
  3. Hiç Macar yazardan bir kitap okumadım sanırım. Anlatımınızla merak ettim. Son cümlenizde ne iyi demişsiniz, bazı kitapların etkisi ayrı oluyor. :)

    YanıtlaSil
  4. Eski tabirle doğu bloku ülkelerinin yazarları genellikle iyidir. Pek çok yazarı öğretmenlerimiz ve ailedeki büyüklerimiz sayesinde okuyup tanıma olanağı bulan şanslı bir nesiliz biz. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'nın kitapevlerinden çok ucuza alma fırsatımız vardı. Şimdiki kitap fiyatlarına bakınca herkes için zor, bizim çocukluğumuzda neredeyse kitap girmeyen ev yoktu:)

    YanıtlaSil
  5. Hemen alınacaklar arasına macar yazar ekledim, bakalım kime şans düşecek. Katalin sokağı ilgimi çekti onu alabilirim.Tanıtım için sağolun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim ben pek ayrım yapamıyorum onun kitaplarında ama Katalin Sokağı güzel tercih, iyidir:)
      Yanıtla

      Sil
  6. Macar edebiyatı... düşünmem lazım, sıra gelmemişse demek:)

    YanıtlaSil
  7. Eğer okumadıysanız size şahane bir kitap tavsiye edeceğim, yine bir Macar yazardan: https://www.amazon.com.tr/Piksel-Krisztina-Toth/dp/6054708783/ref=sr_1_1?qid=1692599907&refinements=p_27%3AKrisztina+Toth&s=books&sr=1-1

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, okumadığım gibi yazarı da bilmiyordum:)

      Sil
  8. Yanıtlar
    1. Bir tane bulabildim ve sipariş verdim, yolda, teşekkürler:)

      Sil
  9. bazı kitaplar böyle oluyor değil mi? okunmuyor sadece, yaşanıyor, iz bırakıyor insanda derinden, hayat içinde durduk yerde kendini anımsatıyor...ne güzel, ve iyi ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle iyi ki:) Çok keyifli bir okuma oldu, onun gazıyla raftan yine ve yeni tanıştığım bir Macar yazarın -taze- kitabını çekip aldım; an itibariyle onunla da ilişkimiz şahane:)

      Sil
  10. Macar edebiyatından kitap okumadım hiç. Yazınızdan sonra bayağı merak ettim, bir ara bakacağım:))) Yazarı da kitabı da bilmiyordum, öğrenmiş oldum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog yazmanın ve okumanın faydaları işte! Birbirimizden ne kadar çok şey öğreniyoruz:)

      Sil
  11. Ben de hiç okumadım. Benim en sevdiğim yazarlar genelde Fransızlardan çıkıyor :D Denemek lazım tabii Macarları da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pal Sokağı'nın Çocukları, bizden önceki ve sonraki bir kaç neslin başucu kitabıdır. Macar yazarlar kapısını aralayan odur:) Ben genelde ülke bazlı gitmem ama Macar yazarlardan şu ana kadar beni yanıltan olmadığı için altını çizdim:)

      Sil
  12. Afyon ve Diğer öyküler adlı kitapla Macar edebiyatına merhaba demiştim ama nedense devamı gelmedi, diğer önerileriniz aklımda olsun:)

    YanıtlaSil
  13. Afyon ve Diğer öyküler, kısmen sisliydi, yazarın yaşam öyküsünden kaynaklı olarak:) Magda Szabo'yu dikkate alın, bir kitapçıya uğradığınızda kitaplarına bir göz atın bence, etkilerse ne âlâ :)

    YanıtlaSil
  14. Umarım seversin, yazı yanıltmaz inşallah seni:)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP