Ona Oy Verir misiniz?
Onun hakkında şu ifadeleri kullanmıştım: "Benim küçük oğlan tam bir Tırtıl'dır. Ele avuca pek sığmaz, ineklerle falan iyi anlaşır, boş ve minik pet şişe ile kafalarına ufak ufak vurup, nasihatla ayar verir, sonra da sarılıp öper... Kümese girer, ne yaparsa yapsın hayvanların hiçbiri de ona tepki vermez. Daha ilköğretimdeyken hakkında yazdığım bir yazıda bana şu cümleleri de kurdurmuştur:
"Lider ruhlu, ceza yayı üzerinden sol ayak içi ile gamsızca ve kendinden çok emin plaselerle çok şık goller atan, Kızılcahamam'daki Galatasaray -minikler- kampına katılan, girdiği ilk seçimde kuvvetli ve enfes bir propaganda ile oyları silip süpürüp okul başkanı olduktan sonra ilçe başkanlığını da bir ilköğretim öğrencisi kız çocuğuna özellikle bırakıp başkan yardımcısı olan, Saray'dan gelen uçak biletleri ve davetle ili temsilen oradaki bir toplantıya katılmış, Saray görmüş, Saray Sofrasına oturmuş bir küçük Reis'tir aynı zamanda. Üstelik kendisi o aralar, bizzat gidip, ben çalışmak istiyorum, diyerek başvurduğu, bildik bir mekânda okul dışı saatlerde çalışıyordu da...
Son Belediye Başkanlığı seçim sürecinde bir liseli olarak hep sahadaydı ki desteklediği CHP'li aday seçimi kazandı!
Kendisi o zamanlar miting alanlarında, liseli abisiyle CHP bayrağını sallamaktaydı!
Her ne kadar aynı yönde ama çatışan siyasi fikirlere sahip olsak da; gençlik diyor, sonrasında geleceği yeri de öngörebiliyor, değişkenliklere müdahale etmiyor hep sakin kalmayı başarıyorum tüm gelişim süreci boyunca, alevlendirmiyorum!"
İşte bizim bu tırtıl, şu geçtiğimiz mayıs seçimleri öncesinde malum şahsın parti kurma aşamasıyla birlikte o tarafa meyletti. Yazdırdığım kursa bir kere gidip sonra bırakan kendisi üniversite sınavlarına dersanesiz hazırlandı ve sonuçta hedeflediği Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimini kazanarak İzmir'e yerleşti. Malum parti yeni kuruluyordu. Pandemi başlamıştı ve eğitim artık evden devam ediyordu. O sırada malum şahsın partisinin şehrimiz il başkanlığının kurulma aşamasında oraya bulaştı ve il binasını başkanla birlikte oluşturdu. Malum şahısla ilişkileri gelişti, çok çalıştı. Okullar açılınca da yeniden İzmir'e gitti ve bu kez İzmir örgütünü ayaklandırdı.
Ve şu geçtiğimiz son seçimde de bizzat gidip malum şahısla görüşerek milletvekili listesinde yer buldu kendisine. Sahada çok çalıştı, enfes bir kampanya süreci yaşadı. Finansal desteklerini abartmadan amca ve babadan aldı ve çok küçük bir bütçe ile yürüttü hem kendi seçim kampanyasını hem de malum şahsın cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli olan bağış kampanyasını. Önünde malum şahısla bir fotoğraf arka yüzde de kendi vaadleri olan ve benim bu yazı için sansürlediğim broşürleri kendi tasarlayarak, bizden sağladığı finansman ile bastırdı... Çektirdiği fotoğraflardan, selfilerden gördüğüm kadarıyla; teyzeler, amcalar, abiler, ablalar, gençler, esnaflar, pazarcılar, balıkçılar çok sevdiler. Bazen spor, bazen takım elbiseli olarak ilçe ilçe, köy köy dolaştı ve sanırım en çok eli sıkıp öpen, en çok sarılınan ve listede kendine yer bulabilen -tüm ülkedeki- en genç adaydı kendisi...
Ve seçim günü gelip çattı. O sandıkları dolaşıp partide sonuçları değerlendirirken biz de oy kullanma noktalarımızdaydık.
Sizleri bilmem ama biz önce ülkenin çıkarları diyenlerdeniz!
Bunu o da biliyordu elbette...
hiç talep etmedi!
JULES VERNE - BUZULLAR ARASINDA BİR KIŞ
39 dakika önce
Vay canına!
YanıtlaSilKeşke seçimler bir şeyi değiştirse bizim ülkemizde ama değiştirmiyor. Kendi çocuğuma oy verir miyim? Hali hazırda desteklediğim görüşleri temsil edecekse belki ama bana kalsa siyasetle ilgilenmesini istemem çünkü mutsuz olur. Kendi ideallerini gerçekleştirme. En basit gerçekleri bile kimseye kabul ettirmez bu ülkede. Çünkü zaten herkes görüyor ama kimsenin işine gelmiyor. Kanıtlar bile işe yaramıyor.
Çünkü seçim sistemimize 12 Eylülle birlikte ucube bir baraj koyuldu, kimse de işine geldiği için kaldırmadı ya da bazı ülkeler gibi %3'lere falan çekmedi. Mevcut iktidar sözde son seçimde düşürdü, çünkü kendi ihtiyacı vardı %7 yetiyordu, ona rağmen çoklu bir koalisyona mecbur kaldı:)
SilDaha somut yazmak istedim. Mevcut düzende oyumu aslında vermek istediğim kişilere vermedim - kendi kızıma da vermezdim - çünkü çoğunluk sağlanamayacaktı. Hangi partiye oy verirse versin bence seçmenlerin çoğu "ya daha kötü olursa" korkusuyla tercih yaptılar son seçimde. Siyaset maalesef gönlümüzden geçene değil kötünün iyisine razı olmaya zorluyor insanları. .
YanıtlaSilSıkıntımız da bu zaten hiçbirimiz oyumuzu kalpten kullanamıyoruz, sürekli bir hesap yapmak durumunda kalıyoruz, dolayısı ile stratejik tercihlere mahkum oluyoruz. Bu ucube seçim sistemi makule dönene kadar böyle, biraz daha sabır sadece:)
SilBen helal olsun diyorum, bu kadar apolitik diye suçlanan gençliğe umudum yeniden yeşerdi Tırtıl sayesinde. Çocuk herkes gibi sistemden memnun değil ama herkes gibi mızırdanıp oturmak yerine konuya el atmış. Böyle gençler bu ülkeyi değiştirecek inşallah..
YanıtlaSilBu seçimdeki en büyük şaşkınlığım ve üzüntüm Karadeniz olmuştu, Tırtıl bu hayalkırıklığında açan bir çiçek.. inşallah kurutmayız onu.
Ben de sana teşekkür ediyorum onun adına... Karadeniz'e pek şaşırma, özellikle bazı şehirleri ki biri bizimki, güçlü bir sol damarı olsa da sağa daha yatkındır, bunda elbette özellikle gençlerin depolotize olmalarının, daha doğrusu o hale getirilmesinin etkisi çok. Oysa bizim gençliğimizde öyle miydi? Daha özgürdük ve daha eylemsel; çünkü sistem, şiddet olmadığı sürece her türlü eylemimize imkan tanıyor, organize mitinglerimize de izin veriyordu. 1980 darbesinden sonra başka bir ülkeye bilinçli bir şekilde, seçim sistemimiz dahil, gayet güzel evrildik. "Uslu çocuklar" baş tacı oldu.
Sile bizim delikanlılar aynı bölümü seçip benzer yollarda ilerliyorlarmış. benimki de yaz tatilini, yazlığa gelmek yerine chp delege seçimleri peşinde koşturarak geçirdi, geçiriyor. saygı ve gurur duyuyorum, endişelerimi bastırmaya çalışarak :)
YanıtlaSilEndişeye pek gerek yok sanırım, şimdi işleri eski yıllara göre daha kolay:)
SilBen çocuğuma oy verirdim kesinlikle, hiç tereddütsüz. Çok eski bir Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum, hem de kamu yönetimi. Bizim dönem mezunu pek çok arkadaş şu an bürokrasi ve siyasette en üst tepelerde. Şu dönem okuyup ,siyasetle uğraşıp nerelere gelirler şimdiki gençler bilemiyorum. O zamanki öğrenci profili çok farklıydı, hemen 80 sonrası,çoğunluk erkek. Biz kızların çoğu herhangi bir üniversiteye girmiş olmak için girmiştik ne yazık ki halen berbat olan üniversite sınavları nedeniyle. Bitirip siyasetçi olan hiç yok benim dönemde :/ Zaten genelde de saysan sayılır sanırım o kadar az.
YanıtlaSilBenim gönlüm hep gençlerde ,umudum da , şimdiki gençler bizden daha iyi olacak her işte , inanıyorum. Oğlunuza başarılar..
Çok teşekkürler, ben de aynı fikirdeyim, gençlerden umutluyum ve bu ülkeyi kadınlar kurtaracak diyenlerdenim:)
YanıtlaSilVayyy! Tebrikler! Büyük medeni cesaret ve seçilmekten bağımsız olarak başarı bence. :)
YanıtlaSilYeni nesil apolitik diyenler yanlış düşünüyor bence, onlar bizlerden ve kendilerinden bir önceki nesilden oldukça farklılar. Başarılar dilerim. :)
Çok teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım, nesil konusunda fikirlerimiz ortak:)
YanıtlaSilAzimli olması ve sizden talebi olmaması da nasıl bir erdemliliktir. :)
YanıtlaSilOy vermeyeceğimizi bildiği ve şahsa muhalif olduğumuz için talebi olmadı:) Aslında o şahıs Cumhurbaşkanı adayı gösterildiğinde eski partisi CHP tarafından, kampanyasına ekonomik destek vermiştik. Sonrasında kopup da başka parti kurunca o tarafta kim olsa ki çocuktan kıymetli ne olabilir; oy vermedik ama evlada -talep etmese de- ekonomik ve manevi desteği fazlasıyla verdik. Memeleketin bekası hepimiz için daha önemli!:)
SilYazınızı okurken şöyle bir düşünce geçti aklımdan. 10 yaşlı siyasetçi göreceğime 1 genç siyasetçi göreyim, daha iyi. Siyaset ortamında gençlerin yer alması, ülkenin gidişatında olumlu gelişmelerin olacağı kanaatindeyim.
YanıtlaSilSevgili can oğlunuz Tırtıl'a ideallerinde başarılar diliyorum. Yolu şans dolu ve açık olsun.
Benim çocuğum milletvekili adayı olsa kesinlikle oyumu verirdim. Zaten ebeveyn hangi yoldaysa çocuk da o yolun idealleriyle yetişiyor. Ailede farklı fikirde olanlar istisna elbette.
Ahh unutmadan, memleketim İzmir'e selam olsun. :)
Bizim çocuk da o ideallerle yürüyordu, sonra diğer parti kurulunca aklını çeldiler... Bu durumda hevesi heba olmasın diye oğula ekonomik, diğer partiye de oy desteği verdik:) Üstelik malum kişinin bencil tutumu ve ihaneti affedilir değil, sonuçta seni partin en üst makama aday göstermişken! Yani ölçüp biçince ülke çıkarları önde geldi ve biz kendi ideallerimiz yönünde oy kullanırken oğul da hem bir tecrübe hem de inancının peşinden giderek güzel de bir deneyim yaşamış oldu; siyaseti bırakacak gibi de değil şimdilik. :)
YanıtlaSilKeşke daha çok genç siyasetçi olsa ülkemizde, çok isterim:) Daha aydın fikirler, daha ileri görüşlü oluyor gençler bence. Başarılar dilerim, yolu hep açık olsun:)
YanıtlaSilÇok teşekkürler:) Aslında az da değiller ama listelere girebilmeleri için çok şeyle mücadele etmeleri gerekiyor; çünkü bizim partiler anlayışından bakınca genelde tek seçicilerin elinde kaderleri . Oysa eskiden partiler ön seçim yapar, delegeler oy kullanır ve kendini daha iyi ifade eden, o oranda çalışanlar aday olabilme şansı da bulurdu. Bizim oğlan bir mücadele verdi ve hakkını söke söke aldı sonuçta. Sessiz kalsa genel başkana kadar gitmese aday olamayacaktı:) Yani şu anki seçim sistemimiz ve partilerin anlayışı nedeniyle, eskiye oranla işleri biraz zor ve daha çok mücadele etmeleri gerekiyor gençlerin:)
SilVay canına be....
YanıtlaSilAynen öyle:)
SilGençlerin kendi yollarında ilerleyerek öğrenmesini, etkilendikleri sözlerin, söylemlerin, sloganların eyleme dönüşmüş halleri ve kendi gerçeklikleri üzerinden anlam kazanması ve anlamsızlaşması açısından kıymetli buluyorum. İdealler açısından ortak bir nokta buluyorsam elbette oyumu verirdim ama sırf kendi çocuğum diye içime sinmeyecek bir oy kullanmazdım.
YanıtlaSilBiz de öyle yaptık:) Onun için de aslında çok erken yaşta müthiş bir deneyim oldu.
YanıtlaSil