* Ayakları yerden kesilmiş zeminsiz bir köpük üzerinde uçar adım yürüyen, biraz çekingen, biraz durumu çaktırmamaya çalışan, hayatının ilk buluşmasındaki deli kanlı çocuk gibiyim.
Oh ne âlâ, şimdi üst güvertenin deniz tarafında bir masadayız. Ne güzel gülüyor. Ne aydınlık bir kadın. Ve nasıl keyifli ve sıcak bir sohbet başlangıcı...
Niyetimiz biraydı!
O halde,
"İki bira lütfen."
Ve elbette bira eşlikçisi bir kaç yiyecek...
Çoktan sözlerimizde ve gözlerimizde yok olduk bile. Dur durak bilmeden konuşuyoruz. O'na bitiyorum. Anın tüm fotoğrafları aklıma kazınırken kalbim çoktaan O'na, hem de şırıl şırıl akıyor. Nasıl zengin bir sohbet, nasıl soluk soluğa ve benzerliklerimizle nasıl şaşırtıcı... Gece bitmesin istiyorum. Deniz serinliyor, hava ilkbahar gecesi tadında.
Sabaha varmaya gönülden razıyım.
Tefrika 4. Bölümden...
Biz okuyuculara da ağzımız kulaklarımızda okumak düşmüş :-)
YanıtlaSil:))
YanıtlaSilBize de bu sabah bu satırları okumak ne iyi geldi :)
YanıtlaSilBana da yorumlar:)
SilFotoğraftaki bir şehir hatları vapuru olsa gerek; iskeleye bağlanıp restoran olarak hizmet verenlerden mi, seyr-ü sefer yapıyor mu?
YanıtlaSil(Benim bu soru bir çeşit mesleki deformasyon gibi oldu.) :))
Sefer yapmadı hiç Sevgili Okul Arkadaşım:) Yirmi seneyi aşkın bir süre önce emekli olmuş vapuru o zamanki belediye başkanı aldı istanbul'dan, motor dairesini söktüler, 0rqsı çocuk oyun parkı oldu, diğer alanlar da kafeterya, mutfak ve restoran. Belediye işletti ve çok nezihti, alkol vardı. Ve kısmen şehir dışında çok hoş bir yerdeydi. Orası sonradan çok güzel bir park alanı olunca bu limana geldi, fotoğraf o zamanından ki sonradan işletmesi bir şahısa geçti ve o güzellik yok oldu. O günden beri, neredeyse 10 yıldır hiç gimedik, bir daha:)
Sil