Birden benim başım kel mi, dedim. Oluyorsa hazırda dursun, dedim. Birden ama! Girdim siteye. Aşı randevusu al'ı tıkladım. Dedi ki "Tamam senin aşıların." "Bak," dedim kendime "erken davranmazsan sonuç bu!" Kapattım siteyi ve çıktım. İşime bakıyordum ki bir başka ben girdi devreye. Ele aldı olayı, yeniden giriş yaptı ve yurt dışı ile ilgili satırı kaçırmadı gözünden: Tıkladı, talebi iletti, sistem "Biz sana döneceğiz," dedi ve söz verdiği gibi de döndü. "Ananın ak sütü gibi hakkın, lütfen buyur," diye ekledi.
Tıkladım randevu al'ı ve bir "O...oooo!" çektim, çünkü "İsterseniz hemen buyrun," diyordu. Dedim yarın sabah olsun; hem dedim o bahane ile işi asarım. Dün sabah için saat 11'i uygun buldum.
Fırsatı bir keyif gününe çevirmek mutlak.
Sağlam giyindim, yağmurluğu aldım, bir de polar mont ve tabii ki minik fotoğraf makinesi, kitap ve okuma gözlüğü.
Vardım bulvardaki köşe masaya. "Bir su böreği lütfen," dedim ve bir de çay ekledim.
Sonra istasyonda tren bekledim. Geldi. Uzun bir düzlükten sonra tırmandık tepeye ve indim. Tahminimden erkendi ama, olsun. Oturdum parka, kitabımı açtım. 15 dakika kala randevuma, çıktım 6.kata. Şaşırtıcı derecede sakindi. Dedim, belki randevu sisteminden ama öyle de değildi. Bir formu yine doldurdum, ilgili ofise götürdüm, sorular sordular ve hemen 3 numaralı odaya yönlendirdiler. Oysa ben 6'yı seçmiştim. Çünkü küçükken bir gazete bana uğurlu rakamın 6 demişti! Ben de sadece basketbol takımındayken çift haneler havalı, yaşımda o olduğu için 16 giymiştim. Futbol takımında mesela, numaram hep 6'ydı.
Şu an daire numaramın 6 olduğu gibi!
Çaresizce girdim 3 numaralı aşı odasına, önceki aşıcım ne kadar tatlı bir genç kadındı oysa... Açtım kolumu. Canım yandı. Önceki üç aşıda, özellikle bundan öncekinde pamuğu bastırmamı söyleyen hemşireye neden diye sormuştum, çünkü hiç anlamamıştım. Sonra kendime gülmüş ve çok teşekkür edip, elinize sağlık demiştim.
Buyrun...
6'nın hikmeti işte!
15 dakika buralarda olmam konusunda uyarılınca salona geçtim. İşte o an aklıma geldi. Covid-19'u ölümsüzleştirmek. Bir yazı fikrim aklımın ucunda bile değildi. İkinci dozu olan genceyse hava attım: "Benim dördüncü," dedim. Asansör beklerken de nedenini açıkladım..
Sonra işi okulda aşısını olmuş çocuğa çevirdim. O günleri hatırladım. Daha çok da geceyi ve ertesi günkü kolumun kımıldamaz halini. Bindim trene ama ikinci durakta indim ve vurdum sahile. Uzun zaman sonra bizim mıntıkaya göre Batı yakasındaydım. Yeni binalar eklenmiş ve doğal olarak da yeni mekânlar. Beğendim.
Enn sevdiğim kadının övdüğü mekânın önünden de geçtim.
Ulaşınca sahile sola döndüm, az yürüdüm ve parktan itibaren başladım. En son inşaat hallerini bildiğim bir çok yer canlanmıştı. O ara montumun sırt çantamın askısında olmadığını hissetim ki marinayı geçmiştim. "Şimdi geldiğin yolu geri dönebilirsin, helâl parayla aldınsa da bulabilirsin," dedim, panikledim ve yolun kenarında uzanmış yatıyorken buldum onu.
Sonra aynı yönde yürümeye devam ettim. Ve mendirekten çıkmakta olan bir tekne dikkatimi çekti ama fotoğraf makinesi de benim şarjım son nefesinde, dedi. Açıp kapayarak ve yeniden açarak sonraki fotoğrafları çekmeyi başardım ama sonrasında pes etti.
Hoşuma gidiyor dolaşmak. Bir de henüz canlaşmamış hayatın sakinliği var. Akşamı düşünmüyorum. Halimden çok memnunum. Bu kez ara sokaklardan yemek kararımı verdiğim ve Enn Sevdiğim Kadın'ın önerdiği Bey Köfte'ye geliyorum. Çok beğeniyorum. Hoş düzenlenmiş. Rahat masaları ve rahat koltukları var. "Bir Bey Köfte, bir kola, lütfen" diyorum.
Önden atıştırmalık tabağı geliyor. Güzel buluyorum. Sonra da köfteler...
Sunum pek hoş.
Peki lezzet?
Atıştırmalıkları başarılı bulmuştum.
Fakat köfteler!
Annemi hatırlatıyor. Kıyması, babannem tarafından seçilen etten kasaba, başında durarak çektirilmiş köftelerini...
John Le Carré'dan özür diliyorum, çünkü dikkatimi sadece önümdekilere vermek istiyorum. Garnitürleri çok beğeniyorum. Ödememi yaparken de bunları ifade ediyorum.
Yeniden istasyon ve yeniden tren ki oraya giderken Enn Sevdiğim Kadın'ın hep sözünü ettiği ve desteklediği kitapçının önünden ilk kez geçiyorum.
İğne yerimde bir ağrı var.
Sürekli hissettiğim bir ağrı değil ama kolumun bazı hareketlerinde kendini hatırlatıyor.
O ara bizim istasyona varıyorum. Sahilden yürüyorum ve evdeyim.
Aşı odası 6 olmayınca işte!..
OKUDUKLARIM 2024/77 GİZEMLİ KÜTÜPHANECİ
32 dakika önce
Benim aşı odası da 3'tü ama 1 numaraya aldılar ve öyle bir aşı yaptılar ki (benimki de 4.) ameliyatta uyuştururken böyle acı duymamıştım. Sanırım hemşirenin eli çok önemli. 3. aşımı Ankara'da, ameliyatım yeni olduğu için arabada otururken yapmıştı genç bir hemşire ve hissetmemiştim bile. Sonra da yoğun bir kol ağrısı çektim bu aşıda, 3 gün falan azalarak sürdü. En çok görülen yan etki imiş zaten.
YanıtlaSilValla Buraneros kardeşim o fotoğraflarla ve anlatımla nasıl özendirdiniz beni yürüyüş yapmaya, ah kader utansın. Aşıdan dönerken heves edip yürüdüm ki eve çok yakındı, onda bile 2 kere oturup dinlendim. Ne diyeyim elbet o günler de gelir, kalın sağlıcakla, aşınız şifa, antikorunuz bol olsun...
Bugün aşı noktasında durum biraz daha iyi, allahtan kolu kitlemedi hemşire bacı, arada bir varlığını hissettiriyor o kadar:)
SilAnladığım çoğu gitti azı kaldı Sevgili Leylak Dalı, çok uzak olmayan zamanda belli ki üstesinden tümüyle geleceksiniz. Çok teşekkür ederim, siz de kalın sağlıcakla.
Bu arada okumak isterseniz Şenlik Blog'da bugün bir yazım yayınlandı: Fesleğen. Link aşağıda:
YanıtlaSilhttps://senlik.blog/2021/10/feslegen/#respond
Okumak istemem mi, ilk yazınız yayınlandığından beri takipteyim Şenlik Blog'u ki hatırlatmanız da çok iyi oldu. Siz de beni çocukluğuma götürdünüz. Okul kapanınca en az bir aylığına tutardık memleketin yolunu. Dedemin evine 50 metre ilerde, belki yüz metre diyeyim, tarif ettiğiniz havuzadan vardı. Aynen anlattığınız gibi çamaşır işine bakar, onun dışı zamanlarda da yüzme havuzu olurdu bize, su boldu sonuçta ve arıklarla gelirdi o havuza da. Bu arada o "ı" yoktu bizim dilimizde, sayenizde şu yaşımda doğrusunu öğrenmiş oldum:)
SilHem geçmiş hem de şifa olsun. İyi yapmışsınız. Bulmuşken olmakta fayda var. Malum, aşı dediğiniz bugün var yarın yok, belli mi olur? Ben de dördüncü aşımı iki hafta önce oldum ve bu sefer bayağı 'ciyak' diye bağırdım. Neyse ki sonrası ağır uyku hali dışında fena geçmedi. Hafif el denen şey gerçek, ama hızlı iğne sokup çıkarmayı marifet sananlara kılım. Şart mıdır? Canımız tatlı işte, ne olur ağırdan alsanız, di mi? :) Sevgiler..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Benim hemşire şen şakrak, dalgacı haliyle sinyali vermişti bana ama kaderin önünde durulmuyor işte:) Alın yazım diyorum, 6 olsa eski hemşireydi, dertsiz tasasız yaptıracaktım sonuçta:) Sevgiler...
Silgeçmiş olsun, şifa olsun. bu üslubun tiryakisi olabilirim, gün sonu dost muhabbeti gibi..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, ben de senin üslubun konusunda aynı şeyi düşünüyorum ve keşke -yine aralıklı olsun belki ama- daha sık yazsa diye kapının önünde bekliyorum.
SilSevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilİstediğiniz 6 numaralı aşı odasında aşı olmak olsun! Daha grip aşısı var, sonracığıma zatürre aşısı var... ;)
Geçmiş olsun, şifa olsun. :)
Çok teşekkür ederim, Sevgili Okul Arkadaşım:)
YanıtlaSilO aşıları bugüne kadar hiç olmadım, belki ilkokulda, lisede falan genel aşılama kapsamında olmuşumdur, mecbur kalmazsam sanki olmam diye düşünüyorum:)
Antikorunuz bol olsun. :) Uğurlu sayınız olduğunu keşke söyleseydiniz orda, bence ordakiler yardımcı olurdu kesin, hem kalabalık da yoktu diyorsunuz.
YanıtlaSilNeyse geçmiş gitmiş ama içimizdekileri neden söyleyemiyoruz karşımızdakine diye düşündüm, takıldım ben. :) Bir aşı hikayesini trenle, su böreği-çayla, parkta kitap okumayla, mendirekle ve enfes görselli köftelerle bezeyip aktarmanın ne kadar okuması keyifli bir şey olduğu ile ilgili aynı fikirdeyiz okuyanlarla sanırım. :)
Çok teşekkür ederim, cümlemizin bol olsun:) Çok sakindi hastane, söylesem, aynı aşıcıyı alıp 6'ya geçmemiz gerekirdi; belki o zaman da 6'nın büyüsü bozulurdu Sevgili Momentos.:)
SilBen genelde söylerim de aslında bu o kadar takıntım olan bir durum değil, çocukluktan vazgeçilemeyen bir oyun, belki bir oyuncak gibi düşünmek lazım, hoşuma gidiyor duygunun hâlâ benimle olması, yoksa epey gerçekçi biriyim:)
Aşılar inşallah hepimizi korur yoksa paranoya olacağım bunca çocuğun içinde bir oda da :)
YanıtlaSilKendi başıma yarın gezmeli bir gün geçirmeyi planlıyordum, senin
bu yazını görünce daha da pekişti :)
keyfimiz , sağlığımız eksik olmasın!
Aşılara işi pek bırakmasak iyi olur sanki pelinpembesi, full tedbir devam, aşının bir koruyuculuğu yokmuş gibi:) Açık hava can dostumuz bu ara, keyfimiz, sağlığımızla birlikte o da elinden geleni ardına koymasın bence, yoksa kapalı mekânlarda işimiz zor:) Ben şüpheli ortamlarda çift maske takıyorum, özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda, ders dahil tavsiye ederim:)
SilGeçmiş olsun, iyi yapmışsınız, zira yine artışa geçti bizim zibidi...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, tek çare aşı, fırsat varken yaptırmalı:)
Silooo süper süper, antikorunuz bol olsun :) ben de dün zatürre aşısı oldum, yarın da grip aşısı olacağım. bebeklik döneminden beri hiç bu kadar çok aşı olmamıştık galiba :P
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Sevgili Şule, hepimizin bol olsun. Artsın eksilmesin:) Muhtemelen, özellikle bu kadar kısa bir dönemde olmadık diye düşünüyorum ben de. Tüm aşılarınız el birliği içinde şifa olsun.
SilÇocukken öğrendiğiniz uğurlu rakam hikâyesi bende de var sevgili Buraneros. Nedendir bilmem hiç aklımdan çıkmaz ve olabildiğince 7 ya da 7'li rakamlara yönelirim. Gerçekten iyi gelir:) ''Keşke 6 nolu oda'' dedim o yüzden. Neyse, sağlık olsun, şifa olsun. İçiniz rahat gidin dilediğiniz her yere:)
YanıtlaSilAşı gününüze keyfe çevirmişsiniz yine. Su börekleri, Bey köfteler. Oy, oy, oy. Özendik yine. Hem çaktırmadan öyle bir anlattınız ki ''Haydi çocuklar aşıya'' diye bir replik çınladı kulaklarımda:)
Bugün terk etti ağrı beni Sevgili Zeugma, belki de çok şikayet edince üzdüm mü acaba diye düşündüm:) Çok teşekkür ederim aynı dilekler benden de size... En sevdiğim davranış biçimimdir; içinde sadece benim olduğum sıkıntılı süreçlerle dalga geçmek ve olayı biraz biraz eğlenceye çevirmek, espri kapasitem de artar nedense:)
SilŞifa olsun :) Yukarıda bahsedilmiş ama tekrarlayacağım ben de üslubunuz hayranıyım. Okurken zaman nasıl akıp gitti anlamadım. Dahası sanki ben yaşamışım gibi.
YanıtlaSilCümlemize şifa olsun:) Çok teşekkür ederim, bazen okurken ben de şaşıyorum kendime ve bu ifadeyi de sıklıkla tekrar ediyorum yorumlarda:) Dünyaya gelmeden önce biri programı yüklemiş bana derim hep:)
SilTesadüfün böylesi :) Sebebini hiç bilmem ama benim en sevdiğim sayıdır 6 :) Uğurlu mu değil mi bilmiyorum ama bir defasında hoşlandığım çocuğun forma numarasının 6 olduğunu öğrenince "Demek ki beraber olmak kaderimizde var" diyerek manasızca ve delice sevindiğimi hatırlıyorum :))))) Ey aşk, nelere kadirsin! Tabi ki çocuk mazi oldu çoktan ama o anki hissim dün gibi aklımda :D
YanıtlaSil6 etkisi baskın, aslında hayranı olduğum bir futbolcu vardı, Johan Cruyff. O zamanlar futbolda forma numaraları şimdiki gibi istediğini al değildi ve ilk 11 oyuncuları için 1'den 11'e kadardı, sadece dünya kupasında istediğini aldı ve O 14 giyerdi, o sınır olmasa muhtemelen ben de 14 giyiyor olacaktım:) Hımmm Aşk, o iyi ki var ve o her zaman 10 numara:)
SilBu arada eşimle de 2005 yılını 2006'ya bağlayan gece tanıştık ve 2006'ın ilk sabahına sevgili olarak açtık gözlerimizi :) Kızımın doğum tarihi 05.06.2013. Yani 6'yla yolum hep kesişiyor bir şekilde :)
YanıtlaSilDaha 6'lı olsun hayatınız, arada hava bozsa da artsın eksilmesin mutluluğunuz ki iki güzel insansınız; e iki güzel insan birlikteliği de güzel ürün üretir doğal olarak:) Bize de bu muhteşem üçlüye mutluluklar dilemek düşer, seviniriz:)
SilŞifa olsun efenim:) Bir aşı hikayesi bu kadar mı güzel anlatılır, yazım tarzınız bir harika :) Tıkla gelsin'i de okudum ama yorum yapacak bir yer bulamadım. Ne iyi geldiniz, kaleminize sağlık..6 iyidir 6 :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Tıkla Gelsin'ler bir duyuru olduğu için yoruma kapalı, ancak asıl yazıya, tıklayınca gelene yorum yazılabiliyor:) Bence de iyi dir:)
Sil