Malesef öyle... ancak bu yorumun daha önce üzerine hiç düşünmediğim bir hikâye verdi bana; bu yazıdaki son fotoğrafla ilgili olarak... Bir ara o fotoğrafı kullanarak yazacağım bunu.
Diyerek yanıtlıyorum Sevgili Kitapkeşfi'nin Bir Masaldı Galiba! başlıklı yazıya yaptığı yorumunu; ve öylesine çekilmiş bir fotoğraf bir ânda başka bir boyut kazanıyor. Zihnimde olasılıklar cirit atıyor. Hayal dünyasının ucu bucağı yok sonuçta. Fotoğraftaki Peri Kız'ın ve o ânda onunla birlikte orada olan diğer kişilerin hepsiyle o gün, o saatte, o ânın içindeyken, onların hiçbirinin bizden haberleri yok. Bunun yanı sıra o kişilerin de bizim için özel bir anlamı yok ancak biz, onların varlıklarını, boylarını boslarını, kılık kıyafetlerini, o ânki sevinç ve heyecanlarını görüyoruz. Bir fikrimiz var mutluluklarına ve heyecanlarını dair, çünkü bunu hissettiriyorlar. Tüm bunlara rağmen 2017 yılındaki o ân için, çok anlamlandırılacak bir durum da yok bizim açımızdan. Bir mezarlığın önündeki bankta; mandalina ağaçlarının altında; dalından kopardığımız mandalinaları tüketirken, bir yandan da bulunduğumuz coğrafyanın tadını çıkarıyor, coğrafyaya bir kez daha gelmenin ve bu kez en azından çok güzel dostlar edindiğimiz Vakıflı'da bir gece geçirmenin hayallerini kuruyoruz.
Dün Sevgili Kitapkeşfi'nin yorumu tetiklemese herhangi bir fotoğraftan öte bir anlam da içermeyecekti bu kare.
Ama şimdi; acaba yaşıyorlar mı diye düşünüyorum. Sonra o ândaki hepimiz açısından bakıyorum olaya. Onlar çok mutlu. Biz de mutluyuz ama çektiğim fotoğrafın o ân için hiç bir değeri, önemi olmadığı gibi o insanlarla duygusal bir bağımız ve tanışıklığımız da yok. Geldikleri arabanın kapıları açık ve yüksek sesle müzik çalıyor. Fotoğrafçı son hazırlıklarında. Birazdan çekimlere başlayacak. Günün özellikle seçildiği anlaşılan saatindeki ışık fotoğraf çekimi için muhteşem.
O mutluluk ânını uzaktan gözlemiş ve havada uçuşan tüm duyguları hissetmiş biri olarak düşünüyorum da; aynı zaman diliminde orada olan ve gelecekten habersiz iki taraftan -onlarla- bir şekilde bağ kurmuş biz tarafında yaşam -sağlıklı- devam ediyorken, bizden habersiz onların hayatlarında muhtemelen yıkımlar var. Bizim tüm geçmişimiz, fotoğraflarımız ve hayatlarımız hâlâ ellerimizdeyken üstelik.
Tüm bu cümleleri kurarken de şimdiki zaman canlanıyor gözlerimde: Varsayalım ve dilerim ki yaşıyordur bu çift; ama deprem nedeniyle fotoğraflar dahil her şey yok olmuş. Ya da fotoğraflarla birlikte kendileri de yok olmuş. Ve tesadüfen, onları tanıyan birileri; Hatay, deprem, Vakıflı falan diye nette arama yaparken fotoğrafı görüyorlar ve eğer yaşıyorlarsa Peri Kız'a ya da bir yakınına diyorlar ki: "Peri Kız'ın bizde olmayan, depremde göçük altlarında yok olan tüm fotoğraflarına rağmen, internette rastladığımız ve bilmediğimiz bir fotoğrafı var."
Ve o fotoğraf en huzurlu, en coşkulu, en mutlu güne ait. Üstelik bir eşinin olmayacağı bir açıdan ve epeyi uzaktan çekilmiş... ve üstelik profesyonel fotoğrafçının henüz hazırlık aşamasında olduğu, sevinçle iki basamağını tırmandığın şirin evin çiçeklerine uzanıp kokladığın, o mutlu ânda -meçhul bir kişi tarafından- o âna dair çekilmiş ilk kare.
Nasıl bir duyguyu tetikler ve çok şeyin yitirilmiş olduğu o ânda neler hissettirir, yıkım yaşamış bir insana ya da yakınlarına diye düşünüp duruyorum?
Çekenin notu: Elimdeki makine minik bir Nikon L23'dü, bulunduğumuz nokta ile Peri Kız'ın bulunduğu yer makinenin zum kapasitesine göre uzaktı ki kapasiteyi sonuna kadar kullanmıştım, onun avantajı da fotoğrafı masal tadında bir görselliğe ulaştırması olmuştu. Ama o ânın böyle bir anı olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti...
Bazen böyle oluyor, fotoğrafı çekilenden çok fotoğrafı çekenin anısında kalıyor o an. Umuyorum, hayattadırlar ve bir gün o ana denk düşerler.
YanıtlaSilHayat izin verirse ve ortalık toparlanır da normalleşirse ruh hallerimiz, şehirler ayağa kalkarsa, bu çiftin izlerini süreceğim Sevgili Okul Arkadaşım.
SilGerçekten masal gibi bir resim olmuş..
YanıtlaSilFotoğrafın çekildiği köy de tam bir masal aslında, ve depremden sağlam çıkmış.
SilHayat tam o karede! Ne öncesi, ne sonrası yok... sonsuza kadar renklerle içiçe...
YanıtlaSilÇok hoş bir andı, köy zaten bir rüya, bir de bu çekime denk gelmek... Reisimizin dediği gibi ama... bizim kader planı güzel çizilmiş demek ki:)
SilBence de tam olarak budur.. Değerli Momentos, Yorumunuza katılıyorum <3
SilMonet tablosu sanki..
YanıtlaSilBen de fotoğraftan çok o tadı alıyorum...
YanıtlaSilHayat çok farklı, küçük küçük anlardan oluşuyor hepimiz için...
YanıtlaSilFotoğraf bambaşka şeyler anlatıyor, renklerin beyninde yaptığı çağrışımlar ise çok başka... Ben böyle yazılarda bazen ne diyeceğimi bilemiyorum, bocalıyorum sanırım...
Çok güzel yazmışsınız, benden söz etmişsiniz, bunun için de ayrıca teşekkür ederim:)))
Sen de duygularını pek güzel anlatmışsın. Rica ederim, yazı da emeğin var. O yorum olmasa bu yazı olmayacaktı, teşekkürler benden de sana:)
YanıtlaSilTuhaf duyguların karanlığında bir ışık gibi geldi tablo... Fotoğraf olamayacak kadar hayal, gerçek olamayacak kadar uzak. Bambaşka diyarların, bambaşka geçmişlerin izi gibi. 100 yıl öncesi bir ressamın fırça darbeleri ile şekillenmiş, saçındaki papatya tacına kadar düşünülmüş bir inceliği barındırıyor üstelik. Tuhaf, gizemli... Bir müzede olsan mesela, karşısındaki banka geçip, saatlerce üzerine düşünüp, yazabilirsin.
YanıtlaSilYorum karşısında kalakaldım. Cümleler fotoğrafın hikâyesini o kadar çoğaltı ki... Oysa o anda sadece, sıklıkla rastladığımız çekim hallerinden birine denk gelmiştik ve ben de çekivermiştim. Ve yıllar sonra bir deprem o duygusuz fotoğraftan bambaşka bir hikâye yarattı. Ve yorum da o hikayeye boyut kattı, çok teşekkürler. Hayat normalleşir ve şehir hayata dönerse, kimbilir en üst yoruma yazdığım gibi peşine düşerim karakterlerinin ve sonunun ne olduğunu da yazarım belki.
Silgüzel anları dondurduğumuz fotoğrafların da bir enkaz altında kaybolduğunu yaşamak çok acı...
YanıtlaSilKesinlikle...
SilToparlanırsa şehir ve iyileşirse ruh hallerimiz, bu çiftin izini süreceğini söylemişsin. Yapacağına inanıyorum. Ve dilerim güzel haberler alırsın.
YanıtlaSilKesinlikle düşeceğim peşine, ama şehir aynı kalitede ve kültürle ayağa kalkar mı kısmı şüpheli, onu da önümüzdeki seçim belirleyecek...
Sil