İki çocuk yanaşıyorlar. Rehberlik etmek niyetleri. Daha esmer ve ötekine oranla daha ince olan konuya hakim. Kullandığı dil büyümüş de küçülmüş gibi. Garip bir ön yargı ile istemiyorum, sonrasında fena pişman olacağım üzere. Belki de tavrın ısrarcı gelmesini, -yapışkan bir biçimde- sadaka istemekle eşliyor aklım ve bu itici geliyor bana. Kilise alanının dışına çıkınca yine yakalıyor. İleride, dağın arkasında kalan heykelleri görmemizi öneriyor. Sırf bu yapışkan tavır nedeni ile gitmiyorum heykellere. En sevdiğim (kalbi öpülesi) kadın (gitmeden) veriyor emeğin karşılığını. Bense bir başka boyuttan bakıp yoksulluğa ve çabaya, tavrımın pişmanlığını yaşıyorum hâlâ.
9 Kasım 2017
Özür dilerim çocuk...
Görüşmek üzere...
Off yapma Sevgili Buraneros...
YanıtlaSilBazı haller zormuş, bu depremden aldığım ders bu Sevgili Dostum..
YanıtlaSilBütün gezinizi o tarihteki yazılara gidip gün gün okudum. Bu bölümü okurken içimden geçti "ah, işte hep yaptığımız davranış ve insan o anın karışık halleri geçtikten sonra, farklı algılayabiliyor".
YanıtlaSilTeselli etmek için söylemiyorum ama anlıyorum sizi.
Teşekkür ederim, Sevgili Okul Arkadaşım.
Sil