26 Kasım 2021 Cuma

Düğün Dernek Ve Karantina

Kısmen vahşet içerir!


Çok hevesliydim. Geçen cuma gününden itibaren başlayacak ve geniş aile için bir arada olma fırsatı yaratacak önemli bir mutluluk anını doya doya yaşayıp hafta başında da büyük bir keyifle tam da magazin tadıyla ve daha çok fotoğraf kullanarak güle oynaya yazacaktım. Ankara tayfası kardeşin evinde, İstanbul tayfası otelde, bir kişi de benim evimde konaklayacaktı.

Konuklar geldi. O akşam şirket çalışanlarının da katılacağı, menünün pide olduğu iş yemeğinin yanı sıra kadınlar grubunun katılacağı kız evinde kına gecesi vardı. Gerekli dağıtımlar yapıldıktan sonra bizce şehrin en iyi, aynı zamanda ülkenin pidecileri arasında önde Turhan Usta'da tüm kuzenler bir aradaydık. Kısa bir konuşma ardından yemek başladı. Sohbet de çocukluk anılarından başlayıp, uzadıkça uzadı. Yalnız pideciden önce kına ile yemek saati arasındaki boşlukta, zaman geçirmek için elbette, ben, kuzen Oğuz ve yakışıklı Asker Kuzey, aynı mıntıkadaki Muşta Lokantası'nda alemin en şahane sütlacını yemeden durmadık ki, bu fırsatı boş geçmek bize de yakışmazdı.

Biz, yani erkek ağırlıklı ailenin erkek tayfası pidecide sohbetin dibindeyken, ailenin kadın kısmı kına evinden kesintisiz haber akışı yapıyordu ki an itibari ile damadın yani Alp'in davul ve zurnacılarla kına evine yaptığı baskının canlı görüntüleri masamızdaydı.

Sonra, bıraktıklarımızı kız evinden alıp eve geldik. Vakit günü devirmişti ve yarın büyük gündü.

Sabah kahvaltıya kardeşe indim. Güle oynaya, bol sohbetli ve de esprili kahvaltı gerekli enerjiyi verince artık Asker Kuzey ile seri operasyonlara çıkabilirdik. Ankara'dan epey silah ve cephaneyle gelmişti. Önce operasyona dair gerekli istihbaratları yaptık ve bir brifingle son şekli verilmiş planlarımızı gözden geçirdik. Operasyonun gerektirdiği silahları seçip, cephanelerimizi yanımıza aldık. Son derece sessiz, işaretlerle konuşarak, çok kısa sürede ve hızla bir çok hedefe baskın yaptık ve çok şükür ki hiç sağlam adam bırakmadık. Kusura bakmayın lütfen, biraz da vahşiydik. Çünkü bazılarını tavana astık ve pişirdik, sonra döner gibi kesip isteyene ekmek arası isteyene dürüm yaptık. Üzgünüm ki gün içinde bunları tekrar etmek durumunda kaldım ki erkek nüfusu çoğul ailelerde kaçınılmaz bir durum bu. Elbette çocuklar için zararlı gibi gözüken bu hâl çok şükür ki ailemizin içinden bugüne kadar bir canavar çıkarmadı. Sanırım genlerimizde vahşilik yok ve bunun bir parodi olduğu duygusu nesillerden nesillere komik bir eğlence gibi aktarılabiliyor. En büyük olarak tüm nesillerle çarpışmalara katılmış, onlara öncülük etmiş ben bu olduğuma göre, ne kadar sert görünsek de güzel insanlarız ki aramızdan henüz bir arızalı da çıkmış değil.


Gelin alma saat 14:30'da. Gelin arabası küçük kardeşin üç harflisi. Çok sade ve şık süslendi ve hazır. O ara konvoyu oluşturacak diğer arabalar da bizim kapının önünde sıra olmaya başladı ve davullar gümbür gümbür vurmakta. Gençlerimiz bir yandan oynarken bir yandan da diğer arabaların aynalarına renk renk ama sade ve şık tüller bağlıyorlar. Tabii ki gelin arabasını damat kullanacak.

Konvoy gidişi sahilden yapıyor ve gelin evinin önündeyiz. Gelin arabası siteden içeri girdi ve yerini aldı.

Vursun davullar bir kez daha!.

E gelin evi naz evi. Olsun o kadar. Bekleriz. Çok eğleniyoruz ama. Sanki bir kaç saat evvel ateş saçan vahşiler biz değiliz. Asker Kuzey en salon adamı haliyle geceye hazır. "Komutanım koruma yapalım mı?" diye sordu. Gerek görmedim. Dedim "Keyfine bak sen." "Benim koruma ekibim şu an   görünmez moddalar ve gerektiğinde gerekeni yapacaklar."

Gelini kaptık. Yelken Kulübe kadar 15 kilometre civarı yolumuz var. Biz Kuzen Oğuz'un yani Asker Kuzey'in babasının arabasındayız. Gelin arabasının kuyruğundan ayrılmaya niyeti yok ama üçüncü şerit de bizimmiş gibi davranıyor. "Oğlum Kulübü kapattık yolu değil," demek zorunda kalıyorum. Oradan haraketle de havamı atmadan duramıyor ve yıllar yıllar öncesi gelin arabası olduğumda damadın başına neler getirdiğimizi anlatıyorum.*


Kulübe önden giriyoruz. Asker Kuzey ile gerekli önlemleri almamız, ortalığı kontrol etmemiz gerekiyormuş, öyle dedi. Kıramadım.

Nikâhı ilçe belediye başkanımız kıydı ve İstanbul Sözleşmesi'nin altını bir güzel çizdi ve bol bol alkışı aldı. Bir buzlu votka kola içtim ki ikinciye gittiğimde kızkardeşin, yani taze kayınvalidenin  kendi yapımı koca bir şişe vişne likörünü barda gördüm. Bir an votka vişne geçse de aklımdan dedim zaten votka ile yapıyor bunu. Bahçeye çıktım ki bizim üçüncü kuşak gençler ateş başında, biz ikinci kuşak olsak da aramızdaki iletişim pek genç. Çok hoş sohbetler ettik; ayışığının altında ve denizin kokusunda. Uzun süredir görüşemediğimiz pek çok insanla bir araya gelmek pek hoştu. Düğün bitimindeki büyük aile yemeği de kızkardeşte, yani benim alt katımdaydı.


Günün sabahı

Annem çok erken ölen babamın bir hayalinden söz ederdi. Büyük çocuk bendim. Bir torunu olduğunda,  o zamanlar şehrin en şık alışveriş noktası olan, trafiğe kapalı Mecidiye Caddesi'nde  omuzlarına oturtup dolaşırken o ne isterse alacağı bir alışveriş arzusuydu bu. Ne yazık ki değil torun, çocuklarının evlenişini bile göremedi. Ama bu isteği benim zihnime nakş oldu. Geniş ailenin tüm çocuklarını mutlu etmek için elimden geleni ardıma koymadım. Küslüklere hiç izin vermedim ki içimizden çok şükür ki arızalı insan hiç çıkmadı.

Şu an en küçüğümüz 5 yaşındaki Kuzey. Üstelik Fenerbahçeli. O halde yapılacak şey belli. Fenerium'a gidiyoruz.

Fikrim net. Fakat anne, baba ve babanne, yani biricik halam müdahil. Dedim karışmayın ama onlar sürekli müdahil. Dedim arkadaşlar lütfen. Dediler ortak ödeyelim. Ahh arkadaşlar demek, bir bilseniz diye konuyu açmak vardı da tabii ki o topu sahaya hiç sürmedim ama baskımı artırdım, sesimi yükselttim ve konu kapandı.. Annesi bayrağı geri bıraktırdığını görmediğimi sandı! 

Düğün akşamındaki aile yemeğine katılmadım. Gelinle damat yoktu ve haklı olarak gençler alemlere akıyordu. Olsalardı "her şeye rağmen" kesin katılırdım!

Halam aradı, çok ısrarcı oldu. Dedim Enn Sevdiğim Kadınla konuşuyorum.

Pazar sabahı erkek kardeşte kahvaltıdaydık. Asker Kuzey için başarı belgesi içeren bir sertifika hazırladık. Elbette çok da güldük, başarı dallarına. Halama bilirsin beni dedim ve gerekçelerimi anlattım. Sanırım hak verdi. Kahvaltı sonrasında deniz kenarında midye kabuğu toplamaya karar verildi. Eve montumu almak için çıktığımda ve kapıyı açtığımda telefon çalıyordu. Yetişemedim. Tırtıl'dı. Geri aradım. Korona pozitif çıktım, dedi. Şaşırtıcı derecede soğukkanlıydım ama içim gitti. Aşıları tamdı. Ama şu yazıyı keyifle yazma hayalim suya düştü. Ne blog okuyasım geldi ne de yazasım. Yataklara düşmesem de çalışma alanım yatağım oldu, aslında hoşuma da gitti. Kargo'dan gelen kitaplarımı bile orada inceledim. Telefonlar, okumakta olduğum kitap, iş defterlerim hepsi yatağı benle paylaşıyorlar. Her gün aynı saatlerde konuşuyoruz. Hatta pizza ısmarlim sana dedim, istemedi. Üç gecedir gece ateşi yok. Test bilgisi ilk anda  aile doktorumuz Oğuz'un telefonuna da düşmüş ve hemen aramış, ilaçları konusunda gerekeni söylemiş. Dün sadece sıkıldığını söyledi. Biliyorum dedim. Sosyal medya var da dedim ama kesmedi, yine de 14 günün yarısı gitti.


Durum iyi yani, karantinası Aralık 3'de sona erecek, siyasetle de bir partide aktif olarak ilgilenen ve kurucu il sekreterliğinden istifa edip, bunu çok da şık bir şekilde duyurduktan sonra üniversite şehrinde aynı partide devam etmekte olan bu ateş çocuğu evde ve pasif bir hayatta tutmak tabii ki zor. Ama katlanıyor. Ve karantina sonrası giremediği sınavları var.

Ancak... Ne olursa olsun kapalı ve kalabalık alanlarda maske şart!

Duyurulur.


*Bir Nikah Günü

34 yorum:

  1. Ammann! Sevgili Tırtıl'a geçmişler olsun. :(
    Anladığım, aşılı olduğu için hafif atlatıyor delikanlı, belki biraz sıkılıyor, o da geçecek.

    Düğünüz çok eğlenceli geçmiş, yeni evlilere mutluluklar diliyorum Sevgili Okul Arkadaşım. Bir yastıkta kocasınlar! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım, bayağı sıkılıyor anladığım ama büyükler hep ne der, sayılı gün çabuk geçer.:) Bir ders de çıkarır umarım durumdan ve daha dikkatli olur.

      Düğün çok eğlenceliydi, eş dost akraba epey de kalabalıktı, sanırım gelenler için de sosyalleşme adına bir ferahlama oldu. Çok teşekkürler, bizim oğlan seviyor evliliği, yaşayınca bakıp göreceğiz:)

      Sil
  2. Tırtıl'a geçmişler olsun, sorunsuz sapasağlam atlatsın, zaten yarısı geçmiş bile, umarım öbür yarısı da hafif geçer sağlığına kavuşur.
    Yeni evlilere mutluluklar diliyorum ben de, birlikte ve sağlıkla yaşlansınlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, hem hasta için hem de yeni evliler adına. Oğlan bıraksalar dışarı çıkacak gibi, iki gecelik ateş dışında başka bir rahatsızlık hissetmedi, can sıkıntısı hariç:)

      Sil
  3. Aile arası yaşanan o güzellikler birdenbire Tırtıl ve corona'ya dönüşünce ben de gerildim ister istemez. Ve fakat ''Aşıları tam gencecik bir adam yüzde yüz atlatır, kaçarı yok'' düşüncesi anında yok etti o gerilimi. Çok çok geçmiş olsun. 14 günün yarısı gitmiş bile, diğer yarısı da hemencecik, keyifle ve su gibi geçsin.
    Bu arada kocaman bir maşallah ailenize. Aynı binanın katlarında oturmanız ne güzel bir ayrıcalık. Biz tüm kardeşler bırakın aynı binayı, aynı şehirde, hatta aynı bölgede bile oturamadık hiç. Marmara, Ege, Akdeniz, Fransa diye bir dönüşüme girmişti hatta:) Daha nice nice yıllarda farklı mutluluklarda hep birlikte olmanızı diliyorum. Önce sağlık, keyif ve neşe içinde:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk haber verdiğinde ben de gerildim, sonraki konuşmalarda anladım ki zorlayıcı bir durum yok. O kadar aktif biri için küçük bir eve kapanmak zor ki sorun şu an sadece can sıkıntısı gibi gözüküyor.

      Çok teşekkürler. Aynı binada oturmak keyifli anacak ayrı binalarda oturduğumuz yıllarda da sanki aynı binadaymışısız gibiydi ilişkilerimiz. Aile, akrabalık, arkadaşlık ve komşuluk açısından daha şanslıyız; yıllardır, hatta nesillerdir süren ilişkilerimiz güzeldir ve içimizden hiç çürük elma çıkmadı bugüne kadar güzel ki.:)

      Sil
  4. Yeni evlilere mutluluklar:) Tırtıl'a da çok geçmiş olsun:(

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş olsun, o kadar tatlı anlatmışsınız ki daha okurken nazarımız değdi yahu :( Geniş ailenize yeni katılanlara da mutluluklar :)

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ederim... ederler:) Senin nazarın değmez, kalbin çok güzel çünkü:)

    YanıtlaSil
  7. Yazının başında "kısmen vahşet içerir" yazınca eyvah dedim, düğün konvoyuna birileri mi musallat oldu.. öyle ya her konvoy nasibini alırdı mutlaka. Şükür öyle değilmiş. Her şey çok tadında ve yolunda gitmiş. Tebrik ederim kalabalık, coşkulu bu aileyi :) Gençlere de keyifle, sağlıkla geçirecekleri yıllar dilerim.

    Tırtıl' a çok geçmiş olsun. Maalesef aşı olunca bile geçirenler oldu ama sanırım hafif geçiriyor, belki aşının etkisi bu. Minik bir nazar boncuğu olmuş bu olay. Dışarıya, hele ki kalabalık ortama çıkılıyorsa maske şart.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim konvoya bulaşmak biraz yürek isterdi.:) Gelin hanımın abisi ve arkadaşları koyu renk takım elbiseleri ve cüsseleriyle ve kullandıkları araçla bu manada fazlasıyla mesaj veriyorlardı:)

      Çok teşekkür ederim Sevgili Momentos. İki gün falan gece ateş oldu, onun dışında can sıkılmasından başka bir şikayet yok:) Malesef maske konusunda bir duyarsızlık var ki o o gün de üstelik kapalı alanda çoğunlukta maske yoktu.

      Sil
  8. ne güzeldir kocaman ve iletişimde olan bir aile, nazar değmesin, hep yanyana, cancana kalın :)
    tırtıl'a ise kocaman bir geçmiş olsun. evde kapalı kalmak zor iş hele gençler için . neyse ki çoğu gitmiş azı kalmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bu hayatta elde ettiğim en büyük şans bu geniş aile. Sonradan katılanlar çoğaldıkça nereye varır bilmiyorum:)

      Çok teşekkürler ki bu oğlan hem aktif hem de epey sosyal, vakit geçirme konusunda sıkıntı çekmez de diğer uğraşlardan yoksunluk sıkabilir onu ama sonuçta bu da bir deneyim:)

      Sil
  9. Yoğun ama bir o kadar da eğlenceli geçen bir düğün günü olmuş. Yeni evli çifte mutluluklar dilerim. Tırtıl'a da çok geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, hem çift adına hem de Tırtıl adına:)

      Sil
  10. Şimdi okudum kuzeyle beraber... Çok beğendi daha okusana dedi maalesef bitti dedim... Her zamanki gibi çok güzel anlatmışsın... E birde tırtıl iyi olunca tadından yenmiyor... Birde Ankara yazısı lazım sana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onla daha maceralar yaşayacağız, ve neler neler yazacağım daha. Ankara yazısı kesin lazım, yazacağım elbette ki Quick Chine bu blogda olmadan olmaz zira...:) Bir gün bir eser ve ansızın gelebilirim:)

      Sil
  11. Yüreğim bir hop etmedi değil. Sevindim aşıların tam Tırtıl'ın da iyi olduğuna. Ah senin o coşkulu, neşeli, sevecen ve bir aradayken kahkahası eksik olmayan güzel ailen, ne güzel büyüyorsunuz, çoğaltıyorsunuz. Bir gün, Samsun'a gelebilirsem, ucunda kıyısında, bir masanın etrafında, "büyük, kalabalık, coşkulu İtalyan ailesi" hayalimi Samsun'da yaşar mıyım ki? Annemin de dediği gibi,o hayal için önce çocuk doğurmam gerekebilirdi tabi😎 ama ne derler bilirsin en iyi "tekne" ve "büyük aile" dostununkidir. 🤣

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen düşünüyor ve diyorum ki ben bazı insanlara göre 1000 yıllık bir hayat yaşıyorum. Çok az insanın tanık olabileceği hallerden biri mesela babanneme arkadaşlarımın da babanne demesi, bir boşluğu dolduruyordu muhtemelen. Dedem ben ilkokul 3'deyken ölmese muhtemelen ona da dede diyeceklerdi:) Bir gün bizim evde bayram diye bir yazı yazmalıyım, hatta yılbaşıyı da eklemeleyim:) Şanslı bir insansın aile açısından sen de bayanım:) Ha bir dezavantaj var bu ailede, çocukların da olsa bir türlü büyüyemiyorsun ki bu da iyi bir şey mi emin değilim!:)

      Sil
  12. Canım ne güzel anlatmışsın.kalemine yüreğine sağlık.
    Oguzun dediği gibi en yakın zamanda bir Ankara yazısı yakışır..
    Bekliyoruz.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler alemin en çıtır halası. Kafaya koydum, gelecem. Sevgiler:)

      Sil
  13. Bir ömür mutluluklar genç çifte ve çok geçmiş olsun Tırtıl'a. Çok şükür ki zoru gitmiş azı kalmış anladığım. O adı batasıca Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen ile yakın zamanda benim de bir mesaim oldu. Türeci-Şahin çiftine binlerce şükürler olsun ki koku kaybı ve az biraz da burun tıkanıklığı hariç bir sıkıntı yaşamadım. Hatta koku kaybı olmasa test bile yaptırmazdım. 10. gün testi ile de sona ermişti karantinam, sonuç negatif çıkınca. Ama nasıl da anlıyorum Tırtıl'ın o ev -ve benim durumda bir de oda- hapsindeki sıkıntısını. Tez zamanda normale dönmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler:) Sana da geçmiş olsun, bunda da koku ve tat kaybı olmuş, tıkanıklıktan söz etmedi, kısa sürede geçmiş. 10.gün testi yapacaklar mı bilmiyorum, bugün muhtemelen 10. gününde. Ona sorarsan normal de, son sözü test söyleyecek sonuçta.

      Sil
    2. Çok teşekkürler. Antikor yüklemesi yaptım, buna da şükür diye olumluyorum. :)) Burun tıkanıklığı koku kaybı olup da ilk testi yaptırdığım gün çoktan geçmişti bile. Tad kaybı hiç olmadı, koku da 10. gün geri geldi. Umarım onda da çabucak gelir. 10. gün testi pek hastalar tarafından bilinen ve yetkililer tarafından da söylenen bir uygulama değil ama Sağlık Bakanlığının kitapçığında var. :) Normalde karantina 14. gün bitiyor ve bu sürenin sonunda test yaptırma zorunluluğu da yok. Ama küçük bir açık var sistemde ve ben onu kullanmakta beis görmedim herhangi bir şikayetim de olmayınca. Sonuçta kimseyi riske atan bir durum yok. Kural diyor ki; ilk yapılan testte eğer varyant (Delta yazıyorsa kaçış yok. 14 gün sabit) tespit edilmediyse 10. gün negatif test sonucuyla karantina sona erdirilebilir. Benim ilk testte varyant çalışılmamış, o yüzden İlçe Sağlık gönülsüz de olsa yaptı testi. Sonuç negatif çıktı ve o gece 12'den sonra HES kodum açılmıştı. Ama aynı gün pozitif çıktığımız kardeşimin bu testi de pozitif çıktı ve o 14. günü bekledi. Kendini iyi hissediyorsa, ilk testinde Delta yazmıyorsa ve gerçekten 10. gündeyse test yaptırıp şansını deneyebilir Tırtıl da.

      Sil
    3. Tırtıl kendi testini kendince yapan nesilden, ona kalsa 3. gün tamamdı:) Şurada 4-5 gün kaldı, beklesin:) Onda ateş ikinci gün gitmiş koku ve tat da bildiğim iki gün içinde geri gelmişti.

      Sil
  14. Yeni evlilere mutluluklar dilerim.
    Tırtıla da çok geçmiş olsun, gençler çabuk atlatıyor diyoruz ama yine de bu aralar salgın arttı, hayat devam ediyor, dikkat etmek lazım.Nerden geleceğini bilemediğimiz için daha da zor bu hastalık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler:)

      Gençler ve bazı aşı karşıtları dikkat etmek gerektiğini bir anlasalar, sorun belki de çoktan çözülecekti. Kurumlar aşı yapmaya adam arar halde şu anda. Şimdi aşı var aşıya giden insan yok. Son aşımı olduğumda koca üniversite hastanesinin salonunda iki kişiydik. Tanıdığım birisi var ve yaşı da var, Turkovac'ı bekliyormuş!

      Sil
  15. iyi dileklerimi salıyorum buraya, bir solukta merakla okudum, yazdıklarına şaşkınlığım da hayranlığım da hiç geçmiyor :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim... ederiz:)

      Övgü kısmına da bilmukabale diyorum, hem de keyifle:)

      Sil
  16. Bu yazıyı kaçırmışım, neyse ki o arada karantinanın sonu gelmiş bile. Geçmiş gitmiş olsun, bol şifa dilerim.
    Yeni evlilere de sonsuz mutluluklar...
    Fenerbahçeli Kuzey'i tuttum bu arada:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler... yeni evliler adına da:)

      Kuzey Fenerbahçeliliğin ötesinde de şahane bir adam:)

      Sil
  17. Tırtıl'a çok geçmiş olsun. Son 2 günü kalmış, sayılı gün zor da olsa geçiyor. Söz konusu çocuklarımız olunca hayat durma noktasına geliyor. Onlar iyi olsun, gerisi nasılsa hallolur diyor insan hemen. Geniş ailenize bayıldım :) Yeni evlilere mutluluklar!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Kesinlikle öyle... İlk oğlum doğduğunda demiştim, endişe duymamam gereken sayısı +1 daha, diye, çünkü baba erken ölünce kardeşlerim bir yanıyla da çocuklarım gibi olmuştu.

      Geniş ailemiz süper. Bu anlamda büyüklerimize hep duacıyım. Çok teşekürler Sevgili KuyruksuzKedi, yeni evlilere ileteceğim bunu:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP