Amelie.
19 dakika önce
Fuayeden Yazılar
Ben bazen hayal yaşarım! Ama şu canlandırmalara da paha biçmek mümkün değil işte, ve hiç ama hiç bir şey önlerine geçemiyor ne yazık ki! Ü...
© Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008
Back to TOP
O masadan kalkmış kadar olduk :) Uzun uzun bir sofrada sohbet etmiş gibi hissettim. Epey oldu. Özlemişim. Sonra bu kadar mezenin olması bana bir anımı hatırlattı. Daha öncesinde tanımadığım ama orada tanıştığım yaşça büyük, biraz incinmiş, ama çok hoşsohbet bir kadınla levant mezelerini yerken ettiğim muhabbeti hatırladım. Byblos'ta yapayalnız bahçeye oturmuşuz. Öğlen sıcağı vurmuş tepemize. Bir ağacın gölgesine sığınmış vaziyette meze yiyoruz. Birbirimizi tanıyoruz. Çevreden Arapça Ermenice bir şeyler duyuluyor. Fazla gürültülü değil. İlerideki denize bakıp dertlerimizi paylaşıyoruz. Çok gülüyoruz. Sonra Ayvalık'ı andıran ufak şehirciğin sokaklarında yürüyoruz. Kayboluyoruz. Balkonlarda rengarenk saksılar görüyoruz. Alışveriş ediyoruz. Bir barda oturmuş dünya kupasını seyreden erkeklere takılıyoruz. Gol gelmiyor :) Kalkıp gidiyoruz. O günlerde hala hayata inanabiliyorum :)) Bu arada Ibis benim yurtdışında en sık tercih ettiğim otellerden. Uygun fiyatlı olması ve hiçbir sürprize mahal vermemesi hoşuma gidiyor. Özellikle kısa şipşak tatillerde gezilerde.
YanıtlaSilNe mutlu bize o zaman:)
SilSenin hikâye müthiş, coğrafya şahane, okumadım sanki kısa film izledim. "O günlerde hayata inanabiliyorum" dan bir çıkarım yaptım; şimdiye dair! Lakin hayata hep inanalım, dostluğuna güvenip elini -hele de şu günlerde- hiç bırakmayalım derim ben, onunla ilişkimizi ne olursa olsun severim, bilirim ki sürprizleri her daim şık olur:) Kendine emek verenlere gösterdikleri bence çok güzel ve kıymetlidir. Hayata ve sürprizlerine hep açık olalım, umutla bekleyelim çünkü o kesinlikle bilir zamanını:) İbis'in hikayesi ve konsepti bana ilginç, sevimli ve yakın geliyor. Tren garları civarını özellikle seçiyor olması, çocukluğumun otel anıları ile eş, bu bile yeterli bir keyif benim için:)
Bir yandan o masayı biliyorum hissiyatı bir yandan e fotoğraf da tanıdık gibi... derken, muhabbetin en koyu yerinde yanıyor lamba: iki duble rakı lütfen demeden hemen önce gidiyorum 2019'a. Leziz bir masa, şahane iki insan. Daim olsun.
YanıtlaSilBir Abili, tanıdığım insanlar içinde yeri çok özel bir arkadaşlı, ayrıca "barın sahibi" falanlı, çok sohbetli, püfür püfür bir masa var bende de... Kurmaca desen uymaz, vallahi yaşadım desem kimse inanmaz.
SilŞu hayatın kumbarama attıklarına bayılıyorum vesselam. Çok güzel yaşadım diyeyim diye, elinden geleni ardına koymuyor, biliyorum.
Bilmukable:)
Yazının ilk fotoğrafa gelene kadar bölümünü okurken, bende bir Kuzguncuk havası uyandı. Sanki kilisenin oralarda bir yerde küçük bir meyhanemsitrak bir yerde hayallendim durdum. Ah şu yemekleri, masayı, içkiyi betimleme olayı fena yahu :)) Bir çırpıda Bostanlı' ya inip mezecileri dolaşasım geliyor :)
YanıtlaSilBence çıkın yapın seyahatinizi, nasılsa dikkatlisinizdir, aşıları da oldunuz. Hayat kısa kuşlar uçuyor, günler geçiyor...
Aslında Kuzguncuk-Balat sınırında var küçük meyhane Sevgili Momentos. Sahil Restoran. Kiliseye yakın bildiğim Agora 1890, başkaca varsa da ben bilmiyorum. Maske çıkmadığı sürece uzak yerler ancak nokta atışı olursa belki, çünkü sakınımsız gezmeyi seviyorum:)
SilBalat???
Silİstanbul Fatih-Ayvansaray-Balat.:)
SilOnu biliyorum, sadece Kuzguncuk Balat nasıl bir sınır teşkil ediyor kafamda canlandıramadım da o yüzden sordum. :)
SilAynı anda işle ve ekranda başka bir işle meşguldüm... ve de telefonla konuşuyordum; aradan sıvışmış Kuzguncuk:)
SilNazım Hikmet Kültür Merkezi'ni okuyunca bir de kilise çanı filan, bir İstanbul anısı geliyor diye düşünmüştüm, İzmir anısıymış, meğerse.
YanıtlaSilBir de ipuçlarını ardı ardına ekleyince, epey uzun bir İzmir gezmesi yapmış oldum Sevgili Okul Arkadaşım. :)
Şu lezzetli sohbetleri ve gezileri ne kadar özledik değil mi? Ahh!
ahaha işte bende de kafa aynen böyle çalıştı. nazım hikmet, kilise çanı falan diye okurken hah dedim kadıköy burası. derken izmir çıktı. olsun, orayı da severiz :) siz anlatınca her yer güzel ve gezilesi zaten buraneroscum :) (hitapta eşik atladım farkındaysanız :P)
SilPek gülümsedim ben de, hoş, hoşuma gitti Sevgili Şule,:)
SilÇok teşekkür ederim ama anlattıranlara da bakmak lazım, mesela Ara Sokak'ın kapalı olduğu akşam gittiğimiz yerdeki halim bir felaket:)
Dışarıda oturulabilir bir mevsimde gidilirse kesinlikle tavsiye ederim, gerçi sonraki seferdeki yazımda belirttiğim gibi Nazım Hikmet yoktu artık ve sokağın tadı -artık- nasıldırı o akşam kapalı olduğu için bilemedik. Mezelerin tamamını kendileri yapıyorlar ve deniz ürünlerini bizzat sabah gidip taze alıyorlar.
İzmir'i özel seviyoruz Sevgili Okul Arkadaşım. İstanbul'sa İstanbul, kimselere benzemez bizce, o tüm şehirlerin abisi, rol modeli:) Özledik elbette:) Bir yandan da diyorum ki iyi ki blog yazmaya bulaşmışız, böylesi bir süreçte nasıl da sağlam kılıyor insanı; gülümsetebiliyor, diri ve umutlu tutuyor:)
YanıtlaSilNasıl güzel bir kaçamak!
YanıtlaSilRakı sofrası deyince aklıma bir gerçekle karışık hikaye geldi, haydi ilk fırsatta yazayım :)
Bekliyoruz merakla hikâyeyi. Fakat sen hikâye deyince benim de aklıma şu geldi: Niyet var ya hani, işte o gerçek olmuş mesela ve siz Urla'ya gelmişsiniz. Biz de toplanmış İzmir'e gelmişiz ve Ara Sokak'da kocaman bir rakı masası kurmuşuz, üstelik ne donatmışız o masayı:)
SilAh pandemi ah!
YanıtlaSilAz kaldı, iki yıl bitti üçe gireceğiz. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Eskisi gibi görünse de o tadı vermiyor. Kendi kısıtlı çevremizde fazla uzaklara açılamadan sözüm ona bekliyoruz. Şu illetin kökünün kazındığını bir duysak, işte o gün bayram! Sonbaharda Covid-19 ilaçlarının devreye gireceği haberleri vardı. Umarım aşı karşıtları ilaca da karşı olmaz da önümüzdeki yaz düzlüğe çıkarız artık. Siz ve Enn Sevdiğiniz Kadın kutlamalara doyamaz, keyif dolu sofralarda pandeminin acısını çıkarırsınız dilerim:)
Yaz aslında iyi geçti bizim mahallede:) Açık hava, konserler, folklor gösterileri, kafeler falan iyiydi ancak kışla birlikte mekânlara kapanılacağı için keyifsizleşeck yine. İlaç iyi haber, en azından normal insanlara etkisi grip ilaçları gibi olursa rahatız demektir. Aşı karşıtları insan hayatı açısından elbette önemliler ama her koyun da kendi bacağından asılır demiş sonuçta atalarımız Sevgili Zeugma. Ama üzücü tarafı karar verme durumunda olmayan çocuklarını da sürüklüyor olmaları. Hepimiz çıkarılım inşallah:)
SilFabulous blog
YanıtlaSilThank you very much:)
SilPlease read my post
YanıtlaSilI'll read.:)
SilNe iyi gelirdi şu an bir çilingir sofrası...
YanıtlaSilAdı üzerinde sofranın; her derde çilingir:) İki dakikalık işi var; beyaz peynir, kavun ve rakı, ya da Ata işi, sadece beyaz leblebi, bir kadeh rakı:)
SilOf! Pandeminin hemen öncesi, 2019 Nisan ayı, evlilik yıldönümü rakı-balığını yapmak için İzmir'e gitmişiz. O güzel zamanları aklıma getirdi bu yazı:)
YanıtlaSilAslında uzak gibi duran zamanlar ne kadar yakın, normal bir seyahat aralığı gibi neredeyse ama şu pandemi zaman kavramımızı öyle alt üst etti ki 2 yıl öncesi bile çok uzakmış gibi geliyor bana da, bazı yazıları dönüp okuduğumda daha dünmüş ya diyorum:)
YanıtlaSil