16 Eylül 2021 Perşembe

Çocuk Sevinçlerim Zıpladı

Sevgili Zeugma dinlediği bir böreği yapmış ve de tarifini yazmıştı.* Ben de büyük bir keyifle yorum eklemiştim. Zevkle okumuş, anılar canlanmış, hayatımın en güzel yılları hanesinde yeri daim, birazdan okuyacağınız yorumda bahsetmediğim ama o sabahlarımda hep olan kız arkadaşımdan da söz edeceğim bir yazı hayal etmiştim.  İşte bu sabahın erkeninde o hayaller içindeyken ve aşağıdaki yorumu genişletip yazıya evirmeyi düşünürken...  Birden... Evet, birden bir ışık yandı ve merak noktamı aydınlattı. Önce yazdığım yorumu, sonra ışık neleri aydınlattı, nasıl bir yolu ışıldattı bir görelim.

 

Blog yazısına dönerse kusuruma bakmayın lütfen:)

Bu böreğin anısı sağlamdır bende Sevgili Zeugma.:) Kendisiyle ilk tanışmamız, babamın mağazası şehir içindeyken ve ben kısa pantolunluyken oldu. Mağazaya yakın adı İstanbul Börekçisi olan bir yer vardı, sahibi roman kahramanıydı benim için. Özel ve kültürlü bir İstanbulludur diye düşünmüştüm ve öyle yer etmişti bende. Oradan milföy tadında kıyır kıyır poğaçalar ve bu börekten alırdık. Sonra mağazalar sanayi sitesine taşındı, bir süre uzak kaldık; ta ki ben liseye başlayana kadar. Sabah okula, komşu kamu kurumunun servisi ile gelir, okul saatinden epeyi önce vardığı için de şehir merkezinde inerdim ve daha gün ışımamışken doğruca buraya. Sonra kapandığını gördüm. Ben büyüdüm, evlendim falan. Şehir merkezinde oturuyorum ve bize yakın bir modern pazar var. Bir gün orada minicik bir dükkân gördüm. Tabela İstanbul Börekçisi. Anılar canlı olsa da umut az. Girdim, ne görim, eski mekânın iki ustası; yaşlanmışlar, oradalar. Sordum. O abi bırakmış işi, kapatmış dükkânı ve gitmiş. Bunlar başka yerlerde çalışmışlar ama bu kalite olmadığından mutsuz olmuş ve bir süre sonra bu yeri açmışlar, ada sadakatle.  Lezzet aynı, hiç fark yok. Dükkânda iki kişi zor oturur. Fakat yufka açmaları beni çok şaşırtmıştı. Oklava kullanmıyorlar, elle hamuru biraz yaydıktan sonra başlarının üzerinde iki el üstünde semazen gibi döndürüyorlardı. Nefis bir şov. Denk gelirsem her seferinde izliyordum. Tabii ki kapıdan. İçeriye girmek ne mümkün, her şey o en fazla 20 metrekare içinde:)


Bu sabahın en erkeninde uyanmış,  daha geniş yazı için yorumumu sayfaya yerleştirmiştim ki o ara biraz blog okuyasım geldi. Gülümseyerek ve keyifle dolaşıyordum blogları, bazı yazıları tekrar okuyor, bu sayede tanıdığım ve sevdiğim insanların varlıklarına bir kez daha seviniyor, pandemisiz günlere dair hayaller kurup o anların önizlemesini yapıyordum. Dışarıda yağmur parlaklığı, çalışma odamda tatlı, huzur veren bir serinlik vardı. Sonra kendi bazı yazılarıma döndüm. Oradaki çok kıymetli izleri sevdim. Tüm bedenim bu hoş sabaha gülümsüyordu ve gün içine dair planlarım vardı. Üstelik hava tam da o planlara uygun, gerçek bir kuzeyliydi ve fazlasıyla heyecan veriyordu.

Derken....

Bir anda börekçi ile ilgili acaba ben yaşlarda birileri bir şey yazmış mıdır? diye düşündüm. O halde Google'a bir danışayım dedim. Mekânın adını yazdım, kimse bir şey yazmamıştı ama Google şıp diye önüme aynı adlı bir mekânı koydu. Haritayı büyüttüm. Kolay bir yerdeydi, üstelik son yerine uzak da değildi. Hatta o pazar yeri Anneler Parkı olunca yıkılan dükkândan sonra buraya mı geldiler acaba? diye de düşündüm.

Heyecanım arttı, çocuk sevinçlerim tavanda ancak şehire inmem gerekiyordu.

Çok heyecanlandım!

Çünkü, eğer hikâye düşündüğüm gibi geliştiyse ve benim çocuk keşfimin epeyi öncesini de düşünürsek, yarım asrı epeyi aştığı kesin bir devamlılıktan bahsediyor olacaktım. Cephesi yine küçük bir dükkân ki umutlu kılıyor beni; ama artık çocuk da değilim.  Ama heyecanlarım çocuk... Ve onlar soruyor: "Acaba... acaba muhtemelen rahmetli olmuş o ustaların çocuklarından biri midir?"


*Sevgili Zeugma'nın enfes börekleri ve tarifi için buradan lütfen.



*Devam yazısı Sıcak Böreğin Dayanılmaz Hafifliği içinse buradan lütfen.

15 yorum:

  1. Ankara'da bir Sarıyer Börekçisi açmıştık zamanında. Ancak Ankara'da İstanbul ve İzmir'de olduğu kadar börek kültürü yok ne yazık ki. Zeugma'yı da ziyaret ettim sayenizde. Anılarınızı güzel kaleminizden okumak büyük zevk. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  2. Ayy mutlaka bu sorunun cevabı bulunmalı!!!! Meraktayız, bekliyoruz..
    Çocukluktan tanıdığımız ustaların devam etmesi hele ki yıllar sonra birden karşımıza çıkıvermesi hakikaten muhteşem bir şey.. Bizim de öyle bir köftecimiz vardır. Hele bir de harfalı vardır ki offf burnu ince ince sızlatır. Yıllar sonra aynı ustayı başka mekanda bulunca çekinerek sormuştuk “hani sizin bir hard…” derken koştu içerden ufak bir cam kase getirdi, içinde bıçak, zaten bir bıçaktan çok yiyemezsin ağlatır :) Öyle herkese çıkarmıyormuş sorana sadece….. Aaaah ah!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevabı bir terslik olmazsa yarın, olmadı pazar günü arayacağım. Tabii ki ne olursa olsun tadına da bakıp yazacağım:)

      Sil
  3. Amanın, ne kadar heyecanlı şeyler olmuş o yorumdan sonra. Lütfen ama lütfen o küçük dükkan o ustaların çocuklarından ya da yakın akrabalarından biri olsun. Ustaları şimdiki ustalara birebir el vermiş olsun da o leziz börekler tıpkısının aynısı halleriyle orada sizi bekliyor olsun. Gidip gördüğünüzde çocukluğunuzun o kıymetli lezzetiyle hemhal olun yeniden. Ağzınızda çıtır çıtır dağılsın:) Dualarım kabul olsun. Sevgili buraneros, yazının devamını okumak için meraktan çatlamazsam iyidir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin:)

      Önce börek ve poğaça sipariş edeceğim ve onu yerken de konuyu açacağım Sevgili Zeugma. Sonra nasıl gelişir meçhul, bir ilişki varsa süper, yoksa da belki biliyorsa mekânı o da süper. Elde var sıfır olursa da belki bu börek de övülmeye değerdir. Göreceğiz. Sevgili Ceren'e de dediğim gibi, olan biteni en şeffaf haliyle anlatacağım:)

      Sil
    2. Üç ihtimalden biridir mutlaka. İsimleri İstanbul Börekçisi ise şayet, bağlantıları olması yüksek ihtimal. Aksi takdirde ''Sarıyer Börekçisi'' koyarlardı isimlerini. Ben 1. ata oynuyorum dermişim:)) Hayatın akışında heyecan verici bir gerçek. Hakikaten çok merak ettim. Olanı biteni yazacağınıza sevindim:)

      Sil
    3. Son yorumda duyurulduğu üzere görev tamamlandı:) Ayrıntılar uzak değil:)

      Sil
  4. Ne yazık ki böyle el verme, maharetlerin nesilden nesile geçme işi bitti günümüzde. ustalar kendi çocuklarını bırak başka çıraklar bulup
    işlerini, sanatlarını aktaracak insan bulamıyorlar.
    Aklına o usta gelmesi sonrasında da tesadüflerin olması ne hoş. hayat böyle işte aradığını buluyorsun eninde sonunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında franchising usta çırak ilişkisinin ve butik mekânların sonu oldu. Büyük sermaye ve reklam gücüne yenik düştüler ne yazık ki, ve elbette profesyoneller insanların damaklarından ziyade orada, yani marka bir mekânda olma duygularını pek güzel körükleyip ele geçirdiler:)

      Sil
  5. sarıyer böreğine bayılırım, hele de çocukluk lezzeti bir börek ise söz konusu olan ne müthiş bir lezzettir kim bilir. merakla bekliyorum ben de arayışın sonunu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bütün böreklere bayılır, arar bulur peşini de bırakmam ama nereye kadar:) Şimdilik dilimi ısırıyorum Sevgili Şule ve güzel şeyler düşünüp hayal ediyorum, hayal kırıklığı kapım da aralık tabii ki:)

      Sil
  6. BİR SON DAKİKA HABERİ

    Yazar kişisi, sabah erkeninde sıcacıktır şimdi dedi ve erken saatlerde olay mahaline vardı. Haber için treni bile kullanmadı!

    Gerçekten sıcacıktı. Poğaçalara şeklen baktı... tamam dedi.

    Karışık börek söyledi, patatesli de vardı ama gelenkselinde olmadığı için o peynirli ve kıymalı tercih etti; bir de demli çay... ve tabii ki sohbet. Ve az önce döndü olay mahallinden...

    Yediği içtiği onun olsun ama anlatsın.

    Değil mi?

    Tüm gelişmeler tüm detaylarıyla pek yakında!

    YanıtlaSil
  7. Bir sonraki yazının, öncesine baktım ve okunmalı dedim geldim.
    Ah bana ne hatırlattınız Buraneros.. o hamuru ellerinin üstünde semazen gibi döndürüp incecik kağıt gibi açanlardan biri de benim rahmetli annemdi. "Hiç işim olmaz" deyip öğrenmeyen kafamı vuruyorum duvara.
    Börek dediniz mi biz Makedonlarda hayat durur, o kadar yani.
    Tanrım ağzımın suları aktı. :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum da bana bir başka şeyi hatırlattı Sevgili Momentos. Bana yakın ama sahilden daha içeride bir lokanta açılmıştı, gerçekten de çok hoştu ve sade bir şıklığı vardı. Gittim ve orada Boşnak Köftesi yedim. İnanılmazdı, ama daha ötesi aşçının kendi dokunuşlarıyla biraz farklılaştırdığı yorumuydu. Epey sohbet etmiştik kendisiyle. Demem o ki coğrafyanın mutfağı şahanedir, çünkü benim rahmetli küçük yengem ve ailesi de o yöredendir:) Ve kalabalık aileler işte bu çeşitlilik nedeniyle pek hoştur.:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP