3 Nisan 2009 Cuma

Emmanuelle...Sylvia Kristel


Emmanuelle Arsan adlı aykırı yazarın otobiyografisinden yola çıkarak çekilen, Sylvia Kristel ile özdeşleşerek dönemine damgasını vuran bu film; bir oyuncuyu tek bir filmle yıllar boyu unutulmaz yapmayı başarmıştır.

Sylvia Kristel adı silinmiş, Emmanuelle olmuştur ki başkaca da hatırlanacak bir filmi yoktur. Bu film sonrası bir iki denemesi olmuştur ama o, izleyicinin Emmanuelle'idir. Öyle kalarak da sinema tarihine geçmiştir.

Geçen gün, bir arkadaşımla antik bir kentin kıyısından geçerken ve filmlerden konuşurken konu bu filme gelmiş ve tarihsel değeri noktasında hemfikir olmuştuk; zaten bu yazıya sebep olan da o konuşmadır.

Bu filmi değerli kılanın ne olduğunu sorgularsak; film oynadığı tarih itibariyle tabuları deviren, üzerine çokça ve farklı nitelemelerle entelektüel tartışmalar yapılan; karakter, erkekler tarafından kendi cinselliğinin farkında ve yönetimini elinde tutan özgür bir kadın kimliği olarak tanımlanırken (işlerine geldiği için:) ; feminist entelektüeller tarafından, erkeklerin olmasını istediği biçimde bir özgür kadını simgeleyen (yani özgürleşemeyen) ve kadını eşitlemek yerine yine ikincil yapan bir ikon olarak eleştirilmiştir.

Kimsenin eleştiremiyeceği bir özellik vardır ki o da, Sylvia Kristel gibi bir erotizm ikonunun sinemaya henüz gelmediğidir.

Emmanuelle, olağanüstü etkileyici bir atmosferde ve çok etkileyici bir müzikle, pornografinin sert ögelerine baş vurmadan, asla çirkinleşmeden, romantizmin tatlı esintisinden uzaklaşmadan da pornografik(estetik) ögeler taşıyabilen ve cinselliği tartıştıran bir film yapılabileceğinin en güzel örneğidir.

Uçakta başlayan ve egzotik bir ülkede süren hikâyesiyle sinemasal anlamda etkileyici mekânlar ve dekorlarda muhteşem şarkısıyla birlikte çok etkileyici bir erotizm sunar. Film bittiğinde kendinizi bir başka dünyadan dönmüş gibi hissedersiniz...

Ülkemize gecikmeyle gelen bu filmin hikâyesi ve abartılmış sahneleri henüz topraklarımıza ayak basmadan önce uzun süre dilden dile dolaşmıştı. Okulu kırıp yaşı tutmayan tıfıllar olarak binbir numara yapıp yalvar yakar girebildiğimiz sinemada özellikle dört gözle beklediğimiz bir sahnenin olmamasına da çok üzülmüştük. O gün bugündür, belli bir bölüme kadar olan sahnenin efsane an'ıyla ilgili hiç bir veriye rastlanamadı. Belki de o yılların en önemli asparagasıydı; ya da gerçekten kesilip atıldı filmin içinden. Bilmiyoruz.

Bulursanız; sinemanın kilometre taşlarından biri olan bu filmi izleyin... Özellikle şarkısı çok hoştur.


Bu fotoğrafı koymak konusunda çok tereddüt yaşadım; çocukları ve genel ahlak bekçilerini gözeterek... Ama bu yazının anlamını vurgulayacak olan da bu fotoğraftı, ve tarihe ihanet de bana yakışmazdı.



3 yorum:

  1. Ben izlemedim bak. ama sanki ben bunu dizi gibi hatırlıyorum, yani görüntü yok hafızamda ama diziymiş gibi biliyordum.

    YanıtlaSil
  2. Sonra bir sürü Emmanuelle filmi çevrildi seri halinde 3,4,5,6 diye ...Ötekilerde başka oyuncularla tavuğun suyunun suyu hesabı yapıldı.Herhalde cine 5 te dizi olarak bir emmanuelle serisi oynadı.Onların hepsi dediğim gibi addan yararlanmaktır.Taklitlerinden sakının;asıl film budur.

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP