Havalanmış içiy
(m)le güneşe ıslık çalarak girdi
(m), bir yığın anıyla dolu pastaneye... Tadı yıllardır aynı cevizliden aldı
(m) iki tane; tadın
(ım)a tat katmak için...
Aklı
n (m) da bir militan geçmiş; eski fuar alanındaki genç ''cafedans''la neşeli komşulukları anılarda, önlerinden gelip geçen yorgun kalabalığa ''biz ne günler gördük'' edasıyla yukarıdan bakan çam ağaçlarından sahile; güneşe ıslık çalmaya devam ederek, rüzgârla kol kola, onlu yaşların sonunda, ilk gençliğin bilmişliğindeki çocukla birlikte yürüdü
(m).
Fasulyeleri sütle pişirdikten sonra fırınlayan liman manzaralı lokantada, susuz, ama salça ve etin kattıklarıyla kıvamlanmış tereyağlı kuru fasulyeyi, pilav ve ayran eşliğinde keyifle yedi
(m).
Sonra bir soda içti
(m).
Aynı yolu: Yanakları
n(m)a denizin kokusunu taşıyan tatlı bir rüzgârla, limana girme sırasını bekleyen gemilere baka baka yürüdü
(m); damağın
(m)da cevizlinin tadı, aklı
n(m)da kimsesiz...
Mi?
mi...
YanıtlaSilbi daha okudum da bilemedim belki de fa :)
YanıtlaSilbelki de hiç biri:))
YanıtlaSilŞöyle bir tüyo verebilirim; benim ''mi'' lerim şefkatli bir olumluluk hali içerebilirler:))Ama! umursayan amaları vardır diyeyim:))
yok ben öyle bir nota bilmiyorum... hiç biri... yok yok bilmiyorum ben do re mi fa sol la si bi de hani sibemol var onu biliyorum... ama hiç biri notasını bilmiyorum ama... :)))
YanıtlaSil