O ölüyor diye son filmi izlemedim!
Aslında Matrix' i değerlendirirken, çok gündelik bir işleyişin anlatıldığını görmek mümkün. Filmde görselleştirilenler zaten günlük hayatımızın işleyişinde var olanların farklı bir üslupla, bilim kurgunun heyecan verici ve çarpıcı özelliklerinden yararlanılarak ''büyüklere masallar'' tadında anlatılması(bence)...
Zaten verilen eğitimlerle... Dış ya da iç odakların sürekli algılarımıza yükledikleriyle... Reklamlarla hafızalarımıza giren insanların her alandaki tüketim eğilimlerimize yön vermeleriyle... Çalıştığımız işlerde verilen eğitimlerle görev tanımlarımız ve sınırlarımızın çizilmesiyle... Basamaklara yerleştirilen yemler yüzünden etrafımızdaki insanlara karşı verdiğimiz (dayanışmadan uzak) kariyer savaşlarıyla her birimiz: Yönetim erkini ellerinde tutanların - patronlar, diğer yönetenler, anneler babalar aklınıza kim gelirse- istekleri doğrultusunda; işte, okulda, hayatın tüm alanlarında tanımlanmış sınırlar içinde hareket etmesi istenen, o yönde biçimlendirilen insanlar olarak yaşamıyor muyuz?
Birileri kendi çıkarları için insanlara iyilikler yapmak propagandasıyla toplumların algılarıyla oynayıp bir takım ülkeleri, dolayısıyla dünyayı, kendi doğrularından biçimlendirmiyorlar mı?
Canlı bombalar, bir ideal uğruna büyük kıyımlara yönlendirilebilen insanlar, beyinlerine biçim verilmiş ve robotlaştırılmış kimlikler değil mi? Ve biz, kendi kimlik savaşlarımızı vererek, yaratılan bu Matrix'in duvarlarını aşma çabalarıyla gelenekselin ve önerilenin dışında bir hayata tutunmanın gayretinde değil miyiz?
Matrix film olarak tam da bu gerçeklikleri ortaya koyan, dünyanın işleyişi üzerine felsefi sorgulamalar yaptıran, güç odaklarına karşı mücadele veren Neo'ların, Trinity'lerin, Morpheus'ların bu dünyadaki varlıklarını hatırlatan güzel bir film.
Aslında filme en anlamlı yorumu; filmi izleyenlerden birinin - Yoksa bende mi Matrixteyim?- sorusuna bir başkasının -Evet sen de Matrixtesin- yanıtı yapmıştı.
Sanıyorum ve düşünüyorum ki her birimiz ''Matrix'' de yaşıyoruz. Belki bazılarımız bunu fark edip o düzenin bir parçası olmaya direnerek kendi özgür kimliğini yaratıyor ya da buna çabalıyor; bazılarımız da kader deyip susuyor. Belki de bütün bu çelişkiler doğruya ulaşma yolunda sorgulamalara, yeniden tanımlamalara yol açan heyecanlı ve olması gereken bir işleyiş.
Hayat denen şey de bu belki!
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilNe zaman matrixten dışarı çıkmaya çalışsak Agent Smith'ler bizi taklit edip matrixin içine dahil etmeye çalıştılar. Ne söylediysek içinden çıkmak için bu matrilerin onlar da söylediler. Biz başka şeyleri onlar başka şeyleri kastetseler de. Dil üstün geldi bize. Neo'ların özgürlükten kastettiği ile smith'lerin özgürlükten kastettiği aynı şey değildi ama dilde ikisi de özgürlüktü işte..
YanıtlaSilArtık manüple edecekleri birşey de kalmadı. Artık neoların dilini anlama ve anlatma vakti.Benim umudum var:))Bu hoş matrix yazısı için teşekkürler buraneros:)
beenmaya,dur zahmet etme ben yazdım:)))
YanıtlaSilbenimde umudum var bugünü yaşama Arzu'su:))ben teşekkür ederim asıl hoş yorumun için:)