Çocuk ben henüz derin analizler yapabilecek farkındalıklara sahip değildim ama umut vaadediyordum ve bu kitap nedeniyle hayatımın enn kıymetli bir ânını uzun yıllar sonra yaşayacağımı hayal bile edemiyordum!**Bir önceki yazı İki Ferenc Bir Epepe'den
.......
Varıyorum berbere, dükkânda olmasını istediğim kalfa var; boşta biri varken ona olmayıp da bir başkasının işini bitirmesini beklemek incitici geliyor bana. Tıraşla birlikte sohbet de başlıyor. Fakat benim gözüm muhtemel ki tatilde bizim çocuk boş durmasın bir zanaat öğrensin, diye çırak verilmiş çocukta. Yaşının daha küçük olduğunu düşündüğüm çocuk bir şey alması için dışarı gönderilince ve o işi yapmadaki becerisinden yola çıkınca, soruyorum... 6.sınıftaymış. Futbolcu olmakmış istediği.
Tıraş bitmek üzere ve bahşiş meselesini düşünüyorum. O ara pek kayda değer şeyler olmasa da kitap okuduğunu öğreniyorum. Mesela Saftirik. İşim bitiyor, kalfaya ellerine sağlık, çırağa da seninle görüşeceğiz deyip çıkıyorum.
Yönüm eve doğru değil. Sevdiğim bir kırtasiyeci var; küçük bir rafında kitaplar olan... 1.5 metre civarında bir raf ama! Fakat hanımefendi genelde birer, bilemediniz ikişer adet olmak kaydıyla öyle güzel kitaplar seçiyor ki... Benim aklımsa net, söz konusu erkek çocuklarsa da mutlak.
Rafa bakınırken Define Adası'nı görüyorum, elim uzanıyor, sonra çekiliyor. Nasılsa bu cepte diyorum, ötekinin olacağı konusunda şüpheliyim. Fakat var... bir tane... nasıl bir sevinme... Alıyorum. Poşeti ile dönüyorum berbere.
Üst fotoğraftaki kitapsa benim. Çok kıymetli! Bayram sath-ı mahali günlerden biri. En sevdiğim kadın geliyor. Elindeki kağıt poşet bana.
Şimdi ben onun yüreğini öpmem mi... iyi ki ennnnnnnnnn sevdiğim kadın sensin demem mi... ayaklarını yerden kesmem mi... Ne güzzel bir kadınsın sen yahu! da dedim.
Sen memleketi alt üst et ve sahaflardan kitabın kaybolmuş kitabım halini bul. Bununla yetinme! Macaristan'dan o kitabın yüzüncü yılı anısına basılmış hatıra parayı ve kartı getirt. Sonra o kartın arkasına, pulun altındaki kısma "Kedves Ö.B.Z. Szeretlek, E." yaz, üstelik de soyadımı öne koyarak. Bununla da yetinmeyip kitabın orijinal kapağını, boyadığın kutunun üzerine dekupaj tekniği ile baskıla... bu da yetmesin... kitapla birlikte kutunun içine ipler, dantel gibi zemin üzerinde "mutlu ve hep çocukluk tadında bayramlar..." yazan not, bir mavi balon ve renk renk misketler, çikolatalar, şekerlemeler de koy. Ellerinle topladığın küçük küçük kır çiçeklerini -asla- unutma... Ve o gün, 12 yaşımda o kitabın kapağını kapattığım anda hissettiğim bütün duyguları geri çağır. Bir gün, bir sohbet esnasında elden ele dolaşan en kıymetli kitabımın gittiği yerden gelmeyip de kayboluşu üzerine üzüntülerimi anlattığım cümlelerimden yola çıkarak üstelik.*
Onu bulmuş olmanın sevinci ile yürüyorum. Berber dükkânı kalabalıklaşmış. Patron da iş başı yapmış ve iki de müşteri berber koltuğunda... Çırağa işaret ediyorum. Saç kesme eylemleri duruyor; gözler ve kulaklar bize dönük. Uzatıyorum poşeti.
"Bu kitabı aldığım çocukların hepsi çok başarılı ve güzel insan oldular, mesleklerinin doruğundalar."
"Eminim ki sen de olacaksın... ama öncelikle güzel insan!"
"Futbol oyna. Ama futbol için okulunu asla bırakma."
"Bir sonraki gelişimde konuşacağız kitabı, fikrini merak ederim."
"Şimdilik hoşça kal."
*Oysaki sadece saçlarımı kestirecektim... başlıklı yazıdan
En sevdiğiniz kadının da, sizin de düşünce ve eylemleriniz harika olmuş, ne mutlu taraflara :))
YanıtlaSilÇok teşekkürler... Kesinlikle, rüya gibi bir andı, hâlâ uyanmak istemediğim:))
SilOfff nefis bir kutu...Ve ben de Milliyet yayınlarından okumuştum, o illüstrasyon aklıma çakılmış. Ne güzel sözler söylemişsin çocuğa Buraneros.
YanıtlaSilKutuyla sürekli göz gözeyiz. Çalışma masamın sol çaprazındaki kitaplıkta kendisi... Arada bir bakışıp gülüşüyoruz:) Çocuklarla iletişimimiz iyidir, özellikle benim sektörden de kaynaklı olarak tamirci çırakları ile... Şimdi çocukları olan evli barklı gençler pek çoğu...
SilHediyeye resmen bayıldım. Ne hoş ve ne şans böyle ince yürekli insanlarla birlikte olmak... Tadını doyasıya çıkarın. :)
YanıtlaSilBen bir türlü ayılamıyorum zaten. Kesintisiz bir rüyadayım... Çıkarıyoruz sanırım:)
SilAh ne güzel tam benlik işler !
YanıtlaSilKitap seven,okuyan, okumayan herkese mutlaka hediye etmeyi çok seviyorum. Hele çocuksa..6.sınıf tam saftirik serisinin okunduğu zaman ki kızımdan biliyorum. Seriyi güle güle okumuştu. komik bir kitapmış. seçtiğin kitap her zaman diliminde çocuklara yeni ufuklar açan bir kitap zaten..
en sevdiğin kadının jestleri zaten efsane!
Onun varlığı bana her daim Allahın sevgili kullarından biri olduğumu hatırlatıyor, kıymetinin fazlası ile farkındayım! Kitap hediyesi kıymetli bir eylem, belki bazısı kapağını bile açmıyor, ama en azından hayatına kitap kokusu denen şeyi katmış oluyoruz. Ne olursa olsun inatla devam, çünkü bir kişiye bile kitap okumanın değerini fark ettirmek kârdır:)
SilBence ince ince hazırlanmış çok romantik bir hediye, şanslısınız:)
YanıtlaSilKüçük çırak için de güzel bir anı olmuştur, umarım okumayı seven bir genç olur.
Kesinlikle çok şanslıyım:) Dilerim olmuştur, ya da olur... Arada boş çıkıyor çünkü:)
Silİnce düşünülmüş, seçilmiş ve emek sarf edilmiş bir hediye, dekopaj yapmak ve onu tamamlamak kolay bir iş değil.
YanıtlaSilKolay olmadığını tahmin edebiliyorum, ama kendisi her konuda olduğu gibi bu konularda da çok ince ve becerikli:)
SilO küçük çocuğa kitap hediye etmek ne güzel bir davranış.
YanıtlaSilEn sevdiğiniz kadın ne kadar da ince düşünceli imiş, kutuya da bayıldım. Sanırım hayatımda hiç bu kadar ince düşünülmüş bir hediye almadım. Kıskanmadım desem yalan.... :)
Çocukların hepsinde hedefi tuturamıyorum, ama yıllardır devam yine de. Bu yazıyı alıntıladığım ve alta linkini bıraktığım yazımın son bölümünde bir kız çocuğundan söz ediyorum mesela ki onun kitabını birlikte gidip almıştık. Avukat ve Türkiyenin en zirve şirketlerinden birinin hukuk departmanında şimdi ki o yazıda onun nikah gününden söz ediyorum; hayatımın en olağanüstü geri dönüşlerinden biriydi, o akşam yaşadıklarım:)
YanıtlaSilBen çok alıyorum:))
Özenmek diye buna derim. Neden ennnn sevdiğin anlamak hiç ama hiç zor değil. Eşimin de bir rutini var kitap hediyesi konusunda. Etkilendiği kitabı eğer yeri ve zamanıysa gidip hemen alır ve hediye eder. Kimi zaman tutturur kimi zaman ıskalar ama deniz yıldızı misali... Bir, birdir. :)
YanıtlaSilBenim genetiğimde enn sevmek diye bir şey var, içecekler içinden bir kaçını mesela, arkadaşlarımın bir çoğunu, aile fertlerini hakeza.... gibi. Hepsi de yangında ilk kurtarılacaklar kategorisinde. :) Ama enn sevdiğim kadınla bambaşka hikâye yazdık ve yazıyoruz, vurgu bana ait kişisel bir duygunun ve tadın altını çiziyor:)
SilKutuya bayıldıımmm:))) Sizin o küçük çocuğa kitap almanıza bayıldımm:))) En sevdiğiniz kadının tatlı, ince davranışına bayıldımm:))) Ne tatlı kalpli insanlarsınız:)))
YanıtlaSilÇok ince ve hoş davranışlar:)))
Ben de senin yorumuna bayıldım, gülüşlerin bir efsane zaten. Sen de çok tatlı kalpli bir tatlısın, çok teşekkürler:))
Silİnanın ne diyeceğimi bilemedim. Bravo demem yetmez, tüm övgüleri hakediyorsunuz. İnce düşünceniz ve gönlünüz dert görmesin. Madem okumayı seviyormuş, eminim unutamayacağı hediye olmuştur.
YanıtlaSilEnn sevdiğiniz kadını da ayrıca tebrik ediyorum. Hediye hazırlamadaki marifeti herkes yapamaz. Selamlarımı gönderiyorum kendisine. :)
Ve müzik de kahvenin yanında enfes oldu. Tek bir enstrümanın şarkıya eşlik ettiği, hele ki gitarsa, dinlemeye doyum olmuyor.
Paylaşım için teşekkür ediyorum size.
Çok teşekkürler, hem kendi adıma hem de enn sevdiğim kadın adına:) Çok zarifsiniz... Biz de sevgilerimizi yolluyoruz:) Şarkının bu yorumunu ben de çok sevdim, ifade etmek istediklerimi son derece güzel dile getiren bir klip hazırladıkları için gitarlara ve Eda Baba'ya müteşekkirim:)
Sil