14 Eylül 2009 Pazartesi

Kardeş Kelimeler



...Şimdi acı çekmek istiyordu. Ne kadar çok acı çekerse o kadar iyiydi. Acı çekmek işine geliyordu, nefretini ve öfkesini haklılaştırıyor, alevlendiriyordu, öfkeyle nefretse öbür yandan acıyı alevlendiriyorlardı...

Yukarıdaki cümleler; Patrick Süskind'in, aslında en sıradan ve tekdüze yaşamın bile ne kadar tekdüzelikten uzakta olduğunu ortaya koyan; her insanın, kendi iç işleyişiyle özgün bir gezegen olarak diğer özgün gezegenlerle birlikte koca bir başka dünyada yaşadığını bir ana karakter üzerinden anlatan; farklılık ve olmazlık gibi gözüken duyguların aslında kendi özgünlüğündeki her bir gezegene ufakta olsa dokunmadan geçmediğini göz önüne serdiği; bir tek insandan, bir banka güvenlik görevlisinden yola çıkarak, insanın kocaman iç dünyasına dair her birimize çok tanıdık gelecek pek çok şey anlattığı şahane romanı Güvercin'in 56. sayfasından alıntıdır.

...Bu yüzden bazen yöntemlerin çok kötü ve niteliksiz de olsa, senin nefret ifadelerinin aslında sevginin büyüklüğünün göstergesi olduğunu fark ettiğimden, saygı da duyuyorum. Nefretin, öfkenin, tutkunun, kıskançlıkların, ihtirasların büyük sevgilerle, hayranlıklarla, şefkatle ve özlemle iç içe olduğunu da biliyorum. Hayatı yaşanılabilir kılan her şeyin, aşkın karşıtlıklarıyla bir arada olduğunu, tüm bunları göze alabilenlerin de cesur insanlar olduklarını biliyorum. En büyük öfkelerin, en ağır can acıtmaların, en çok sevilenlere yapıldığını da biliyorum. Bazen, en tutkulu aşkla bağlı olunandan en kanlı, en vahşi intikamın alınmak istendiğini; çarmıhlara gerilse, oradan indirilip yerlerde sürüklense, sonra dilim dilim doğransa da ruhun tatmin olmadığı, ama öfke dindikten sonra onun için acı çeken, nefes almakta zorluklar yaratan bir özlem, bir sızı düşen kalpler de olduğunu biliyorum. Buna aşk dendiğini de. . .

Yukarıdaki cümleler de, evvel zaman önce yazılmış ve zamanı eskimiş bir mektubun satır aralarından, ''ben seni bu kadar severken, sana bu kadar güvenirken, sana bu kadar umut bağlamışken halinden bakarak, ötekini cezalandıran şeyler hali'' üzerine yazılmış bir bölümünden alıntıdır.

Görsel: Videlec.org

4 yorum:

  1. dağıttın beni an itibarıyla...
    darmadağınığım artık tam da toparlandım dediğim bir anda.

    YanıtlaSil
  2. ne tuhaf bir ironi değil mi...
    insan çok seviyor,uğruna feda edebilecek kadar kendini ve aynı şekilde de gözü kararmış bir biçimde acıtabiliyor.birbirimize karşı sınırsızlığımızdan mıdır,çıplaklığımızdanmıdır,izin verdiğimizden midir,hepsi midir?

    YanıtlaSil
  3. Çok üzüldüm, niyetim kimseyi dağıtmak değil, aksine toparlamaktı... bir kez daha okunsa acaba... mı?

    Hepsidir y. ve aslında herbiri de doğru yerden bakılırsa anlamlı ve güzeldir.

    YanıtlaSil
  4. yok yok, her okuduğum da etki aynı bende; yapacak bir şey yok...
    bazen niyet öyle olmasa da sonuç böyle olabilir sanki... (mi?)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP