29 Ağustos 2008 Cuma

Ruhunuza ''Detoks''Yapacak Bir Film Ratatouille



Soğanların ince ince kıyılıp, hani şöyle piyazlık denen cinsten, yine küçük halkalar şeklindeki biberler eşliğinde biraz margarin ve biraz daha fazla tereyağı ile pembece bir ölüme terk edildiği esnada... Aynı çabuklukta ve benden beklenmeyen, benim bildiğim ama diğerlerinin bilmediği bir maharet ve hızda haşlanmaya bırakılan, çocukça bir neşenin renklerinden domatesli, vitaminli, ıspanaklı makarnalar diğer yemekle senkronize bir biçimde fokurdarken... Tahta tezgahın üzerinde bir armoninin en assolisti ciğerler ki özenle seçildiler ve çeşitlendiler; hafif irice doğranıyorlar.

Şimdi, uygun ölçülerde doğranmış ciğerleri bir iki hatta dört beş kez çevirmek için, tam kıvama gelmişliği yaydığı kokudan anlaşılan soğan biber karışımı ile buluşturuyorum.

Alt mutfağın camından erik ağacının altındaki masa ve onun etrafındaki en doğalından otlar içinde bir akşam keyfine yan gelip yatmış renk renk çiçekler... Bir kuş kanat çırpıyor, diğer kuşların harmandan dönen neşeli şarkılarına... Karşı ağaçların aralığından otlara, çizgi çizgi-yoksa alaca alaca mı demeliyim- yayılan gün batımının, zamanı gecenin yakışıklı lacivertine terk etmeye hazırlanan çekilişinin, gölgelerini izliyorum.

Ciğerler, biberler, soğan ve salça, tatlandırıldığı baharatlarla birlikte coşkulu, keyifli kokular yayıyorlar ortaya... Müthiş bir armoni için, eğlenen bir rekabet halindeler doğanın kokularıyla... Tüm bu senfonik uyumun ruhumda açtığı renkleri kokluyorum şimdi. Haşlanan makarnanın et suyu ile tatlandırılmış suyundan bir miktar alıp pişmekte olan ciğerlerin üzerine döküyorum. İki farklı tencere arasındaki alışverişten ortaya çıkan kolektif bir lezzetin tadını duyumsuyorum dudaklarımda...

Çocuklarla birlikte olduğumuz bir günde, onlar için yemek yapma anında düşündüklerim üzerine yazdığım uzun bir yazının bir bölümüne ben bile bunları sığdırabildiğime göre, herkes yemek yapabilir! İzlediğim en dinamik, en eğlenceli animasyondu. Özellikle gazeteye yemek eleştirileri yazan gurmemizin eleştirmenler üzerine öz eleştirisi muhteşemdi. Seyredin ruhunuz doysun!

Alçıda bacağıyla uzun süre yatmak zorunda kalan, muzır ve neşeli halinden bir şey kaybetmeyen, yatağının içine koca bir dünya kurmayı başaran, küçük oğulun sayesinde izlemiştim filmi, ve bana çok hitap etmişti!

Son söz olarak bu filmin genel mesajına çok uyacak, ortaokuldaki fizik öğretmenimiz Şermin Hanım'ın her sene başında defterimize mutlaka yazdırdığı bir cümleyi yazmadan geçmim, yapamam deme yapan senden üstün değildir.

Bu da böyle, baharatlarla tatlanmış kendine has bir film yorumu oldu.

Artık gurmeler ne der? Bilemem;)

8 yorum:

  1. İzledim :)
    Çok keyifliydi gerçekten de. O minicik farenin Paris'i seyredişine de bayılmıştım.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. ben o lezzeti ve gerçek tadı katıp sunabilen iki kişi biliyorum:))...onlara çokca teşekkür ediyorum;hem yorumları için,hem de çok lezzetli yazıları için;)

    YanıtlaSil
  4. izledğim en iyi animasyon filmiydi... insanın iştahını kabartan cinsten...
    alcaksın çocuğu geçirceksn filmin karşısına yedirceksin yemeğeni... bu fikri kullanıcam buüyünce (:

    YanıtlaSil
  5. sen o fikri kullanma zamanına geldiğinde,emin ol onlarda karşı eylemlerini geliştirmiş olacaklar:))...ama şöyle bir tüyo verim çii,reklamların dayanılmaz cazibesini bir türlü aşamıyorlar ,yani reklam izletip ağzına tıkabilirsin mamayı:)),yinede büyüyünce allah kolaylıklar versin sana:)

    YanıtlaSil
  6. Benim de çok sevdiğim bir filmdi ...

    YanıtlaSil
  7. kızımla birlikte izlediğim ilk filmdi. O filmin yeri hep ayrı olacaktır bende... :(

    YanıtlaSil
  8. bu leziz yazı filmi merak etmemi sağladı :) izlemeli :))

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP