Muhteşem bir gün aydınlanması bas bas bağırıyor. Enfes bir sabah. Heyecanım tavan, çünkü enn arkadaşlarımdan birine gitme düşüncem var. İki kere gitmiştim ancak birinde cumartesi günleri kapalı olduğunu düşünememiş, ikincisinde ise kızını okuluna ve eve yerleştirmek için İstanbul'a gittiğini öğrenmiştim. Küçük bir plan yapıyorum ve öğleden sonra yola düşerim kararına varıyorum.
Ve gün, ışığına iyice kavuşmadan onunla iki lafın belini kırmak ve izniyle de fotoğraflarını çekmek istiyorum. İznin olur mu diyorum, gülümsüyor. İnsanlar henüz uykuda bense sessizliğin tadını çıkarıyorum. Kıyıya inmeden önce ilk fotoğraf için hazırlanıyorum. Eğer elimi çabuk tutmazsam istediğim fotoğraf olmayacak endişesi ile ilk pozu salon penceremden kısmi zum kullanarak çekiyorum. Karşılıklı bir gülümseme şimdilik!
Evden çıkıyorum, bahçeden tam çıkarken bi ıslık sesi ile uyarılıyorum. Sesin henüz tomurcuk güllerden geldiğini düşünürken, onlar beni işaretle sol tarafıma yönlendiriyorlar. Enfes bir sohbet var orada, ıslığı çalan gülümsüyor, ikinizi birlikte çekerim diyorum, olur diyorlar.
İskele Kafe son derece ciddi, oysa az önce gülüyordu. Sanırım pozlar bana, yaz geldi açılışı yaptık sen nerelerdesin havası bu. Kızgınlığı henüz sıcakken uzak dursam iyi olur diye düşünüyorum ve kendimi fark ettirmeme gayreti ile uzak mesafeden fotoğrafını çekiyorum. Aslında bu durum işime de geliyor çünkü bulutlar da duruma dahil olmuş, el çırparak beni uyarmışlar, hatta pozlarını da vermişlerdi. Sonuçtan sanırım hepimiz memnunuz. Çünkü şu an bana el sallıyorlar, gönüllerini alacağımı biliyorlar.
İşlerime dönüyorum, kahvaltı planım net. Kahvem kupamda çöreklerim kasede. Çöreklerin şekerimsi tadına bayılıyorum. Şekersiz ve filtre kahve ile uyumları olağanüstü. Piyasalar açılmış durumda, gazetelere şöyle bir göz atıyor, memleket hallerini şöyle bir kokluyorum. Özgür Özel'in performansını çokk takdir ediyor, hatta Lise yıllarımızdaki mavi gömlekli -genç- Ecevit'e benzetiyorum. Ama gençlik baş tacım, hiç de şaşırmıyorum. Çünkü hep savunduğum bi duruş var, iş hayatı da dahil olmak üzere... İnsanlara içtenlikle, yalansız dolansız dokunmayı bilmek her alanda sorun çözen önemli bi silah, bence... CHP uzun bir aradan sonra bunu başardı, bunca baskı altındaki bu kitlesel performans muhteşem. Kahvemi keyifle içebilirim ve belki bugün de ilerleyen saatlerde işten kaytarabilir, yine dünkü gibi trene atlayıp uzaklara gidebilirim!
Ve çok uzak olmayan bir zamanda, belki de üç kadim arkadaş, enn sevdiklerimizle bir masada buluşabiliriz.
Önce biz bize ama,
biraz dedikodu yapmamız lazım!
Nostalji, Mircea Carterescu
3 saat önce