Gün akşam olmak üzere, sahildeki uzun bi yürüyüşün geri dönüşündeyim. Bir şeyler atıştırmak fikrimde. Bir kaç mekân aklımdan geçse de takılmaya uzağım. Sanırım bünyemin paydaşları da benim fikrime yakınlar. Ortak düşünce eve gidelim; evde takılıp laflara laflar açtıralım, gittikçe de sohbeti koyultup çoğaltalım şeklinde.
Mıntıkaya yaklaştıkça kararım netleşiyor. Eve epeyi yaklaştık, son dükkân, süzüldük kapıdan içeri. İlk hayal kırıklığı, Bomonti Filtresiz bira yok. Bütün dolapları üç kere kontol ettim. O halde Efes Malt. Mutabıkız.
Fırınlanmış bakliyat cipsleri uzun zamandır dikkatimi çekiyordu. Üzerinde yazdığına göre koruyucusuz ve katıksız. Cheddar soslu... Trans yağ içermiyor, düşük glutenli ve vegan bir paketmiş!
Ve 10 gram proteinli.
Kısa bi toplantı ve karar veriliyor.
Eti'nin limon kremalı minik bisküvileri pasta tadında, görüntü bu, o da bizdendir an itibariyle.
Ve cümbürcemaat eve doğu yürüyoruz.
Çilingir soframız görünüşte gariban. Bi de ekmek arası o halde!
Ekmekler kızarırken, dilim peynirler hazırlanıyor. Paketteki uzunlamasına köftelerden bi tane çıkarılıp boylamasına ortadan ikiye kesilip ince iki parça halinde tavaya atılıyor. Ve peynirlerle birlikte kızarmış ve sıcak ekmek diliminin arasına yerleştiriliyor. Elbette peynir, ekmeğin ve köftenin sıcaklığı sayesinde erimeye başlıyor ve tüm malzeme öncelikle fotoğraf için sehpaya yerleştiriliyor. Sonra da bilgisayarın olduğu çalışma masasına taşınıyorlar. Muhabbet süper, tatlı niyetine alınmış limonlu bisküviler hiç tezat yaratmadan yakışıyorlar gariban masaya. Fırınlanmış cipsler poşetlerden çıktıkları halleriyle şaşırtıcı bi güzellikte.
Çoklu bi tat...
Hımmmmm buz gibi bira,
ve ihtiyaç oldukça ısıtılan politik söylemler, barış çubukları! Gerçek ve yürekten olsa başımız gözümüz üstüne, eyvallah. İnançtan değil de ihtiyaçtan olunca inandırıcı gelmediği gibi yüze göze de bulaşıyor sanki!
Bi kırılma olmazsa, seçim de çok uzakta değil gibi...
Kırılma olmazsa ama!
Bir dönemin hayaleti
4 saat önce