12 Ocak 2023 Perşembe

Zor Dostum

10 Aralık 2022'de, bir gün önce elime geçen kitaplarımla ilgili olarak şu cümleyi kuruyorum:

"Roy Jacobsen, İtalo Calvino'nun ilk romanı Örümceklerin Yuvalandığı Patika ile Cesare Pavase hariç hiçbirini tanımadığım yazarların kısa kitaplarını tümüyle göz göze geldiğimiz anlardaki hislerime dayanarak seçiyorum. Kısa kitapları seviyorum, çünkü kalın ve güçlü kitaplar sürecine girdiğimde enfes ara sıcak oluyorlar."


Yazımı okuyan ve kitaplara göz atan Leylak Dalı öğretmenimiz de bu kitaplardan günlerdir yatağımı, üstelik kendisine ait olmayan tarafını işgal etmiş olanıyla ile ilgili olarak yorumunda şu ifadeleri kullanmıştı:

"Çocuklar İçin Bach'dan ben pek hoşlanmamıştım, bakalım siz nasıl bulacaksınız. Hepsini keyifle okumanız dileğiyle..."

Bense kısa kitaplar okuma sürecime epey hızlı bir giriş yapmış, ilk kez okuduğum ve tanıdığım Aslı Akarsakarya'nın öykü kitabını bir solukta okumuştum.

Onu diğerleri izlemiş ve sonrasında da günlerdir birlikte uyuduğumuz, yeme, içme, sinema nere varsa her yere birlikte gittiğimiz, resimde görülen kitaba başlamıştım. Hatta geçen hafta cumartesi günü yine sinemada ve Metronom'da onunlaydık; Baydöner'de İskender yedik, biraz tur attık, hadi şımartalım biraz daha kendimizi diyerek Penguen'de enfes manzara eşliğinde sıcak çikolata içtik lakin elime alıp muhabbet bağına girdiğimizde yine bir patinaj, üç beş sayfalık kelâm ve ıssızlık.

Kendisi biraz zorlu bir kişilik fakat ilginç de bir çekiciliği var; tüm burnu havalarda haline rağmen. Çok karakterli ve karmaşık bir okuma ancak tipleri sevdim ve sıklıkla biraz önceye dönsem de; kendisinden bir tat aldığım da mutlak lakin onu bitirebileceğim sürede bir tuğla devirme olasılığım da mutlak, diye de bir kelâm çıkmıştı ağzımdan ancak bir alınganlık nedeni olmasın diye de ona hissettirmemeye gayret etmiş, elime başka bir kitabın değmesine izin vermemiştim.

O günden bugüne kaç gün geçti, normal koşullarda yaşadığımız bir one night stand tadında kalmalı ve an itibariyle aramızdaki ilişkiye dair her şey çoktan unutulmuş, köylü köyüne dönmüş olmalıydı lakin ben henüz, şu yazıyı yazarken yani, onun 60. sayfasındayım; kaç kez de bir kaç sayfa geri döndüm, kalbi kırılmasın diye.

Sevmediğimi de söyleyemem, ilginç ve çok sayıda karakter var; kısa ama gayya kuyusu kitapta.

Çok şükür ki hepsini tüm huyları ile kavramış durumdayım.

Yazarın kalemi ilginç, mevzu da güzel aslında, betimlemeler ânı yaşatıyor ki konsantre olduğumda bizzat kitabın kahramanlarından biriyim, karakterlerle kankalık ilişkimiz kıvamında, üstelik Melbourne'deyiz ancak dostlar gelin görün ki bu kopamama, başka bir kitapla yol yürümeyi düşünmeme halim enteresan. Hani bir bitirsem, Helen Garner ablanın başka kitaplarına da bakacağım ve varlarsa alıp okuyacağım hatta. Bir şeytan tüyü var kendisinde kesin... İşi iyice arabeske vardırmamsa mutlak.

Sürekli başa sarıp dinlemeye başladım bile!



23 yorum:

  1. Hoşlanmadım derken aslında dile getirmek istediklerim tam da bunlardı ama uzatmak istemedim ya da sizin kadar ustalıkla dile getiremedim. Kitabı okuyalı uzun süre geçmesinin etkisi de var tabii. Aslında yürümüyor mu, evlilik gibi boşanmak lazım kitaptan da, işte sadakat duygumuz engel. Helen Garner'in bir kitabı daha var bende: Misafir Odası. Kapak o kadar albeniliydi ki önceki tecrübeme rağmen dayanamayıp aldım ama sonra konuya tahammülümün zor olacağını düşündüğüm için okumadan bıraktım, kanser sözkonusu çünkü. Ortamda strese sokacak onca şey varken bir de kitap yormasın.
    Umarım Bach notalırını nihayete erdirirsiniz, iyi okumalar diliyorum diğer kitaplar için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Misafir Odası'na da niyetlenmiştim aslında ama baskısı kalmamıştı. Bach'ın çekici bir yanı da var, acaba çeviri mi sorunlu diye de düşündürttü beni, mesela diğer kitabını Roza Hakmen çevirmiş, bunu çevirenle ilk kez rastlaştım ben. Kitabı şimdilik kenara aldım, belki arada bir iki sayfa okuyup bitiririm:) Yola başka bir kitapla devam edeceğim:) Çok teşekkür ederim ancak sizin ustalığınızın yanında bizim lafımız olmaz:)

      Sil
  2. Kısa kitapları arada okumayı ben de seviyorum:))) Bu kitabı da merak ettim, not aldım, bakacağım mutlaka:) Aslında uzun bir süre kitap almamayı düşünüyordum ama istediğim bir kitap var, onun yanına bu kitabı da ekleyebilirim bence:))) Kitap ilgi çekici geldi, emeğinize sağlık:))) Yorumumu bitirdim ama şarkıyı dinliyorum, şarkı bitince göndereceğim:)))
    Şarkının şu sözleri de beni eskiye götürdü :
    ''Ne yeminler etmiştin
    hani beni sevmiştin...''
    :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap kesinlikle ilgili çekici, karakterler de genç insanlar... belki çeviriden kaynaklı olarak akıp gitmedi bende, o nedenle bence önce bir kitapçıda eline alıp bir göz at, okurum ben bunu dersen al, görmeden direk internetten sipariş verme derim ben... Ya da sonuçta 101 sayfa ben bunu hüüp diye yutarım diye de düşünebilirsin, o zaman sen bilirsin:)

      Sil
  3. Kısa kitaplara karşı kendi kendime oluşturduğum küçük bir ön yargı söz konusuydu aslında fakat yeni yeni kırmaya başladım. Tam olarak bu zamanlarda bir kitap önerisine ihtiyacım vardı. Güzel denk geldi sevgili Buraneros.Teşekkür ederim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak sen sevebilirsin bu kitabı, yanlış hatırlamıyorsam gitar çalıyordun... Bunda da müzik ve müzisyenler var, üstelik genç insanlar... Rica ederim Pek Değerli Yazarımız:)

      Sil
  4. Metronom yazısında pek bir dikkatimi çekmişti kitap. Ve adı dolayısıyla neden zorladıgını anlayamamistim. Kitabın ne anlattığını ise sanırım bitince öğrenebileceğim 🙂 Bu gece şeytanın bacağını kırıp yarım bıraktığım bir kitabı bitirdim. Şu an pek bir mesudum. Darısı Bach'ın başına 🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonucu merakla bekliyorum, o arada belki ben de bitirmeyi başarabilirim:))

      Sil
  5. Çok teşekkür ederim, aslında haklısın tam anlamıyla senle de olmuyor sensiz de olmuyor durumu bu kitapla ilişki:)

    YanıtlaSil
  6. Her yerde kitap okuyabilmeyi çok isterdim, yapamıyorum. Mutlaka izlemem lazım etrafı:) Sevmediğim kitapları bitirmem mümkün değil, bırakırım. İrem Derici yi severim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O an okuduğum kitap sırt çantamda olduğu için mekanlarda var ama ben de okuma sürecinde sakin ve manzaralı alanları kullanıyorum, sinema için gitmişsen mesela enfes manzaralı terasını, Penguen zaten bir kitap okuma ve ders çalışma noktası ki yine manzara muhteşem:) İrem Derici kitapla ilişkimize çok denk düştü:))

      Sil
  7. Ne kadar güzel tarif etmişsiniz. Cidden bazı kitaplar görünüşünün aksine tam bir çetin ceviz oluyor ama kırmanıza değip değmeyeceği tam bir şans eseri, ne çıkarsa bahtımıza :) Ben artık anlaşamadıklarımı hiç zorlamıyorum üstadım, hem ne diyor Latince bir deyiş, "Ars longa, vita brevis" :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında pek çetin cevizdi denemez ama bir denge oluşturamadık aramızda, şimdi bana anlat kitabı desen anlatırım... Çeviride Türkçeye uyarlama sorunu vardı diye düşünüyorum, bazı yerlerde kitabın ritmini düşürüp okura zorluk yaratıyordu sanki:)

      Sil
  8. Jacobsen'i ilk kez okuyacağım, merak ediyorum. :) Bu aralar kısa kitapları okuyorum ben de. Aslında uzunları daha severim, gözüme doyurucu geliyor, koca bir hamburger gibi. 😅 Görseldeki kitabı merak ettim. Benim kitap okurken sağım solum belli olmuyor, elektrik alamazsam hiç sevmediğim oluyor, bazen de çok bayılıyorum. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koca bir hamburger gibi, çok hoş bir benzetme, tabii ki gülümsetti:) Bu kitap kısaydı ama koca bir hamburgere bedel kendisi:) Ben derdimi anlattım yazıda, birileri de bir saatte bitirebilir kimbilir... Fena kitap değil ama belki de benim o anki halimden kaynaklı olarak çok uyumlu olamadık birbirimizle, suç bende de olabilir:)

      Sil
  9. Bu yazdığınız etkileyici sözleri okuduktan sonra anlaşılan okuduğunuz kitap bana hitap etmiyor. :) Hem tiyatro hem müzikle ilgilenen kızıma tavsiye edebilirim. Yazdım not defterime kitabı.
    Ayrıca kitabı yarım bırakmayıp bitirmeye çalışmanızı takdir ettim. Ya çeviri hatasından ya da yazarın anlatım şeklinden kaynaklanan okunması zor olan kitaplar bazen elimize düşebilir. Yazarın emeğine saygısızlık olmasın diye hızlı-hızlı okuyarak bitirmeye çalışırım. ( Bir kitap hariç:) )
    Ben sizin yazınızı keyifle okudum. Sizin de kitabınızın son sayfalarını keyifle okumanızı diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında hızlı okumayı da denedim ama olmayınca olmuyor işte, bazı yerlerde akıp gidiyoruz, bazen de bir yokuş çıkıyoruz sürekli, gibi... ritmin oluşturulamadığı bir çeviri problemi olduğunu düşünüyorum. Bugün iki kitaplı bir gün yaşayacağız ve önce onu inatla bitirmeye çalışacağım, sonra da diğer kitapla devam inşallah:)

      Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  10. bazı kitaplarla ilişkimiz ne kadar enteresan oluyor değil mi? kitabın konusu/kahramanları kadar bizim hayatımıza konuş tarzı da farklılaştırıyor onları :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında çekici bir yanı da var kitabın yoksa çoktan bir kenara atmıştım, bir garip ilişki aramızdaki, bugün bakalım neler olacak. Muhtemelen sinemaya gideceğiz, hava da güneşli görünüyor ve yarım bırakıp bir kenara atmaya da kıyamıyorum, günün finalinde bir mutlu son beklemekteyim:)

      Sil
  11. Kalın kitap okuduktan sonra böyle ince kitaplar iyi gidiyor. Hem kişide de kitaplarla okuma bağı kopmamış oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirdeyim ancak bu kitap epey patinaj yaptırdı, ritm tuturamadık bir türlü, belki de suç bendeydi:)

      Sil
  12. Genel olarak kalın kitapları severim, ince kitapları ilk görüşte yazılandan bağımsız hayal kırıklığına uğruyorum, yazara ve konuya bakınca geçiyor ama mümkünse 300 ve üzeri sayfa sayısı olsun:)) Helen Garner'in Misafir Odası romanına bakmıştım ama bana kasvetli gelmişti o yüzden okumadım. Sanki Bach'lı kitap da bana uymayacak gibi (klasik müziği severim oysa), bakalım bakalım. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Çok teşekkür ederim. Kısa kitaplar yoğun ve güçlü kitapların ardından bir tür dinlendirici ve aynı zamanda yeni ve güçlü bir kitaba hazırlayıcı da oluyorlar benim için. Aslında kitap adı biraz yanıltıcı, müzik var kitapta ama ana konu değil. Karakterlerden biri müzisyen ve müzik de hepimizde olduğu gibi kitabın karakterlerinin de hayatında var. İlginç bir okumaydı ve inatla bitirdim kitabı:)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP