20 Kasım 2022 Pazar

Tam Da Çifte Kavrulamıyor Mutsuzluğu Demişken...



Gözlerim Yaşarıyor


İki film kafamda net, eski usul bir takılma olacak, tıpkı iki film birdenli yıllardaki gibi. Elbette bu çakması; antrak kurmaca ve iki film arasında salon değişecek. Oysa o yıllar ne güzeldi. Televizyon yayınları henüz şehrimize gelmemiş, insanların ekonomik güçleri ailece sinemaya gitmeye yetiyor! Kabuklu kuruyemiş yemeyin lütfenli yıllar ve mısırlarla, alınan içeceklerle vur patlasın günler yaşanabiliyor. Yazlık sinemalarda masaların üzerine çekirdek ve Şam fıstığı kabuklarını yığmak, buz doldurulmuş metal kovalardaki yerel gazozlar bolluğunun tadını çıkarmak da cabası...

Senaryo hazır ve elimde. Sırt çantam tam tekmil. Önce Adem Usta'ya selam çakıyor, dilimlenmiş lavaşları yağlı bir porsiyon tavuk döner söylüyorum, bir de cacık. Aslında planım başkaydı ama oyalanıp da öğleni bulunca sürecin hızlanması gerekiyor. Tren, AVM, ve Migros. Hımmmm havuçlu ve tarçınlı mini kekler gözümün içine bakıyorlar, kıramıyorum. Tam buğdaylı mini bisküvilersiz olmaz, bir ince uzun boylu çikolata, Max olmadan asla ve su.

Gişede ve en sevdiğim gişecinin önünde ikinci sıradayım. Selamlaşıp hal hatır soruyoruz. Tamirhane'nin saatini kaçırmış durumdayım. O halde Sabırsızlık Üzerine için bir bilet lütfen. Genç kızın gözleri ekranda lakin gülümseyerek salonun dolmuş olduğunu söylüyor. "Ne diyorsun!" diyerek gülümsüyorum ve "gözlerim yaşardı," diye de sevincimin, tarihsel bir ânı yaşıyor olmanın tadını çıkarıyorum. Bu sevinçle kendime bir teselli ikramiyesi veriyor ve "Tim... Tim... Timsah için bir bilet lütfen," diyorum. Ekran açılıyor, ilk kez gireceğim bir salon ama koltuk sıraları alışkın olduğum gibi. O halde "D-3 Lütfen."


Klasik biçimde akan bir çocuk filmi. İki koltuk ilerimde çok tatlı iki minik kız var. Bilet sırasındayken anneleri ile birlikte önümdeydiler. İki arkadaş başbaşalar, anneleri film başlamadan kapıdan süzülüp son kontrollerini yaptılar ve onları kendi halleriyle bıraktılar. Bu tavırları çok hoşuma gidiyor. Kızlar bıcır bıcır, filmdeki anlara verdikleri tepkiler ve yorumları muhteşem, gülümsetiyorlar. Tam anlamıyla yeni nesil çocuklar ve harikalar, ve sanki evlerinde bir koltukta kadar da rahatlar. Antrakta salon keşfine çıkıyor, acil çıkış kapısının önünde incelemelerde bulunuyor yere uzanıp altından dışarıyı görebilme umudunu test ediyorlar. Film benlik değil, hatta arada çıkmayı düşünüyorum, sonra çıkıp da ne yapacaksın deyip bu terbiyesizliğe kısaca ayar verip, klasik çocuk filmi klişeleri ile takılıyorum. İkinci yarıda ritm biraz daha artıyor ancak beni şaşırtan bir şey yok, fakat final şahane; nereye varacağını biliyor olmama rağmen sürekli gülümseyen bir mutlulukla filme kapılıyorum, sevinç gittikçe yükseliyor, hiçbir şey beni şaşırtmıyor ama yine de çok eğleniyorum.


Aslında hayal ettiğim filmleri izlemiş olsaydım keyfi uzun zamandır girmediğim bir mekânda onun popüler ürünü ile parlatacaktım. Bir an Müze Kafe'de kapuçino desem de çabuk vazgeçiyorum. "Penguen'in terasında kahve?" diyor iç sesim; "hem hatırlatırım sırt çantanda kitabın var," diye de ekliyor. Bir an tavlanıyor gibi gözüksem de trendeyim. İçim Gar İstasyonu'nda inmek konusunda ısrarcı ama dinlemiyorum çünkü bugünün yarını da var hatırlatması baskın çıkıyor. O sırada bir de ışık yanıyor. Artık günü taçlandırmak mutlak. Bizim istasyondan çıkıyor, enfes akşamı keyifle yürüyorum. İstikamet net. Dış masada bir hoş hanımefendi mantısını bekliyor. Onu rahatsız etmemek için her zamanki cam önü masama oturmuyorum.

Şamlı muhteşem şefim masamı donatıyor!



Devam yazısı Çifte Kavruluyorum için buradan lütfen!

14 yorum:

  1. Bloga uğradım ama yazı görmeyi beklemiyordum, sürpriz oldu benim için. :) Tim Tim Timsah'ın benzeri bir finali bana Cennete Bilet filmi yaşattı suratımda bir gülümseme, gayet memnun eden bir son. İzlediğime pişman ettirmedi beni.
    Mantı ve sıraya dizilmiş eşlikçileri harika görünüyor. Afiyetler olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugünkü filmlerle birlikte yazsam çok uzun bir yazı olacaktı, o nedenle dünü sabahtan yazim diye düşündüm ve yayın saatini ayarlayıp çıktım evden. Bugünkü filmleri yarın yazarım belki, ufak bir spoiler verebilirim ama; Tamirhane'ye genel düşüncenin aksine ben bayıldım:) Çok teşekkür ederim, şefimiz harika ki mantılar bizim mantılar gibi değil, şekilleri çok hoş:)

      Sil
  2. önce ekmekçimin bloguna gittim, mantılı bir yazı okudum, sonra geldim, sende de mantı var. e ama olmaz ki, gecenin köründe ben şimdi nerede bulacağım mantıyı :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu mantıyı, şekli itibariyle bulmak biraz zor zaten, o bakımdan bir teselli olabilir:)

      Sil
  3. Salonların dolu olması güzel ama sizin filme girememeniz üzücü olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dün boştu... Doluluğun sebebini de anlamış oldum, şehrin Sinema Topluluğu tüm biletleri alıp topluca gelmişler filme...

      Sil
  4. :) Çocuk filmi seçmeniz ne güzel bir değişiklik olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu bir değişiklik, ikinci yarı güzeldi, çocukların tümünü seveceği ise kesin :)

      Sil
  5. Karbonhidrat içerikli bilumum ürüne bayıldığım gibi mantı da baş tacımdır :))) afiyet olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu mantı şekliyle de çok özel, bizim klasik mantılar gibi değil.) Teşekkür ederim:)

      Sil
  6. Çocuk filmlerini ayrı severim, çok eğlenceli oluyor, seyrederken farklı bir keyif alırım, kendim de çocuk gibi olduğumdan olabilir:))) Bu arada gözüm yine atıştırmalıklara ve yemeğe takıldı, afiyet olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:) Bizim Suriyeli şef fena:) Çocuk gibi olmaksa keyifli bir durum, hayat boyu keyfini çıkar:)

      Sil
  7. Çocuk filmleri izlemek keyifli oluyor. Salona çocukları bırakan ebeveynin davranışı da takdire şayan doğrusu. Ne güzel bir davranış. Çocuklarda özgüven oluşumunu da desteklemiş gibi hissettim. Güne de iyi başlayıp günü iyi kapatmışsınız. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında başka iki film için gidip kaderime razı oldum, gerçi fena da olmadı:) Neyse ki hedefi asla bırakmayan bir yanım var, ertesi gün de onları izlemiş oldum:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP