Karabatak gibi yer altına gömülüp nadiren, bir nefes için, gökyüzünü merak ederek yüzeye çıktığım kimsesiz saatlerde; güneşle iki lafın belini kırdığım, radikal kararların eşiğinde olduğum ve topyekün bir devrimin illegal bir biçimde planlarını yaptığım sessiz bir dönemde bir gün; e-postamda gördüğüm bir yorum uyarısı, bünyemde "Allah'ın sevdiği bir kulum ben," hissi yaratmanın yanı sıra bütün silahlarımı kuşanıp, savaş alanına konuşlanmamın yolunu da açıyor bana.
Çokça kitap okuyorum. Nefes aldığım dünyadaki kapılarımı kapatıyor, bir başka dünyada bir başka kapı açıyorum kendime. Başlangıçta bu yabancım, bilinmezlerimle dolu evrende el yordamı dolaşıyorum. Gurbetteyim ve her şey sıfırdan. Tek bir parmağım dahi klavye denen alan üzerinde tek bir adım atmış değil. Hızlı bir gelişme gösteriyor, gittikçe bu aleme alışıyor ve olanaklarını kullandıkça da yeniden yeşeriyorum. İşte bu yeni yaşamı kurma sürecindeyken daha çok sosyalleşiyor, bilgiye kolay ulaşıyor, sinemaları geziyor, kitapçılara dalıyor ve alışverişlerimi artık bu yeni dünyamın düzeniyle yapmaya başlıyorum.
Yine bir gün, avare avare kitapçı vitrinlerine bakarken bir yazar,* bir kadın yazar; dikkatimi çekiyor ve hemen alıyorum kitabını. Soluksuz okuyorum. O sanki benim saçlarımı okşayan ilkokul öğretmenim. Artık olmayan annem. Babannem... **Kitaba ölüp bitiyorum. Ama henüz tanışma aşamasında olsam da artık hayatımda daha ölüp bittiğim biri var. Zihnim pırıl pırıl. Sırtım sağlam. Bütün kilitlerimi açacak, neyim varsa dökecek kadar güveniyorum O'na. İşte bu devrim süreci devam ederken kitap üzerine bir yazı yazıyorum ve içindeki cümlelerimden biri şu oluyor: "Şu yakın tarihte hayatıma girmiş ikinci şey bu kitap, ve şu yakın tarihte hayatıma girecek hiç bir şeyin birinci olma şansı yok, ne yazık ki. O yüzden bu ikinciliğe o gözle bakılsın lütfen."
İşte bir kaç gün önce ben, çok severek takip ettiğim, özellikle İstanbul'da yaşayanların çok yararlanabilecekleri, tüm kültür sanat etkinlikleri üzerine detaylı yazılar yazan İmgeleme adlı blogdaki bir yazıya, tırnak içindeki cümleme ilaveten, İşin garibi ülkemizde en bilinen kitabı Iza'nın Şarkısı, onu da ben okumadım'ın da olduğu ve aynı yazarın iki kitabını da öneren bir yorum yazıyorum.
Ve anında bekleyen siparişime ekliyorum Iza'nın Şarkısı'nı.
Dün akşamüstü ulaşıyor kitaplar. Çok bayıldığım, daha önce söz ettiğim ve ancak bitirmek üzere olduğum ve Enn Sevdiğim Kadın'la üzerine çok konuştuğum Bütün Günler'in Akşamı'nı da fotoğrafa katıyorum.
Onun için aldığımsa; O'na kavuşmak, bir başka hayatın yolunda bana yoldaş olan çokkk tatlı kadının boynuna atlamak için yarını bekliyor.
*İmgeleme için buradan lütfen
*Magda Szabo- **Kapı, Katalin Sokağı
Sakin Kalabilmek
20 dakika önce
"Kapı"nın şahane bir filmi olduğunu biliyor muydunuz? Emerenc rolünü Helen Mirren'in oynadığı, şahane bir tesadüfle Altın Portakal'da yönetmeni Istvan Szabo'nun açıklayıcı bilgileriyle ve onun eşliğinde izlemiştim. "Akraba mısınız/" diye soruldu, değilmiş, "Szabo" Macaristan'da çok rastlanan bir soyadmış ve terzi demekmiş. Magda Szabo dört gözle diğer kitapları da çevrilse diye beklediğim yazar ve Ralf Rothmann'ın "Baharda Ölmek"i de şahanedir. İyi hafta sonları...
YanıtlaSilFilmi olduğunu bilmiyordum, teşekkür ederim. Ama soyadın çok olduğunu biliyorum. Kitabı söylemiştiniz, takip listeme eklemiştim ama sipariş anında unutmuşum taşımayı, şimdi doğrudan sepetime attım:) 80 Trenle Dünya Turu ise stoklarında yok, dediğiniz günden beri takip ediyorum onu da. Size de iyi hafta sonları...
SilEğer bulamazsanız 80 Trenle Dünya Turu'nu memnuniyetle yollarım size, ne de olsa trendaşız :)
SilÇok teşekkür ederim, şu an okuyamam zaten, biraz çok bekleyenlerden de eritmem lazım, ileri zamanlarda kitap girmezse stoklara yeniden değerlendirim:)
Silİza'nın Şarkısı'nı okumuştum, Kapı'yı izlemiştim. Magda Szabo ve İstvan Szabo çok etkileyici hikaye anlatma ustaları.
YanıtlaSilŞuraya iki link bırakayım Sevgili Okul Arkadaşım, benim onlarla ilgili eski yazılarım. Belki sonra bakmak isterseniz.
https://ekmekcikiz.blogspot.com/2015/02/sarsc-olaylarn-yasamlarmza-yansmas.html
https://ekmekcikiz.blogspot.com/2015/03/kapi-kapilar.html
Iza'nın Şarkısı'nı bilip de neden daha önce okumadım ben diye düşünsem iyi olacak sanırım. Linklere hemen bakacağım Sevgili Okul Arkadaşım. Düşündüm de, diğer Macar yazarlara da bakim derken bir kuraklık dönemine girdim muhtemelen ondandır. Yıllar sonra yeniden Magda okumak daha hoş olabilir, bir yanıyla da:)
Silseverek okunan kitapları bulmak gittikçe zorlaşıyor, imgetana da uğrayalım bu vesileyle :)
YanıtlaSilArayan bulur, demiş atalarımız Sevgili Ahmet, blog dünyasında sıkı kitaplar okuyup yazan çok insan var:)
SilKitap okumanın okur üzerindeki etkileri ve önemi bu kadar duygusal ve de etkileyici anlatılamazdı sanırım. Harikasınız.
YanıtlaSilOturduğumuz yerde okuduğumuz her bir kitap; yeni bir arkadaş, başka bir hayat, farklı kültürler, başka insanlar, farklı duygular ve tabii ki yepyeni bakış açıları, daha açık fikirli olmak, gelişmiş bir empati yeteneği benzeri daha bir sürü olumlu etki yaratıyor. Sanırım bu yüzden okumadan duramıyor insan.
İmgeleme en kaliteli, en sevdiğim bloglar arasında başlardadır. 15 yıldır takibimdedir. Can Yayınları'na ait epeyce kitabın çevirmenidir kendisi. Hem İngilizceye hem Türkçeye olağanüstü hakim, ODTÜ mezunu bir şirinedir:)
Çok teşekkür ederim:) Bütçesi kısıtlı ama kitap okuyan, kısıtlı bütçelerine rağmen sinemaya giden, müzik dinleyen insanları çok ve şahane bir aileye doğmuş olmam bu hayattaki en büyük şansım benim. Minicik bir kitaplıktaki kitaplara dokunarak büyüdüm ben, sonra o kitaplığa benim için alınan kitaplar dizilmeye başladı. Halam gencecik bir bankacıyken her maaş gününde eve birlikte dönerken ilk uğrak noktamız kitapçı olurdu ve bana bir kitap seçerdik birlikte. Hakeza en amcamla da. Küçük dayım... Bu şanslarım olmasa ne olurdum ben diye düşünürüm çoğu zaman. Ne yazık ki İmgelem'i geç keşfettim ben ama talan edip kaybımı toparladım biraz:) Hımmm ODTÜ! Çok yakınen tanıdığım, bu yazı dahil çok yerde kendisinden söz ettiğim bir ODTÜ'lü var, nasıl bir kıymet olduklarını biliyorum:)
Sil"O sanki benim saçlarımı okşayan ilkokul öğretmenim. Artık olmayan annem. Babannem..." tanımlamasını okuyup, vurulup, kitabı okumamak olmaz. en kısa zamanda okuyacağım :)
YanıtlaSilOkuyup da memnun olmayana henüz rastlamadım Sevgili Şule. Keşke daha çok kitabı çevrilse... Kapı'dan alınacak tattan sonra... Katalin Sokağı da aklın bir kenarında not olarak olarak bulunsun derim:)
Sil