Geçen hafta cuma günü akşamüstü bilgisayar karşısındayken sol kolumun dirsek ucu çalışma masasına temas ettiğinde bir sızı hissediyorum. Elimle dokunuyorum ki bir hassasiyet var; fakat bir temas olmazsa bir sızı hissetmiyorum. Umursamıyorum. Geçici bir durum olduğunu düşünüyorum. Yatarken de kolumun o noktası yatağın neresiyle temas ederse etsin bir yanma var.
Ertesi gün üzerine ağrı ile ilişkili bir jel sürüyor, bir yandan da nette araştırıyorum. Genel veriler üzerinden vardığım sonuç bunun Tenisçi Dirseği olduğu noktasında. Gerçi keyifli ve uzun bir telefon görüşmesi esnasında bunun bilgisayarda çalışmakla alakalı olduğunu söylemişti, Enn Sevdiğim Kadın.
Sonra, salı gününe kadar tenisçi dirseği tedavisinde uygulanan hareketlerle ilgili bir video buluyor ve her sabah videodaki hocayla birlikte o hareketleri yaparken gün içinde de buz tedavisi uyguluyorum.
Öyle etkili bir ağrı yok fakat dirsek ucunda bir şişlik de mukim.
Karar veriyor, biraz da eğlence olsun diye salı günü sabah kardeş işyerine giderken, ona takılıp şehir merkezine iniyor, çocukluğunu bildiğim, her zaman ilk danışma noktamız olan aile hekimimize uğruyorum. O ise şöyle bir göz atınca ortopediste görünmemi öneriyor.
Eve trenle dönüyorum ki ne kadar özledim pandemi sürecinde onu.
Çok güvendiğimiz, bizim için küçük oğuldan kaynaklı olarak çok kıymetli ortopedistimizden randevu almak için nete giriyor ama izinde olduğunu görüyorum. Oğuz önermese umurumda olmayacak bu şişlik için, sonuçta bize yakın bir hastanedeki ortopediste gitmeye karar veriyorum. Çarşamba günü randevu için nete girdiğimde tüm saatlerinin neredeyse boş olduğunu görüyor, oradan dönüşte de bir öğle yemeği keyfine karar veriyorum.
Çünkü gün, sabahın enn erkeninden beri güzellikler vaad ediyor.
Varıyorum hastaneye, ödememi yapıyor ama doktoru beklemek durumunda kaldığımı anlıyorum. Haberdar edecekler kendisini. Odasının olduğu koridora geçiyor, sekreterin uzattığı kağıtları imzalıyor, koltuğa oturup beklemeye başlıyorum. Zihnimde bir profil var, kimdir nedir diye nette bakınmış, hakkında olumlu bir iki yorum da okumuştum. E durumum da pek ciddi olmadığına göre bir sorun yok.
Biraz sonra sekreter doktorun geldiğini bildiriyor; "Önümden geçti de göremedim mi?" diye düşünüyorum. Varıyorum bir kaç adımda kapısının önüne, benden sonra gelen iki kişi daha beklemekte... Giriyorum içeri, odada bir kişi var ama ben herhalde yanlış odaya geldim diye düşünüyor, dışarı çıkıp oda kapısındaki adı okumaya çalışıyor, oradaki iki kişiye de "Yanlış mı geldim acaba?" diye soruyorum. Eski hasta oldukları belli iki kişi doğru olduğunu söyleyince tekrar giriyorum içeri.
Fotoğraftaki kişi ile içerideki kişi arasında bir bağ kuramıyorum çünkü ben, ben boylarda daha kalıplı bir kişi beklerken dalgacı tipli, kırlaşmış at kuyruğu saçlı, jean üzerine önlüklü, çizgi filmlerde rastladığımız türden kısmen arızalı bilim adamı tipli bir şahısla karşılaşıyorum.
Odaya bana görünmeden nasıl girdiğini önce anlayamıyor, sonra çözüyorum: Odasının alt katı acil girişi, girdiğim kapının yanında bir kapı daha var. Bu tespit bir senaryo yazdırıyor hemen ama bu benim dalgacı kafamla ilgili değil! "Daha önce gördüğüm örneklerden yola çıkarak, ve profilin sevimli de gelen özelliklerinden hareketle öğle arası iki tek attı ve ne yazık ki ben gelince keyfi masada bırakıp gelmek zorunda kaldı. Her an masaya dönebilir!" diye düşünüyorum. Onu çocukluğumun, bir örneğini görmediği motor kaputları ve çamurlukları parmakları ile dokunarak, şalama ile ısıtıp kaputun ya da çamurluğun altına dayama koyarak çekiçle nokta nokta orjinali gibi düzelten efsane kaportacılardan Paşa Usta'ya benzetiyorum.
Kafa dengi bir muhabbete hoş geldim yani.
Diyorum ki ben teşhisi koydum ama doğru mu bilmiyorum: Tenisçi Dirseği. Diyor ki değil, sıvı birikmiş. Eliyle şöyle bir yokluyor. Yeni olmadığını söylüyor, bilgisayarla ilişkimi soruyor, diyorum ki bütün gün birlikteyiz. Hem iş diyor hem de blog yazıyorum diye ekliyorum. Blog kısmı ile ilgileniyor. Keyifli, çatlak profesörle ondan pek emin olamayan hasta arasında eğlenceli bir sohbet. Seslenmesiyle iki şırınga geliyor o ara. Tüccar değil, hastaneye para kazandırmak gibi bir derdi yok, film falan uğraşmayalım, diyor. Ben onun yönlendirmesi ile muayene yatağının ucuna ilişiyorum. Dirseğim hazır. Şişliğe bir iğne. Sonra bir başka şırınga ile bir iğne daha giriyor içine. Gözüm orada, hedef şaşmıyor, güzel. "Ağrıdı mı?" diye soruyor. Yok, diyorum. "Ağrı kesici yaptım da ondan," diyor. Espri ondan bakınca komik duruyor, gülümsüyorum. İletişim makara tadında, hoşuma gidiyor; eğlenceli bir an ama asla saygısızlık yapmıyorum.
Biraz sıvı çekiyor ama tamamı için umutsuz, bana gösteriyor. Sonra bir kez daha dalıyor, azıcık daha geliyor, sonrası nafile... Bandajlıyor orayı. İlaç yazacak, bilgisayara giriyor fakat bilgisayar benim Türk vatandaşı olmadığımı söylüyor. O vatandaşlık numaramı yanlış girdiğini düşünüyor ve tekrar etmemi istiyor. Tane tane tekrar ediyorum. Bilgisayar Türk vatandaşı olmadığım, yabancı uyruklu olduğum konusunda ısrarcı. Sekretere başvuruyor. O arada kafasında binbir çözüm olan bilim adamı gibi odada dolaşıyor. Sekreter de deniyor ama bilgisayar kendinden çok emin. Sonuçta sistemde bir arıza olduğuna karar veriyorlar. Günde üç kez püskürtülecek bir sprey ve günde bir kez kullanılacak bir anti inflamatuar yazıyor. Bir de dirseklik gibi bir şey vermeyi düşünüyor, sonra çizgi filmdeki profesöre dönüyor, "Bu sıcakta şimdi rahatsız eder seni," diyor. Bilim adamlığı ile dalgacı, daha doğrusu eski usul doktor hali arasında bir süre bocalıyor ve nihayetinde gerek görmüyor.
10 gün sonra kontrolüm var. Ona mı gitsem yoksa esas doktorumuzu beklesem mi? diye düşünüyorum. Ağrı sızı yoktu zaten, yine yok. Sıvı yok olmaz da bir operasyon gerekirse diye düşününce ise, doktorumun kim olacağı çok net sanırım:)
21 Kasım Perşembe
1 saat önce
çok geçmiş olsun, acil şifalar.
YanıtlaSilÇok sağol, çok teşekkür ederim:)
SilSelam geçmiş olsun. Sizde internet üzerinden teşhis yapanlardan mısınız? Doktor çok harika. Şansızlık demek bilgisayara göre yabancısınız. Gerçekten yoksa yabancı uyruklu mu? Tabi ki şaka. Sizin oraları şöyle bir ziyaret yapıp sizle tanışmak istiyorum. Ağustos başında Ege'de olacağım. Ağustos sonu dönerim. Belki o zaman sizde ve en sevdiğiniz kadınla da uygun zamanda olabilir mi? Sevgilerimle.
YanıtlaSilSelam, çok teşekkür ederim, önce teşhis sonra internetten teyit:) Çok seviniriz, o her yıl bir aylığına Akçay'a gidiyor, şu an hangi ayı planlıyor bilmiyorum, konuşur netleştirir size bildiririm. Sevgiler...:)
SilGeçmişler olsun Sevgili Okul Arkadaşım.
YanıtlaSilBenim başıma bu olay gelse, sanki yıllardır güvendiğim doktora bir kontrole gider, en azından yapılan işlem için onay alır rahatlarım. O sıvılar bir kez alınınca bir daha birikmez miymiş mesela, bunu sorardım.
Gerçi "tanıdık doktora gitmek lazım" yazdım ama, benim de hiç tanımadığım doktorlara gittiğim oldu elbette. Yine de doktorla hastası arasındaki güven ilişkisinin önemine inanıyorum. :)
Çok teşekkür ederim Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilHastanenin ortaklarından biri genel cerrah, ezelden beri konu ne olsa ilk ona danışırız, bu kez durum ciddi olmadığı için onu hiç aramadan bizim buradaki hastanelerine gittim ki cerrahi bir müdahale gerikirse ki şu an bir sıkıntı yok, önce ona sorarım, iyidir derse mesele yok, güvenmezse kendisi yapar.:)
Gündoğumu fotoğrafına takıldım. Renk sıralaması muhteşem. Doktor marjinal ve kendinden son derece emin. Empati kurduğumda yine ona gider miydim bilemedim. Bir de bakarsınız hiçbir şeyiniz kalmamış. O da büyük ihtimal:) Dilerim öyle olur. Çok geçmiş olsun 🙏
YanıtlaSilFotoğraf için biraz daha beklesem ağaçların yeşili de katılacak, deniz de daha mavi olacaktı. Aslında hiç üşenmeyip kıyıya gitmeliydim:) Görünüşe göre kontrolden sonra başka bir şeye gerek kalmayacak gibi, netten de baktığım üzere çok ileri vakalarda ki oran olarak çok az cerrahi müdahale gerekiyormuş ki o da basit bir işlem.. Çok teşekkür ederim:)
YanıtlaSilhaydaaaaa, geçmişler olsun...benim de 400 sayfa tutan dört ay süren bir çevirim esnasında dirseklerimde nasır oluşmuştu. Eskilerin dirsek çürütmek dedikleri bu olsa gerek.
YanıtlaSilÇoookkkk teşekkür ederim:) Ben de yıllarca dirsek çürüttükten sonra bir soluk alayım dediğim evrede çürüttüm işte dirseği:)
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun, meslek hastalığına hoş geldiniz :) Masa başı, bilgisayarda çalışıp da tenisçi dirseği yaşamayan yoktur. Ama dikkat edilirse atlatılır bir şey. Ben sizin doktora kesinlikle giderdim, çok severim böyle doktorları. Hastayla arasına gereksiz bir metal koyanlar beni gerer. Şifanız bol olsun :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, hoş buldum:) Bir sorun yaşatmıyor şimdilik, doktorsa tam anlamıyla bir film karakteri; hafta sonu yeniden görüşeceğiz kendisiyle:)
SilÇok geçmiş olsun! Tenisçi dirseğini çok havalı bulurum ama su toplaması da neymiş şimdi hay Allah ama sonuçta tedavisi varsa amaaaağn, işte ilginç bir insanla tanışma fırsatı vermiş diyelim geçelim (ama tekrar etmesin inşallah)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Sıkıntılı bir durum değil, ufak ağrısız bir şiş:) Bu arada yaptığım televizyon vurgulu yoruma verdiğin yanıt bir yazıya vesile olacak gibi, ifadeni başlık yapacağım hem:)
SilKontrol için bence aynı doktora gidilebilir:-)) Olumsuz bir dönüşü olursa ikinci kontrol yada muayene için ise asıl doktor tercih edilebilir diye düşünüyorum. Eğlenceli insanları tanımak gerçekten keyifli:-) Ayrıca çok geçmiş olsun.
YanıtlaSilKontrole ona gideceğim zaten, vereceğe karara göre yön değiştirebilirim:) Çok teşekkür ederim:)
SilÇok geçmiş olsun sevgili Buraneros. İlk defa duydum açıkçası.
YanıtlaSilBen olsam bende aynı doktora gitmeyi tercih ederim fakat içinizi rahatlatmak istiyorsanız esas doktorunuzu tercih edebilirsiniz.
Esas doktorunuzun izinde olması sonucu başka bir doktora gitmeniz ve konuşmalarınızdan anladığım kadarıyla doktorun eğlenceli biri olması pek tesadüf değildir diye düşünüyorum. :)
İyi olun. :)) 🙏🏻
Çok teşekkür ederim pek değerli yazarımız:) Doktor tam bir roman kahramanı, bu kafta sonu kontrolden sonra yeni bir yazı yazdırır belki bana... artık daha samimiyiz sonuçta:) İyiyim:))
SilGeçmiş olsun... Tarifiniz 2. dozdan sonraki kolumdaki hassasiyeti andırıyor. Epey de zaman geçti üstelik. Doktor eğlenceliymiş :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, doktor tam bir karakter; bir yazı serisi için basit de olsa operasyon gerekirse ona mı yaptırsam diye de düşünmüyor değilim:)
SilGüzel fikir aslında neden olmasın :D Bir sonraki serüveninizi bekliyor olacağım :)
SilAz kaldı, Pek yakında yani:)
Silçok geçmiş olsun sevgili buraneros! siz yine de bilgisayarla ilişkiyi biraz azaltın, ya da teknolojiden yararlanıp dikte etme özelliğini kullanın daha çok bence !
YanıtlaSilhafif çılgın doktorlar bana hep çok eğlenceli gelmiştir :) bir akşam ayağıma batan ataş (!!!) için tetanoz aşısı olmak üzere gittiğim acil serviste bana nazımdan şiir okuyan yaşlıca bir hekime denk gelmiştim. beni karşılaştığım en uç örnek budur sanırım :P
Çok teşekkür ederim, ilişkimiz dikkatlice, dirseği ve kolu masaya koymaz şekilde korunaklı devam ediyor. Doktorla kontrolde muhetemelen daha ilginç olacak sohbet, artık kodlarını biliyoruz:)
SilÇok geçmiş olsun. Bu tip rahatsızlıkları çok fazla duyar olduk. Bilekte, dirsekte, dizde. Zamane rahatsızlıkları. Umarım geçmiş girmiştir. Su çekme deyince içim bir tuhaf oluyor benim:) Fakat belli ki ağrısız geçmiş, sevindim:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, çok sıkıntılı değildi zaten, şu an için minik bir şişlik var onun dışında şimdilik bir ağrı ya da hareket eksikliği yok:)
Sil