Inarritu'nun Babil'i, 'anlamak için dinlemelisin' cümlesi perdedeyken biter. İletişimin en önemli noktası budur sanki; sürdürülebilir ya da yaşanabilir olması için zamanın...
En büyük kayıplar, sanmaların ürünleri değil midir?
Dinleme gereği bile duymadan varılmış yargıların içgüdüsel öfkelerine teslim edilmiş, 'bir yemin ettim ki dönemem' gidişlerinin...
Her seferinde; yanlış yargılara adlar koymuş öfkelerin sonuçlarından elde edilmiş farkedişlere rağmen yine de, kalbin öteki tarafından okşanmasını, onun kuytularının sıcaklarında sarmalanmasını talep eden çakma sanmaların, kıyımları değil midir kayıp zamanlar...
Camdan Bir Kuş Girdi başlıklı yazıdan(2008)...
Fotoğraf: Petr Drozdov
Bu fotoğraf çok etkileyici ve ayrıca ..
YanıtlaSilAnlamak için önce dinlemek sonra anlatmak ..
Eğer dinlemeden sürekli konuşursanız anlaşılmanızda mümkün olmaz hiç dinlemeden muş gibi yapmakta hiç bir şeyi çözmez..
En çok sanmalara, zannetmelere takıldığım anlar, gerçekten cevabını alamadığım ve yeterince doyurmamış şeylerin sonuçları oluyor bende.
YanıtlaSilBelki de sanan da öyle hissediyor olabilir bilemiyorum.
Dinleme gereği bile duymadan varılmış yargıların içgüdüsel öfkelerine teslim edilmiş...
YanıtlaSilHarikasınız...
sonra anlatmak ama dinlenmek de; sanki bir döngü bu ve kesintiye uğradığında sorun başlıyor Ateş Böceği.
YanıtlaSilO zaman sabırla sorup sabırla yanıtlar almak gerekiyor efsa... ve o yanıtlardan oluşacak yargılarla kararlar almak gerek sanki... sakin sakin
teşekkür ederim C3Mo, sende harikasın