Bir Buraneros atasözü...
2008
Mantonu vestiyere bırakıp, o mekânın kendine has soyluluktaki masalarından birine oturuyoruz. Bütün ortamı daha da farklı ruh hallerine taşıyan Rus klasiklerinden oluşan bir müzik çalıyor. Votka eşliğinde mezeleri tadarken, ben seni seyrediyorum.
İçeride, lokanta sahiplerinin ve garsonların samimi telaşları... Mutlu insan sesleri... Her yaştan güzel kadınlarla güzel erkeklerin birbirlerine dokunuşları... Dışarıda kar.
Şık porselen tabaklara soylu tavırlarla servis edilen ara sıcaklar; yanında Gürcü şarapları... Sen kadehini dolduran garsona teşekkür ediyorsun, ben seni seyrediyorum.
Lokantanın küçük pistinde ateşli bir tangoyu içimize çeke çeke dans ediyoruz; bütün kokun bütün benliğimi sararak, bütün bedenim teninin sıcaklığını hissederek... Ve ruhum vücudunun bütün kıvrımlarına dokunarak...
Elinin sıcaklığı ellerimde masamıza oturuyoruz. Çeşit çeşit Rus yemekleri geliyor, yanında sıcak şarapla...
Ben seni seyrediyorum; dışarıda kar.
Şampanyalar patlıyor tam on ikide; küçük, içten, tutku yüklü ıslak bir öpücükle kutluyoruz birbirimizi... Küçük bir hediye veriyorum sana, gözlerin şehri aydınlatıyor. Ben, seni seyrediyorum.
Kutlamalar birbirine karışıyor. Mantonu alıyorsun. Dışarı çıkıyoruz. Kar yağışlı, yılbaşı coşkusunun içerilerden taştığı sessiz sokaklarda, sokulgan adımlarla yürüyoruz.
Sen kar manzarası altındaki ırmağı seyrediyorsun, ben seni seyrediyorum.
Gerçekleşme: Ayaspaşa Rus Lokantasında Romans-2018
ve her güzel düş, zamansız bir gerçekliğin provası oluyordu:)
YanıtlaSilNe hoş bir katkı, çok teşekkürler:)
Sil2008'deki hayal kurma yazısını okumamıştım, ancak şimdi okuyunca hatırladım ki 2018'deki yazıları okumuştum.
YanıtlaSilRus Lokantasına gitmeyeli ne kadar uzun zaman oldu, unuttum. Gelseniz de gitsek yeniden. :)
İlk adımı bir atsam kimse tutamayacak da o ilk adım işte... Bir yanım çok istekli, diğer yanım eski ritminden uzaklaşmış emekli bir gezgin. Hepsi memleket halleri yüzünden Sevgili Okul Arkadaşım, yaz etkisi de var elbette, bir de deniz dahil her şey elimizin altında.
SilGezgin ruhumun geri dönmesini bekiyorum, o ilk adımı attımı artık kimse tutamaz:)
ay daha uzun olsaydı keşke dedim içimden bittiğinde :)
YanıtlaSilİki paragraflık girişi vardı orjinalinde Şule, onu da ben kullanmadım.:)
YanıtlaSilAncak hayalciler bilir, gerçeğin ne kadar çok boyutta yaşanabileceğini...
YanıtlaSilYaşasın hayalciler o halde:)
Silbazı hayaller hayal olarak kalmalııı :)
YanıtlaSilYeteri kadar kalmış ama:)
Silhayal de şiir gibiymiş ama...
YanıtlaSilGençlik işte! :)
SilŞiir olabilir kanımca...Yok, kesin şiirdir bu yazınız. :)
YanıtlaSilHayalsiz yaşam olmuyor ve de çekilmiyor. Hayaller gerçekleşsin ki yeni hayallere açılsın kapılar. :)
Bu harika paylaşımınıza teşekkür ediyorum. :)
Yazmak bu nedenle büyülü. Zamanda yolculuk yapmış gibi hissettim, sadece bir okurunuz olarak bile.
YanıtlaSilBir anlamda yolculuk da sanki, aradan geçen yıllara bakınca:)
SilÖylesineydi, şiir değil, ben düzyazı olarak düşünüp öyle yazmıştım ama şiirsel bir tat da var sanki bir kenarında:) Ben de çok teşekkür ediyorum, yazıma yaptığınız yakıştırma için, hayaller konusunda aynı fikirdeyim:)
YanıtlaSilHayaller, hayatlara yansımış; ne güzel!!!
YanıtlaSilÇok teşekkürler, bu yansımış, yansımayan hayal de bizimdir:)
SilSevgili Tosunumuz bize eski günleri hatırlattım :)
YanıtlaSilTadını çıkarmasını bilenlere bu günler de güzel:)
SilÇok teşekkür ederim, mesele duygu ki sen çok güzel yakalamışsın. O gencecik ve güzel kalbine selam olsun:)
YanıtlaSilGerçekler hayallerden ilham alır demiştim, sevmiştim de bu sözü. Hayal insanı gerçeğe götüren yolun başıdır, kapılar açılır, kapılar kapanır. Sen seçersin. Bazen hayal bambaşka bir manzaraya açılır, hayal boyut değiştirir, değişen o boyutun içinde durmak da var, yola devam etmek de... Ettikçe görürsün ki, hayalin gerçeğin oluvermiş. Sen buna ister tesadüf de, ister tevekkül. Senin romantizminden bakınca, satırlar hayalin mi yoksa gerçeğin mi karıştırıyor insan. Çünkü pek ala, mümkün her cümlenin gerçekliği. Bir hayali yaşamakla, yaşamı bir hayal gibi anlatmak... Sana dair bence.
YanıtlaSilOysa ki ailem, arkadaşlarım fazlası ile gerçekçi olduğumu söylerler. Hatta bir mesele hakkında danışmak istediklerinde korkarlar, çünkü gerçeği bir pul gibi alınlarına yapıştıracağımı bilirler. Ama bir yanım da var ki sanki o bir duygu okuma ustası, okuduğu duyguya aynı lezzette karşılık verebilme özelliğine de sahip. Velhasıl hep derim şanslı bir çocuktum, soruların cevaplarının sözel olmasa da verildiği bir ailede büyüdüm. Karşılaştığım insanları sevdim çünkü babam insanları seveceksin demişti. Elbette gözükara değil, aklı duygusal bir tatta... Yüreği kocaman, sevgisi ve fedakarlığı denizleri aşan insanlarla rastlaştım, bu büyük şanstı. Yani iyi ki!
YanıtlaSil