19 Haziran 2024 Çarşamba

Yoksa Ben Divane miyim?

Bu aralar biraz yazma tembeliyim. Oysa hayat şırıl şırıl akıyor ve malzeme bol. Bu bolluğa rağmen bundan çok kısa bir zaman önce gerçekleştirilemeyen akşamüstünden, bir önceki yazıda bir kaç satır dışında söz etmemiştim. Sonrasını da yazamamıştım doğal olarak.

Ben bir manyak mıyım, diye düşünüyorum bazen.

Yoksa bünyemdeki bir nokta abartı üstadı mı diye.

Bir çok insan için sıradan bir akşam işte denecek, üstelik aynı kadınla 10 yıldan fazla bir süredir yaşanmakta olan ânlardan birini yine ilkmiş, sanki hiç yaşanmamış gibi bir coşkuyla ve bir çocuk edasıyla ve herkesler duysun tadında yazmaya başlayınca; durup bu 14-15'lik çocuğa bir bakıyorum. Sonra da imrenip helâl olsun sana diyorum. Elbette benim bünyemde olduğu, hayat boyunca yaşamıma kattığı lezzetler için, enn sevdiğim kadınla tanışmama vesile olan başta Opera Bale olmak üzere; tüm ilâhi varlıklara da bir kez daha teşekkür ediyorum.


Yaşanan akşamüstü spontane; ben için piyangodan çıkan enn büyük ikramiye gibi. Çünkü bir önceki gün program, onun son dakika toplantısı nedeniyle ertelenmişti. Üst üste toplantılar son dakikaları bile değerlendirme fırsatı vermemişti.

Lakin bu kez ertesi gün akşamüstü gelen telefon tabii ki heyecanlandırmıştı; çünkü o tipte bir ânın tadını çıkarmak tam da benlikti. Kendimi en bayıldığım halimde bulmuştum, içimde okulu asmış, bira içmeye giden bir çocuk oluşmuştu. Ânı daha lezzetli kılan bir şey daha vardı: Muhteşem ve cinlikleri çok sevimli bir kadın.

Telefona şaşırmış, durumu önce anlayamamıştım. Çünkü o da toplantı arasında kapıdan sızmış, sonra bizim mıntıkaya gelmiş, o biralar mutlaka içilecek mottosu ile bir masaya oturmuş ve telefonla da beni ayartmıştı.

Elbette bu fırsat kaçırılamazdı.


Çünkü o Gara Guzular mutlaka tadılmalıydı!

Ben pek bir heyecanla ve tam eve varmışken yoldan dönüyorum ve o heyecana uyan koşar adımlarla mekâna varıyorum. Varınca yavaşlıyorum. Çünkü gözüme takılan enfes bir kadını süzüyorum. Japone kollu ve desenleri muhteşem bir elbise, hep bayıldığım saçlar, buna ek olarak da okulu asmış çocuklar tadındaki bir arasıcak eylemi.

Daha ne olsun.

Süzülüyorum ona doğru. Fırsatı ganimete çevirip bir güzel öpüyorum. Sonra o alınca sazı eline, gülümseyerek onu izliyorum. Ve bir kez daha tüm tanrılar ve ilahi varlıklara şükranlarımı sunuyorum.

Laf lafı açıyor elbette, gelsin o bira gitsin şu boş derken zaman su gibi akıyor. Bu afacan kadın sıvıştığı toplantıya bir noktasından girecek, ektiği bölümler de bana kâr. Vedalaşma noktası ise ben için bir ganimet, onun her santimetrekaresini hissedeceğim, sarılacağım ve el sallaşıp vedalaşacağız.

Sonrasında ise ben ayaklarım yine yerden kesik, uçar adımlar halinde eve doğru yürüyecek, şimdi işin de diyecek, bilgisayarı kendi haline bırakacak, az önce yaşadığım rüyanın tadını kanepeye uzanarak, yüzümdeki muhteşem gülümsemeyle tavana bakarak tekrar tekrar çıkaracağım.

Ve biraz sonra da o güzel kadın,

"Geldim, şimdi toplantıya giriyorum,"

demek için,

beni arayacak.

25 yorum:

  1. Hiç beklenmeyen anda fırsat ayağa bir kere gelmeye görsün, ahanda ev kapısından dönülür ve koşar adım gidilir. :)
    Biranın ismi öyle komik ki...Yazarken yorumu gara guzu, kara kuzu diye beynimde yankılanıyor. Unutmam herhalde bu ismi. :))
    Afiyet olsun size. Bayramınızı da kutluyorum. Nice mutlu bayramlar diliyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle dönülür ve uçar adım gidilir. Böyle bir an hayatın kaç keresinde bir insana nasip olur ki:)

      Muhtemelen unutmazsınız. Ben de yazarken guzuyu hep kuzu olarak yazıyordum, sile sile bir hal oldum, sonuçta guzuya bünye alıştı sanırım, şimdi kuzuya dönme zor olacak:) Aslında ifade doğrudur, babannem guzum'u kullanırdı ve onun dilinde enfes bir sevgi ifadesiydi bu.

      Çok teşekkür ederim Nazlı Hanım, ben de size ve ailenize nice mutlu bayramlar diliyorum:)

      Sil
  2. Bir kadın hakkında şiir yazılmasını mı ister yoksa bu satırların yazılmasını mı, başkası ne der bilmem ama kesinlikle bu satırlar derim ben.
    Hayatı, aşkı, aşkını böyle yaşayabilen güzel insanlara selam olsun.. Ve bir çok insana da ilham olsun..

    YanıtlaSil
  3. İfade ediş o kadar güzel ki elbette farkındalık. Çerçeveletip duvarlara asmalık satırlar bir yanıyla.... Yazıma o kadar güzel, aynı oranda da vurucu bir yorum oldu ki hani ciltlerle kitap yazılsa bu kadar düşündürücü ve aynı oranda da vurucu olmazdı satırlar.. Çok teşekkürler bu enfes katkı için.

    YanıtlaSil
  4. Ne hoş anlar ne hoş anılar bırakıyor değil mi :)

    YanıtlaSil
  5. Sait Faik'in bir hikayesindeki aşığın yaxdığı not gibi, tek bir cümle: ah minel aşk yaxıp susuyorum. Şahanesinix sevgili Buraneros. Maşallah sixe.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler sevgili Ceren, sen de şahanesin:)

      Sil
  6. Maşallah maşallah maşallah! :)
    Böyle gıpta ile okunacak satırlar yazmak için insan her türlü abartıyı değerlendirmeli Sevgili Okul Arkadaşım, ne mutlu size. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ederiz Sevgili Okul Arkadaşım. Elinden geleni ardında bırakmayan ve hiç büyümeyen iki afacanız işte. Bu ikiliyi eşleştiren tüm tanrılara ne kadar şükran etsem az :)

      Sil
  7. Ne güzel seviyor, ne güzel yaşıyor ve ne güzel anlatıyorsun Sevgili Buraneros :) Geri sayıyorum şu güzel anlara ucundan kıyısından canlı dahil olabilmemiz için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlattıran önemli! Heyecanlanma, ne demiş büyüklerimiz? Sayılı gün çabuk geçer:)

      Sil
  8. bu gara guzu, sadece adı nedeniyle bile sevilecek bir bira bence :)

    geçenlerde nevra serezli'nin bir videosuna denk geldim. diyor ki "aşk zamanla sevgiye dönüşür diyenleri hiç anlamam. ben metin'e son ana dek aşıktım. kapıyı çaldığında kalbim hızlanırdı"...çok etkilendim bu tanımdan. sizin aşkınız da daim olsun canım buraneroscuğum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gara Guzu'nun kendisi adından bile güzel :)

      Çok teşekkürler sevgili Şule:)

      Sil
  9. Ve okurlar da, en azından mutlaka bir okurunuz da, yüzlerinde gülümsemeyle bu yazınızın sonuna gelecek. Heyecanınız daim olsun, birlikte. :)

    YanıtlaSil
  10. Çok teşekkür ederim, senin yazıların da enerjik. Üstelik sen yazmayı benden çok seviyorsun. Bir fark varsa onun sebebi de beni biraz daha pişiren hayattır. Azıcık da tecrübedir:) Gençliğin tadını ne kadar çıkarırsan önündeki günler de o kadar güzelleşecektir. Hani bir şarkı var, her yaşın bir güzelliği var diyen, bu çok doğru.:)

    YanıtlaSil
  11. Bu coşku dolu aşk, bu deli divane koşuş, ânları çoğaltış, yeniden yeniden yaşayış... Şahanesiniz Sevgili Buraneros🌺 En sevdiğiniz kadın ve siz, bir masalı gerçekleştirenlersiniz. Divane sözcüğü selam dursun önünüzde, "Mutlu aşk yoktur" diyen Aragon'a 14 yaş içtenliğiyle göz kırpmaya devam ettiğiniz sürece, gerisinin ne önemi var ki zaten...🌻

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Evde Yazar, bu yorumun üzerine ne yazılır bilemedim; hem de ben! Yüzümde bir gülümseme öyle kaldım. Çok teşekkürler, hem de çok:)

      Sil
  12. Karavan hayatında türlü insanla karşılaşıyoruz, biri de tiyatro camiasından bir oyuncu bay M., merak ediyor bizim Mavişi, ben biraz özenli bir tipim, biraz da severim hani, şarabı kadehinde, rakıyı ince camda, peynir illa ahşap sunumda, süsü, renk uyumu derken.. Eşim "benim hanım biraz meraklıdır" demişti, bay M.'de gülerek, "kurban olurum böyle meraka" demişti. Oradan ilhamla "kurban olurum böyle abartıya" ki hep derim sen bir an yazarısın; kalemi kuvvetli, kelimesi sihirli, cümlesi aşık olunası, hikayesi kendinden, betimlemesi yüreğinden.. Hep abart emi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün kalemimin tutulma günü, önce Evde Yazar, şimdi sen. Yüzümde bir gülümseme denize bakıyorum, ilhamı ondan alırım belki diye...

      Şu gülümseme bir rahat bıraksa!

      Sil
  13. Gen bağlarına filan bakmak lazım, böyle daimi bir coşkunun kaynağı
    için: ) Her şey gönlünüzce olmaya devam etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayat hep de gül pembe değil elbette, o nedenle pozitif karakterlerle yaşanan pozitif durumları genelde yazıya döküyoruz.:)

      Çok teşekkürler....

      Sil
  14. hayata bir divane gibi yaklaşmak daha iyi sanki:)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP