Hafta Sonu, Ya Cumartesi Ya Pazar, Diyelim ki Pazar!
Saat 15:30 için anlaşıyoruz...
Enfes bir yaz...
Ve bayılınası ve enn bayıldığımız mekânlardan biri.
Konu bira ise, tek geçeriz!
Mekânın iki farklı yönündeyiz, bir anlamda buluşacağımız yer bir orta nokta...
Hazırlanmaya başlıyorum. Coşku tavanda. Sanki bir ilk buluşma. Heyecan benden heyecanlı ve paçalarımdan çekiştiriyor. Bazen düşünüyorum: O... Yani enn sevdiğim kadınla rastlaşmasaydık nasıl bir hayatım olurdu diye.
Onu yüreğinden öpüyorum.
Kızkardeşim bi keresinde demişti ki; "Ben bu kızı çokkk seviyorum."
Erkek kardeşim, üstelik de en küçüğümüz olmasına rağmen, bir olası ayrılıkta mesela, beni odunla kovalar biliyorum.
Bu kadın çooooookkkkk tatlı yaaa...
Bir masaya oturmuş durumdayım. Onun geliş yönünde nöbetçi gözlerim. Ne tesadüf ki mekân bir orta noktada ama benim hızlı yürümüş olmam kesin.
Ahhh şu heyecan işte.
Bir an öncenin telaşı...
Hava muhteşem, deniz kıvrak, mekân gündüz sakinliğinde; 3-4 masa kapatmışız mekânı sanki, lakin ben yüksek masaların hemen ardındaki alçak masadayım. Gözlerim onun geliş yönünde.
Dövmeleri muhteşem, tarzı punk'a yakın genç kız masaya oturduğumuzda ve servis için geldiğinde, benimle aynı fikri paylaşacak enn sevdiğim kadın da.
İç kısımda ve alçak masalarda oturan şortlu üç kadın oradan kalkıp hemen önümdeki ve fotoğraftaki yüksek masaların sağ tarafındakine gelip oturuyorlar, merhaba desem o masadayım ve özellikle birinin -belki de emin olmak için- beni kestiğinden, o nedenle o masaya gelindiğinden eminim. Sanki ve muhtemelen lise yıllarından ya da farklı ortamlardan bir aşinalık var. Benim kafamsa sol taraf ve O'nun geleceği yöne dönük. Siparişi daha sonra vereceğimizi beyan ediyorum tatlı garsonumuza, o yine de menüyü masada bırakıyor.
Ve O'nu gördüm.
Karşı kaldırımda, ardındaki deniz köpük köpük el çırpıyor, rüzgârsa saçlarını uçuruyor.
Kıyafet muhteşem.
İzliyorum. Karşıya geçti ve mekânın kapısında şimdi. Ben ayaktayım. Göz göze geldik ve bana doğru yürüyor. Gülümsüyorum şeytanca, çünkü az sonra O'na sarılacağım.
Sanki ilk kez. Sanki 16 yaşındaki bebe heyecanını arkasına saklayan bir yetişkin gibi.
Gelsin o halde biralar ve bir Orhan Gencebay sepeti.
Velhasıl, sanki benzeri hiç yaşanmamış ve bu ilkmiş heyecanını bir gram düşürmeden geceye varıyoruz. Kaç saat geçti bilmiyoruz. Ama benim bildiğim bir şey var ki benim kafa iyi; üstelik öyle kolay devrilen biri de değilim lakin şu aşk işte!
Hesabı ödüyor, şahane genç kızımızı boş geçmiyoruz. Bu enfes yaz akşamında, iyice canlanmış geç saatlerde ve yıldızların altında sarılıp vedalaşıyor, bir başka akşamda erkek kardeşim ve çok tatlı kız arkadaşıyla -onların henüz ilişkilerinden haberim olmadığını düşündükleri şu evrede- dörtlü bir masa planlıyor, ayrı yönlere doğru hareketleniyoruz.
Ben biraz şaşkın. Dilimde bir sorun yok da ayaklarım sanki kafayı bulmuş gibi; sürekli sallandığımı düşünerek eve varıyorum. Enn Sevdiğim Kadın'ı arıyorum; ona eve sallanarak geldiğimi söylüyor ve son anlardaki konuşmalarımda bir sorun var mıydı diye soruyorum. O olmadığını söylüyor, hatta ufaktan sallandığımı bile fark etmemiş.
Bazen, çok mutlu olduğum zamanlarda sarhoş kisvesine büründüğüm anlar geliyor gözümün önüne... Yine mutluluktan şımardın ve tek kişilik, dünyaya boşvermiş sarhoş, aynı zamanda avare bir berduş rolünü pek güzel oynadın eve kadar diyor ve ekliyorum:
Helal sana!
Biraları bir saysana...
Unutulmaz Aşk
1 saat önce
Başlığı görünce dedim, işte devamı geliyor :) Eşime göndersem mi bu yazıları diye düşünüyorum. Bu arada Anadolu da "kendi kendine nazar etmek" diye bir tabir var. aman dikkat. Mutluluğunuz daim olsun..
YanıtlaSilNazar konusunda efsunluyum, biz şehir çocuğu olsak da köken Anadol'unun pek şirin, okumalı üflemeli coğrafyalarından... ama yine de dikkat:) Çok teşekkür ederim, sizinde...
SilEn çok da yazılarınıza yansıttığınız heyecanınızı okumayı seviyorum. Bu heyecan sanki bulaşıcı. :)
YanıtlaSilO heyecan olmasa beni al bir duvara vur, çıkacak ses tınnn olurdu:) Bulaşıcı olmasını herkes için isterim, çünkü bana henüz bebeyken ve onlar henüz gençken amcalarımdan, halamdan, dayımdan bulaştı; tıpkı kitap okuma alışkanlığını edindiğim gibi:)
SilVallahi bence de nazara gelmeyin, dikkat edin.
YanıtlaSilUyarın için teşekkürler Özlem, dikkat edeceğim.
SilBen en çok bir köşede, masada, yolda beklerken ki heyecanı ve o ilk görme anındaki gülümsemeyi seviyorum. Bence aşk tam da böyle bir şey... Ve ah ne güzeldir, bir insanın şarkılarında olmak... Eğer bir gün yazabilirsem, bir yere gittim şarkıyı dinlerken, nasıl da usul usul bir sevmek halidir o sözler ve icra. Bir ara tekrar bir rutini yakalarsam yazmak konusunda, unutmasam o gittiğm yeri de yazsam keşke.
YanıtlaSilUnutmayınız lütfen. Daha fazla ve sık yazsan nasıl olur ki, sen bir ustasın; bir yazı 20 dakikanı bile almıyordur senin...
SilBöyle günleriniz çok olsun Buraneros :)
YanıtlaSilÇok teşekkürler Leylak Dalı öğretmenim:)
YanıtlaSilCahilliğimi bağışlayın lütfen, Orhan Gencebay sepeti nedir, inanın bilemedim. :)
YanıtlaSilEnn sevdiğiniz kadını, kardeşleriniz de sevmiş, daha ne olsun...:)
Heyecanınız paçalarınızdan hep çekiştirsin sayın Buraneros. Harika anlatımlı paylaşım için teşekkür ediyorum size. :)
Rica ederim, bilmemeniz gayet normal:) Hata benim.
SilMekânın adı Rock City çalınan müzikler de bu tarz. Bir hoşlukları var ki menülerine verdikleri adlar, biraz da esprililer. Orhan Gencebay şehrimiz doğumlu ve müziğe başlangıcı burası. Dolayısı ile onun sepeti o adı hak ediyor ve biz de genelde onu tercih ediyoruz. Aşağıya bıraktığım linkteki yazıma giderseniz oradaki 3. fotoğraf o sepet. Güzel sözleriniz için de ben çok teşekkür ederim Nazlı Hanım, çok zarifsiniz:)
https://laparagas.blogspot.com/2021/10/gun-pazard-ve-yolda-bir-adam-yuruyordu.html
Sepeti iyice merak ettim. Yazınızı bulup bakacağım. :)
SilLinki bulmam biraz zor oldu ama değdi doğrusu. Paçangalı Orhan Gencebay sepetini öğrenmiş oldum. :)
SilBunun yanında bir de tavuklu Müslüm Gürses sepeti de varmış. :)
Bir yaşıma daha girdim. Bakalım daha neler öğreneceğim...:)
Afiyet olsun size. :)
Çok teşekkürler:))
SilFotoğraftaki dalga ayrıntısı nefis olmuş. :)
YanıtlaSilGüzel buluşmalarınız daim olsun Sevgili Okul Arkadaşım. :)
Fotoğrafı farkındalığı yüksek bir usta çektiği için oldu:) Çok teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım:)
SilAz kaldı, canlı canlı dahil olacağız umarım :)
YanıtlaSilGeri sayım başladı:))
YanıtlaSilBir film sahnesi gibi her şey. Ve "en sevilen kadın"ın iç sesi giriyor devreye; buluşmaya gelirken hissettiği duyguları anlatıyor. Heyecanının seviyesini, kıyafet seçerken düştüğü çocuksu telaşı... Acaba nasıl bir sahne olurdu... 🌺
YanıtlaSilFilm sahnesini kurunca sen ben bile içinden çıkamadım. Hiç böyle bir boyutu düşünmemiştim, muhtemelen O da... Her şey sıcak ve doğal akışında olduğu için şu an kalmış vaziyetteyim. Bir gün bu durumu konuşuruz, duruma göre de yazarım belki:)
Silvallahi kız kardeşiniz gibi biz de kendisini pek seviyoruz, tanımadan :) aşkınız daim olsun Buraneroscuğum
YanıtlaSilÇok teşekkür ederiz Şule.: )
Silama çoook tatlısınız, maşallah size:) heyecanınız azalmasın, sevginiz hep çoğalsınnn:)
YanıtlaSilÇokkk teşekkürler:)
SilEnnn Sevdiğiniz Kadın ile hep mutluluk sarhoşu olmanız dileğiyle...
YanıtlaSilOkurken bile sizin yaşadığınız heyecanı hissediyoruz. :)
Nazar değmesin... Maşallah size Sevgili Buraneros. :)
Çok teşekkür ederiz Pek Değerli Ödüllü Yazarımız. Şahsınızı ve yazılarınızı çok seviyoruz bilirsiniz ki. Sen ve blogun da birlikte çok güzelsiniz:)
SilAynı duyguları paylaşıyoruz. İyi ki varsın Sevgili Buraneros. :) 🙏🏻🌸
SilSen de iyi ki varsın:)
SilÇok teşekkür ederim, ben de sana nazar değmesin, hep mutlu ve gülen ol diye kısa bir dua ediyorum:)) O tatlılığa erişmek biraz zaman istiyor, bir de bu ülkede erkek çocuk olmanın avantajları var bunu gözardı etmemek lazım. İnancını ne olursa olsun yitirme, hayat biraz inişli çıkışlı ama özellikle inişlerden pay çıkarılırsa sonrası çok güzel:)
YanıtlaSilYaz sıcağında, deniz kenarında buz gibi bira, çok sevdiğiniz birinin eşliğinde üstelik. Muhtemelen güzellikler size kafayı bulduran :)
YanıtlaSilMutluluğunuz hiç mi hiç bozulmasın umuyorum ki...
Çok teşekkürler Zeynep. Aslında belirttiğim gibi kolay yıkılan biri değilim ama sanırım senin de dediğin gibi yaşadığım güzellikler sallandırıyor beni, onu gördüğüm andan itibaren bendeki adrenalin yükseliyor ve ayaklarım yerden kesiliyor:) Dilimi ısırıp, ayrıca büyük konuşmim ama bu saatten sonra o mutluluğun bozulma ihtimali zor sanırım:)
Sil