29 Mayıs Pazartesi
Adalet Ağaoğlu'nun çok sevdiğim kitabı Romantik-Bir Viyana Yazı' nın içinde geçen, çok yazımda kullandığım ve kullanmaya bayıldığım ifade ile söylersem, artık günün ruhları dürtükleyen saatlerindeyim. İki yazıya sığdırdığım ve üçüncüyü, Unforgettable adlı dizinin bir oturuşta ve benden beklenmeyecek sayıda sezonu ve bölümünü üç akşam boyunca izlemem ve her akşam bir kadeh beyaz şaraba eşlik etmek üzere armut ve elma dilimleri olan bir tabağı sehpanın üzerine yerleştirmem nedeniyle tez zamanda yazacağımı -kendime- vaat etmiş olsam da; türlü çeşitli avareliklerim nedeniyle dört gün sonra anca yazmaya devam ediyorum.
Önünden içeri girme teşebüsü ve niyeti olmadan sadece göz atarak geçişimin ardından, biraz da bayıldığım geçmişin izleri diri sokaklarını kullanarak, AVM inşaatının dev alanını bu kez yakın plan inceleyerek denize ulaşıyor, avare adımlarla, çam ağaçlarının altından, kırmızının en güzel tonundaki çiçek alanlarının kenarından yürüyerek, arada fotoğraf çekerek eve varıyor, biraz bloglara biraz da işe göz atmanın ardından ve ruhumun hadi artık dürtüklemesiyle birlikte, sırt çantamı kapıp, yine deniz kıyısını kullanarak ve saat 18'den sonra varıyorum; -ilk kez minik bahçesine adım atacağım- The Cakery adlı şirin pastanenin şirin çitli bahçe kapısına.
Bir iki masada gençler var. Oysa ben ıssız bir noktadaki bu küçük pastaneyi fark edilmez sanıyordum ve hatta hayıflanıyordum. İlk adımımla, bir masada oturmakta olan bir hanımefendi ve çok tatlı gülen bir genç kız sohbetlerini keserek ve genç kız hoş gülümemesi ile ayağa kalkarak, benimle birlikte kapalı bölüme geliyor.
Burası da küçük ama çok şirin; bir kapıyla daha geniş bir alana geçildiğini fark ediyorum ki orası imalathane diye düşünsem de ilk anda, mutfak tanımı daha çok yakışıyor bu butik hale.
Sıcaklıkla insanı kucaklayan, sade, şık ve samimiyet vaat eden bir iç alan. Genç kız güleryüzlü ve bu güleryüz onun ölçülü, abartısız, sözlerine ve önerilerine güvenilir bir karakter olduğunun altını çiziyor. Yıllardır bildiğimi, çok yakında ve yıllardır bu coğrafyanın aynı noktasında oturduğumu, mekânın hep dikkatimi çektiğini ama sanki ikimizin de o ânı beklediğimizi ve şimdi bazı kaygılarımın ötesine geçerek hamle yaptığımı ve an itibariyle umduğumdan fazlasını bulduğumu söylüyorum.
İletişim çok sıcak, fotoğraf çekebilir miyim diye soruyorum; enfes bir gülümseme, ardına eklediği bir iki cümle bir anda yıllardır buradaydım sanki hissi yaratıyor.
Pasta dolabı muhteşem, her biri sanat harikası. Kışkırtıcı, ukalalık yok, son derece sıcak bir iletişim oluşuyor pastalarla aramızda. Kullandığımız sessiz dil ortak, sıcak ve esprili.
Orman meyveli cheesecake'i gözüme kestiriyorum. San Sebastian göz kırpıyor. Selam çakıyor, sevdim seni diyor, ardına tez zamanda bir masada seninle sohbetin dibindeyiz, merak etme' yi ekliyorum. Onu şimdilik bir başka zaman için bırakıyor ve "Limonatanız var mı?" diye soruyorum genç kıza; olmadığını öğrenince, kahve aklımdan geçse de çay lütfen diyorum.
Kahve için bir hayal oluşturup, şimdilik onu bir kenarda tutuyorum!
Sıcaklıkla insanı kucaklayan, sade, şık ve samimiyet vaat eden bir iç alan. Genç kız güleryüzlü ve bu güleryüz onun ölçülü, abartısız, sözlerine ve önerilerine güvenilir bir karakter olduğunun altını çiziyor. Yıllardır bildiğimi, çok yakında ve yıllardır bu coğrafyanın aynı noktasında oturduğumu, mekânın hep dikkatimi çektiğini ama sanki ikimizin de o ânı beklediğimizi ve şimdi bazı kaygılarımın ötesine geçerek hamle yaptığımı ve an itibariyle umduğumdan fazlasını bulduğumu söylüyorum.
İletişim çok sıcak, fotoğraf çekebilir miyim diye soruyorum; enfes bir gülümseme, ardına eklediği bir iki cümle bir anda yıllardır buradaydım sanki hissi yaratıyor.
Pasta dolabı muhteşem, her biri sanat harikası. Kışkırtıcı, ukalalık yok, son derece sıcak bir iletişim oluşuyor pastalarla aramızda. Kullandığımız sessiz dil ortak, sıcak ve esprili.
Orman meyveli cheesecake'i gözüme kestiriyorum. San Sebastian göz kırpıyor. Selam çakıyor, sevdim seni diyor, ardına tez zamanda bir masada seninle sohbetin dibindeyiz, merak etme' yi ekliyorum. Onu şimdilik bir başka zaman için bırakıyor ve "Limonatanız var mı?" diye soruyorum genç kıza; olmadığını öğrenince, kahve aklımdan geçse de çay lütfen diyorum.
Kahve için bir hayal oluşturup, şimdilik onu bir kenarda tutuyorum!
Pastam ve bir fincan çayım masamda. Tabağa ve de cam fincanın tasarımına bayılmış durumdayım. Orman meyvelim, ahh, neler fısıldıyor bana bir bilseniz. Ortam zaten muhteşem ve seçtiğim masa bu küçük mekândan soyutlamadan da kendi ada'mı yaratma olanağını veriyor bana.
Hiç acelem yok, günün ve bu enfes akşamın ruhu ile çoktan ortaklaştık. Müzik, günün en hoş saatleri, elimdeki hayalperest roman, ve pastadan kesilmiş küçük bir lokma.
Gittim...
evet gittim ben;
sanki ormanda Pamuk Prenses'le orman meyveleri toplamışız da soluklanmak için bu pastanedeyiz.
Orman tabağımın içinde.
Koku...
Evet koku!
Ahh o böğürtlenler!
Pırıl pırıl,
sanki hiç fırın görmemişler gibi...
Ağırdan alıyorum.
Zamanı elimden geldiğince uzatıyorum.
Keyfim alkış kıyamet.
Evet koku!
Ahh o böğürtlenler!
Pırıl pırıl,
sanki hiç fırın görmemişler gibi...
Ağırdan alıyorum.
Zamanı elimden geldiğince uzatıyorum.
Keyfim alkış kıyamet.
Enn sevdiğim kadın zihnimde dönüyor. En kısa zamanda, diyorum. Elinin hamuru ile onun fikrini de merak ediyorum. Elbette ilk lokmanın ardından anne kız olduklarını düşündüğüm hanımefendilere düşüncemi beyan ediyor ve muhteşem, diyorum.
Ödememi yapıyorum.
Ki fiyat kalite kıyaslaması için zihnim şunu diyor bana:
Emsallerinin hepsinden daha güzel,
fiyat bir tık daha yüksek olsa da...
Ve bir kıyassa söz konusu olan,
söz konusu keyifse,
cümlesine nal toplatır bu mekân!
Ödememi yapıyorum.
Ki fiyat kalite kıyaslaması için zihnim şunu diyor bana:
Emsallerinin hepsinden daha güzel,
fiyat bir tık daha yüksek olsa da...
Ve bir kıyassa söz konusu olan,
söz konusu keyifse,
cümlesine nal toplatır bu mekân!
"Artık günün ruhları dürtükleyen saatlerindeyim." çok anlamlı. Elinize sağlık :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, söz Adalet Ağaoğlu'nun kitabından:)
SilYazıyı eklediğiniz müzik eşliğinde okumak lezzetini artırdı, net. :)
YanıtlaSilOkuldaşlık ve aynı kuşağın insanı olmak böyle bir şey sanki Sevgili Okul Arkadaşım:)) Yazıyı ilk yayınladığımda en üste "Müzik eşliğinde okumak da bir seçenek!" cümlesini yazmıştım, sonra sildim... ben de çok yakıştırmıştım:)
SilAfiyet olsun , hiç kıskanmadım....
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, tahmin ediyorum:))
SilBende mekan güzel ve huzurluysa hiçbir şey umurumda olmaz. Sadece anın keyfini çıkarmaya bakarım.. Lezizler. Sevgiler.
YanıtlaSilAynı kafadayım, ki bu mekân özelinde söylersem bakışmalar esnasında bana vaat ettiklerinin hepsini birebir yaşattı derim. Kendisiyle ilişkimiz uzun süreli olacak gibi. Teşekkürler, sevgiler...
SilMekana bayıldım Üstad, bahçesi böyle yeşiller içinde olan mekanlara ayrı bir meftunum :) Afiyet olsun efem :)
YanıtlaSilTeşekkürler Üstad. Mekân tam anlamıyla oturup da roman yazmalık. Aslında ana yola bakıyor ancak bir de sakin bir yan yol var, ana yola paralel; pastane o yan yolun kenarında dolayısı ile ağaçları ve yeşili ile o hengameden ayrı sakin bir vaha kendisi:)
Silfotoğrafı büyütüp hangi pastalar var diye bakmaya çalıştım resmen! obur olmak böyle bir şey çünkü :)
YanıtlaSilafiyet şeker bal olsun :)
Tez zamanda pastaların yakın plan fotoğraflarını çekeceğim senin için :)
SilÇok teşekkür ederim:)
Pastane ve pasta şahane görünüyor:))) Gerçekten aşırı şirin bir yermiş, çok severim böyle yerleri, neşe getiriyor insana bence:))) Afiyet olsun:)))
YanıtlaSilTatlıya, pastaya hiç hayır diyemiyorum ben de:) Pastaları seyretmeye bayılırım gittiğim zaman:)))
Yazdığınız yazıdaki bir cümleye ayrıca bayıldığımı söylemeliyim:)))
''sanki ormanda Pamuk Prenses'le orman meyveleri toplamışız da soluklanmak için bu pastanedeyiz.''
Böyle masalsı anlatımları çok seviyorum, gerçi sizin yazılarınızı çok ama çok keyifle okuyorum, sadece bu yazı için değil:)
Her anı keyifli geçiriyor olmanız çok güzel, keyifli anlarınız hep olsun:)))
Çok teşekkür ederim, ben de senin coşkuna ve gülüşüne hayranım:) Bu masalsılıkta çok eskiden beri yaşadığım coğrafyanın etkisi çok, elbette eski zamanları ile bu zamanların kıyaslanması şu an bu bölgede yaşayan insanlar için zor, ama benim çocukluğum neredeyse burada geçtiği için çoğu zaman yeni binaları görmezden gelip eskiyi hissedebiliyorum. O nedenle bu pastane yeni bir binanın altında olsa da muhtemelen pastanenin sahipleri de ben gibi eskisi buranın; ve muhtemelen binanın da sahipleri, dolayısı ile bu şirin pastaneyi yeşillikler içinde, geçmişi hatırlatan bir tatla oluşturmuşlar:)
SilFırtına sonrası açan güneşteki gökkuşağına oturmuşum da bloglarda geziyorum anındayım. Ve vallahi ve billahi, fondaki müzik ruhumu okşuyor, yazı da zaten mideyi duygulandırdı. Daha ne olsun, haftanın son gününe bir de olmadı kuşlar konsun :)
YanıtlaSilEvren
O mekân da en az müzik kadar güzel:)
Sil