11 Haziran 2011'de demiş ve yazmıştım!
Bundan 2,5 yıl önceki yerel seçimlerde mutsuzluğumu ifade eden, "Oyumu mu kullandım, yoksa birileri beni mi kullandı?" başlıklı, kendimle hasbihal eden bir yazı yazmıştım. Oysa yarın sandığa giderken, daha ziyade oyumu atarken, fena halde mutlu olacağım. Evet, uzun yıllar sonra bir seçime, tıpkı eski günlerdeki heyecanla katılıyorum.
Seçim gecesi planlarımı günler öncesinden ve bir an öncenin telaşlarıyla, kıpır kıpır bir keyifle yapmaktayım.
Uğruna Fenerbahçe maçlarından bile vazgeçebilen ben yarın gece, Behzat'ımı ve arkadaşlarını yalnız bırakacağım. Bu kez biralarımı alıp, üstelik de çeşit yaparak, uzun bir aradan sonra, seçim gecesi yayınlarının keyfini çıkaracağım.
Mussano'nun Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda yazdığı "Salakça Bir Mutluluk" başlıklı muhteşem yazısının altına yorum yazan sevgili Ateş Böceği'nin bana yönelik olarak kurduğu; "Bu konuyla ilgili fikirlerinizi şahsen çok merak etmekteyim" cümlesindeki isteğini yerine getirmemiştim ve bunu özellikle yapmış, bekleyip görmeyi tercih etmiştim.
Sıkı bir Baykal ve onun yönetim zihniyeti karşıtı olan, bu konuda da pek çok yazı yazan, onun gittiği gün ülkede ve partide çok şeyin değişeceğine sürekli vurgu yapan benim bu değişimle ilgili olarak, özellikle Kılıçdaroğlu ile ilgili, başlangıçta çekincelerim vardı. Hakkında benden daha derin ve olumlu kanaatler oluşturan Mussano'nun aksine; sınıfın orta sıralarında oturan, harıl harıl ders çalışan, iyi notlar alan, bunların dışında özellikle iletişim kurmak konusunda sorunları olan, sessiz ve asosyal öğrenci gibi görmüştüm kendisini; iyi niyetinden ve çalışkanlığından asla şüphem yoktu. Televizyon ekranlarında belgelerle dövüp siyaset dışını atmayı başardığı siyasetçilere karşı gösterdiği başarılarını da, işini iyi yapan bir devlet müfettişi çerçevesinde değerlendirmiştim. Bizim şehirde referandum sürecindeki ilk mitingini izlediğimde açıkcası yetersiz bulmuştum kendisini. Yani o partinin liderinde olmasını istediğim "karizmayı" ve savaşçılığı kendisinde görememiştim.
Fakat süreç içinde, hiç gürültü patırdı çıkarmadan usul usul tasviye ettiği kişilerin ve siyaset tarzının yerine koyduklarına bakınca, koyduklarından kendi popülaritesini öne çıkarmaya heveslileri de fark ettikçe sessizleştirmeyi başarınca, ve muhteşem ekipler oluşturup şahane bir kampanyanın vitrininde çok başarılı bir meydan konuşmacısı haline gelince, CHP siyaset kavgasını ortaya koyduğu projelerle yapmaya başlayınca, yavaş yavaş kitlelerle kurduğu diyaloğun sıcaklığını gözledikçe, gösterdiği adayların bazılarıyla ilgili itirazlarım ve çekincelerim olmasını rağmen tamam dedim.
Ve şimdi görüyorum ki; malum kişi döneminde hiç olamadığı kadar coşkulu ve inançlı CHP seçmeni... Ve ben gibi; "o adama " onun siyaset uslubuna kızgın insanlar müthiş keyiflenmişler... Ve çok uzun zaman sonra gençler, kadınlar kocaman bir heyecan ve coşkuyla her yerde, her platformda parti için çalışıyorlar... O malum kişi için yazdığım "Asıl Suçlu" başlıkla yazıda olması gerekenler şeklinde sıraladığım bir çok şeyin yapıldığını görüyorum artık. Partinin internet sitesine giren mavi renk ve sitenin modern hali, aslında çok güzel anlatıyor her şeyi; geçmişine saygılı ama çağı yakalamış ve gözünü ileriye dikmiş, önü açılmış çok sayıda potansiyel lider adayına sahip, şikâyet etmektense neyi eksik yaptık diyebilen ve gerçek anlamda sosyal demokrat olma yolunda ilerleyen bir parti artık CHP...
Hep savunduğum, "Türkiye seçmeni her zaman cezayı keser ve bir seçenek arar, onu bulamazsa kötüler içinden iyiye yönelir," tezimle doğru orantılı olarak bugüne kadar, ne yazık ki CHP kendi sempatizanları noktasında bile kendini bir seçenek yapmayı başaramamıştı. Şimdi, özellikle Kılıçdaroğlu'nun şahsına gösterilen ilgiyle birlikte, artık seçmen gözünde önemli bir seçenek CHP. Seçim sonundaki oy oranının benim için hiç bir önemi yok! Çünkü artık Türkiye'nin geleceğinde güçlü ve doğru siyaset üreten, iktidarı telaşlandırıp küfürbaz yapan bir CHP var. Bütün fraksiyoner farklılıklarımıza rağmen bir araya gelerek peşinden koştuğumuz, destek verdiğimiz partinin geri döndüğünün fazlasıyla farkındayım. Ve ben seçim sandığına; kısa pantolonlu militan çocukların, kendi solculuklarından daha geri görseler bile katkı vermekten zevk duydukları, seçim gecelerini bayram yerine çevirdikleri partiyle yeniden kucaklaşmaya başladıklarını hissederek gidiyorum.
Müthiş sevinçli ve heyecanlıyım. Uzun bir aradan sonra sonra ilk kez yarın, oyumu büyük bir zevkle, seve seve kullanacağım.
Ve uzun zaman sonra yarın akşam, şahane bir "TV'de seçim gecesi" keyfi yapacağım.
Nihayet.
Baharların Sonu
32 dakika önce
çok yorgun ve mutsuzuz. ama dün gece uzun bir zamandan sonra ilk defa umutlandım. güzel günler görelim artık...
YanıtlaSilBu ülkede en zor şey siyasetin solundan yürümek ne yazık ki, 1980'de öyle bir darbe indirdiler ki o bütünleşmiş kollara... Önce içeri tıkarak sonra da barajlar kurarak, ama o mücadele gücü ve zekâ bugün, o sol kanadı yeniden bir araya getirdi ve farklılıkları olsa da müşterekte birleştirdi. Eğer bu seçimde o barajlar yerle bir olursa gelecek bambaşka Sevgili Şule. Mücadele zorluydu ama artık birlik muhteşem. 12 yıl önce bu yazıyı yazarken bugünün geleceğinden çok emindim; mücadele günlerinin çocuklarıyız sonuçta:)
SilSevgili Buraneros, ne güzel anlatmışsın aklımdakileri.. Oh be dedim nihayet!
Silİnşallah bu seçimin ardından o "Oh be!" gelir ve şu ucube barajdan kurtuluruz Sevgili Momentos ve gerçek demokrasimiz yuvasına döner:)
SilSüper tespitler... Bugünü gerçekten çok bekledik... Çekincelerim ve ama ile başlayan cümlelerim özellikle bu hafta sonunu ardından dibe doğru çökmeye başladı... Rengarenk zaferler yakında inşallah
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) İnşallah diyorum ben de, bu kez umut yüksek....
SilMerhabalar.
YanıtlaSilMadem konu biraz siyaset olunca, ben de bu kervana dahil olmak istedim. Her ne kadar doğuştan MHP'li, Ülkücü biri olsam da artık MHP'li değilim. MHP benim için çoktan bitti. Bu seçimde artık CHP'ye oy verme hazırlığı içine girmiştim. Bir de Akşener masayı karıştırınca ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Çünkü artık tek ümidimiz bu masaydı. Her ne kadar Akşener saçma bir teklif dayatarak ayrıldığı masaya tekrar iştirak etmiş olsa da zaten kanımın ısınmadığı Akşener'de gözümden gönlümden düşmüştür. Türk milletinin kurtuluşu olacak böyle bir birlikteliği gereksiz bir çıkışla yaraladığı için çok üzüldüm. İnşAllah Akşener'in bu yaptığı, Millet İttifakına oy verecek seçmenleri etkilemez. Aksi halde: "Daha şimdiden bunlar çıkar kavgasını başlattılar, yarın seçimi kazanıp iktidara geldiklerinde kim bilir neler olur?" diye tereddüte düşmez mi seçmen? Elbette düşer. Millet ittifakının bir taraftarı olarak ben bile düşündükten sonra, masaya ümit bağlamış diğer seçmenlerin aynen böyle olumsuz düşünecekleri muhakkak. Millet İttifakına oy verecek sempatizan seçmenlerde, inşAllah olumsuz yönde bir etkilenme olmamıştır.
Zafer yakındır inşAllah!..
Emin olun siz gibi ülkücüler başımızın tacı, farklı ideolojilerde olsak da birbirimizle anlaşırız; çünkü ülkeye dair duygularımız ortak, bunda bir sıkıntı yok ve benim en samimi olduğum en can arkadaşlarımın bir kısmı ülkücü, bu ülkede böyle bir sorun da yok ama ne yazık ki bu damarların bir kısmını kaşıyan bir üst akıl, ne yazık ki bu kardeşliği özellikle 80'lerde kaşımayı çok iyi becerdi, aynı anı acıları yaşattı ve bugünlere getirdi bu ülkeyi. İnanıyorum ki zafer yakın.
SilÖngörünüzün mutlu sona ulaşmasını canı gönülden dileyerek, gülümseyerek okudum Sevgili Okul Arkadaşım. :)
YanıtlaSilMotorları -ışıklı- maviliklere süreceğiz Sevgili Okul Arkadaşım:)
SilBu seçim tıpkı Belediye seçimlerinde olduğu gibi, şimdikiler olmasın da kim olursa ona oy vereceğiz, durumunda olduğumuz bir seçim. İmamoğlu aday olduğunda kimdir bu demiştik ama oy verdik. Kılıçdaroğlu da akıllıca bir tutum sergileyip garanti seçimi bekledi gibi geliyor bana bu görünen manzarada.Neyse memleket için hayırlı olsun, hevesimiz yarıda kalmasın da. Artık yeni bir yönetim şart ülkemiz için. Böyle tüm görüşlerin bir arada olması umut ve heyecan ve aynı zamanda merak yaratıyor. Cumhuriyetimizin 100. yılı kötü başlasa da umarım güzellikle biter.
YanıtlaSilNe yazık ki 1980'de başımıza gelen baraj bunun nedeni ki bu cumhur başkanlığı hükümet istemi çıtayı iyice yükseltti, o bakımdan ilk hedef bu düzeni yıkmak ve dolayısı ile bu izlenen yol ve sabırlı bekleyiş akılcı. Sonrasında işler biraz daha kolay. Umudu azımsanmayacak bir kesim olarak paylaşıyoruz sanırım.
YanıtlaSilBu seçim, ya aydınlık ya da karanlık seçimi olacak. Bir cumhuriyet kadını olarak aydınlığa oyumu kullandım ve bundan sonra da kullanacağım.
YanıtlaSilUmutlarımız hiç bitmesin. Her şey güzel olsun.
Bu yazınız için de tebrik ediyorum.
Çok teşekkür ederim. Ne türden hilelerle karşılaşacağımızı bilmesek de sanırım bu kez başaracağız:) Tersi bile olsa toplumsal baskı ve ortaklaşma artık çok çok yukarılarda, dolayısı ile eski düzenin - o rahatlıkla- sürmesi çok zor.
Sil