22 Ekim 2020 Perşembe

Zorunlu Keşif

*Aşağıda linki verilmiş konser eşliğinde okumak tercihe bırakılmıştır!


Sonuçta bildiğimiz yumurta....

Kahvaltı işe başlama saatine yakın bir zamana denk gelirse ve zaman darsa, kolayıma gelen bir hızla, Annemin ve Babannemin deyimiyle Yağda Yumurta kurtarıcım olur. Kimilerinin sahanda yumurta dedikleri fast yemek yani...

Standart başlangıç ocak üzerinde önce boş döküm tavanın, sonra ilave edilen yağın ki tercih edileni tereyağıdır, kokusu ortalığa yayılana kadar ısıtılması...

Hatta biraz yanmadan yakılması, sonrasında yumurtanın kırılması makbüldür.

Beyazı pişmeli, sarısı ise ekmek dokunulunca dağılma derecesinde olmalıdır!

Bir kaç seferdir, kahvaltının acele halledilmesi gereken bir kaç sabahta yumurtayı önce beyazı gibi bir ayrım yapmadan doğrudan koyup sonra çatalla şöyle bir karıştırıp, üzerine de minik ve kübik kaşar dilimleri ekleyip biraz sonra tavanın altını kapatarak peynirlerin tavanın ısısında erimesini beklerken ve  kızarmakta olan dilim ekmekler tamam noktasına gelince ve yumurtanın krema tadındaki haline ve de aromalanmış yağına banarak yemeyi sevince... Bu sabah, daha hızlı halletmem gerekti kahvaltıyı ve sanırım bu da iyi oldu!

Tıpkı Arşimet'in suyun kaldırma gücünü bulması gibi tavayı önce boş haliyle ıstmak için ocağa koyduğumda ve orta gözü en kısıktan biraz fazla açtığımdan; haddinden fazla ısındı tava. Sonra yağı, -aslında tereyağı olmalı ama ben sızma zeytinyağını tercih ediyorum ve bu tat hoşuma gidiyor- koyup da altını kısmayı unutarak başka bir şeyle meşgul olunca, tava ufak çaplı bir isyanla ve çıtırdayan bir sesle, işe dalmış beni feryat figan çağırdı. Biraz telaşlandım elbette... Fakat yanaşıp da dinleyince anladım ki o kadar da abartılacak bir durum yok; sadece, durum gereği yeni bir kısa yola ihtiyaç var.

Tavayı aldım ocaktan ekmek tahtasının üzerine koydum ve O patlayan seslerle cızırdarken yumurtayı kırdım. Çatalla, beyazın ve sarının kendilerini ifade edebilecekleri ama aynı zamanda kolektif bir tat oluşturacakları şekilde, hızlı ama narince karıştırdım ve hâlâ cızırdamakta olan tavaya küçük ve kübik dilimlenmiş kaşarları yaydım.

Kahve için vakit yoktu, onu bu ritüele katamadım ama sonuç muhteşemdi ve böylece bir kaza sonucunda oluşmuş kremamsı ve nüanslı bu tat, kişisel literatürümde yerini almış oldu.

Güzel bir işbaşı ve elde kahve kokusu...

Güneş muhteşem!

Açıkta bir yük gemisi... Deniz pırıl pırıl. Sol taraftan iki beyaz balıkçı teknesi bu kareye kafa uzatıp, usulca dahil oluyorlar.

Kıyıda sessiz ve uysal birer çocuk oynaşlığında dalgalar... 

 



Odaya yayılansa  Anja Lechner- François Couturier ikilisinden harika bir müzik!*
 

 



*Yaklaşık birbuçuk saatlik enfes bir konser içinse buradan lütfen: Anja Lechner-François Couturier.



 


22 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Gözüm yok desem başka bir şey de. Şair öğretmiş ve kazımıştı çünkü: Basit yaşayacaksın basit,
      Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit...
      Çay,simit ve peynirle...
      :)

      Sil
  2. Selam, yumurta çeşitlemeleri, elinize sağlık. Sabahları değişik yumurta çeşitleri yapmaktan vaz geçtim. Yumurtayla arama mesafe koyup haftada en fazla ikiye düşürme savaşım bitmedi. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ayrıca başarı dilerim savaşınızda; çeşitlemeye olanak sağlayan ender bir ürün kendisi ne güzel ki:) Sevgiler

      Sil
  3. Güne muhteşem bir başlangıç :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gün de elbirliği yapınca, oluyor ama bu başlangıçlar:)

      Sil
  4. Harika!
    İnsan uzman bir yumurtasever olunca, kazayla bile olsa, ortaya lezzetli sonuçlar çıkarır, eminim. Elinize sağlık, afiyet olsun. :)

    Müziğin ilk yarım saatindeyim henüz, ancak bayıldım. Çok teşekkürler.
    Hem de konserin dahil olduğu Jaz Festivali San Sebastian'da yapılmış.
    Vakti zamanında yolum düşmüştü o şehre, Atlantik kıyısındaki dev dalgaları ve balık çarşısında yemek yediğimiz lokantayı unutamam. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Sevgili Okul Arkadaşım, yumurta insana en dost besinlerden biri sonuçta, taaa miniklikten giriyor bünyeye:)

      Konserin kaydından çok etkilenmiştim; beş dakikaya yakın bir süre bekleme, sonra iki nefis tonda anons, kamera açılarındaki zarafet, yönetmenin görüntü seçimindeki büyük başarısı, salondayım gibi hissetirmişti. İkiliye girersem de çıkamam ve bir yazıdan öte geçmesi de mümkündür cevabımın:) İzlediğim en etkileyici performanslardan biriydi, kesinlikle, paylaşmazsam olmazdı:)

      Sil
    2. Sevgili Okul Arkadaşım,
      Yazıyı okurken "aa! bizim evde de yağda yumurta" denirdi demiştim. Galiba eskiden öyle denirdi, ya da Anadolu'da adı oydu, belki sahanda yumurta İstanbul mutfağının tanımıdır.
      Şimdi eski yazılarıma baktım da bir dolu yumurta yazısı yazmışım. :)
      Bir tanesini burada, mesela:
      https://ekmekcikiz.blogspot.com/2010/01/bizim-evin-yumurta-yeme-halleri.html

      Sil
    3. Sevgili Okul Arkadaşım,


      Yazınızı keyifle okudum, şahane bir yumurta güzellemesi:) Yağda yumurta konusunda haklısınız, yöre ile ilgili, atalarımız aynı yöreden olduğuna göre bu kesin.:) ıspanaklı ve pazılı yumurta kısmına gelince ahh dedim, ıspanaklı yumurtanın asortiğini yapardım ben, hollandez soslu falan: Egss Florentine. Şu yazının ki bir kievski güzellemesi de içerir, Egss Florintene ara başlığında sonra, https://laparagas.blogspot.com/2008/11/yemekteydik.html

      Sil
  5. Canlı müzik dinlemeyi, konsere gitmeyi, özgürce kalabalıklarla şarkılar söylemeyi nasıl özledim. Gregory Porter iyi geldi, teşekkürler! Ocak üstünde cızırdamışlar da pek leziz duruyor, elinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim:) Hepimiz çok özledik ama bu şekilde teselli bulabiliyoruz:) Rica ederim, sevindim benim link ona götürmüyordu, aklımda da yoktu; Porter için ben de teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  7. Konseri de dinleyelim o zaman :)
    Özledik canlı dinlemeleri...

    YanıtlaSil
  8. Allahtan kahvaltıyı ettım de, bu yazdıklarının yaratacağı iştah katsayısından sıyrılıverdim :))) Ama müzik her daim kölesi olmayı kabul edeceğim bir şey.. açtım dinliyorum.. eyvallah Dostum.. :)

    YanıtlaSil
  9. Rica ederim:) Eyvallah, iştah artsın eksilmesin lakin sanat ve müzik ve yaşama dair... Yeme içmede ölçülüyü kaçırmayalım yine de Sevgili Momentos:) Bir de sır; dün yine enfes bir film izledim, bugün yazmaya çalışacağım ve şiddetle önereceğim, olmadı yarın yazarım belki:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmin adını yazsaydın bari :))) internette varsa hemen izlerdim..

      Sil
    2. İnternette yok, Mubi'de adı var ama gelecek program:)

      Sil
  10. Merhaba merhaba. Bu yazıya girdiğim bir yorum dolayısıyla bugün pıt pıt yorumlar posta kutuma düştü. Dönüp geldim, yazıyı tekrar okudum, yorumuma baktım, konser kaydını açtım, zira çok sıcak ve klimalı alanda serin dingin bir müzik müthiş kurtarıcı.
    Uzundur uğrayamıyorum, hayat hızlı ve değişken. Umarım iyisiniz, hoşsunuz. Bu vesileyle selam ederek sevgilierimi yollar, kısa yorum-mektubumu sonlandırırım. :)

    YanıtlaSil
  11. Gayet iyiyim, yazılara geliyorum, ayak ucuyla okuyorum sessizce çekiliyorum, malum yasınız yasımız. Siz ailece ne kadar hissediyorsanız ben de o kadar hissediyorum, içimden çok şey geçiyor malum acıları çok kere yaşamış biri olarak ama yine de ayak ucuyla, sesizliğe saygı duyarak çekiliyorum, şimdi olduğu gibi. Selam ve sevgileri yollayarak:)

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP