"Çanakkale ruhuyla Ata'nın huzurunda"
Dün Tırtıl'ın okul gezisi nedeniyle Ankara'daydık. Yurdun bir çok yerinden gelmiş okullar nedeniyle oldukça kalabalık bir veli ve öğrenci topluluğu vardı. Turlar dışında oraya gelen insanları da düşündüğünüzde kalabalığın boyutlarını göz önüne getirmek mümkündür sanırım.
09:13 de giriş yaptığımız ve rehber eşliğinde dolaşmaya başladığımız mekanda, Misak-ı Milli müzesine girebilmek için en az 45 dakika kuyruk beklemek gerektiğini, bizim turun planlamasına göre alınan randevu 10.30 da olmasına rağmen TBMM'ye ancak 13 de gidebildiğimizi hesaba katarsanız, kalabalık hakkında daha net bir fikrin sahibi olabilirsiniz sanırım. Oradaki insan kalabalıklarının içindeki kimlik dağılımının çeşitliliğine bakıldığında, durumu anlatan en net ifade yukarıdakiydi. Çanakkale gezisinden sonra Ankara'ya ulaşan Eruh İMKB Anadolu Lisesi öğrencilerinin üzerlerinde yazılıydı cümle...
Bu ülkede yaşayanlarla ilgili olarak pek de endişeli olmayan ve bu ülkeyi oluşturan insanların niyetlerini doğru okuduğunu düşünen, bunu sonuna kadar savunan; insanları dilleri, dinleri, etnik yapılarıyla görmeyen, insan oldukları için seven ve bu insan çeşitliliğinin içindeki bazı kimlikleri parmakla işaret edenlere rağmen işaretlemeyen biri olarak dün beni en etkileyen şey: Kızlı erkekli ve neşeli bu öğrenci grubunun cıvıl cıvıl tişörtlerinin üzerinde yazılı olan bu cümleydi.
Ve birilerinin inatla gözümüze sokma, ayrıştırma çabalarına rağmen, inançları gereği başlarını bağlayan kadın ve öğrencilerle birlikte renkli bir çeşitlilik sergileyen kocaman kalabalığın Atatürk'üydü o kabirde yaşayan! Orada dua okuyan ya da elindeki çiçekleri mozaleye bırakan her yaştan insanlar, kimsenin etkisiyle ya da mecburiyetlerle orada değillerdi. Samimiyetleri ve duyguları gözlerindeydi; akıp giden zamana bir not düşmeden geçmek istemediğim kadar çoklukla hem de!
Yıldızlarla dolu bir gökyüzümüz olduğu için mutlu olmalıyız.
29 dakika önce
nerede bu yazının fotoğrafları... tırtıl kimbilir ne ayrıntılar yakalamıştır gene. :)
YanıtlaSil