17 Haziran 2009 Çarşamba

Hiç Unutulmayacak Güzel ve Mutlu Bir Akşamdı...

Ailenin yakışıklı sırıklarından iki numara Alp'in mezuniyet törenindeydik geçen cuma... Çok şahane bir mezuniyet töreni olduğunu belirtmeliyiz öncelikle... ve bu törenin daha özel anlamı da şuydu: Bu öğrenciler, bu taze Anadolu Lisesi'nin ilk mezunlarıydı... Okulun bahçesinde beyaz örtüler ve giydirilmiş sandalyelerin yarattığı görüntü çok güzeldi... Özellikle gün batımına denk gelen saatler olduğu için yer yer gölge ve güneşin oynaştığı alan; zarif konuklar ve günün heyecanıyla uçuşan kelebekler misali bir görüntü sergileyen öğrenciler, soğuk ve statükocu görüntüden uzaklaşmış okul binasının mimarisi çok güzel bir şıklık yaratmıştı. Bir mezuniyet töreninde değil de soylu bir şatonun bahçesinde verilen bir yaza merhaba partisindeydik adeta...

Üzerlerine kuru yemiş ve kuru pasta servis edilmiş masalardan protokole yakın ve en ön sıradakilerden birine oturduk; mezunun annesi, bu satırların yazarı muhabirimiz, ünlü ressam Naz hanım ve babaları... Bütün bu güzel ambiyansın yaratıcısı anne, kardeş ve ingilizce öğretmeni, her zamanki gibi çok şıktı, Naz hanımı söylemeye zaten gerek yok...

Tören; saygı duruşu, İstiklal Marşı ardından okul birincisi, okul müdürü, ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe kaymakamının konuşmalarıyla başladı... Bu konuşmaların ardından ilk üç dereceyle mezun olan kız öğrenciler ve aileleri takdim edilip ödülleri verildi. Erkek öğrencilerden biri ödül alsa bu sıra dışı bir olay olurdu ki aynı gün içinde bu farklı mezuniyet töreninin yarattığı güzel atmosferle birlikte iki sıra dışı olay fazla gelebilirdi...

Masalarımıza tatlılar servis edilirken, İlim Yayma Vakfı mutfağında hazırlandığını ve hafta sonu üniversite sınavı gözetilerek okunup üflendiğini öğrendiğimiz pilav ve etler servis edilecekleri masaya doğru giderken, önümüzdeki geçişleri esnasında saçtıkları kokuyla çok güzel ve lezzetli olduklarının sinyalini verdiler. Bu esnada, yapılan anonsla birlikte okulun giriş kapısından - çalan 10 yıl marşı eşliğinde- kızlı erkekli, cüppeli ve kepli öğrenciler çok güzel bir tempoyla ve müziğin akışkanlığında bir hızla çıkarak, kapının iki yanındaki verandada sıra oldular... Görüntü gerçekten hoştu! Görüntü alabilmek için orada bulunan basın ordusunun kalabalığını yararak, kendilerine uygun açılar yaratan kameranımız ve foto muhabirimiz çok güzel görüntüler aldılar...

Kep atma için geri sayım başladığında, okulun giriş kapısının üstündeki balkona konuşlanmış öğrencilerin balonları aşağı yollamasına konfetilerde eşlik edince, havaya fırlatılan keplerle birlikte çok hoş, çok güzel, çok coşkulu bir an yaratılmış oldu...

Bayrak devir teslimi törenin ardından ki bu sahnede yer alan, üç kişilik tören kıtasındaki Alp'in duruşu, disiplini ve bıyık ucu bir mizahla beslenmiş ciddiyeti görülmeye değerdi.

Sürekli olayların akışını izlemek zorunda kalan muhabirimiz, her ne kadar masadaki yiyeceklerden yararlanamasa da, başkentin çok iyi ve ünlü bir okulunda başladığı kariyerini oğlu nedeniyle bu okulda tamamlamak isteyen, okulun en ''tehlikeli'' ve ülkenin en ödüllü ingilizce öğretmenlerinden Beran Hoca torpiliyle pilavın keyfini çıkarabildi... Hakikaten şahaneydi pilav; onca çoklukta bu kadar lezzetli bir etli pilav yapabilen ahçıyı da yeri gelmişken kutlamak gerek...

Ve töreni çok güzel sunumlarıyla başarılı bir şekilde idare eden sunucu öğretmen tarafından öğrencilerin mezuniyet belgelerinin verilmesi anının geldiği anonsu yapılınca; bizim için de, belki de gecenin en önemli sahnesini kaçırmama telaşları başladı. Fotoğrafları çeken muhabirimiz Naz Özsamsun ve kameraman buraneros, bu an için uygun açıları tespit edip sahnenin o noktasına kadar sızmak için yaptıkları planları son kez gözden geçirerek, olay mahalline hareketlendiler. İlk sınıfın belgeleri verildikten sonra bizim için heyecanlı dakikaların başladığı anons geldi; sıra Alp Özsamsun'un sınıfındaydı. Öğrenciler yarım ay şeklinde yerlerini aldıktan sonra, Alp Özsamsun'un mezuniyet belgesini vermek üzere ingilizce öğretmeni Beran Hoca davet edildi. Uygun açıdaki kameramız masadan kalkıp yürümeye başlayan öğretmeni kaydetmeye başladı... Basamakları çıkarken ki heyecanı gözlerinin pınarlarında görülmeye başlamıştı Beran Hoca'nın... Merdivenleri başı dik, kendinden emin bir şekilde çıktı. Öğrencisi Alp karşısına geldi. Uzatılan mezuniyet belgesini alan Beran Hoca belgeyi öğrencisine kısa bir tebrik konuşmasıyla verdi. Sonra, elini sıkıp iki yanağından öptü. Ve sonrasında, öğretmen sorumluluğu ile iç içe geçmiş bir duygunun hakimiyetindeki o anda; ana oğulun tebrik sahnesi ve sarılmaları muhteşemdi... Etraftaki tüm öğretmenlerin ve öğrencilerin gözlerinde yaş tanecikleri, çok ulvi bir an yaşadığımız duygusunu katmerledi... Ve bence, en şahanesi: Bu sarılmanın ardından, çok spontane ve o an gelişen, daha doğrusu bizim hesap etmediğimiz ve düşünmediğimiz bir şekilde, oğulun bu sene çok çektiği ve sohbetlerimizde ''bir ingilizce öğretmenim var ki vay bana'' dediği öğretmeninin, yani annesinin elini öpmesiydi... Gerçekten herkesin tüylerini diken diken eden; ve çok samimi alkışlar ve göz yaşlarına sahne olan şahane bir andı...

Bu an'ın ardından bütün aile tek tek çocuçuklarını tebrik ederken, babanın gözyaşılarını bastırma anı ve duygu yoğunluğu da gözden kaçmadı.

Tüm belgelerin verilmesinin ardından küp kırma yarışmasına geçildi... Sınıf başkanı sıfatıyla yarışmaya katılan Alp' i izleyen kameramanımız ve foto muhabirimiz hiç bir basın mensubunun alınmadığı bu bölgeye girmeyi başararak, en güzel görüntüleri akıp giden zaman için kayıt altına almayı başardılar... Ama baklavayı ne yazık ki, az önce yaşadığı duygusal ortamın etkisinden kurtulamayan bizim çocuk kazanamadı...

Mezuniyet pastasının dağıtılması, gençlerin önce kolbastı sonra değişik danslar yapmasıyla süregiden tören, Alp'in hayranlarının birlikte fotoğraf çektirmek için oluşturduğu kuyruğun sona ermesi ardından havai fişek gösterileriyle son buldu... İzlediğim en güzel mezuniyet töreniydi; ki geçen yıl ilk sırık Mussano'nun mezuniyet töreni şehir kulübünde olmuştu, her şey çok güzeldi ama okulun bahçesinde bir parti havasında gerçekleşen bu törenin sıcaklığı olamamıştı onda... Öğrenciler yemeğe geçip kendileri kutlarken geceyi; veliler, çoktan evin yolunu tutmuştu... Bu; şehirde ilk kez bir okulun mezuniyet töreninin görkemli otellerin balo salonlarından alınıp okulun bahçesine taşınmış haliydi ve çok başarılıydı... Bu fikri yaratıp organizasyonu yapan kişinin bizim aileden olması da gurur vericiydi... Beran Hoca geceye damgasını basmış, başta müdür baş yardımcısı hanımefendi olmak üzere herkesin ortaya koyduğu çabayla birlikte, tıkır tıkır işleyen bir organizasyonun keyfini yaşatmışlardı hepimize... La Paragas olarak kutlarız kendilerini...

Daha sonra tören alanından ayrılan aile ve Alp'in bir kaç arkadaşı, kişisel kutlamaları için Yelken Kulüp'e doğru yola koyuldular... Denizin hemen kenarında şahane bir masayı az sayıda, ama çok keyifli yiyeceklerle donatan aile, sahnede çalan iki erkek bir kadından oluşan müzisyenlerin şahane ve dozunda şarkıları eşliğinde ve benzerlerine çok az rastlanan bir keyifle rakılarını içerken çok mutluydular. Hava tatlı bir esintiyle yalayıp geçerken ortamı; ay ve gece ve denizin üzerindeki teknelerin salınımları, kıyıdan denize yansıyan ışıkların kıpırtılarıyla sarmaş dolaş yakamozların yarattığı tablo şahaneydi.

Fotoğraflar: Naz

6 yorum:

  1. Kutlarım yakışıklı delikanlıyı :)))

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Mezuniyet törenlerinin okullarda yapılması uygulamasının yaygınlaştırılmasını dilerim.Hem aileler için hem de gençler için okudukları okulun bahçesinde yapılan mezuniyet törenleri, hatıralarda güzel bir anı olarak kalacaktır.Biz de gençlere gelecek yaşamlarında başarılar dileriz.

    YanıtlaSil
  4. yıl 1945 ben o zaman liseye gidiyordum ve mezuniyetler okul bahçelerinde kutlanıyordu... güzeldi... dilerim alp dilediği bir yerde devam eder öğrencilik hayatına, lisans diplomasını da kendi okul bahçesinde alır, ben bahçede yapılan bir törenle almıştım menuniyet belgemi - bak hatırladım diplomamı almadım ben yahu- ve o gitarlar çalıp şarkılar söylediğim, sevdalara fon olan ağaçların arasında mezuniyet bambaşka bir duygu yaşatmıştı bana.

    oteller, şehir kulüpleri başka seromonileri mekanları olmalı diye düşünürüm hep...

    şey ben şuraya kadar gelip de kutlamadım galiba dimi? Kutlarım :))

    YanıtlaSil
  5. Kutlarım bende ve hiç unutulmaz bu diploma törenleri yıllar geçede üzerinden hep anlatılır askerlik anısı gibi :):)

    YanıtlaSil
  6. Alp'i mezuniyetinden dolayı kutlayıp, başarılarının devamını diliyorum.Ne mutlu sizlere de onun böylesine güzel ve anlamlı gününü paylaşabildiğiniz için. Ve umarım bundan sonra da ailece tüm güzel renkleriyle mutluluklarınız, kutlamalarınız, keyifleriniz daim olsun...

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP