Akşam üzeri sinyal veren diş, gecenin en çaresiz saatine pusu kurup kalleş kalleş vurmaya başlayınca... dişime bir düş koyup yastığıma bir ''O''; yanağımı yanağına gömüp ağrımı orada dindirirken, saçıma değen ellerde uyumuşum.
Yanağın yanağında ellerin sıcağındayken, kafayı bana takmış ağrı kör bir pusudan vuruyor bu kez. Ben kan revan bir son hamleyle direniyorum, sabahın ışıklarına çıkmak için... Uyku gözlerimin ucunda, el yordamı düş arıyorum.
Diş filistin askısı oluyor, gece kalleşleşiyor.
Yakıştıramıyorum geceye işkenceyi, kıyamıyorum bir de... Suçu ihmallerime yüklüyor; iki doz ağrı kesicinin kucağına bırakıyorum kendimi.
O usul usul dindirirken ağrımı; düş usulca sokuluyor yanıma. Uyandırmamaya gayret ederek, sarılıyor sırtımdan. Başını gömüp iki omuzumun arasına, kokumu çekerek içine davetsiz ve sevgili; sıcağına ekliyor beni.
Sabaha onsuz uyanmak istemiyorum...
Ters yüz
27 dakika önce
hangisi daha acılı bilemedim. düş8me)lerin ağrısı mı, diş ağrısı mı...
YanıtlaSildiş ağrısının şiirselliği.
YanıtlaSilsevdim.
diş ağrısı;çünkü hiç bir diş ağrısından geriye ne güzel, ne keyifli dişim ağrımıştı diye bir anı kalmaz,tek bir cümle bile:))Ötekilerden kalır:))
YanıtlaSil"tuz veya rakı".birebirçama rakı kanı sulandırıyomuş :):)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilTam da sıkıntılı diş tedavili günlerimde bu enfes yazıya hayran oldum. Tüm ağrılar anlaşmış gibi geceyarısı gelirler, el ayak çekilmiş, ortalık sessizleşmiştir ve birden tokmaklarına olanca gücüyle vuran davulcular gibi böler geceyi bedendeki ağrı.
YanıtlaSilEline sağlık! Bu kadar muhteşem anlatılamazdı :)))
Çok teşekkür ederim Momentos, benim için çok özeldir bu yazı. satırların alt metninde bir tetikleyen ve kocaman bir hikâye var. -Onu kollamak adına olsa da- fena kırdığım bir de kalp...:)
Sil