20 Aralık 2023 Çarşamba

Gri Saçlarında Kahkahalar Saklı Güzel Kadın*

"Son cümlenizle ilgili tesadüf, sanırım bir yazıya bile konu olabilir. Umarım yazabilirim," demiştim; hayatımın en izi kalmış, en kıymetli insanlarından birinin çok çok değerli yorumundaki övgülerine verdiğim yanıtın içinde... Umarım yazabilirim demiştim ama kadim bir hayalin gerçekleşmesi için yoğun, yazmak için fazlasıyla kurak mevsimlerim başlayınca da ummakla kalmıştım.

O yazıyı yazamadım; bunun sebebi o günden sonraki iletişimin, yazdığım yorumların ve aldığım yanıtların her birinin defalarca okunup, gülümsenip, bir sandıkta biriktirilip, sıklıkla açılıp bakılıp, sonra yine o sandıkta saklanılası nitelikte olmasıydı. O bir yazardı, öğretmendi, blogunun ve kelimelerinin bir müziği vardı. Sayfasına ön iliklenerek gidiliyordu ve bundan da çok büyük zevk alınıyordu. Bir o kadar da besleyiciydi satırları. Aynı lisede okumuş olmaksa başka bir lezzetti bu çocuk için.


Hayatımın en keyifli iletişimiydi. Özellikle şu cümleleri içeren ilk yorumu çocuk sevinçlerimi zıplatmıştı: "MERHABA SEVGİLİ BURANEROS... HİÇ ADETİM OLMAYAN BİR ŞEYİ YAPIYORUM ŞU AN.. YANİ BENİM SAYFAMI ZİYARET ETMEYEN...ve YORUM BIRAKMAYAN BİR KİŞİNİN SAYFASINA YORUM YAPIYORUM.. ÜSTELİK AĞZI BİR KARIŞ AÇIK, UMDUĞUNUN FEVKİNDE BİR ANLATIMLA VE DONANIMLA BAYILA BAYILA OKUDUĞU BİR YAZIYA!!! ŞU ANLIK BU KADAR YETER HOŞBULDUK YANİ!!! ŞİMDİ BLOĞUNU BİR HALLAÇ PAMUĞU GİBİ ATMAYA GİDİYORUM.. MÜSEBBİBİ EVRENDİR! FAZLA ZORLARSAK AKRABA ÇIKMA İHTİMALİ BİLE VARDIR!!!! :)))... **

Sonrası hayatımın en güzel iletişimiydi, enfes yorumlar yazıyorduk. O sinyali vermişti ama o kadar tez zamanda olabileceğini düşünmemiştim. Oysa bir hayalim vardı; çok sevdiğinin altını çizdiği Evren, ben ve O, onun piyanosunun başında, elimizde şarap kadehleriyle kaç ciltlik kitap olur bir sohbetin koyuluğunda,

ve dünyadan kopuk bir fanus içinde,

enfes cümlelerden müteşekkil üç kişilik bir yok oluştu bu.

Oysa ne diyordu Pinhani'nin enfes şarkısı: Zaman beklemez. Hayatımın en kıymetli kayıplarından biriydi an. Üç kadeh boş kalmış, akıp giden cümlelelerin devamı tamamlanamamıştı. Buna rağmen şu satırları toparlarken bile sanki; O'nun piyanosunun başında şen şarkılar söylüyoruz... üstelik dolu kadehlerle...

Cehennem Deresi'ni uzun zaman elime alamamıştım. Şarap gibi her kitap da beklermiş demek ki bi ânı. Bir solukta okudum. Bir eleştirmen gözüyle bakmadım...

Bakamadım.

Çokkk sevdim.


​*Başlıktaki tanımlama Sevgili Evren'e aittir. 

** Sayın Gülsen Varol'un bu yazıdaki yorumu ise şu yazının yorum kısmında...


Yazının 2.bölümü içinse buradan lütfen


25 yorum:

  1. Bitimine sadece 10 gün kalmış eski bir yılın soluk sayfaları arasında farklı bir yazı içimi aydınlattı birden. Geçmiş yıllara uzanan bir anılar yolculuğunda eski dostlarla karşılaştım, bu anıları destekleyen, yol gösteren başka yazılarla belleğimi yeniden tazeledim, bir başka deyişle kendime kucaklar dolusu coşku ve mutluluk yükledim.
    Sevgili Gülsen Varol (Rahmetli demeye dilim varmıyor.) çok sevdiğim, saydığım, yorumlarını sabırsızlıkla beklediğim bir blog dostum... Çok yönlü kişiliği, kıvrak zekâsı, naif, hassas yapısıyla yüzünü bile görmeden bloglar dünyasında hiç tereddütsüz güven duyduğum insan.
    Zaman zaman telefonlaşırdık, sesimin tınısından, vurguladığım cümlelerden çok isabetli tahminler yapardı. Çok sevdiklerimin diliyle adımı vurgulamasına hep şaşırmışımdır.
    "Cehennem Deresi "adlı kitabını okuyup, tanıtımını bir içsel duyumlar gibi yazmıştım. ( 25 Mart 2015 )Diğer kitaplarını halâ okuyamadım. Benim ilk ve tek kitabım "Geriye Kalan" ile ilgili nefis yorumunu- 1Mayıs 2015 - (bloğumun sağ köşesindeki "Kitap ile ilgili Değerlendirmeler bölümünden-bir vefa borcu gibi- kaldıramadım.
    Mehmet Osman Çağlar(Doktor Jivago) da
    yitirdiğimiz değerli Blog arkadaşlarımızdan biri. Işıklar içinde uyusunlar.
    Sekiz yıldan daha uzun bir zaman geçmiş sevgili Buraneros. Anlamlı, ince detaylarla nakış gibi işlenmiş yazınla sağladığın bu gizemli yolculuk için sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben size teşekkür ederim Makbule Öğretmenim; yorum demeye dilimin varmadığı incelikli, bir o kadar da enfes satırlarınız için. Gülsen Varol başka dünyaların özel insanlarından biriydi, bu tartışılmaz. Aynı zamanda şahsım açısından rastlaştığım en özel insanlardan biriydi de... Aramızdaki iletişim o kadar harikaydı ki kendimi aştığım, beni bile şaşırtan yorumlarımı, okuduğum etkili yazıları sayesinde yazdım ve onun gidişinin ardından hepsini toparlayıp akıp giden zamana kıymetli bir belge olsun diye Bizim Oralarda Sabah Olunca... Zamanı olmayan yorumlar da yazılır başlıklı yazıda bir araya getirdim. O süreçte bir başka kıymetli insanla yine bir yazarla da yolum kesişmişti, tanımadığım bir yazardı ve bir kitabını almış, okumuş, bir yazı yazmıştım. Günlerden bir gün yazımın altında bir yorum gördüm, ondandı; ben için yine çok kıymetli Ekmel Denizer'den. Muhteşem bir iletişimdi, kitabındaki karakterlerin de olduğu ve öyküsünde yer bulan coğrafyada çekilmiş bir fotoğraf göndermişti bana, sende olsun demişti ve sanırım o da benzer hastalıktan kaynaklı olarak sonun farkındaydı. Yani Kıymetli Makbule Öğretmenim, blog dünyası çok nitelikli insanlarla yolumun kesiştiği, iyi ki bulaştım dediğim başka bir alem, hayatıma kattıklarına paha biçemem. Tüm bu kazanımlarıma baktığımda da iyi ki blog dünyasının bir ferdi olmuşum der, şükran duyarım. Elbette Mehmet Osman Çağlar da güzel zamanların güzel insanlarından biriydi, varlıkları bana ben hâlâ küçüğüm hissi veriyordu ki bu hisse bayılıyordum. Bu nedenle o günlerin tadında olmasa, işi ticarete dökmüş olsa da blogspot'u yaratan Google'a hep şükran duyarım:)

      Ve bir kez daha çok teşekkür ederim size, yazana yazma şevki veren güzel sözleriniz için. İyi ki varsınız.

      Sil
  2. Eski ve zaman içinde eskiyen blog dostluklarımızın yeri ayrı Sevgili Okul Arkadaşım.
    Özellikle onların bazısını kaybetmiş olmanın ayrı bir sızısı oluyor, benzer kayıpları ben de yaşadım, satırlarınızın arasına gizlenmiş hüznü biliyorum ve anlıyorum o nedenle.
    Gülsen Varol'la eski zamanlarda denk düşmemişiz sanırım, şimdi bir kaç yazısını okudum ve hüzünlendim. Ne denir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle Sevgili Okul Arkadaşım, yazmak sayesinde edindiğim dostluklara paha biçemem, kıymetlerinin fazlası ile farkındayım. Bu imkanı sağlayan Google'da bir önceki yorumda belirttiğim gibi şükran duygum sonsuz. Bir hayalim var pandemi ve ülke koşulları nedeniye realize edemediğim, bilirsiniz. Bu bahar, dünya yansa, gök kube yere inse o rakılar içilecek:))

      Sil
    2. Aman diyeyim Sevgili Okul Arkadaşım, söz büyüdür derler ya dünya yanmasın, gök kubbe yerinde kalsın, biz de sakince oturalım muhabbetimize bakalım. :))
      Olacak o iş, niyetimiz ve azmimiz var zira. :)

      Sil
    3. Dünya ve gök kubbe bunun bir metafor olduğunu anlamışlardır Sevgili Okul Arkadaşım, içten içe de gülmüşlerdir ve hatta kalpleri temiz afacan çocuklar olduğumuzu da bildiklerinden eminim.. Gönlünüzü ferah tutun:)

      Sil
  3. Bahsettiğiniz kişileri tanımıyorum..
    Ama hala güzel bir şekilde yazılıyorlarsa, tanınmaya değer olduklarını düşünüyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle tanımaya değerdi Özlem, o kayıplar bana blog dostluklarının nasıl bir kıymet olduğunu da öğretti:)

      Sil
  4. Bir kaç saat önce yazdığım yorum boşlukta kaybolmuş gibi duruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spam buyurmuş Google hazretleri Sevgili Okul Arkadaşım, düzelttim, yayında:)

      Sil
  5. Değerli Arkadaşım Buraneros,
    Arkadaşım sözcüğü hep sıcak gelmiştir bana. Bir iletişimi pekiştiren bağlar gibi. Hele Yılmaz Güney ve Melike Demirağ'ın Arkadaş filmi ve şarkısından sonra sanki daha da değer kazanmış bir deyiş olmuştu.
    Ben ki kolay kolay siz sözcüğünden sen' e geçemeyenlerdenim. Alışkanlık belki, ya da değerler silsilesinden bir ayrıntı. Mesafeli davranmak değil de başka bir ince ayrıntı belki de. Eski kuşakların özünde olan bir sesleniş biçimi. Sonra fark ettim, yorum yazarken son cümlelerimde çok eski bir dosta seslenir gibi yazmışım. İyi ki öyle olmuş.
    Kısacık yorumlar yazamıyorum. Hatta bazen diğer arkadaşların yerini alıyorum gibi bir kaygıya bile kapıldığım oluyor. Ama söylemek istedim:
    Hemen Evren Arkadaşımızın bloğuna ulaştım, izleyicisi olup da iletişim kuramadığıma üzüldüm doğrusu. Eski yorumlara dalıp gittim uzun süre. Sevgili Arzu Sarıyer'i özlemle andım bir kez daha. Uzun bir moladan sonra bana ilk yorumu yazan, değerli eşiyle ailece Mersin' deki evimizde buluşmamızı andım. Sevgili Sezer Özşen'in yorumundan Sevgili Okul Arkadaşlarınıza kadar bir güven ve dostluk çemberinde dolaştım. Ne güzel izlenimler.
    Bloglar bir "Serbest Kürsü" gibi. Yazmayı o yüzden çok seviyorum.
    Tekrar teşekkürlerimle sağlıklı, mutlu günler diliyorum.



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim fakat ben Makbule Öğretmenim demeye devam edeceğim çünkü içimden gelmişti ve aynı zamanda samimiyet içeriyordu ve elbette mesleğe saygı da:) Arkadaşlık kısmı baki ki Arkadaş unutulacak filmlerden değil, elbette şarkı da... Hayatımda yaptığım en doğru işlerden biri blog yazmak, o nedenle Google'a şükran duymaya devam ediyorum, sayesinde çok kıymetli insanlar tanıdım ve tanıyorum. Yorumlar konusunda bence frene basmaya hiç gerek yok, aslolan samimiyet, o an için içten nasıl geliyorsa yoruma da onlar yansımalı ki bu okura da geçiyor... Bazen uzun bazen kısa oluyor belki ki bu kısım hiç önemli değil, uzun yıllardır buradayız ve nitelikli insanlarız, anlarız birbirimizi. O nedenle rahat olun, içinizden gelen neyse kabülüm:)) Ben de teşekkür ederim, sağlıklı mutlu günler diliyorum ben de:)

      Sil
  6. Hoş bir duyguyla okudum. Gittim o sayfaya da baktım...

    YanıtlaSil
  7. yorumları bana her zaman mutluluk verirdi, kitabını da çok beğenmiştim, gidişi çok üzdü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı duyguları taşıyorum, bir boşluk yarattığı kesin ama bir de teselli var ki o da blogger'lık bağlamında... Hiç tanımamış da olabilirdik.

      Sil
  8. Yeri hep ayrı olacak Sevgili Gülsen Hocamızın!. Hele ki birbirimizle tanışmamıza vesile olan o anın, yaşanmışlığın...'Tesadüfte tesadüf yoktur'un en güzel örneğidir benim için. Sevgili Evren'in o tanımı ise 'Gri saçlarında kahkalar saklı güzel kadının'* nasıl güzeldir, ben de hep anımsarım. Edebi dünyamıza ve dolayısıyla hayatıma/hayatlarımıza çok özel izler, unutulmaz anlar bıraktı Gülsen Varol Hocamız. Özlemle, Sevgiyle, Saygıyla anıyorum. Ruhu şad olsun.

    Ve tabi ki kadim dostlarla bizleri buluşturan 'blog dünyası' iyi ki var diyorum!. O 'iyi kilerimizden biri de Değerli 'buraneros' iyi ki var, iyi ki yazıyor!... En sevdiklerinle ve en sevdiğin şeylerle birlikte... keyifle gezeceğin, yazacağın; sağlıklı, mutlu gönlünce bir yıl diliyorum. Sevgiyle, esenlikle ve hep dostlukla kal....

    Şuraya da Gülsen Hocamla tanışmama vesile olan anıma dair bir link bırakayım. https://izlerveyansimalar.blogspot.com/2010/04/albumdekiler.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, dileklerimiz karşılıklı ve blog dünyasına kesinlikle minnetarım, hayatıma kattıklarına asla paha biçemem sevgili Esin. O linke bir kez daha gittim, yorumunu gördüğüm ilk gün.... İyi ki Gülsen Hoca bu dünyadaydı ve biz onu tanıdık der başka bir şey demem ki bizim onunla çok ilginç bir rastlaşma ânımız var ki yazmışım ama bir an hatırlayamadım, sonra o yazımı bulup o ânı kopyalayıp önceki gün yayınladım. Benim çok sevdiğim bir çiftin evindeydim ve telefon çaldı, Gülsen Hoca meğerse biz Fatoş diyorduk, onun teyzesiymiş. Eve döndüğümde de enfes yorumu ile karşılaşmıştım:) Ben de sana ve beyefendiye 2024 için aynı dilekleri gönderiyorum. Hep dostlukla...

      Sil
  9. " Zaman beklemez". Pinhani'nin şarkısını bilmiyorum ama isabetli demiş. Zaman hiç beklemiyor. Her ne olmasını istiyorsak öteleme lüksümüz olmamalı diye düşünüyorum.
    Değerli kaybınızı tanımıyorum fakat tanımayı isterdim. İster yüzyüze tanıyayım ister değil, bu alemde iz bırakmış herkese saygım sonsuzdur. Siz de iyi ki varsınız ve ben sizin yazılarınızı okuyorum. Var olun.
    Kaybınız için çok üzgünüm. Rahmet diliyorum kendisine.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendisi bir yazar ki blog sayesinde tanımıştım. Sonra o İstanbul'da yaşasa da aynı şehirden olduğumuzu, o benden epey önce olmak üzere aynı lisenin tozlarını yuttuğumuzu öğrenmiş, sonra da en sevdiğim abilerden birinin eşinin teyzesi olduğunu fark etmiştim ki o an da pek enteresan bir rastlantıydı. Çok teşekkür ederim, siz de iyi ki varsınız:)

      Sil
  10. Kitabın yazarını (blogunu) bilmiyordum ama Mehmet Osman Çağlar'ın blogunu biliyorum her ikisi de ışıklar içinde yatsınlar. Çok güzel, duygulu bir yazı olmuş elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, muhtemelen ışıklar içindedirler diye düşünüyorum, bunu hak eden insanlar çünkü:)

      Sil
  11. Başlığı görünce gülümsedim, hüzünlendim, geçmişe gittim, bir keşke düşüverdi önüme... Sevdiğini ve özlediğini hep dile getirirdi.

    Bir keresinde;
    "senin Novella olduğunu bilmeden.. aslında senin kim olduğunu bilmeden ve en önemlisi "neden" olduğunu bilmeden sevdim seni evren.." yazmıştı. Anlardım, hissederdim ve bilirdim; sevmek nedensizdir çünkü.

    2010'lu yıllar... Dön deseler dönerim, aynı hataları bile göze alabilirim. Her şeyiyle güzel olur mu? Olur bence, bugünkü Evren olmamda en çok yol kattettiğim yıllardı bence.

    O, o yıllarda gri saçlarında kahkahalar saklı güzel bir kadın olarak yer etti yüreğimde, blog yorumları bir süre sonra e-postalara bıraktı yerini... Gitmek, görmek, sarılmak, şarap içip sohbet etmek mümkün olmadı ama olsaydı;
    tıpkı yazdığın gibi olurdu!

    "dünyadan kopuk bir fanus içinde, enfes cümlelerden müteşekkil üç kişilik bir yok oluştu bu."

    Olsa, kesinlikle böyle olurdu...

    Artık saçlarım gri, henüz kahkaha atmıyorlar ve kesinlikle güzellikte onunla yarışamam, ama fena da sayılmam.

    Yaz derdi bana, bir kitapta topla şu öyküleri, romana çevir... Şöyle bir baktım o yıllardaki yazılara, yorumlara... Yıl biterken, ne iyi geldi... Nereden nereye dedim... Savruldum duygular arasında.

    Nerelere gittim bir bilsen Buraneros... Bir bilsen... Sağol.

    Hep bir iyi ki... Hep bir gülümseme.

    Hiç eksik olmasın hayatımızdan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eksik olabilir mi ki o gülümseme! Sen de sağol enfes bir yorumdu, blog tarihinin yanı sıra kişisel tarihlere de... Bu arada çektiğim bölümü yeniden yayınladım ve bu yazının sonuna linkini ekledim, söz dinleyen bir çocuğum sonuçta:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP