Bulutların üzerinde bir haftaydı sanki...
Yeni insanlar tanıdığım, sonra alıştığım, bir haftanın tamamında rastlaştığım, sohbet ettiğim, çok keyif aldığım, ülke gündeminden sıyrılıp da kendimi İskandinavya'da sandığım...
Ve gündemden baktığımda da cennette bir rüyaydı sanki yaşadığım.
Sadece enfes biletler biriktirmekle kalmadım. Notos'dan okuduğum Epepe üzerinden konuşmalarımız mıydı sebep hatırlamıyorum.
Laf lafı açmıştı muhtemelen, ki ben bir rüya haftadaydım;
Enn Sevdiğim Kadın bana kitaplar öneriyordu Ege'den...
Ve ben yazarların hiçbirini tanımıyordum.
Bir kültür haftasının içinde saklanmış; yaşadığımız hayatın hem ekonomik hem siyasal, hem de mutsuz ortamından azade; üstelik paranın kullanılmadığı, biletlerin bedava olduğu sosyalist bir keyif ve huzur ortamındaydım.
Hafta bitti, cadı püff dedi ve ülkemizin acı gündemine geri döndüm.
Lakin ruhum hâlâ güzel.
Yeni insanlar tanıdığım, sonra alıştığım, bir haftanın tamamında rastlaştığım, sohbet ettiğim, çok keyif aldığım, ülke gündeminden sıyrılıp da kendimi İskandinavya'da sandığım...
Ve gündemden baktığımda da cennette bir rüyaydı sanki yaşadığım.
Sadece enfes biletler biriktirmekle kalmadım. Notos'dan okuduğum Epepe üzerinden konuşmalarımız mıydı sebep hatırlamıyorum.
Laf lafı açmıştı muhtemelen, ki ben bir rüya haftadaydım;
Enn Sevdiğim Kadın bana kitaplar öneriyordu Ege'den...
Ve ben yazarların hiçbirini tanımıyordum.
Bir kültür haftasının içinde saklanmış; yaşadığımız hayatın hem ekonomik hem siyasal, hem de mutsuz ortamından azade; üstelik paranın kullanılmadığı, biletlerin bedava olduğu sosyalist bir keyif ve huzur ortamındaydım.
Hafta bitti, cadı püff dedi ve ülkemizin acı gündemine geri döndüm.
Lakin ruhum hâlâ güzel.
Yaşasın panzehirler!
Yaşasın mücadelemiz!
Yaşasın Müzik!
Yaşasın mücadelemiz!
Yaşasın Müzik!
Ne kadar iyi geldiği her bir kelimeden, her bir satırdan anlaşılıyor:) Çok hoş! Bu tip etkinlikler çoğalsın dilerim.
YanıtlaSilBaşka bir boyuttu kesinlikle... İstanbul'a uğramış olabilir, uğramadıysa kesin uğrar sanki:)
SilBuradan yazayım. Kitabın sahibi Selim Hubeş :)
Sil"Selim Hubeş Kitaplığı" şeklinde damga basmış.
Farklı.. Bendekilerin sahibi kadın ve Musevi olması muhtemel:) Şimdi arayıp buldum google'da fotoğraf da var ve yazar aynı zamanda:) Küçük Joe muhtemelen tanıyordur:)
SilHasta Siempre'nin bu yorumunu ilk kez dinledim Sevgili Okul Arkadaşım. Favorim oldu diyemeyeceğim, yine de kendine özgü, hoş ve değişik bir yorum olmuş. :)
YanıtlaSilBen de ilk kez dinledim Sevgili Okul Arkadaşım, elbette favorimiz belli... Bunu özellikle seçtim, daha oynak ve daha eğlenceli olması biraz da benim haftadan aldığım zevki yansıtıyordu:)
SilAvrupa Filmleri Haftası olduğunu okuyabildim biletlerden. Sürekli olsun böyle etkinlikler...
YanıtlaSilSürekli olsun, hiç itirazım olmaz:)
SilYazınızdan bile o ferah hava hissediliyor inanın. Sondaki müzik de çok hoş bir kapanış olmuş. :)
YanıtlaSilHakikaten öyleydi, gündemin baskısından miss gibi bir ortama ve havaya çıkmıştık, iyi geldi:) O şarkı bir nesil için efsanedir; onu bir de Soledad Bravo'dan dinlemeni öneririm:)
Silyaşasın sanatın ve paylaşmanın sağaltıcı gücü :))
YanıtlaSilKesinlikle yaşasınlar:))
SilNe diyelim, böyle haftalarınız çoğalsın, araya bizi de katayım, hepimizin:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, elbette hepimizin... Hepimiz olmasak buralar bu kadar da güzel olmazdı zira:)
Silece temelkuran bir yazısında şöyle demişti, not etmişim kenara: "Kötülükle uğraşmak, sürekli ona doğru bakmak da insanın sağlığını bozuyor.
YanıtlaSilMuhtemelen müzik bu yüzden var, resim, tiyatro, sinema ve The Simpsons. Bir de hormonsuz, kokulu domatesler.
Rakı da var, doğru. Daha bir sürü şey bu yüzden var. Sabahları siz uyanmadan kahvaltı hazırlayan sevgililer başta olmak üzere...
Bunlar da dünyada kötülüğe karşı savaşan güçler bana kalırsa. Bizim Hacı Bakkal “deftere yazdığı” sürece dünyaya katkıda bulunuyor esasında. Bir çocuk papatyanın yapraklarını “Seviyor, sevmiyor” fallayınca işler biraz düzeliyor.
Dünyayı dengede tutuyorlar. Kaç dereceyle duruyorsa dünya uzayda, o ince hesabın tutmasını sağlayan şey, ara sıra çıktığımız tatiller, su buharı üfleyen havalandırma makinelerini icat edenler, Al Pacino filmleri ve Cashew fıstıktır.
Louvre Müzesi’nde, Del Prado’da, British Museum’da biriktirilen onca taşın ve resmin de payı var tabii ama yine de tatiller olmasaydı olaylar buraya kadar ilerleyemezdi, insanlık bir noktada kendi kendini imha ederdi zannımca.”
öyle işte. sinema, tiyatro, müzik, edebiyat olmasa halimiz nice olurdu?
Düşünmek bile istemiyorum sevgili Şule:) Ama cevabı da biliyorum:)
SilPaylaşım için çok teşekkürler:)
Buzkandilleri'ni Leylak Dalı öğretmenim önermişti o tavsiye ile almıştım. Henüz okumadım. Geri Döndüğüm Yerler ise diğeri kapaktan çok emin olamadım çünkü. Çok sevdim ama çok masrafa girdim çünkü önerdiği bir sürü kitabı almak isteği ele geçirdi beni. :) Keyifli okumalar dilerim.
YanıtlaSilElimdeki kitabı bitirir bitirmez, Buz Kandilleri'nden başlıyorum:) Çok teşekkürler, ben de sana keyifli okumalar diliyorum:)
SilYaşasın panzehirler! kitaplar içinde merak ettiklerim var:)
YanıtlaSilKitapları ben de merak ediyorum ki daha kapaklarını açıp da bakmış değilim, elimdeki biter bitmez onlarlayım ama:)
SilHasta Siempre, hastasıyım:) Nathalie Cardone klibi ve şarkısını dinlerken her seferinde tüylerim diken diken oluyor.
YanıtlaSilBirkaç nesil topluca hastasıyız. Cardone klibi de çok güzel, daha önce dinlemediyseniz bir de Soledad Bravo'dan dinleyin:)
YanıtlaSilO da muhteşem bir ses sevgili Buraneros, teşekkürler:)
SilRica ederim, sevgili Kaystros Tyrha:)
SilSizin adınıza çok sevindim. :) Tanıdığımız her yeni insan, yeni bir dünyanın da kapılarını aralıyormuş gibi hissederim hep. Paylaştığınız kitapların kapak resimleri ilk dikkatimi çeken şey oldu. Kitaplara da bir göz atacağım. Mutlu bir hafta diliyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Kitaplar ele alınınca fotoğraflardan bile hoş... Ben de sana mutlu bir hafta diliyorum:)
YanıtlaSilİnsanın severek, isteyerek, gönlünün kalmayacağı, keyif alacağı sosyal faaliyete katılması gibisi yoktur. Hele bir de bedavaysa, kim tutar, değmesin yağlı boya...:)
YanıtlaSilBiletler, koleksiyon yapacak kadar hoş görünüyor. Bir hafta içinde 14 filme gidip seyretmek herkesin harcı değil. Tebrik ediyorum sizi.
Kitaplarınızı da keyifle okuyun.
Zamanında çok dinlediğim efsane olmuş şarkının bu klibi de güzelmiş.
Ülkemizin acı gündeminden uzak haftalar diliyorum size.
Çok teşekkürler, filmlerin avantajı saatleri oldu, gün içine, iş saatlerine denk gelmemesi sayesinde seyredebildim. Elbette bedava olması baldan tatlı kıldı bu sinema şölenini ki paralı olsa salon kesinlikle boş kalırdı:) Böyle bir seri benim için de ilkti aslında, keyifli de oldu, seyirci bilinçli olunca da hoş sohbetler yapabilme imkanı doğdu, tekrarı olur mu şüpheli:) O haftalara hepimizin ihtiyacı var artık, özellikle gittikçe dibe vuran ekonomi ve etraftaki ateş çemberleri nedeniyle... Mümkün olduğunca dışında kalmaya çalışsak da işimiz zor! Ben de sizin için diliyorum.
Sil