Daha acemi birliğindeyken, son görüşmemizden bir ay sonra baba öldü. En amcamın kararıyla küçük kardeşimin mağazaya geçmesine karar verildi, ben istemedim. Sonra hayatımın en zor işini yaptım, benim de hocam olan Pembe Hanım'dan, onun tüm ısrarlarına rağmen, takır takır sınıf geçen kardeşimin, lise birinci sınıf yarı yılında tasdiknamesini istedim ki bir daha okula dönmek istemeyeceğini biliyordum.
Yavaş Hayat başlıklı yazıdan.
Onu bir tarih hocasından çok bir ev hanımına benzetirdim. Derinlikleri konusunda ıssızdı. Güçlü bir hikâyenin ortasına oturtamazdım. Siyasi görüşü nötr'dü benim için. Hayata soldan bakan hocaların "bazıları" daha çok sevilirdi. O ise merak uyandıran bir sessizlikle, işini yapardı. Hiçbir hikâye kalıbının içine oturtamadığım, sakin, entelektüel sözcüğünün pek yaygın ve havalı bir ünvan olarak dillere pelesenk olduğu yıllarda kategorinin dışında tutulan, eşini kaybetmiş bu ıssız kadını hep merak eder, hikâyesini kendimce adlandırırdım.
Ta ki kelimeleri çerçevelediğim üsteki sürece varana ve yüz yüze bir görüşme için odasının kapısını çalıp içeri adımımı attığım âna kadar.
O kadar çabaladı ki ve o kadar anaç, ikna edici ve şefkatliydi ki sözleri... Ama koşullar çok ağırdı ve 20 yaşındaki, üstelik uzun askerlik sürecinin henüz başındaki, kocaman hayallerini rafa kaldırmak zorunda kalan gencecik bir çocuğun da üstlenmek zorunda olduğu yükümlülükten bakınca ve güncel koşulları düşününce karar noktasında başkaca da bir çare yoktu.
Küçük kardeş daha 15 yaşındayken okuldan ayrılacaktı ve mağazaya geçecekti, o yaşta ve bunun bir zorunluluk olduğunun farkındalığı ile üstelik.
Müdür muavini odasında yaşanan o ânda ise; biri eşini kaybetmiş, çocukları olan ve koşulları bilen kadın, diğeri de baba makamını da devralan bir abi olmak üzere iki yürek de bu zor ama zorunlu kararın altında ezilecekti...
Hayatımın en acı kararının verildiği o günden sonra hocayı hiç görmedim. Ta ki çok yakın bir zamanda Lise'nin mezunlar derneğinin facebook hesabına göz atana kadar. Yeni ölmüştü, ve bu fotoğraf vardı. O kadar sevdim ki fotoğraftaki Pembe Hanım'ı. Onun derinlerinde ve sessizliğinde, ıssızlığında ve kurumuş gülümsemesinde ev kadını görünümü dışında, acıyı tatmış, taleplerini bastırmış başka bir kadın olduğunu sezmiştim.
Bu fotoğrafı gördüğümde mutluluktan gözlerim yaşardı desem inanır mısınız? Çünkü sıradan bir öğretmenmiş varsayılan ve öyle hissedilen ve ev hanımı kategorisinden değerlendirilen bu ıssız kadının yıllar sonra rastlaştığım muhteşem başkaldırısı karşısında gülümserken, gözümden damlalar düşmesi kaçınılmazdı...
Ta ki kelimeleri çerçevelediğim üsteki sürece varana ve yüz yüze bir görüşme için odasının kapısını çalıp içeri adımımı attığım âna kadar.
O kadar çabaladı ki ve o kadar anaç, ikna edici ve şefkatliydi ki sözleri... Ama koşullar çok ağırdı ve 20 yaşındaki, üstelik uzun askerlik sürecinin henüz başındaki, kocaman hayallerini rafa kaldırmak zorunda kalan gencecik bir çocuğun da üstlenmek zorunda olduğu yükümlülükten bakınca ve güncel koşulları düşününce karar noktasında başkaca da bir çare yoktu.
Küçük kardeş daha 15 yaşındayken okuldan ayrılacaktı ve mağazaya geçecekti, o yaşta ve bunun bir zorunluluk olduğunun farkındalığı ile üstelik.
Müdür muavini odasında yaşanan o ânda ise; biri eşini kaybetmiş, çocukları olan ve koşulları bilen kadın, diğeri de baba makamını da devralan bir abi olmak üzere iki yürek de bu zor ama zorunlu kararın altında ezilecekti...
Hayatımın en acı kararının verildiği o günden sonra hocayı hiç görmedim. Ta ki çok yakın bir zamanda Lise'nin mezunlar derneğinin facebook hesabına göz atana kadar. Yeni ölmüştü, ve bu fotoğraf vardı. O kadar sevdim ki fotoğraftaki Pembe Hanım'ı. Onun derinlerinde ve sessizliğinde, ıssızlığında ve kurumuş gülümsemesinde ev kadını görünümü dışında, acıyı tatmış, taleplerini bastırmış başka bir kadın olduğunu sezmiştim.
Bu fotoğrafı gördüğümde mutluluktan gözlerim yaşardı desem inanır mısınız? Çünkü sıradan bir öğretmenmiş varsayılan ve öyle hissedilen ve ev hanımı kategorisinden değerlendirilen bu ıssız kadının yıllar sonra rastlaştığım muhteşem başkaldırısı karşısında gülümserken, gözümden damlalar düşmesi kaçınılmazdı...
Yazınız öyle güzel kaleme alınmış ve öyle güzel betimlemelerle bezenmiş ki, okurken Pembe Öğretmeni tanıma ihtiyacı duyuyor insan.
YanıtlaSilIşıklar içinde uyusun.
Çok yönlü tanıyınca bir başka türlü değer kazanan nice insan vardır hepimizin hayatında.
Esenlikler diliyorum.
Çok teşekkür ederim, siz de kıymetli bir öğretmensiz, bunu her kelimenizle hissettiriyorsunuz. Ben de esenlikler dilerim.
SilIşıklar içinde uyusun Pembe Öğretmen hayatımıza yön veren öğretmenler iyi ki var. Anıları güzel sözcüklerle bize aktardığınız için sizin de kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKesinlikle iyi ki varlar, ben de size çok teşekkür ederim. Kıymetlisiniz.
Silçok etkiledi beni pembe öğretmen. uzun uzun baktım fotoğrafına. neler yaşadı kim bilir bu hayatta...nurlarda yatsın...
YanıtlaSilYazıdaki anı yaşamadan, daha ilk dersinde farklı biri olduğunu hissetmiştim Şule. Kader işte, mezun olduktan sonra yolumuz bir kez daha keşişti ve o gün bir bakıma onun hakkındaki düşüncelerimin doğruluğu onaylanmakla kalmadı, derinleşti de... Üstelik tarih dersi anlam kazandı ve yıllar yıllar sonra, gezi yazılarımın içinde Pembe Hoca'ya, onun aktardığı bilgilerle edinilmiş atıflar sıklıkla yer almaya başladı:)
SilAllah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Hülya
YanıtlaSilÇok teşekkürler, Hülya.
SilAllah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun
YanıtlaSilÇok teşekkürler Özlem, muhtemeldir ki yeri önceden ayrılmışır cennette diye düşünüyorum.
SilŞu işe bakın ki ardından böyle bir yazı yazılıp hiç tanımadığı, onu tanımayan insanların duasını aldı, sempatisini kazandı. Bir Pembe Hanım geçti bu dünyadan, biz de tanıdık onu bir saniyelik bir süre içinde.... Kaleminize sağlık, Allah rahmet eylesin öğretmeninizi....
YanıtlaSilÇok teşekkürler Ceren; evet aslında sessiz kadın sessizce tohumlar atmış öğrencilerinin bünyelerine ve tevazusuyla da unutulmaz kılmış kendisini.
SilAllah rahmet eylesin...
YanıtlaSilÇok teşekkürler Cansu...
SilHuzurla uyusun Pembe Hanım, kimbilir kaç hayata dokundu...
YanıtlaSilÇok teşekkürler öğretmenim... Siz de çok kıymetlisiniz.
Silİnsanın hayatındaki zor zamanlarda, ona belki küçücük ancak unutulmaz destekler veren insanların çoğu, bu destekleri çoğu kişilikleri gereği hiç önemli bir hareket değilmiş gibi verirler. Asıl değerli ve unutulmazlar da sanırım bu kendiliğinden olanlar.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin, Pembe hanım huzurla uyusun.
Biri ilkokul öğretmenim olmak üzere hayatıma dokunan iki kadından bir diğeri kendisi, ilkokul öğretmenimi ölümünden bir kaç gün önce evinde ziyaret etme fırsatı bulmuştuk öğrencileri olarak ve her bayramda mezarını ziyaret ederiz. Şimdi ilk hedef Pembe öğretmenin mezarını bulmak Sevgili Okul Arkadaşım; çok teşekkürler, eminim ki huzurla uyuyordur.
SilAllah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun Pembe Öğretmenin.
YanıtlaSilBöyle değerli öğretmenlerimizi her zaman hatırlamak dileğiyle:)
Yazınızdan çok etkilendim, çok güzel dile getirmişsiniz duygularınızı:)
Çok teşekkür ederim, muhtemelen cennettedir, onca öğrencide emeği var:)
Sil