Uzakta...
01/02/2016
Heyecanlı bir karar ve heyecanlı bir bekleyişti. Muhteşemdi. Yıllar yıllar sonra çocukluğumun en masal şehrinde, "Benim Kars'ım"da olmak... Kelimelerimin lento, beton, kolon, asmolen, tabliye gibi kelimelerle yer değiştirdiği uzun bir emek sürecinin son virajını dönerken bir nefes anı için, yenilenmek için bundan daha istekli, bundan daha mutluluk verici bir seçim olamazdı. Kars, tam da Cemal Süreya'nın Paris'teyken ve de kendisini hiç görmemişken yazdığı şiir gibi, özlemi soluklu, kavuşması her daim muhteşem şehir. Damarlarında taaaa çocukluktan beri trenler dolaşan bi adam. Şahane bir yol arkadaşı. Derece eksi 36!
Önce bilet almak gerek, yataklı vagonda oda sayısı sınırlı, on'da bir şansınız var. Üstelik bileti, seçtiğiniz tarihe en erken bir ay kala alabiliyorsunuz. TCDD, gerekçesi ne ise böyle bir periyot belirlemiş. İlk anda bir tane yataklı vagonu satışa sunuyor. Bu da "Ya bir grup kapatırsa!" korkusu yaşatıyor. O vagon dolduktan sonra talebe göre son anda bir vagon daha ilave ediyor ama başlangıçta siz bunu bilmiyorsunuz. O nedenle sürekli bi takip hali var ki eğlenceli bile geliyor insana. Kars yolu çocukça bir sevinç sonuçta. Değiyor.
Gidiş tarihinize bir ay kala satışa açıldı treniniz ve diyelim ki aldınız gidiş biletinizi, indirimsiz. Bu kez dönüş tarihiniz için bekliyorsunuz. Gidiş dönüşünüzün arası kısaysa TCDD'nin rezervasyon süresi kadar ayırtabilirsiniz biletinizi. O riski almak istemedim. Bizim tarihlerimiz esnek olmadığı için gidişin açıldığı gün hemen ve hevesle, elbette tadını çıkararak aldım biletleri. Dönüşün açıldığı gün ise, yani bir hafta sonra net üzerinden değiştirme işlemi ile bileti gidiş dönüşe çevirdim. Kişi başı yataklıda tek yönün -gidiş dönüş olmak koşulu ile- indirimli internet fiyatı 78,25 TL. Bu yolu izlerseniz gidişi almaktan korkmayın, değiştirme işlemini yaparken sistem iskontonuzu düşüp kalan miktarı talep ediyor sizden. Sorun yok yani.
Ve planlar. Saat 18'deki hareket dolayısı ile yemekli vagonda akşam yemeği karanlığa kalacak. Işıkları yanmış yemek vagonunda dışarıyı görmek mümkün değil. O halde kafa çekmek de keyifli değil. Herhangi bi restoranda yemekten farklı olan ne ki?
Burada zaman yavaş, hayat uzun metrajlı film dinginliğinde. Huzurlu. Bu faslı dönüşe bırakalım o zaman. Dönüş treni Kars'tan sabah 7.45'de kalkacak. Günün geceye dönmesine bir iki saat kala, etrafla haşır neşirken, eşsiz kış manzaraları eşliğinde sıcak bi vagonda, dışarısı beyaz ve eksi yirmi beşken daha yakışıklı olur yemeklide usulcana içmek. Karar bu. Madem restoran dönüşe, o halde gidiş için biralı bir alışveriş yapmalı. Ama sabah kahvaltısı mutlaka restoranda olmalı.
Trenin saati yaklaştı. Güzel olan onu peronda karşılamak. Ankara garı muhteşem. En bayıldığım garlardan üçüncüsü. Trendeyiz. Sürpriz yemekli vagonun olmadığı. Cümle yan kompartımandaki bi konuşmadan geldi. Teyit etmek gerek. Kapının önünden bi genç geçti. Elindeki şarj cihazını yan kompartımanın prizine takmak için sahibinden izin istedi. Kendi kompartımanlarında prizlerde elektrik yokmuş. Ne yazık ki orada da yok. Bizimkiler çalışıyor mu bi bakalım. Off bizde de yok. Bunu sıkıntı yapıyor muyuz? Tabii ki hayır. Tren gelir hoş gelir.
O da ne mini buzdolabımızda iki meyve suyu, iki su, iki çikolata ve iki çubuk kraker var. El havluları tertemiz. Yastıklar ve yatak örtüleri de. Bakalım lavabomuzdan sıcak su akıyor mu. Bingo! Ama içilemiyor musluktan akan su, işaretle ikaz edilmiş. Isıtıcı almadığımıza bin pişmanlık, ne de güzel kahvelerimiz var.
Muammer Bey, kondüktörümüz, güzel insan, kompartımanda damarlarında trenler gezen bir adam var. Dedesi demiryolcu. Çocukluğu trenlerde geçti. O zaman demiryolcu ile iletişim kolay. 1,5 litre pet şişe su odasına bırakıldı, kahveler paylaşıldı ve onun ısıtıcısından sürekli gelen su, yol boyu kahve keyfini yaşattı.
Yeri gelmişken; mini buzdolabına bir buçukluk su sığmıyor, o nedenle bir litrelik almalı, dönüşte öyle yaptık. İki tane bir litrelik yeterli, bir litrelik kola da iyi yol boyu için. Ya da hiç almayın. Trende kutu olarak var. Atıştırmalıklarla birlikte içecek yüklü servis arabası sıklıkla geçiyor koridordan. Kıtlık yok yani. Yine de trene binmeden tren için alışveriş yapmak keyifli. İçkinize göre mezeler almayı ihmal etmeyin, restoran fikriniz yok ise, ama abartmayın da. Bu seferde restoran vagonu yoktu tamam. Fakat bu hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. İhale dönemi imiş, yedi yıldır ihaleyi alan firma bu kez ihaleye girmemiş. Rakipler olsa da hep o kazanıyormuş. Bu kez kimse yokmuş. Hallolacakmış. Belki de hallolmuştur. Unuturum belki, her vagonda biri alafranga olmak üzere iki tuvalet var, sorunsuz ve temiz, her türlü hijyen malzemesi mevcut. Olur da vagonunuzdakiler dolu olursa ara kapıdan arka vagona geçin. Sıkıntı yok.
Az daha priz meselesini atlayacaktım. Sigorta atmış, ama mevcutta cam sigorta yok. Yanda mı taşımalı acaba? Espriler gırla. O esnada Muammer bey geliyor, işlem tamammış, prizler çalışıyor. Unutmadan, trende internet yok. Kendi bağlantınız ile keyfinize bakabilirsiniz. Film falan izler, kitap okurum diyorsanız işiniz zor. Manzaralar ve fotoğraf çekme arzunuz diğer eğlence seçeneklerinize hep galip geliyor.
İstasyonlarda 5 dakika bekliyor artık tren, eskiden 15'ti. Kahvaltıyı yemekli vagon üzerine kurunca doğal olarak açıkta kalındı. Erzincan'da gardaki büfeden peynirli ve patatesli katmerlerle pişmiş yumurta alıp keyfimize bakıyoruz. İsterseniz trene cağ kebabı da isteyebilirsiniz, Erzurum'a gelirken. İstasyona çok yakın bi kebapçı var, hemen yanındaki sitenin arkasındaki binanın altında, Yoldan sipariş vermek gerek. Vagon numaranızı ve adınız verin, durunca tren kapıda olun ama! İstekliyseniz gitmeden netten belirleyin bir kaç kebapçı. Alın telefon numaralarını.
Kars'a vardık. Akşam. Hava sert. İnmeden hazırlanmak gerek. Şartlara uygun giyildi, lakin çok abartmaya da gerek yok. Termal içlik şart ama! Termal çorap üzerine bir de yün çorap yeterli. Misal derece eksi 26. Korkmayın, Kars'ta hissedilen soğuk varolanın altında. Bizim şehrimizde öyle mi, asla, hissedilen olanın hep üstünde. Şaşırtıcı bi durum. Gardan bi taksiye atladık, 15TL, 10'a gider ama ekonomi dar, piyasa durgun, mevsim kış, kıymayın. Muzaffer Abi şahane adam. İşçi. Hemen kartını elimize elimize tutuşturuyor. Anlıyor ki Ani ve Çıldır'a gideceğiz. Bunu kaçırmıyor. 2015 model araba ile gidecekmişiz, rehberlik hizmeti verebilirlermiş, araba çok güzelmiş. Sürekli 2015'in altını çiziyor ama, çok rahat ettireceklerinin de. Öyle tatlı parlatıyor ki, kanınız ısınıyor bu tatlı uyanıklığa..Haaa bu arada yukarıdaki foto Kars Garı değil.
Otelimizin yeri çok güzel. Üstelik benim için çok özel olduğunu ise sonradan fark edeceğim. Henüz bu önemli ve kişisel nüansı bilmiyorum. Çantaları bıraktık, istikamet Kaz Evi. Tavsiye Milor'dan, denemeli. Yan masada ikisi kız üç genç var. Trende yan kompartımandaydılar. Ani ve Çıldır planları ve bir günleri var. İşletmeciden yardım istiyorlar. Oysa bizde Muzaffer Abi var. Çocuklara "Birlikte gidelim mi?" teklifi. Onay. Muzaffer Abi'yi arama. Sabah 8.30 için Ani'ye anlaşma. Çıldır'ı arabaya sakladım ama. Bir iskonto planım var toplam üzerinden.
Kaz Evi, Hanımeli ve diğerlerinden söz edilecek elbet. Ama bir numaranın kim olduğunu biliyorum sanki. Hatta eminim.
Dönüş yolundan tadımlık bi foto. Masadakiler "Kars'a gidiler de peynirsiz dönülür mü?" manasında girilen ve şahane peynirler alınan peynircide hazırlatılmış yolluk ile Migros Kars'tan alınmış, peynir eşlikçisi şarabın, gün sonuna yaklaşırkenki hali. Sofra düzenini özellikle istedik. Bi sonraki, hatta bi sonraki yazıda var elbet detaylar, telefon numaraları, tavsiyeler falan.
Ani, Çıldır ve Cenk ile devam ediyor hikaye.
Fotoğraflar Nikon L23 ile..
Ters yüz
1 saat önce
Hoş geldin Buraneros. Ama öylesine söylenmiş bir söz değil bu. Ne hoş geldin bu yazıyla, diyorum sana. Sakin bir cumartesi öğleden sonrası sessizliğindeyken okudum, özlemle hayal ettiğim bir tren yolculuğunu yazmışsın. O kadar hoşuma gitti ki, gözlerim doldu okurken. Umarım ben de bir gün yapabilirim o yolculuktan, senin gibi yolları seven biriyle :) O zaman geldiğinde, gitmeden önce bu yazıyı yeniden okuyacağım :)
YanıtlaSilMerhaba Sevgili Bureneros, uzun zamandır buralarda yoktunuz, hem yeni bir yazı yazmanıza sevinerek, hem de konunun'Doğu Ekspresi' olduğunu görünce bir hevesle koşa koşa gelip size yorum bırakmıştım! daha sonra bir ara mobil tf.numdan, yaptığım yoruma bakayım dedim..olur da yorumuma belki geri dönmüşsünüzdür? diye.. ama ben sadece bakmakla kalmayıp, bu defa da yaptığım yorumun bir yerini düzelteyim derken... nasıl oldu anlayamadım, yorumum silindi :( Yapmış olduğum yorumumu okuduysanız sorun yok! okumadıysanız eğer, tekrar söyleyeyim içimde kalmasın o zaman :) Yazınızı keyif alarak ilgi ile okudum ve yeniden bir kez daha, 'Doğu Ekspresi' ile Kars'a yolculuk yapmış gibi oldum. Emeğinize, kaleminize sağlık.. Devamını da merakla bekliyorum. Esenlikle kalın..
YanıtlaSilGecenin 2.50 si... Seni okumak... Yol olmak, yolcu olmak,yolculuk yapmak. Üstelik tren yolculuğu hayali kurulmuş belli bir vakit önce, tesadüfün de böylesi.
YanıtlaSilİyi geldi. Özlemişim.
Merhaba Sevgili Esin,
YanıtlaSilÖyle özledim ki yazmayı ve de blog okumayı. Bir süre ayrı kaldığım dünyaya dönmek için gün sayıyorum inanın, insan kaçınılmaz bir biçimde özlüyor. Bir iki ayım daha kaldı ama! Bu arada ısınmak için daha sık yazmaya gayret edeceğim kesinlikle, en azından bu seri tamamlanacak. Ben bütün yazılarınız gibi Doğu Ekspresi serinizi de zevkle okumuştum. Bu kez gitmeden önce bi kez daha okudum. Her ne kadar mevsimler farklı da olsa çok yararlandım. Teşekkürler:)) Yorumu okumuştum, an itibari ile posta kutumda da var zaten:)) Siz de esen kalın:))
Hoş bulduk Sevgili a.nur:)) Sen bir gün kesinlikle yaparsın, yapacaksın, eminim:)) Sadece iste:)) İki yazı daha yazacağım ve hiç de zor olmadığını göreceksin o zaman, elinde bir sürü veri olacak:)) Sen gibi yol arkadaşları dilerim ben de o zaman:))
YanıtlaSil@evren: Hayaller gerçekleştirmek için vardır deyip büyük bi laf edeyim madem:))Adım gibi biliyorum ki sen bu yolu gideceksin, hem de tez zamanda:)) Ben de özlemişim valla:))
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilYazınızı okuyunca insanın böyle bir seyahat yapası geliyor :) Nice keyifli geziler diliyorum.
Renkli günler!
Sevgili Engin,
YanıtlaSilYapası gelmesin sadece insanın, yapsın da. Bloguna baktım, yazıya emek koyanlardansın, bi gün daha dikkatlice okuyacığım. Senin kaleminden okumak da keyifli olur bir seyahati. Şahsen senin gözünden de görmek isterim bu yolu:))
Sana da renkli günler.
Ne güzel yazmışsınız. Cenk'i arayacağım inş., umarım numarası değişmemiştir. Otel ve peynir alışverişi için yardım istesem. Oğlumla iki güne kadar orada olacağız nasipse. Çok güzel olmasını dilediğim ilk tren yolculuğu. Bir başka seyahat hikayesinden yola çıkarak elektrikli ocak alayım diye niyetlendim kahve-çay için. Kar pantolonu gerekli mi? Genç adam için almalı mı?Gözlük? Of çok soru var... Kaz evi mi diğer yer mi? Konuştuğum otel görevlisi işin doğrusu pek emniyet vermedi. Siz cankurtaran simidimsiniz. Cenk'e ulaşırım inşallah, otel, peynir-bal alışverişi, lokanta tavsiyesi, taksi hariç ulaşım tercihleri, olmazsa olmaz giyim kuşam, malum - ler bizi aşıyor... vs. dört gözle bekliyorum :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)) Bloğun sağ tarafındaki "Görmemişin Bir Kars'ı Olmuş" adlı kısmı tıklarsanız, toplu yazılara ulaşırsınız, orada peynir ve yeme içme ve de kaldığımız Kale Otel ile ilgili izlenimlerimiz var:)) Sorduğunuz konularda kısaca şunları önerebilirim, kar pantolonu tercih sebebi, biz jean altına termal içlik, ayaklarımıza da termal çorap artı yün çorap giyerek bir sorun yaşamadık, bulunduğumuz süre içinde kar ya da yağmur yağmadı. Tren için ocak değil de küçük bir ketıl alınabilir, su ısıtmak için. Şehir içi ulaşımı için yürümek yeterli. Gözlük götürmemiştik, ihtiyaç da duymadık. Ani, Çıldır ve diğer mesafeler için Taksi dışında minübüs turları var ki bunu da yazılarımda belirttmiştim, Cenk'le iletişim kurup tur bilgini ondan alabilirsiniz. Lokantalar ve peynir konusundaki yazımın linki de şu, yazıdaki peynirciyi çok tuttuk biz: https://laparagas.blogspot.com.tr/2016/04/kars-peynirleri-ve-yeme-icme.html Takıldığınız bir şey olursa yine sorabilirsiniz.
Sil