24 Nisan 2012 Salı

Olsun

Sabah enfes... ve biraz önce çalan bir şarkı, bir cümleyi kaçınılmaz bir biçimde kurduruyor.


Genelde şarkıları dinleyen ama sözlerini fazlaca da akılda tutmayan biri olarak defalarca dinlediğim bir şarkının sözlerini fark ediyorum bu sabah.

Dolayısıyla ekstra bir tebesümüm oluyor.

Hayat bugün, istemsizce ve aralıksız sunmaya devam ediyor; o şarkının ardından bir şarkı daha geliyor, ve şaşkın bir "ala ala?"

Bonuslar durmayıp devam ediyor: İlk kez önceki gün -ora senin bura benim gezerken- fark ettiğim, daha önce  hiç dinlememiş olduğum, ya da fark etmediğim bir Sezen Aksu şarkısı bugün, yani bu sabah,  iki şarkının ardından yerini alıp  bir üçlemeyi tamamlıyor.

İşte tüm bunlar bana  kaçınılmaz bir soruyu sorduruyor: "Anlar mı şarkıları anlamlı kılar yoksa şarkılar mı anları?"

Aslında düşündüğümde bir cevabım oluyor ve bu konudaki cevabım şarap ve benzer konulardakilere benzemiyor.

Kısaca diyebilirim ki "Ah bu şarkıların gözü kör olsun."

Daha çok yazmak istiyor muyum? Evet, daha çok yazmak istiyorum. Ama şu an, yüzümdeki tebessümün, içimdekiyle aklımdaki duygunun, iki farklı gerçeklik üzerinden birbirlerine laf atışlarının... ve en çok da özlemek fiilinin gülümsememi daha da çoğaltan, merakla tatlanmış şefkatli halinin tadını çoğaltmak istiyorum.

Günün sabah sabah sunduklarından yola çıkarsam gün sonunda, efsane günlerden birini alkışlıyor olacağımı biliyorum.

O şarkıları buraya koymak ister miydim?

Cevabım evet. Ama şu gönderme tereddütü yaşatan... akıldan geçen ve içten gelenlerle, aklın gerçeklikleri arasındaki emsalsiz çatışmayı da, vurgulamalıyım ki çok seviyorum.

Onun tadını da dibine kadar çıkarmalıyım;
hazır elimde kahve kokusu varken.

1 yorum:

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP