
Film; sırtını oyuncuların isimlerine dayamadan, adalet ve suç tarafındaki iki dünyanın farklı konumlardaki insanlarının ilişkilerini, çelişkili gibi görünen ama insan davranışları içinde yeri de olan bir gerçeklikle ortaya koyması; gizli servisler dünyasını lezzetli bir dille ve çok hoş bir görsellikle anlatmasıyla sürekli bir heyecan ve merakla sizi diken üstünde tutarken, bütünüyle hikayenin içine sokup, insan ruhu ve davranışları üzerine ince ince düşündürtüyor.
Köstebek; izleyiciyi sürekli ters köşelere yatıran, tarzın klasikleri içinde yıllar geçtikçe tadı daha da artacak bir (yeniden çevrim!) film.
İzleyip bitirdiğimde gömülü kaldığım koltukta karakterler üzerine düşünüp, filmin lezzetini dilim dilim yudumlarken; 'Babil ve İnarritu sizi seviyorum, ama itiraf etmeliyim ki Martin Scorsese'de ermişler katından tescilli bir büyük usta. Ve sizi sevip bir değer olarak kalbimin en güzel yerine koyarken, onun önünde saygıyla eğiliyorum. Kusura bakmayın ve üzülmeyin, çünkü ben üzülmedim' demiştim.
Bir büyük ustanın çok iyi olduğu bir alanı; yani sokaklar, güven ve ihanet üzerine şiddet ve kan kokan bir senaryoyu sanatıyla nasıl boyayıp -uzakdoğu asıllı bir filme nasıl yepyeni bir renk ve tat verdiğini görmek için bu filmi mutlaka izleyin.
Flmin özeti şudur :
YanıtlaSilÖnce Di caprio Jack Nicholsom a , sonra Matt Damon Di caprio ya sonra hepsi Matt Damon a :D :D
Güzel özet:))
YanıtlaSilNeşeli mutlu huzurlu ol emi? sevgilerimizle
YanıtlaSilyorumuna sağlık.. bu tarz filmleri pek sevmem genelde ancak köstebek, scorsese'nin hak ettiği heykelciği almasını sağlayan ve dediğin gibi oyuncu isimlerine sığınmayan, değerli performanslarla başarıyı yakalayan bir film..
YanıtlaSilteşekkür ederim benay... Sana da, klavyenede sağlık; çokca yararlanıyorum.
YanıtlaSilçok iyi paylaşım teşekkürler
YanıtlaSil