...
Kentten gelip geçmiş binlerce kültürün, aşktan, tutkudan, yürekten izler bıraktığı sokaklarında gezerken harabe bir konağın ırmağa bakan duvarına oturmuş, bacaklarını ırmağa doğru sarkıtmış, karşı dağlardaki Ferhat'la Şirin'in aşklarının izlerine bakıp, Fuzuli'nin sevgiliye kavuşmama felsefesini konuşuyorlardı. Ve konuştukları her konunun derinliklerinin onları bir ayrılığa sürükleyeceğini bilerek... Bilinmeyen, sadece bu sonu hangisinin getireceği idi. Kendinin getiremeyeceğini biliyordu. Aslında geçmişindeki ve o anındaki ilişkilerini ve bitirişlerini anlattığında teşhisi koymuştu öteki; "Veren taraftasın sen, uğurlayan olursun," demişti.
Karşısındakinin taşıyamıyacağını düşünürse kendi sıkıntı çekmeyi göze alabiliyordu, gönlünde, aklında bitirse bile ötekini önemsiyordu, dünyanın tüm yüküne sadece kendi karşı koyabilir sanıyordu, garip bir gözü pekliği ve başkalarına pek kıyamayan bir yüreği vardı. O, seven her kalbin karşısında hep ihtimali zorluyordu. ...5.Bölüm
10 Aralık 2009 Perşembe
Bir Romanımsının Ötesinden Berisinden Rastgelesinden Bir Bölüm: Hayatı Öğrenmek Adına En Özel Tanıklığısın Ömrümün/ 4
Etiketler:
romanımsı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"Veren taraftasın sen, uğurlayan olursun,"
YanıtlaSilNe kadar doğru bir gözlem bu, yoksa bir aydınlanma anı mı demeli..
Olayın yaşandığı yaştan ve devamından bakarsak başka, ama daha daha sonraki yıllardan, ilişkilerden resmi ilişki evresine geçme zamanına bakarsak da aydınlanma diyebiliriz.:) Şu büyüklerimizin bekâra boşamak kolay dedikleri gibi:)
YanıtlaSil