7 Aralık 2009 Pazartesi

Bir Romanımsının Ötesinden Berisinden Rastgelesinden Bir Bölüm: Hayatı Öğrenmek Adına En Özel Tanıklığısın Ömrümün/ 7

Şans yoktur, ihtimal var demişlerdi; dar sokaklarda ellerinde dondurmalar, o çantasını, o da kendini sallaya sallaya yürürken... Trenlere ve mekânlarına tutkulu olan, ötekini ayartmış, kayalara oyulmuş tünelin üstüne çıkarmış, ağız tarafından ayaklarını sarkıtarak, altlarında uzanan rayların uzaklara taşımasına sevdalı, yaramaz çocukların evden izinsiz telaşıyla ama yine de zamana kayıtsız bir neşeyle, yüzlerine bulaştıra bulaştıra yemişlerdi dondurmalarını... Evet şans yoktu, ne aradığını bilmek vardı. Eğer ondaki hayata merak, hayata tutku olmasaydı o gün, farklı gözlerle dolaşıyor olacaktı orada. Oysa o ne aradığını bilerek dolaşıyordu hayatın içinde. Ötekindeki insan sıcağı olmasa, karşısında en asker haliyle, dudak ucunda asılı duran, görmesini bilene ben iyi birisiyim aşkı bilirim, tutkuluyum diyen; bütünüyle güven dolu, sanki çok önceden tanışıyormuş hissi veren gülüşü yakalayabilir miydi? Öteki yakalamıştı ondaki zaafları… Zaaf? Aslında durumu tanımlamakta oldukça ağır kalmadı mı? O aradığını bulmuştu gelecekte bir zamanda... Gerçekten bulmuş muydu? Yoksa aklın hayat boyunca oynadığı oyunlardan biri olan yanılsama mıydı tüm yaşanacaklar. Tıpkı bütünlemeye kalmış, sonucu aslında bilen öğrencinin okul camına asılmış listede adının karşısındaki notla yüzleşene kadar sürekli kendini rahatlattığı, ruhunda iyimser rüzgârlar estiren, insan ruhunun en çok hoşuna giden, gevşeten, bulutlara taşıyacak kadar hafifleten bir yalan şırıngası mıydı her şey?

Görsel: Neslihan Öncel'in Karmaşa adlı fotoğrafıdır.
http://neslihanoncel.blogspot.com/

8 yorum:

  1. Şans yoktu; İhtimal vardı.
    Şans yoktu;ne aradığını bilmek vardı.
    Şans yoktu ama yalan şırıngası vardı ya, o yeterdi insanın kendini "mutlu olduğuna" ikna etmesi konusunda.

    YanıtlaSil
  2. Evet hayat, Sevgili Neslihan... teşekkürler.

    Sevgili Sufi, o yalan şırıngasını farkederek kullanmak da önemli bir ayrıcalık ve olmuşluk halidir dimi... Birde farkında olmadan ve bilmeden kullanmak var. Allah müptelası olmaktan kurtarsın insanımızı...

    YanıtlaSil
  3. aslında bütün hikayeyi baştan sona okuyunca kısa ve öz; yaşam diyor insan...

    yaşama baktığın yeri,yaşamın en derinine bakan gözlerinin gördüklerini böylesine akıcı anlatan aklı, yaşarken ortaya koyduğun yüreği ve okuyucusuna süprizler hazırlayan dildeki akıcılığı sevdiğimi daha önce de söylemiştim...

    yinelemenin bir sakıncası olmaz herhalde... bir solukta okumak böyle birşey olsa gerek...

    YanıtlaSil
  4. Çok iyi geldi bu kısa roman / uzun hikâye şu günde :) Hayat gerçekten her köşe başında insana bir yenilenme imkanı da sunuyor. Elinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim,senin de yüreğine sağlık:)

      Sil
  5. İlk kez okuyormuşcasına... Etkilenmek her bir cümleden, kapılıp gitmek kelimelerin ardı sıra... bir solukta okumak böyle bir şey olsa gerek. Bir kez daha ve yeniden ve elbette bıkmadan... İyi ki!

    YanıtlaSil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP