İki artı bir filmli hafta sonunun ardından yeni hafta da pek keyifli başlıyor. Öğleden sonraları işi kapatıyor, hoplaya zıplaya yemeğe çıkıyorum. Mesafeleri hiç uzatmadan da yemek sonrası dönüp, bir filtre kahve yapıp, şöyle de bir uzanıp laptop'da iki ayrı sayfa açarak biraz iş, biraz gündem, biraz bloglar şeklindeki günlük mesaime devam ediyorum. 11 gün önceki ve üç ay sonra kontrole gelmeli sol bacak sorunumda M.R'ım çiçekler gibi; bütün bağlar yerli yerinde ancak doktorum bir kez daha benim rahat duracağım konusunda endişeli, hissediyorum. Aslında ben de endişeliyim çünkü yürümelerim esnasında bazen eski zamanlara gidiyor, bazen geleceğe hayaller kuruyor, yeni bir proje, ya da seyahat planları üzerine düşünüyor ve ben onların tadına kendimi öyle kaptırmış oluyorum ki zamandan kopuyor ve de sanırım o esnalarda hızımın da farkında olamıyorum. Bunu nereden biliyorum, çünkü farkındalığım ayaklarımı yere bastırdığında, ben de "Bu ne hız ahbap?" deyip frene basıyorum. Ancak uyarıları görmezden geliyor ve süre konusunda sanırım kantarın topuzunu yine kaçırmış oluyorum.
Ve benim bu keyif anlarımın faturasını ödemek de bacaklarımdan birine düşüyor!
Bugüne kadar yükümün bedelini ödemek hep sol bacağa nasip olurdu. Sanırım bu kez sağa eziyet vermişim: Bacak ya greve çıktı ya bana ikaz veriyor; acıya dayanabilirsem diz bükme aralığım fena! 20 santim var mı acaba? Deniyorum, o beton dökülmüş gibi feryat ediyor. Diğer kısımlarda bir şey yok. Ayağı yere bastığımda ise diz bölgesi feryat figan. Palyatif tedbirler, buz, yataktan çalışma falan dersem, keyifler keka! Lakin ev hapsindeyim ve üç gün geçti; tüm tedbirler de boş çıktı. Ayak yüzeyindeki nehirler, ovalar yok oldu bu arada; ayak şişti parmak hareketleri çok şükür, ancak kısıtlı. Yeme içme yatakta... Havam iyi yalnız; iş güç, sosyal hayat tümüyle bilgisayarda ve eksikliklerini hiç hissetirmiyorlar. Sinemayı mecburen boş geçtim. Doktorsuz çözülemeyeceği ise kesin, ikna oldum. Giriyor nete ve randevu alıyorum ancak ben o güne kadar dayanabilir miyim? Çünkü bir hafta sonraya.
Kardeşi arıyorum, akşam uğra erkene aldırabiliyor muyuz bir bak, diyorum.
Önceki akşam hastanedeyim, arabaya nasıl soktum bacağı kısmı tam bir mühendislik hikâyesi. Film istense de ben MR diyorum, çünkü destekli yürüme esnasında bile ayağı bastığımda Babıda (babannem) mezarında acı çekiyor. Uzun zamandır görmediğim, Prof. olduğundan bi haberken çok sonra haberdar olduğum, karşımda annesi ile oturmakta olan ve sıklıkla göz göze geldiğim, Liseden mi diye düşündüğüm kadının Aysun olduğunu bile annesinin muayenesinden sonra arkalarından bakarken hatırlayabiliyorum. Aslında süreç içinde göz göze geliyoruz ama bende maske var ve benden bir hamle gelmeyince sanırım o da bir tereddüt yaşıyor.
M.R işim tamam. Benden önceki, tekerlekli sandalye ile gelen tatlı çocuk anne ve babası ile. O bir takım söküm eylemleri esnasında ağlarken ve hatta bağırırken ve ben de yanaşırken bandaj yapılan odaya, bizim Tırtıl'ın yıllar önceki operasyonunu hatırlıyorum. Bu tatlı çocuğun ve ailenin Yılmaz Bey'i bulmuş olmalarına çok seviniyorum. Çünkü doktorumuz, bundan 14-15 yıl önce henüz 7-8 yaşındaki Tırtıl'ın ameliyatında olmazı olur yaparak bizim ebedi kahramanımız oldu!*
Onlar çıkıyorlar. Durduruyorum, gözleri yaşlı, cesaretinden dolayı kutluyorum, senin sayende korkumu yendim diyorum, biraz da tuttuğumuz takımların muhabbetini yapıyoruz, ağlama bitiyor ve annesi mutlu mutlu gülümsüyor. Baba eşyaları toparlıyor. .
Sonuç itibariyle bandajım yapılıyor. Bu hayatımda bir ilk. Bir fotoğrafım benim de olmalı! Sol bacakta da bir sorun yok, suçlu yine benim! Kemikler, bağlar bahçeler yerli yerinde. Doktorum Başöğretmen edasında. Bense dersini çalışmamış çocuk kıvırtmalarında anlatıyorum: "Çok da yürümüyorum, müzede kitap okuyor, eskiden sinemaya yürüyerek gittiğim halde bir duraklık mesafeyi bile trenle gidiyorum," diyorum. AVM'de yürüyen merdivenleri kullandığımı, üst geçide asansörle çıktığımı söylememe rağmen o sadece gülüyor. Sonuçta yine sıvı biriktirmişim ki M.R.'da gördüğüm şekliyle kendisi sevimli bir göl. Küçük bir kulübe yakışır. Minik bir iskele, bir de sandal. Hatta küçük bir balık üretme çiftliği haline getirebilirim. O reçeteyi yazarken ben hayallerime devam ediyorum. Bandajımı sevdim, şu an mesela gayet rahatım. Günde üç tane olmak üzere bir minik hap içiyorum, ödem için. Yataktan çalışmaya ve yeme içmeye devam ki Dünya Kupası maçlarını da laptop'dan izliyorum. Doktorum bir sınırlama yok dedi ama bir de gülümseme ekledi ki ona çok anlam veremedim. Kardeşim araba kullanmayı bırakmış olmama biraz kızdı ama, hayatımda sıkıntı istemiyorum, dedim. Maçları izlerken de ilk bandajlı bacak fotoğrafımı tarihime kayıt düşmek üzere çektim. Bir de güldüm tabii ki! Onca yıl atla, koş, zıpla, kora kor maçlar oyna bir şey olmasın ama yıllar sonra düz yolda arıza ışığın yansın.
*Tırtıl'ın hikâyesi ve doktorun muhteşem başarısı.
Son Okuduklarım 98
1 saat önce
Çok geçmiş olsun, dizlerinden çok çekmiş biri olarak sizi iyi anlıyorum. Tez zamanda zımba gibi olmanız dileğiyle...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sizin süreciniz başka bir direnç ve yürek istiyor ki sizi bu nedenle çok da takdir ediyorum. Bu yaşadıklarım aslında tanık olduklarımın yanında çer çöp ama bana artık haddini bil mesajı da oluyor ki bu bakımdan çok faydalı:)
SilAman o nedir öyle Sevgili Okul Arkadaşım? Bütün bacak mı bandaja girdi yoksa? Çok çok geçmiş olsun, tez zamanda sıvısız tarafından bir diz kapağı diliyorum. :((
YanıtlaSilBandajdan ben de ürkemedim değil Sevgili Okul Arkadaşım, ancak yapılınca gördüm ki kendisi pamuklara sarılmak gibi, tüyden hafif. Bir sıkıntı yaratmıyor. Kasıktan ayak bileğine kadar, sanırım sıcaklık yaratsın diye, çünkü bacak işlevleri noktasında bir kısıtlayıcılığı yok, diz bükülebiliyor.. Çok teşekkür ederim, ben de sıvı biriktirmeme konusunda daha dikkatli olacağım:))
SilHastalığı bile ne olumlu anlatıyorsun ama bir an önce iyileş Buraneros! Çok geçmiş olsun!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Ceren, iyilişme yolundaki gelişmeler kayda değer:)
SilAyy! Çok geçmiş olsun. Dikkat etmek zorundasın:) Biraz sabır.
YanıtlaSilBu gibi durumlarda "ben" diye atlamayı sevmem ama 25 yıl önce dizimde kıkırdak bozukluğu oldu. Saçma sapan bir hareket yüzünden. Bir süre benim de böyle sargılı, uzanarak geçti. Halâ iyileşmiş değil ama ilk kötülüğü yok. O bükememe hissini çok iyi biliyorum yani. Sinemada, tiyatroda arada muhakkak kalkmam gerekir mesela, aynı bükülü pozisyonda uzun süre oturamam. Asla bağdaş kuramıyorum. Bazen merdiven inip çıkarken dizim takılıyor, bazen acıyor, bazen ağrıyor vs. Yürümeyi, gezmeyi de sevdiğim için, bu beni daha ileriki yaşlar için endişelendiriyor ama yapacak bir şey yok. Nurşen Hocam'ın azmine bakıp teselli ediyorum kendimi:) Cidden idollerimden biridir kendisi. Kısacası, doktor ne diyorsa yap sevgili Buraneros:) Bir an önce ayağa kalk ve küçük ya da büyük, tüm o güzel gezi yazılarını yaz ki keyifle okuyalım.
Sevgiler...
Çok teşekkür ederim Öğretmenim, çok dikkatle okudum, hepsine harfiyen uyacağıma söz:) Sevgiler...
Silİlk kez gittiğimde ek bir ilaç vemişti doktorum bana kıkırdaklar için, daha doğrusu besin, hap şeklinde, muhtemeldir ki senin doktorun da önermiştir diye düşünmekle birlikte işi şansa bırakmıyorum: Glukozamin Kondroitin-Ultra. Kendisi kıkırdak onarıcısıymış, kullananlar memnun, hatta tanık olduğum bir konuşmada kullanıcı üç ay kullanıyor bir ay ara veriyorum demişti. Bana sürekli kullanmam konusunda bir önerisi olmamıştı, aklıma gelince sormuştum geçende de ne olduğunu öğrenmiştim. Benim kıkırdak durumum yaşıma göre normalmiş ama istersem kullanabilirimişim. Arada almayı düşünüyorum:)
Pek bir şey içmeden idare ettim bugüne kadar. Yaşla birlikte illâ daha fazla zorlayacaktır, o zaman bakarız dedim:) Bu nasıl bir bekleyiştir:)
SilTekrar geçmiş olsun.
Teşekkür ederim sana da geçmiş olsun, bence yazdığım "ilacı" doktoruna bir sor, istersen tanıdık bir eczaneye:)
SilÇok geçmiş olsun, umarım bir an önce iyileşirsiniz...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, sanırım bir kaç güne kadar iyileşeceğim:)
SilÇok çok geçmiş olsun. Son günlerde epey çektirmiş size belli ki ama bunları bile ne güzel anlatmışsınız, hayran kaldım. Bir an önce ayağa kalkmanız, sağlığınıza tamamen kavuşmanız dileğiyle...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Anlatım konusunda feyz aldığım gençlerin olduğu ve etkileri mutlak. Dileklerin için teşekkür ederim, gelişmeler olumlu.
Silyaaa, sevgili Buraneroscuğum, nazar mı değdi nedir...hay allah...dinlen bolca, doktorun dediklerine uy da bir an önce sağlığına kavuş dilerim. geçmişler olsun
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Uyuyorum ancak sahalara dönüşümde ıslah olmuş olur muyum ondan şüphelerim var sevgili Şule:) Şaka... şaka, daha dikkatli olacağım:)
SilÇok geçmiş olsun, umarım bir an önce iyileşirsiniz ve sağlığınıza kavuşursunuz:) Öyle pozitif ve güzel anlatmışsınız ki hayran olmamak elde değil:) İyi haberlerinizi bekliyoruz:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili kitapkeşfi, artık basıp ağrısız yürüyebilir durumdayım. Ama dikkatliyim bu kez, doktor kontrolüme kadar koruyucu tavrımı devam ettireceğim, sonrasında ne yaparım yaşayıp göreceğim:)
SilSevgili Buraneros çok geçmiş olsun. Diz deyince aklıma hep Leylakdalı'nın dizlerini anlattığı muhteşem yazıları geliyor istemsizce - ama asla saygısızlıktan değil - gülüyorum. Öyle tatlı anlatıyordu ki gülmeden okumak mümkün değil :) Bu hafta ben de dizim yüzünden sürekli aksayarak yürüdüm.
YanıtlaSilUzun zamandır spordan uzak kalmış, hamlamış vücudumu okul çıkışı yorgun argın hâlde 11 km dağ yürüyüşüne zorlayınca dizim isyan bayrağını çekti. Ama kulak verip durmadım, bir gün sonrasında bir de Batum gezisi yaptım ki dizim imkanı olsa beni terkesip giderdi ama eli kolu bağlı maalesef.
Kendim ettim, kendim bulduğum için gıkımı çıkarıp naz da yapmıyorum. Sağlık her şeyin başı, ihtiyacı olan herkese acil şifalar dileyeyim senin vesilen ile :)
Çok teşekkür ederim Sevgili KuyruksuzKedi, dizlerin kıymetini bilmek gerek yoksa yaş ilerledikçe hesap soruyorlar:) Allahtan benim zorlamam dışında gariplerin bir sorunu yok, suç bende :) Bundan sonra onlara daha hassas davranacağım:)
SilSen de bence elimde olmayan nedenlerle sizi yordum falan de gönüllerini al, ileride daha çok lazım olacaklar:)
çok geçmiş olsun, insan başına ne geleceğini bilemiyor..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:)
SilBir hayli büyük bir bandaj yapmışlar. Ağrıyı azaltmasına sevindim. Çok geçmiş olsun diliyorum.
YanıtlaSilDoktorun sınırlama koymasına hacet yokmuş bence diz zaten o sınırı koymuş doktordan önce. Doktor o yüzden gülmüştür :)
Bir de araba çok işe yarıyor. Oğlumu sık sık taşımam gerektiği için araba olmadan önce bel diz vs ağrıları çok çekerdim. Araba olduğundan beri tek bir şikayetim bile olmadı...
Çok teşekkür ederim:) Benim şansım diz aksamlarında sorun olmaması, ben zorlamasam onlar isyan etmeyecekler gibi gözüküyor. Doktora yürüme mesafesi ne kadar olmalı diye sormuştum daha önce, o da dizler söyler demişti. Onlar söylüyor aslında da ben duymazdan geliyorum:) Artık ne derlerse emir telakki edeceğim:)
Silayyyy çok geçmişler olsun sevgili Buraneros, neler oldu böyle...Şu an durum nasıl ? Bir iyileşme emaresi var mı? Sevgiler kocaman.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili küçük Joe:) İyiyim, üzerine basıp yürüyebiliyorum, ağrı sızı yok, son kararı hafta sonuna doğru doktorum verecek:) Benden de sevgiler... Kocaman:)
SilAyyy çok geçmişler olsun efenim. Umarım tez zamanda gölcükten kurtulur da ayaklanırsınız. Acil şifalar dilerim. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Ayaklanmış durumdayım ama yine de bir kaç gün yataktan pek uzaklaşmayı düşünmüyorum:)
Silçok çok geçmiş olsun! acil şifalar diliyorum! seninle gezmeye, yiyip içmeye, sinemaya gitmeye en kısa zamanda blog halkı olarak kavuşalım lütfen :))
YanıtlaSilÇok teşekkürler:) Az kaldı, muhtemelen bu haftaki kontrolde bandajlar alınacak, hafta sonu da ara verdiğim tüm eylemleri gerçekleştirip yazarım diye düşünüyorum:)
SilTam da güzel başlayan bir yazı okuyorken gelişme bölümünde yaşadıklarınızla karşılaştım. Çok geçmiş olsun, acil şifalar dilerim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.:)
YanıtlaSilHafta sonu topu topu 40 dakikalık bir yürüyüş yaptım bütün gece uyumadım ağrıdan yaşımız geçiyor artık dikkat edelim lütfen. Çok geçmiş olsun Allah şifalar versin. Hülya
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:) Cümlemize şifalar versin o halde:)
YanıtlaSilCanım Buraneros Hocam, çok geçmiş olsun; yokluğunuz ziyadesiyle belliydi, lütfen tez zamanda şifalanın ve bizi kendinizden, dolayısıyla da yazılarınızdan ayrı koymayın :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili Geçmiş Bahar Mimoza'sı:) Yazmama ve okuma engel bir durum yok, okuyorum yazıları, ne yazsam konusunda ise bazı seri yazılar var, bir de güncel durum; o noktada biraz teredütüm vardı, sanırım hallettim onu da, belki de yarın sabah yazmaya başlarım :)
SilOoo, bacak bir adet mumya olmuş adeta :)) Demek daha fazla "dur!" diyor beden uzuvları. Eh dinlemek lazım. O konuda artık daha tedbirli olacağına inancım sonsuz.. çünkü daha yürünecek çok yol var, ona göre haa :) Geçmiş olsun, çokça şifa dilerim.
YanıtlaSilEnteresan bir mumya bu, ben bandaj denince kıpırdanamaz sanmıştım, tülden ince tüyden hafif bir hissiyat verebileceğini düşünmemiştim:) Bugün vedalaşacağız kendisi ile, elbette mini bir törenle. Daha tedbirli olunacağı kesin:) Yarınsa, bakalım doktorumuz ne önerilerde bulunacak durumu:) Çok teşekkür ederim sevgili momentos:)
SilÇok geçmiş olsun, o kadar esprili, öykü tadında anlatıyorsunuz ki resmi görene kadar gerçek olduğuna emin olamadım:) Umarım kısa sürede şifa bulursunuz.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, en sevdiğim huyum bu, en sıkıntılı durumlarda anla dalga geçebilme becerim, belki de bir tür korku karşısında kendini rahatlatmadır kim bilir:) Dün akşam kontrolüm vardı, doktorumdan geçer notu aldım:)
SilUzun zamandır bu platformlara uğrayamıyorum. Sayfanda en son yazından geriye doğru yazılarını keyifle okurken şimdi sargılı ayağınızın fotoğrafını gördüm!. Çok geçmiş olsun değerli buraneros. Acil şifalar, bir an önce iyileşmeni diliyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili Esin, halloldu, geçti gitti doktor sözü dinleyince:)
YanıtlaSilDoktor sözü dinlemene ve iyileşmene çok sevindim. Kendine hep iyi bak. Sevgiler...
SilÇok teşekkür ederim, sevgiler...
Sil