21 Ağustos 2021 Cumartesi

Geçenlerde Bir Akşamüstü

Telefonum çalıyor.

Ekranda enn sevdiğim ad.

"Naber?" diyor.

O n'aberdeki müziğe hep bayılıyorum.

"Glutensiz biralarla geliyorum, bahçede otururuz," diyor.

Onu yormak istemiyor, "Ben gelim bir yerde oturalım," diyorum.

Çünkü, bir zamandır, O'nunla gün akşam üstüne varmak üzereyken, bira içmek istiyorum.

Ama O çok tatlı... ve ikna edici... ve ısrarcı ve bu ısrarcılık da bir o kadar tatlı. "Geliyorum," diyor. Kapatıyorum ekranı; işe erken veda... ve hatta son verileri almak bile umurumda değil. O'ysa yolda.

Üzerimi değiştiriyor, iniyorum bahçeye. Anne kedi ve bir avuca sığar ama ele avuca sığmaz yavrusu açlar, belli. Aranıyorlar. Fakat ufaklığı görmek lazım; çok ama çok tatlı bir afacan. Hooop zıpladı... ve enginar dalının tepesinde. Oyun parkında ipe tırmanan çocuk. İndi ve bana doğru yanaşıyor. Ortalıkta yemek kabı yok, belki arka bahçede diye düşünüp pek de ilgilenmiyorum.

Sandalyelerden birine oturuyorum. Görüş açım bahçe kapısı. Bir zaman sonra O, bahçe kapısına doğru yanaşıyor. Sırt çantası yerinde ve elinde bir poşet. Tam anlamıyla bir Fıstık. Gözlerimi ondan alamıyorum. İpeksi gerginlikte, rengine ölüp bitilesi bir ten, omuzda dalgalı saçlar, iyi ki bu kadınlayım diyen bir kot,  üst taraf ise tam anlamıyla yaz.  Hayranlıkla bakıyorum, biraz da kendimle kasılıyorum. Kapının sesiyle de dünyaya dönüyorum.

"N'aber?"

"İyi, senden n'aber."

"İyi."




Okuma noktama, yeşilliklerin ardına atıyorum üç sandalye ki biri masa niyetine.


Çilingire bağlıyoruz işi. Fıstıklar ki biri poşette diğeri karşımda. Elindeki torbada midye dolmaları. Tazecik.

Şişesini beğeniyorum Efes'in. Biraz bira üzerine konuşuyoruz. Kapaklar açılıyor. Seni seviyorum'lar eşliğinde tokuşurken şişeler, dilimin de bağı çözülüyor. Çoğu zaman gözlerim konuşuyor. Manzaram çokkk güzel.! 

"Hımmm...," diyorum, "güzel bira."  Kendi içimde fır dönüyorum. Ve her seferdeki bu tazeliğe ve heyecana bayılıyorum. Sanki dün! Karakılçık buğdayından bira, fıstıklar, midye dolmaları, kelimeler şırıl şırıl akıyor. Mey'in yeni -kraft-rakısından söz ediyor. "Esat Abi de tadıma çağrılmıştı," diyor. Mağazayı tadilata soktuğundan, tüm rafları değiştirdiğinden bahsediyor. O sıra ben kendimi bir başka, boğazı olan ve çok özlediğim ve ben için çok özel şehirin boğaz kıyısı lokantasında az önce O'nun sözünü ettiği kraft rakının olduğu masada görüyorum.

Konuşmama bir süre o ânın içinden devam ediyorum.

Ahhh şu haylaz gözlerim!

Fakat bira enfes, manzarama ise paha biçemem. Ahh  arada bir şey almak için çilingir sandalyeye eğilme anları yok mu?! Of anam offff! O hep konuşsa, konuşmaya kapılmışken ben hafif ama muzur bir gülümseme eşliğinde fırsatçı gözlerimle hep ona baksam. O esnalarda bazı kelimelerini kaçırsam, sonra sohbete dönsem ve eksik kelimeleri aralara yerleştirip edeple dinliyormuşum gibi çaktırmasam!

Çok başarılıyım, tebrik ederim kendimi.

Midye dolmalarıysa her an bitebilir.

Bir koşu gidiyorum. Midyecim iş başında. "20 TL'lik verir misin?" diyorum. Yollanınca müşteriler alt çekmece açılıyor. Normal tezgahtan farklı orası. Torba doluyor, indirim yapılıyor, komşu kıyağı olarak da meleklerin payı koyuluyor ve bu kıyağın ve komşuluk vurgusunun altı bilmem kaçıncı kere çiziliyor.

Zaman çok kıymetli, koşar adım dönüyorum. O gidecek ve bir ay bu şehir ıssızlaşacak. Her senenin aynı yerinde olduğu gibi çok sevdiği bir yere; denize, dağa, dereye, köye ve de... kitap ve müzik festivallerine.

Elbette imtiyazlı midye müşterisi havamı atıyorum. Yudumların ve midyelerin tadını kelimelerimiz çoğaltıyor...

Ne güzel gülüyor ve  ne güzel konuşuyoruz. Gözlerimde bir şenlik... Ama zaman da beklemez ki!



Şimdi elimde kocaman bir heyecan var. Ve de kocaman bir merak: O şehirde ve o lokantadaki o akşama dair.

Hayatın bilinmezlikler içeren şu döneminde şahane bir uğraş ben için!

Aktarma aralıkları daha uygun uçuşlar bulmam gerek!

32 yorum:

  1. Ahiyyyy aşk sen ne şahane bi’şeysin :) <3
    Ne diyeyim vallahi, ne güzel!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana katılıyorum, aşk şahane ve çok kıymetli ancak muhtemelen daha önce de yazmış olduğum gibi yaşanan -sadece- bu üç harfli tanımın içine sığmaz diye düşünüyorum. Bir gün becerebilirsem ne olduğunu anlatmaya çalışacağım.:)

      Sil
  2. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle okudum. Çok şahane olmuş bu yazı :) aşk ne müthiş ne benzersiz bir duygu. Ay dur bir daha okuyayım :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Sevgili Şule. Şu üç harfli tanım o kadar anlamından uzaklaştı ki yıllar içinde, sağolsun medyamız ve piyasada bir anda türüyen sayısız aşk doktorları sayesinde... piyasaya düşen her şey gibi ucuzladı, kastını ve anlamını ve tadını yitirdi sanki. Elbette yorumdaki türün kastını anlıyorum, sonuçta söz manasını dinleyenden alıyor lâkin ben de bir şeye tutkuyu anlatırken kullanıyorum, ama gerçek değerinden uzaklaştırılmış olmasından da üzüntü duyuyorum, o nedenle kendi kıymetlerimi o sözcüğe tutsak etmek istemiyorum:)

      Sil
  3. Nasıl keyifli, nasıl içten bir yazı:) İnsanda ister istemez bir tebessüm oluşturup, alıp başka diyarlara götürüyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, başka diyarlara götürebildiysem ne mutlu bana:) Yolculuklar nereye olursa olsun her zaman güzeldir, katar insana.:)

      Sil
  4. Yüzüme gülümseme yayıldı okurken... Bir de keşkeler gelip geçti içimden kendime dair...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzninle sen diye hitap edeceğim; sonuçta aynı denize bakıyoruz ve aynı denize ayak sokuyoruz Sevgili Kuyruksuz Kedi:) Yorumları yanıtlarken seni sona bıraktım, çünkü uzun zamandır okuyorum seni, ortak okuduklarımızda yorumlarınla karşılaşıyorum. Tarzını seviyorum, içtenliğini ve samimiyetini de... ve bir cin halin de var ki kıpır kıpır. Ben de küçük oyunlar seven biriyim; yaşımda olması gereken olgunluktan da öte, bir cin çocuk var hep içimde:) Özellikle izleyicin olmadım, blogrolluma eklemedim ama hep okudum. Çünkü bakalım ilk yorumu kim yazacak, dedim:) Gördüğümde çok sevindim, o nedenle en son seni yanıtlamayı seçtim; yine ben kazandım diyeceğim elbette ama çocukça kurduğum bir oyunu değil bu, yazdıklarından çok keyif aldığım, içtenliğini ve hayata gülüşünü, bir anne, bir eş ve genç bir insan coşkunu sevdiğim için:) Tanıştığımıza memnun oldum da demeyeceğim çünkü yazılarından tanıyorum, ama çok sevindiğimin altını bir kez daha çizeceğim:)

      Sil
    2. Ben de epeydir tanıyorum seni, yazılarından tabi ki :)

      İçimizdeki o cin çocuk olmasa hayat çok başka olur sanırım. Bazen iyi ki böyleyiz diyorum bazen de keşke...

      Madem tanışıyoruz artık, yine karşılaşırız böyle keyifli yazılarda :)

      Sil
    3. Hiç şüphen olmasın:)

      Sil
  5. :)) Efesten emekli biri olarak birayı beğenmene sevindim, ben çalışırken favorim Miller dı. Bunun da reklamını görüyorum, ama içmediğim için yorum yapamıyorum. Aşka da saygımız sonsuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence denemelisin, fikrini de merak ederim. Benim de ilk tercih biralarım var ama bu yeni bira da sıralamayı zorlar sanki:) Kesinlikle saygımız sonsuz:)

      Sil
  6. ama olmaz ki böyle de yazılmaz ki :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vallahi benim suçum değil Sevgili Küçük Joe. Suç klavyenin, içimden akanı yazmak zorunda değil sonuçta:)

      Sil
  7. Açık havada romantik bir film izlemek gibiydi. Detaylar öyle hoş, öyle içten, hiç bitmesin istenen türden. "Enn" hanım çok şanslı. Siz de öyle:) Hasretlik daha oradayken başladı. Peşi sıra en az bir ziyaret de sizden ona garanti;) Gökten üç elma düştü, İkisi sizin biri okurların başına. Masalınız daim olsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Sevgili Zeugma. Ülke şartları neyi gösterecek bilmiyorum, bize kalsa o masada kesin oturulacak, çalışmalarıma devam ediyorum ki daha yakın saatli bir uçuş buldum, şimdilik:)

      Hepimizin masalları da:)

      Sil
  8. Ehh, ben gelip yazana dek arkadaşlar pek latif ve zarif şekilde duygu ve düşüncelerini yazmışlar bile. Bu güzelliği izlerken selam durmak bile insanı gülümsetiyor.
    Sevgiler size. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Sevgili Okul Arkadaşım, ne kadar mutlu oldum sizi gülümsettiğim için, çok teşekkürler bizden de size:)

      Sil
  9. Buraneros ne hoş anlatmışsın. :))
    Her bir kelimesi şahaneydi!
    Sevgili Zeugma ne güzel demiş. :)
    Masalınız daim olsun. 🙏🏻🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Pek Değerli Yazarımız,

      Sen kadar olmasa da biz de yazıyoruz işte.:) Belki de senden feyz alıyoruzdur kimbilir:)

      Hepimizin masalları olsun ve onların her biri de biricik olsun, dilerim ben de:)

      Sil
  10. Kışkırtıcı bir yazı :) her anlamda üstelik.. yaşamın kaçırılmaz an'larına, aşk'a, görselliğe, lezzete, düşünmeye ve en önemlisi hayal etmeye davet eden bir yazı :) Pazar mayhoşluğu ile okuduğum yazıda glütensiz bira tadını merak ettim. Glüten kullanmayan biri olarak sanırım acilen denemeliyim :)
    Teşekkürler, günüme heves kattınız..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakkındaki yorumlara baktım, gluten kullanmayanlar çok memnunlardı. Glutenli glutensiz farkını yorumları okuyana kadar bilmeyen biri olarak ben sevdim, hatta dün akşam tekrar aldım. Fakat hâlâ favorim malt biralar:) Ben de teşekkür ederim, yorumları okuyup kasıldıkça, dönüp ne yazdım ki ben diye tekrar tekrar okuyorum... sonra şımarıyorum:))

      Sil
    2. Bence siz şımarın.. sonra oturun yazın ve tekrar şımarın.. memnunuz bu döngüden :)

      Sil
  11. Ne güzel, ne güzel! Muhabbetiniz daim olsun efendim:)

    YanıtlaSil
  12. "O" kim acaba :)))
    Ne hoş bir yazı

    Blog'umda önerdiğim diziye bir bakın derim :))

    Bu arada benim kitabımı okursanız yorumlarınızı merakla beklerim! :))

    YanıtlaSil
  13. Bir daha geldim, bir daha okudum. Bu kez "Keşke"ler geçmedi içimden. Daha çok gülümsedim tüm kalbimle :) Demek ki "Ben gerçekten iyiyim artık" dedim bir kez daha kendime :) Okurken zihnimde senin sandalyede Evrim, karşıdaki sandalyede ben vardım :) Ufaktan çaldım sizin sahneyi :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sence buna ne kadar sevinmiş olabilirim:) Süpersin, Beyimiz kıymetini biliyor biliyorum, ama ben yine de kulağına üflemiş olayım:)

      Sil
    2. "Yiğidi öldür, hakkını yeme" demiş atalarımız, beyimiz bilir kıymeti :D Kıymet bilemeyen benim zaman zaman ama bu konuda kendimi geliştiriyorum :))

      Sil
    3. Aslında farkında olursan ki farkındasın keyifli bir durumdur da bu:) Farkındayım:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP