21 Ağustos 2020 Cuma

Pusula Şahane Bir Romandır... Ama!

Çocuk yazlarımda  Şark'ın Pertek ilçesinde olur, dedemin evinin önünden geçip uzaklara, sınırın öte yanlarına giden çoğunlukla yabancı plakalı arabaların ardından bakar, hangi coğrafyalardaki hangi ülkelere gittiğini bilir, okuduğum hikâyeler, gazete yazıları, müziğe yansımış oryantalist izler, duman ve uyuşturucu haberleri, daha çok da afyon aklıma gidilen noktalarla ilgili görseller çizerdi. Ve elbette Çiçek Çocukları, namı-ı diğer Hippiler ve bu kültür ya da akım, yaşadığımız hayatın hayal dünyasındaki figürleriydi. Bu okumayı çok keyifli kılan belki de bu çocuk alt yapıdır, bilmiyorum. Ama son sayfayı kapattığımda emin olduğumsa ilk kez okuduğum, gerçekte bir akademisyen olan yazar Mathias Énard'ın beni çok şahane bir yolculuğa çıkardığı... Üstelik ilk başladığımda ve bir çırpıda 114.sayfasına geldiğim anda yarattığı coşku ile kendimi frenleyemeyip yazdığım şu yazıdaki hissi bir gram eksiltmeden aksine merak ettirip çoğaltarak süren uzun ve keyifli bir süreçti bu.

465 sayfalık bir romandı okuduğum ama Binbir Gece Masalları'nın tüm ciltlerini sanki okumuşum gibi bir hazdı aldığım. Pek çok eski, bildik ünlü yazar, pek çok klasik müzik bestecisi, pek çok eser, ünlü ve eski bir şiirin bir cümlesinden etkilenilerek yazılmış klasik müzik eserleri bilgisi, dolayısı ile müzik edebiyat ilişkisi, aşk, cinsellik, çokça bize ve tarihimize dair unsur, karakter, Ortadoğu'nun yine bildiğimiz, gazete sütunlarında okuduğumuz yakın tarihi, etkileyici çöl akşamları, yıldızlı göğün altındaki çadırlarda soğuk yaz geceleri,  İran'ın, Suriye'nin, daha doğrusu Şark'ın  geçmişi, Batı kültürüne etkisi, yakın tarihte yaşadıkları siyasal hareketler ve savaşlar tüm unsurları ile bir fon olarak ama etkin bir şekilde vardı romanda.


Şahsım adına altını çizmeliyim ki özellikle şu kapanılmış günlerin varlığını yok eden, yolculuğa çıkarıp başka başka hâllere ve mekânlara oturtup, üstelik okurluktan çıkarıp beni olayların içinde görünmez, dolayısı ile tehditlerden uzak bir tanık haline getiren çok keyifli bir okuma süreciydi Pusula. Enn kitaplarım listesinde ilk andan itibaren müstesna bir yer edinmeyi başarmanın yanı sıra, bir eğitim de verdi!

Fakat tüm bu beğenilerime, enn kitaplarımdan biri olmayı başarmasına rağmen tereddütüm ve kanaatim odur ki bir alt yapı ihtiyacı da istiyor bu kitap: Klasik Müzik uzaksa, kitapta adı geçen ama aslında okuyan herkesin hatırlayabileceği yazarlar ve kitaplarıyla ilgili en azından dağarcıkta bir bilgi ya da bilinmeyene bir merak yoksa; her ne kadar üzerinde temellendiği ana hikâye ilgi çekici olsa da zevk alınacak bir okuma olmayacağını, o bölümlerin yorup sıkacağını, atlama hissi yaratacağını da düşünüyorum. Ama tüm bu "olumsuz" nüanslara bilgi ve ilgi olmasa bile öğrenme merakı varsa karakterde, yeni yeni kapılar açacağı kesin olan bu kitap: okunmalı, diye de düşünüyorum.

Ve ayrıca bu yazıdan yola çıkılarak -bir heves- alındığında; hep yanımda taşıdığım, pek çok değişik mekân ve anda açıp okuduğum, günlük hayattan çıkıp içinde kaybolduğum, bana yeni merakların ve kitapların kapısını aralayan, temelde iki ama çok karakterli Pusula nedeniyle inşallah pusulalar şaşmaz ve de bana sayılmaz, diye de ummak istiyorum...


Ama Pusula Şahane Bir Romandır için buradan lütfen!


4 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Benim için öyleydi ama herkes için öyle olur mu kısmından emin değilim:)

      Sil
  2. Sevgili Okul Arkadaşım,

    Mathias Énard'ı ve kitaplarını daha önce duymamıştım.
    Okuduğunuz roman Pusula'dan etkilenmiş ve fakat onunla ilgili harc-ı alem bir tavsiye vermekten kaçınan yazınızı okuyunca, merak duygusunun itmesiyle olsa gerek, biraz araştırdım.
    Meğer yazarımız ödüllü bir Doğu Dilleri Bilimcisi imiş. Daha önceden üç kitabı varmış ve tümü Türkçe'de yayınlanmış. Yayınevinin sayfasındakinden başka ne var derken, Nilüfer Kuyaş'ın Kasım 2018'de yazdığı çok kapsamlı ve ayrıntılı bir yazıya denk geldim. Böylece yazınızdaki bir çeşit gizemli duruşu anlamış oldum.
    Yazıyı okumuş olabilirsiniz, yine de linki bırakayım:
    https://t24.com.tr/k24/yazi/mathias-enard,2045

    Şimdi aklımın bir kenarına, cesaret gelince okunacaklar listesine yazdım Mathias Énard'ı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Okul Arkadaşım,

      İlk duygularım ve heyecanımla yazdığım yazıdan sonra merak etmiştim üzerine bir yazı var mı diye, o zaman bu yazı ile karşılaşmış, şöyle bir göz atmıştım, şimdi iyice okudum. Kitap seçerken -özellikle tanımadığım yazarlar söz konusu olduğunda- tümüyle hislerimle hareket ederim, üzerine -teknik-bir yazı okuyup etkilenmek istemem. Bu yazıyı kitapla gönül sıcaklığı oluşturduğumda okusaydım veya kitapla gönül bağı kurmadan okusaydım hiç ilgilenmezdim, almazdım; çünkü ben bir roman okumak niyetindeydim, kitap bana bir hikaye anlatacaktı ve önemli olan benim onun nerelerini nasıl gördüğüm, nasıl bir tat aldığım olacaktı. Onu inceleyen ve bu anlamda sorgulayan bir eleştirmen gibi asla bakamam, ben bir okurum.

      Sizi Nilüfer Kuyaş ürkütmüş anladığım, dediğim gibi ben de almadan bu yazıyı okusaydım yanından bile geçmezdim:) Kapağı ve yayınevinin kısa bilgisi bir hayal oluşturdu bende ve bu his de almama yol açtı:)

      Ve mutlu son:)

      Sil

İLETİŞİM İÇİN

laparagas@gmail.com

KATKIDA BULUNANLAR

Blogdaki yazıların tüm hakları La Paragas yazarlarına aittir.
Yazıların izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP