Bazı kitaplar zordur. Yarı Gölge benim için bu tür kitaplardan biri oldu. Bu zorluk okunmasıyla değil, insanlara tavsiye
konusunda yarattığı tereddütle ilgiliydi.
Kitabı kuzeyli, kuzeyin de İsveç'inden bir yazarın sanarak almıştım. Altını hep çizdiğim üzere çok güvendiğim birinden tavsiye
gelmediği sürece tanımadığım yazarların kitaplarını sadece kapaklarına bakarak alırım, dolayısıyla içeriklerinin ne olduğunu pek
bilmem.
Kitabı kolisinden çıkarıp da dokunmaya başladığım ilk anda tahminimle ilgili yanılmış olduğumu fark etmiş, ancak yazar
Uwe Timm'in Almanya'nın kuzeyinden olması nedeniyle de bir teselli yaratmıştım.
2009 Heinrich Böll Ödülü, kimi okur için kitabı satın almak adına bir referans olabilir. Ben ise kendi ödülünü vermeyi kitapların
aldığı tüm ödüllere yeğ tutan bir okurum.
Almanların, anlamsız hayaller sonucu savaşa sürüklenmiş, görev ve ülke aşkının ötesinde idealleri olmayan ''insanları'' fazlasıyla
ilgimi çeker. Dolayısıyla Yarı Gölge ödülünden bağımsız olarak ilgime yeni katkılar yapması açısından okuması keyifli ve güzel
bir kitap oldu.
Yazar Uwe Timm farklı bir kurguyla alttaki insanların dilinden bir bakış atıyor savaş yıllarına... Başlangıçta yazı diline, kurulan
kısa cümlelerle yapılan tasvirlere alışmakta zorluk çeksem de özellikle Etzdorf'un günlüğünden ve onun dilinden anlatımlar, uçuş
esnasındaki duyguları ve tasvirleri beni fazlasıyla hikayenin içine çekti.
Kitabı ilginç kılan diğer bir nokta ise mezarlığın
sessizliğinde, farklı ve ilginç özellikleri olan ölülerin dile gelmesiyle hikayenin içinde ilerliyor olmamızdı.
Ana teması kadın pilot Marga von Etzdorf'un dramatik sonundaki gerçeğin ne olduğunu aramak olan Yarı Gölge'de, Gaziler
Mezarlığına giden anlatıcı orada karşılaştığı Gri'nin rehberliğinde, mezarlardan çıkan sesler ve seslerin sahiplerinin
anlatımlarıyla kadın pilotun izini sürüyor.
Onun izini; onun ilgi duyduğu, ona ilgi duyan iki erkek üzerinden sürerken olaya müdahil olan farklı insanların
anlatımlarıyla hem olay hem de kadın pilotun duygusal dünyası üzerine kanaatler oluşturmamızı sağlıyor. Yoğun bir siyasal dönemin perde arkasını "küçük insanların küçük hikayeleri" sayesinde daha iyi anlamamıza katkı yapıyor.
Konuya olan özel ilgimin dışında yer yer bu ödülü nasıl almış bu kitap duygusuyla okusam da, üzerine pek parlak laflar
edemediğim gibi coşkulu bir yazı da çıkaramadığım Yarı Gölge'yi; farklı anlatım biçimi, toplamı 226 sayfa olan bir kitapta bir ana karakter üzerinden yer verdiği
olayların çeşitliliği, ilişkileri, atmosferleri ve merak ettiren akışı açısından tavsiye edebilirim.
Şiddetle değil ama!
İZLEDİKLERİM 2024/17
2 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder